İyi bir teklife benim jcm2000 tsl 100 ü satabilirim istersen 🙂
Kafa diye tutturma sana tsl122 buldum 900 dolara daha ne istiyosun, çok istersen onun altına bitane 4x12 kabin çakarsın. TSL 100 den eksiği yok fazlası var.
Hem inan bana kafa kabin kadar taşınması zor bir kombinasyon yok. İşim olduğu zaman 4x12 kabini nasıl taşıyorum bi ben bi allah bilir. Wagon arabanın arkasına tek bir açı ile girip yatarak sokabiliyosun kabini.
AVT serisinin eksiği : Sadece preamp section u lambalı valvestateler gibi.Power sectionunda lamba yok. Kısaca tam lambalı bir ampli değil, hybrid bir ampli. 2. eskiği üstünde dijital fxlerinin olması. Fxler kaliteli bile olsa ki değil; teknolojinin böyle koştuğu, DSP teknolojisinin bu kadar ilerlerdiği bir zamanda kim amplisine çakılı ve değiştiremeyeceği bir fx processor ister!?! Atsan atılmaz, satsan satılmaz, zayıf kullanılmaz, ve senden parasını alıyorlar.
Kabin yapmak almaktan daha ucuza mal olur o kesin, ama sağlıklı olmayacağıda kesin. Düşün fender prosonic in kabini neden ünlüdür? MDF den değilde çam dan olduğu içindir ( Kulaktan dolma bilgi, yanılıyo olabilirim çam konusunda 🙂 )
Verdiğim linkteki TSL yi alırsan hem kabin masrafından kurtuluyosun, hemde gerçekten lambalı bir amplin oluyo.
Marshall amplilerin dünya üzerinde en ucuza alındığı ülkelerden biri türkiyedir. Amerika fiyatından daha ucuzdur türkiyede. AMa her istediğini istediğin an bulamıyorsun.
Lambalı bir ampli almadan önce şunuda düşün. Lambalı ampli başlı başına bir derttir.
1. Pahalıdır
2. Ağırdır, taşıması zordur, çok dikkat gerektirir. Taşırken belirli kuralları vardır. ( Okul konseri gibi bir ortamda yarım saat çaldıktan sonra koltuğunun altına koyup gidemezsin, taşımadan önce soğumasını beklersin )
3. Periyodik masrafları vardır ve bunlar pahalıdır. Ortalama 2-3 yılda çıkış lambalarını değiştirirsin ( Ortalama 100 dolar 4 tanesi ) 4-5 yıldada preampli lambalarını değiştirirsin ampli evden fazla çıkmıyorsa
4. Bu lamba dediğimiz parçalardan ( el34 ler) den şu anda türkiyede bulamazsın. Netten getirmeyede korkarsın çünkü hassas aletlerdir kargoda sallantıdan ömürlerinin yarısı gidebilir.
5. En önemli husus sound dur. Benim evimde komşularımı küfürle kavgayla eğitip koyun yapmış olmama rağmen, 100 wattlık lambalı amplimden doğru düzgün bir sound alacağım ses yüksekliğine ulaşamadım. Sebebi benim ampli ile aynı odayı paylaştığım sürece sese dayanamamam. Bir lambalı amplinin düzgün sounduna ( özellikle lead tonlarda ) kavuşması için çıkış katındaki lambalarında zorlanıp drive a girmesi gerekiyor, bunun içinde çok yüksek ses gerekiyor ( Bakınız, Danger Danger - Screw it albümü, track ? : Hey Andy, Crank It Up )
Hatta bunu düşük seslerde elde etmek için marshall power brake adında bir cihaz piyasaya sürmüştür. Amplinin speaker a gönderdiği gücün bir kısmını ısıya çevirerek power daki lambaların zorlanmasını sağlar bu alet ama onunda dez avantajları vardır. 1. 300 küsür dolardı bu alet. 2. Lamba ömrünü kısaltır. 3. Speaker cone distortionunda sound da etkisi olduğundan yine tam doğru şeyi elde edemezsin
6. Tamirinde başvurabileceğin adam azdır türkiyede. Ben bi ara çok sıkıntı çekmiştim ufacık bir sorun yüzünden 3-4 kullanamadım amplimi, 30 kiloya yakın kafa ile istanbulu turaladım defalarca ( Marşal kafa ile lahmacuncuda çekilmiş fotolarımız vardı 🙂 )
Bunlar doğrultusunda kafa kabindi yüksek wattajdı yerine sana günümüzde ciddi şekilde ilerliyen modelleme teknolojisine biraz kafa yormanı öneriyorum . POD XT, sansamp serisi fln bir alet + naturel ses veren şişmeyen bir ampliyife sistemi ( Tech21 power engine 60 fln gibi mesela !?; yada direk bir PA ) Hem kayıt yaparken başın ağrımaz hemde canlı işin olursa koyarsın gitar kılıfının ön gözüne taşırsın aleti canavar gibide soundun olur barda konserde fln. ( okadar uğraşıyorum kayıt işleriyle, hayatımda 1 kere kullandım amplimi kayıtta, ondada elektro-bağlama kaydediyoduk 🙂
Biraz kafan karıştırdım tahminen, kolay gelsin sana 🙂