Rock Tarihimizle Yüzleşmeli Miyiz?

Selamlar,

Bir süredir aklımda olan ama pek de gündeme getirmek istemediğim bir konuyu tartışmaya açmak istiyorum. Amacım abuk polemikler değil gerçek anlamda tartışmaktır.

Konu uzun ama kısa bir fitil vereyim oradan devam edelim; Barış Manço, Cem Karaca falan gibi abiler ülkemizde rock müziğin öncüleri sayılır ... kendileri ile ilgili en küçük eleştiri afaroz sebebidir.

Peki bu abiler bize gerçekte ne bıraktı? "Manço Sound" veya Cem Karaca stili rock var mı?

Önemli hatırlatma: Manço, Ersen, Karaca, belli bir kesitiyle MFÖ, felan gibi değerlerimizle aynı tarih kesitine düşen Floyd, Tull, Stones, Leppard, Purple ... falanlar vardı.

Tekrar söylüyorum, niyetim kimseyi kırmak gücendirmek değil, sizce de biz geri mi kaldık? Yoksa ben mi saçmalıyorum; ki muhtemel öyledir ... ne biliyim ...

Niye "Barış Manço Kültür Merkezi" diye biyer var da "Cem Karaca Rock Enstitüsü" yok? Mesela ...
 
Böyle şeylere sahip olmak belli bir refah ve eğitim düzeyi gerektirir diye düşünüyorum.Ha,olanlara ne kadar sahip çıkıyoruz? O da ayrı tartışmanın konusu.
 
Refah deyince ...

Kısa bir hikaye ... bilenler vardır; Eric Clapton "Ben artık müzikten para kazanacağım" dediğinde bildiği 5 tane parça var (ikisi Robert Johnson). E ... bi klüpte çalsa yetmiyor ... çözümü bulmuş; madem bi klüpte 2 saatlik program yapamayacağım 5 klüpte 20 dakkalık programlar yaparım diyor.

Geçtik; "olanlara ne kadar sahip çıkıyoruz" derken ... hepsi gitti ... kaldık biz bize. Size bırakabildiklerimizden gerçek anlamda hicap duyuyorum, zaten tartışma bu konuda ... ne aldınız abi bizden?

Bu arada helal olsun size ki hala rock var memlekette.
 
Moğollar ı , Traffic etkileşimli soundu, Dağ ve Çocuk albimündeki vokalistleri olan Aziz Azmet i atlamamak lazım, erken dönem müziği bırakmasaydı ismini çok kişi biliyor olacaktı. Düm-tek albümü, hem jazz hem etnik öğeler barındıran çok çok sağlam bir albümdü. Sonra Hardal var, 3Hürel var.. Cem karaca nın Safinaz albümü var ki, Türk rock tarihindeki ilk rock opera dır.


 
Son düzenleme:
Aslında 70 ler ve 80 lerin ilk yarısına kadar çok ciddi pop ve rock altyapılarımız var. Misal kimi Ajda Pekkan şarkılarındaki aranjelere bakıyorsun muazzam itinalı işler var. Ama sorun bence varoş ve arabesk le piyasanın yozlaşması, sonrasında yamaha DX7 ve programlanabilir synth icadı ile midi altyapılar.... Kompozitörlerle Ergüder Yoldaş, Onno tunç, Turhan Yükseler gibi zamanında yapılan yapılan müziklerin yerini 5. sınıf aranjörlere bırakması.....
 
Son düzenleme:
DX7 diyorsun ... evet ... ama ajda bize pek bişey yazmazdı, spa'ya gidip derslerine devam ederdi. Ama dediğim gibi "Ajda sound" diye bişey çıkmadı.

Şimdi girdin işte zurnanın zırt dediği yere ...

Aranjör falan dediğin piyasanın onayını almadan bi kuruş kazanamazdı.

Gel gör ki AC/DC ilk iki albümünü en s...ktirik stüdyoda iki saatte kaydetti ve Ertegün/Mardin uyanıklarına (Atlantic Records) sattı. Aranjör farkı mı? Sanmam. Ruh?

Biliyor musun ABBA yıllarca İsveç'in ikinci en büyük ihraç kalemi idi ki hala sıralamadadır, ki s...kim, rock bile değil dandik diskodur.

Biz lanetli miyiz? Niye bizde rock yok? Rock FM kapandı diye duydum ...
 
bu ülkede malkoçoğlu, karamurat saçmalıkları çekilirken amerika'da star Wars çekiliyordu. ben bunu müzikle de bağdaştırıyorum. cidden çok kaliteli iş yapanlar da vardı ama elektro gitar şeytan işi gibi söylemler veya pavyon kültürü yüzünden dağılan, duraksayan gruplar da var (3 hürel gibi)
 
Aslında 70 ler ve 80 lerin ilk yarısına kadar çok ciddi pop ve rock altyapılarımız var. Misal kimi Ajda Pekkan şarkılarındaki aranjelere bakıyorsun muazzam itinalı işler var. Ama sorun bence varoş ve arabesk le piyasanın yozlaşması, sonrasında yamaha DX7 ve programlanabilir synth icadı ile midi altyapılar.... Kompozitörlerle Ergüder Yoldaş, Onno tunç, Turhan Yükseler gibi zamanında yapılan yapılan müziklerin yerini 5. sınıf aranjörlere bırakması.....
Güzel yorum aynen katılıyorum özellikle Ajda Pekkan düzenlemeleri gerçekten ders gibi.
 
Şimdilerde duman siti var ama

İşte bu ... bayılıyorum duman'a ...

Başka o tür var mı?

Bir de, burada parça yayınlayan arkadaşlar var, güzel çalışmalar ama ortalıkta isimleri yok, hani Shaft'ta poster yok falan ...

Konuya dönelim ... kulaklarım beni yanıltmıyorsa günümüzün türk rock'çuları ile 70'lerin rockçularımız arasında dağlar var. Bugünlerde bize özgü bir stil ortaya çıktığını bile söyleyebilirim ama bunların rock tarihimizle/köklerimizle en azından sound olarak bir benzerliği yok benim duyduğum. İlinti bulan var mı ... hani "bak şunun soundu buna benziyo" diyen?
 
Konuyu görünce aklıma bu kanal geldi direk;
Türkiye Rock Tarihi
Rock kültürünün tam oturamamış olması tamamen çoğrafik bir olay bence 🙂

Asım abiyi de anmış olalım başlığı takip edenler şöyle güzel iki parçayla güne başlayın 🙂

 
Son düzenleme:
bu ülkede malkoçoğlu, karamurat saçmalıkları çekilirken amerika'da star Wars çekiliyordu. ben bunu müzikle de bağdaştırıyorum. cidden çok kaliteli iş yapanlar da vardı ama elektro gitar şeytan işi gibi söylemler veya pavyon kültürü yüzünden dağılan, duraksayan gruplar da var (3 hürel gibi)

Türk sinemasındaki aynı dönem veya sonraki dönemlerindeki sci-fi,fantastik ve b-movie filmlerden çok güzel rock müzik malzemesi çıkar kullanmasını bilmiyoruz ama aylin aslım gulyabani'yi çok güzel kullandı bence. Elektro gitarı bir yana dursun anadolu'da bağlamanın ötesine geçmeyen,klasik gitar'ı bile beğenmeyen, söz olarak arabesk/fantezi artık nasıl tanımlarsanız korkunç işler var. İstanbuldaki arkadaşlar bu trendlerden habersiz (ben de), ve biz yine büyükşehirlerde rock adına birşeyler yapmaya çalışıyoruz çok şükür.

Ayrıca şöyle bir eski Çin kaynaklı söyleme dikkatinizi çekmek istiyorum

"Therefore the music of a well-ordered age is calm and cheerful, and so is its government. The music of a restive age is excited and fierce, and its government is perverted. The music of a decaying state is sentimental and sad, and its government is imperilled."

Bizim son yıllardaki halimize son iki cümle uyuyor. Sapkın bir yönetim, huzursuz bir devletin heycanlı ve sert müzik. Ben bunu günümüzdeki popüler müzik olarak yorumladım. İkinci cümle ise, tehlike altında bir yönetim, bozulan bir devletin duygusal ve hüzünlü müziği. Burda hem popüler müzikte işlenen konular hem arabesk. Her iki cümleden üstüne düşen görevi yerine getiren rock müzik ise ciddi anlamda azınlıkta.

Önereceğim bir kaç kitap var, okuyanlar olmuştur aramızda.
Türkiye'de Grup Müziği: 1980'ler - Münir Tireli | Kitapyurdu Yayıncılık ve İletişim A.Ş.
Hulusi Tunca ile Seksenler - Hulusi Tunca | Kitapyurdu Yayıncılık ve İletişim A.Ş.
Yetmişler - Hulusi Tunca | Kitapyurdu Yayıncılık ve İletişim A.Ş.
Türkiye Rock Tarihi 1 / Saykodelik Yıllar - Güven Erkin Erkal | Kitapyurdu Yayıncılık ve İletişim A.Ş.
 
Aslında Cem Karaca, Ersen ve Dadaşlar, Moğollar, Erkin koray, 3 Hürel, Barış Manço, bazı bazı Hardal, Selda Bağcan vs. 60-70'lerde dünya çapında popüler olan psychedelic rock soundunda kaliteli işlere imza atmışlardır. Nitekim sonuç itibariyle belki "Erkin Koray soundu" gibi bir şey bırakmamışlar dünya müzik litaratüre ancak mevcut bir türde önemli sayılabilecek işlere imza atmışlardır. Türkiye ölçekli düşündüğümüzde ise sonuçta anadolu rock denilen bir stili miras bırakmış, benimsetmişlerdir. Şu anda yapılan çokça türkünün alt yapılarını dinlediğinizde ciddi rock altyapısı ve enstrüman işçiliği duyabilirsiniz.

Bu durum bence Cem Karacalardan Barış Mançolardan mirastır, ancak takipçisi olmayınca türkü bu diyip burun kıvrıldığı için arada kaynayıp gitmiştir.

Oysa biliyorsunuz o dönemin müziklerine hasta bir kitle var dünya çapında, Erkin Koray kayıtları bulabilmek için buralara kadar geliyorlar, talep yüzünden pek çok plağın yurtdışındaki plak şirketleri tarafından yeniden basılması gibi durumlar da söz konusu oldu. (Buraya Selda Bağcan'a plak imzalatırken tavşan gibi gülümseyen Elijah Wood fotosu gelecek ki kendisi Ajda Pekkan'ın, Barış Manço'nun falan da hastası.)

Nitekim "Duman sound" dediğimiz şeyde de bildiğiniz gibi değişik bir öge falan yok, dümdüz grunge-alternatif rock soundu (bir de buna eklenmiş nevi şahsına münhasır vokaller, Kaan Tangöze olmasaydı başka bir gruptan farkı kalır mıydı? Bilemiyorum altan...). Ancak aklımıza hemencecik geliyor, kendini belli etmiş mevcut bir soundda kendini hatırlatır olmuş. Mesela AC/DC' de yeni bir şey yapmamıştır ama babalar gibi dinletmiştir, popülerlik nedeniyle de "how to sound like AC/DC" tarzı tatlışlıklara konu olmuş.

Kısaca bunun çoğunlukla popülerlikle alakalı olduğuna inanıyorum; özgünlükle vesaireyle değil. Tabi ki her şeyin başı kendi değerlerimizi benimseyip özümsememizdi, olmadı. Yoksa bir Cem Karaca Rock Enstitüsü, Erkin Koray Müzik Atölyesi vb. şeyler olsa ne iyidi.
 
Elimizdekinin değerini çoğu zaman bilmiyoruz gibi geliyor bana. Hem müzik hemde sinemada. Evet o dönemlerde dünyada star wars çılgınlığı varken bizde malkoçoğlu çekiliyordu. Ama bizim değerli sanatçılarımıza ne kadar imkan sağlandı ki? Lucas gibi değerlerin parası vardı. Bizim ülkemizde bu alanda ayrılacak bir sermaye yok ortada. Yoktan var ediyorlardı. Bu yüzden eldeki imkanlarla yapılan o zamanın orta düzey/iyiye yakın işlerine laf etmemizi doğru bulmuyorum.

Ana konuya dönecek olursak: Moğollar/Cem Karaca, Barış Manço/Kurtalan Ekspres, Ersen ve Dadaşlar, hüreller vs... çok önemli değerlerimiz olduğuna inanıyorum. Kesinlikle kendilerine ait bir soundları vardır. Özellikle Barış Manço'nun klavye kullanımı ve grubun backleri müthiş. Bunun en önemli örneği Ahmet Güvenç'tir. Dünya üzerinde daha onunki gibi duygu veren ve onunki gibi bir tona sahip bir bass gitarist görmedim ben. Öte yandan Moğollarda Taner abinin saykodelik müzik kafası, Engin Yörükoğlu'nun bateriyle resmen sevişmesi, Cahit Berkay'ın Anadolunun her yerini karış karış alıp rock ile harmanlaması ve Cem Karaca'nın eşi benzeri görülmemiş tok sesi; rock tarihimizin ne kadar değerli olduğunu bir kere daha gösteriyor. Ve Ayzer dalga'nın son albümde dediği gibi (1973 aslında); "Anadolu Rock tarzı bna göre bitmiş değil ve hala yapılacak çok iş var."
 
Iyi olup olmamaları benim pek umrumda değil aslında kalite konuşması yapmicam
Kendimden örnek verirsem;
İlk distortion tonunu gülpembe de
Adam akıllı kalıcı bir soloyu dönencede duymuştum.Bana bu adamlar sihirbaz gibi geliyordu o zamanlar 8-9 yaşlarında bilgisayarı yeni almış bir çocuğum.Barış manço ve kurtalan ekspresten sonra youtube da rastgele grupları dinlimeye başladım gitara da 15 yaşlarımda başladım ve bu zamana kadar sadece kendimce rock dediğim müzikleri dinledim.
Ben gitara başlamasamda kendimce diyerek altını çiziyorum rock çıydım.
Eğer bendeki bu akım bu adamlardan başlamış ise ve ben gibi birsürü insana rock ı sevdirdi ise bence bu konu tartışmaya kapalıdır.
 

Geri
Üst