Steve Vai hem müthiş gitarist, hem de müthiş müzisyendir. Önce o anlamda hakkını teslim etmem gerekir kendi hesabıma.
Ama şov ile soytarılık arasındaki çizgiyi hep bulanıklaştırdı geçmişte. Bunu şimdi itiraf etmesi de samimiyetsiz geldi bana.
Fakat daha da önemli sorun, hem soytarılık yapıp hem de entellektüel geçinmesi oldu ki, buna dair fikirlerimi zaten daha önce yazmıştım. Pembe renkli taytlarla sağa sola zıplayan adamlardınız neticede, ya olduğunuz gibi görünün ya da göründüğünüz gibi olun.
Belli ki artık adamın yaş kemale ermiş ve bu durum vicdanını rahatsız etmiş. Göründüğü gibi olmayan şeyleri açıklığa kavuşturma ihtiyacı hissetmiş yani. Ne diyelim, geç olsun da güç olmasın.
Not: Abercrombie çok başka boyuttan, bambaşka bir adamdı rahmetli. Keşke öyle daha fazla gitarist olsa, ama işte onun kadar cesur ve samimi olmak herkesin harcı değil.
Bence de gerçekten çok iyi müzisyen, armoni bilgisine hayran olmamla birlikte hep o alışık olduğumuz steril, Lydian Vai sound'u kulağımı yoruyor ama bir süre sonra. Slow şarkılarını özellikle seviyorum, sakin ve huzurlu bir yapısı oluyor.
Öte yandan bu adamın hep yapmacık olduğunu düşünmüşümdür. Yani müzik, armoni vs. hakkında fikirlerini paylaşırken sanki eski Mısır'da Hermetizm dersi verir gibi metafizik kuramlarla müziğe yaklaşması bana hiç inandırıcı gelmiyor. Oturup çalışın demektense her büyük müzisyende bir metafizik gizem, bir sır, evrenle veya bilmem kim ile gizli yapılmış bir anlaşma varmış gibi bir takım mistik hareketler, açıklamalar, ruhtan gelen melodiler (müzik dünyasının en abartılmış balonu)...
Kulağıma daha zengin gelen Satriani hep bu adamın gerisinde kalmıştır. Satriani mahallenin harika cici çocuğu iken bu adam; gitar tanrısı, karizmatik, çılgın vs. şeklinde pazarlanan ve öyle olan biriydi. Hatta bir dönem eskiden müthiş egolu biri olduğunu kendi itiraf etmişti (pandemi döneminde stüdyosunda çektiği videolardan birinde).
İnternet sayesinde günümüzde herşeye kolayca ulaşılıyor ve hatta eskiden herkese nasip olmayan imkanlar neticesinde (kendini tanıtma, kendi yapıtlarını tek tıklamayla binlerce insanın gözleri önüne serebilme vs.) sıradan insanlar büyükler liginde oynayabiliyorlar. Yani bu eski süslü idoller artık yalnız değiller ve yeni gelen rakipler sıradan olmanın gücünden yararlanıyorlar. "Bizden birinin" bu büyükler liginde oynaması hadisesi, bu eskilerin artık daha bizden biri gibi davranmalarına neden oluyor bence. Yenilerin eskiler kadar kült eserler ortaya koyabildiği pek göremiyorum ancak bu durum eskilerin her daim baş tacı olacağı anlamına gelmiyor maalesef.
Ayrıca bir zamanlar sadece magazin ve TV'lerde karşılaşılan ünlülerin ve idollerin internet sayesinde daha yakından tanınması, ün ve idollüklerinin "normalleşmesine" yol açıyor. Bu büyük idoller eskisi gibi artık ulaşılmaz veya gizemli değiller, birileri bir yerde bu kişilere mutlaka dokunuyor. Bu nedenle bazı şeyleri itiraf etmeleri gerekiğini hissediyor gibiler.
Dediğinizde çok haklısınız, yaşın kemale ermesi ve artık "ermiş adam" moduna girme çok yaygın. Bazı insanlarda bunun nedeninin, eskiden yapabildikleri şeyleri artık yapamadıkları için savunma mekanizması olarak bu erme, sakinlik ve itiraf erdemlerini kalkan olarak kullanmaları olduğunu düşünüyorum. Yani, 80'ler ve 90'lar tarihin sayfalarına gömüldü, bu kişilerin artık gitar müziğindeki liderlikleri eskisi kadar baskın değil. Sıradan insanlar sıradan sosyal medya hesaplarında, bu eski milyon dolarlık yatırımlara kıyasla basit ve etki alanı oldukça yüksek iletişim imkanı ve yeteneklere sahipler.
Buna benzer bir itirafı Malmsteen yapsa internet yerinden oynardı sanırım. Vai olunca o kadar olur artık galiba.
🙂