Uzun süredir konusunu açmayı düşündüğüm gerçekten şaşırdığım bir durum. Bu bir tesadüf mü yoksa klavye çalmayı bilen ve adı Ozan olan her Türk gencine bu iki özelliği taşıdıkları için müzik piyasasına hemen giriş biletini veriyorlar mı diye düşündürten durum 😆 Şaka bir yana dördü de sağlam klavyecilerdir kimisini bir zamanlar beğeniyordum kimisini de hala daha beğeniyorum sonuçta bir kısmı dönemsel bile olsa hepsi Türk müziğine katkıda bulunmuşlar ve aynı zamanda aranjörlük/prodüktörlük gibi meziyetleri de var tabi, evet dördünde de var. O zaman kimlermiş bakalım.
1) Ozan Tügen
Bilmeyen pek yoktur herhalde. Yıllardır Şebnem Ferah orkestrasında gerek albüm kayıtlarında gerekse canlı performanslarda baya sağlam işler çıkaran bir klavyecimizdir. Mor ve Ötesi ile de çalışmış olan Ozan Tügen en iyi klavyeci ödülünü de almış bir üstaddır. Hala daha Şebnem Ferah orkestrasının mihenk taşlarından biri olma görevini sürdürmektedir.
2) Ozan Yılmaz
Kendisi Demir Demirkan'ın "Hayat Nedir" isimli klibinde oynamış tabi parçanın klavyelerini de yapmış. Bir süre Demir Demirkan ile çalıştıktan sonra Candan Tezel ile 110 isimli grubu kurmuş belli süre Elektronik Rock müzikte güzel işler çıkarsalar da hak ettiği değeri göremeyince grubu dağıttılar.(Solo projelerine yönelen Candan ara verdiklerini söylüyor ama kaç yıl geçti yani) Daha sonra gene grubu dağılan Fatma Turgut'un orkestrasına geçti hala orda çalmakta olup bu süreçte Sertap Erener ile de anlaşıp onun orkestrasına da geçti iki tarafla da çalışıyor şuan, hatta kendisi aynı zamanda Sertap'ın Rock grubu Oceans of Noise grubunda da klavyeci tabi kariyerinde hem Demir Demirkan hem de Sertap Erener ile çalışmış olması ilginç bir tesadüf olmuş. Ancak gerçek şu ki umarım 110 grubu Candan Tezel'in söylediği gibi daha agresif rock tabanı ve daha elektronik klavye kullanımı ile tekrardan piyasaya döner ve Ozan Yılmaz'ı da gene tam kapasite sahnelerde görürüz.
3) Ozan Ülke
İlk kez Makine grubunda gördüğüm bir klavyecidir. Grup yıllarca beraber çaldı, hatta Rammstein coverları yapmaları sayesinde tanımıştım. Müziklerini gerçekten çok beğeniyordum, Michael Jackson coverları bile kendi tarzlarında muazzam bir sounda sahipti. Ancak en sonunda "Üzgün" isimli Elektronik Rock türünde iyi bir parça çıkarsalar da hak ettikleri ilgiyi göremediler ve dağıldılar. Ozan Ülke de eşiyle beraber Neopol isimli House/Elektronik türü üzerine iki kişilik grup kurmuş olup bildiğim kadarıyla hala aktif olarak sahne almaktadır.
4) Ozan Doğulu
Kendisini, tarzının diğerlerine nazaran daha farklı olduğu için sona sakladım. Özellikle 90'larda başta kardeşi Kenan Doğulu olmak üzere bir çok sanatçının orkestrasında klavyecilik konusunda kendisini baya göstermiş üstad 2000'lerde ise işin mutfak kısmıyla daha çok ilgilenmiş olup sahnelerinde klavyecilik yapma durumu arada devam etse de artık tamamiyle prodüktör/DJ olayına girmiştir. kendi solo albümlerini çıkartan sanatçı hala bu tarzda kariyerine devam etmektedir.
1) Ozan Tügen
Bilmeyen pek yoktur herhalde. Yıllardır Şebnem Ferah orkestrasında gerek albüm kayıtlarında gerekse canlı performanslarda baya sağlam işler çıkaran bir klavyecimizdir. Mor ve Ötesi ile de çalışmış olan Ozan Tügen en iyi klavyeci ödülünü de almış bir üstaddır. Hala daha Şebnem Ferah orkestrasının mihenk taşlarından biri olma görevini sürdürmektedir.
2) Ozan Yılmaz
Kendisi Demir Demirkan'ın "Hayat Nedir" isimli klibinde oynamış tabi parçanın klavyelerini de yapmış. Bir süre Demir Demirkan ile çalıştıktan sonra Candan Tezel ile 110 isimli grubu kurmuş belli süre Elektronik Rock müzikte güzel işler çıkarsalar da hak ettiği değeri göremeyince grubu dağıttılar.(Solo projelerine yönelen Candan ara verdiklerini söylüyor ama kaç yıl geçti yani) Daha sonra gene grubu dağılan Fatma Turgut'un orkestrasına geçti hala orda çalmakta olup bu süreçte Sertap Erener ile de anlaşıp onun orkestrasına da geçti iki tarafla da çalışıyor şuan, hatta kendisi aynı zamanda Sertap'ın Rock grubu Oceans of Noise grubunda da klavyeci tabi kariyerinde hem Demir Demirkan hem de Sertap Erener ile çalışmış olması ilginç bir tesadüf olmuş. Ancak gerçek şu ki umarım 110 grubu Candan Tezel'in söylediği gibi daha agresif rock tabanı ve daha elektronik klavye kullanımı ile tekrardan piyasaya döner ve Ozan Yılmaz'ı da gene tam kapasite sahnelerde görürüz.
3) Ozan Ülke
İlk kez Makine grubunda gördüğüm bir klavyecidir. Grup yıllarca beraber çaldı, hatta Rammstein coverları yapmaları sayesinde tanımıştım. Müziklerini gerçekten çok beğeniyordum, Michael Jackson coverları bile kendi tarzlarında muazzam bir sounda sahipti. Ancak en sonunda "Üzgün" isimli Elektronik Rock türünde iyi bir parça çıkarsalar da hak ettikleri ilgiyi göremediler ve dağıldılar. Ozan Ülke de eşiyle beraber Neopol isimli House/Elektronik türü üzerine iki kişilik grup kurmuş olup bildiğim kadarıyla hala aktif olarak sahne almaktadır.
4) Ozan Doğulu
Kendisini, tarzının diğerlerine nazaran daha farklı olduğu için sona sakladım. Özellikle 90'larda başta kardeşi Kenan Doğulu olmak üzere bir çok sanatçının orkestrasında klavyecilik konusunda kendisini baya göstermiş üstad 2000'lerde ise işin mutfak kısmıyla daha çok ilgilenmiş olup sahnelerinde klavyecilik yapma durumu arada devam etse de artık tamamiyle prodüktör/DJ olayına girmiştir. kendi solo albümlerini çıkartan sanatçı hala bu tarzda kariyerine devam etmektedir.
Son düzenleme: