Bugün (19.11.2015) öğlen saatlerinde Samsun'da merkez ilçedeki özel hastanelerden birinde bir kadın doğum uzmanı bir vatandaş tarafından bıçaklanarak öldürüldü.Öldürülme sebebinin doktorun sekreterinin ayrıldığı eşinin hastaneye gelip eşiyle tartışmaya başladığı sırada doktorun araya girmesi ve sekreterin eşinin de bıçağını çıkartıp doktoru göğsünden bıçaklaması olduğu yazıldı.
Belli ki o adam oraya ayrıldığı eşini öldürmeye geldi.Yani asıl amaç kadına şiddet-kadın cinayeti.Bu da başlı başına konuşulması gereken ayrı bir konu.
Bu olay samsundaki 2.olay.
Bu yıl 2 doktor öldürüldür.2'si de samsunda.yine bu yıl sanırım şubat mart ayı gibi op.dr kamil furtun silahla öldürülmüştü.
Türkiye'de öldürülen 5.doktor sanırım bugün katledilen doktor.
Ülkedeki sağlıkta şiddet haberlerininse sayısını bilmek mümkün değil.
20 yıl önce böyle miydi ? 40 yıl önce insanlar doktorları hemşireleri bıçaklıyorlar mıydı ? Üstelik o zaman sabim,bimer (şikayet hatlarıdır bunlar) gibi kontrol-denetleme-çözüm merkezi mekanizmaları da yoktu.Bugün tedavisinden ya da yaklaşımından memnun olmadığınız bir doktoru,sağlık personelini bir telefonla,bir maille Sabim'e Bimer'e şikayet edebiliyorsunuz.Bu şikayetler değerlendiriliyor mu ? Benim çalıştığım yerlerde değerlendiriliyor en azından,o doktordan o hemşireden vb.savunma isteniyor,gerekirse incelemeci biri görevlendiriliyor,hatta yeri geliyor mahkemeye aksettiriliyor olay.
Her meslek grubunda insan ilişkisi-iletişimi kötü ya da yetersiz insanlar var.Dün kızılayda bilet satan bir adama "yılbaşı biletleri çıktı mı" diye sordum,yemin ederim adam yüzüme bile bakmadı."29'u" dedi.bu kadar.ama bakmadı yüzüme.Markete girdiğinizde reyonda görevli bulamayabiliyorsunuz,otobüse biniyorsunuz şöfor sanki siz otobüste yokmuşsunuz gibi davranabiliyor,sigara içebiliyor,Daha fazla kazancam diye 30 kişinin ayakta durabileceği alana 70 kişi sığdırabiliyor,bir mağazaya gidip beyaz eşya alıyorsunuz 2.ayında bozulabiliyor,telefon alıyorsunuz garantisi dolmadan bozulabiliyor,
Satan kişiyi,ya da orada çalışan bıçaklıyor öldürüyor musunuz ?
Peki niye özellikte sağlıkta,sağlık çalışanlarına karşı oluyor bu şiddet.Çeşitli sanal platformlara girdiğinizde (isim vemiyorum ama anlaşılacaktır diye umuyoım) inanılmaz bir sağlıkçı nefreti olduğunu görebilirsiniz.insanlar sırf doktor nefretlerindne dolayı bu sanal platformlara başlık açıp entry giriyorlar.Peki nedeni nedir ? İnsanlar toplumun belli bir kesimine göre daha fazla kazandıkları için mi doktorlardan nefret ediyor yoksa kişisel nefretini tüm doktorlara sağlık çalışanlarına mı yansıtıyor ? Eğer olay maddi kazançsa ben şuan çoğu özel firmada çalışan müdür-birim sorumlusundan daha az maaş alıyorum ve o insanların çoğu da mevcut konumlarını bırakıl inanın şuan çalıştığım bölgede benim yaptığım işi 10.000 lira maaş verseniz yapmaz.Ben açık söylim 7200 lira maaş alıyorum.çalıştığım iş yeri devlete ait eski sağlık ocağı ve kirasını devlete veriyprum,odunumdan tutun da elektriğime yemeğime hatta pamuğuma ilacıma temizlik malzememe a4 kağıdıma dikiş ipliğime cerrahi setime abeslangıma kadar herşeyin parası cebimden çıkıyor.devlet bana sadece aşıyı ve aile planlaması materyalimi (hap vb) dağıt diye ücretsiz veriyor.giderlerimi çıktığınızda elime geçen para 6000 liradır.ben halimden memnunum,çok şükür.
Yaptığım işi anlatayım biraz ;
Her gün 41 km gidiş 41 km geliş 82 km yol yapıyprum,köyde çalışıyorum.yol o kadar bozuk ki asfalt görünce sevindiğim zamanlar oluyordu ilk başlarda.2 defa arabamın alt takımı dağıldı (kafanızda bmw audi belirmesin doktor arabası diye,bildiğiniz linea kullanıyorum,fiat) 4 defa lastiğim patladı.kışın yolumuz kapanırcasına kar yapıyor.bunlar aşıldı.çok şükür memleketimde çalışıyorum köyü olsa da razıyım.mobil hizmet denen bir uygulama var.devlet diyor ki "şu köydeki vatandaş sana gelemez,sen ona gideceksin". Peki.gideyim.zaten bunu bilerek bu işi seçtim yapıyprum.ama yol ? Yolu da mı ben yapacağım ? Tamam tüm tıbbi malzeme elektrik su sarf malzeme mobilya vb benim cebimden çıksın eyvallah ama e yol kapanıyor ? Kış boyu heyelandan yol kapandı nasıl çıkacam o köylere.çıktık.nasıl çıktık.ırmağın içinden araçla geçerek çıktık kapı seviyesine kadar sudan geçerek canımızı tehlikeye atarak.vatandaşı "bebeğinin aşısı var aşıya getirin çocuğunuzu sağlık ocağına" diyoruz.4 tanesi getirirse 2 tanesi getirmiyor.defalarca arıyoruz.inanın.defalarca.yine getirmiyor.gelemem diyor."peki" diyorum.ben her salı sizin köye geliyorum.oraya getir."tamam" diyor.yine getirmiyor.yine bıkmadan usanmadan arıyoruz."köyünüze geldik bari buraya getirin aşılayalım şu çocuğu" diypruz."gelemem" diyor."eşim yok yanımda" diyor."araç yok" diyor.inanın,sırf o aşı o çocuğa yapılsın diye evlerine ayaklarına kadar gittiğim hasta oldu.sağlık bakanlığı bana demiyor ki "eve git aşıla".anaflaksi (alerjij reaksiyon) gelişse biz ne yapabiliriz bizim kim arkamızda durur ? Aşılamazsak devlet hem sizden performans adı altında ceza parası alır,hem de vicdanınız o cezanın 50 katını alır yarın bi gün o çocuk polio olursa boğmaca olursa vb..sistemin içinde o kadar eksiklikler var ki yazılsa sayfalara sığmaz.kimseden takdir beklemeden bu işi yapan doktorlar var.görevimiz olmamasına rağmen eve çağrıldığımızda (asm'yi boş bırakıp çağrıldığınız eve gidemezsiniz) hastanın ailesinin ihtiyacı var diye,vicdani hissiyatla gidiyorsunuz ailenin evine.Hele ki kırsaldaysanız insanlar ne yapacsğını bilemiyorsa size öyle hastalar getiriyorlar ki 40 defa hastaneye başvurması gereken,yatış verilmesi,hatta yoğun bakım şartlarında değerlendirilmesi gereken hastaları size basit bir soğuk algınlığı hastasıymış gibi getirip "ilaç versin doktor iyleşir" diye beklentiyle getiriyorlar.Elimizden geleni yapıyoruz.sırf tek başımıza "hastanın uzman doktora,hastaneye erişiminin zor olduğu kırsal bölgelerde" hastanın birçok ihtiyacını giderebilelim diye 20 kiloluk (abartmıyorum) tıbbi müdahale çantalarını sırtlanıp çıkıyoruz köylere.görevimiz mi ? Değil.kimse bana "köye çık sıvı tedavisi başla,sutur at,iv tedavi uygula" demiyor.bizim görev tanımımızda yok.ama o insanların niyeti iyi,durumları kötü çoğunun,yoksullar diye bunu yapıyoruz.O kadar iyi niyetli insanlar var ki aralarında,kendi 2 lokma yemeği olsa sizle paylaşmaya çalışan,size para vermeye çalışan insanlar da var aralarında.
Sonra tusu (tıpta uzmanlık sınavı) kazanıyorsunuz 4-5 ya da 6 yıl (k.doğum uzmanlığı 5 yıldır misal) uzman oluyorsunuz.sonra bazen yetinmiyor yan dal sınavını kazanıyor ve 2 yıl da onun eğitimini alarak yan dal uzmanı oluyorsunuz.sadece yükseköğretim bazında düşünürseniz 10-15 yıllık bir üniversite eğitimindne geçiyorsunuz.Öncesinde 12-13 yıllık bir eğitim var zaten.insanlar 22 yaşında mesleğe başlarken siz uzman doktor olduğunuzda 30'lu yaşların ortalarında olabiliyprsunuz.
çoğu insan (istemediği işi yapıyor olsa da) en azından istediği şehirde çalışma yaşama seçimine sahipken siz mecburi hizmet gibi bir şeye maruz bırakılıyorsunuz,üstelik hem uzmanlık öncesi hem uzmanlık sonrası 2 kez mecburi hizmete yollanıyprsunuz.
Ve sonra biri çıkıyor sizi öldürüyor.Belki 50 yaşındasınız.7 yılınız ilkokulda,7 yılınız ortaokul lisede,7 yılınız tıp fakültesinde,6 yılınızı uzmanlık için hastanede üniversitede geçiyor.Asgari 25-27 yılınızı okula bilime eğitime veriyorsunuz.Ve sonra biri geliyor "boşandığı eşiyle kavga ederken araya girdiğiniz için" sizi öldürebiliyor,bir başkası "niye benim hastamı kurtarmadın" diye sizi öldürebiliyor.bir başkası "ben dedemin 1 aylık maaşını daha alcsm bankadan,ölüm raporunu düzenleme doktor" diye sizi öldürebiliyor.
30 yaşındayım.
Annem babam 62 yaşında
30 yıl önce 50 yıl önce böyle olmadığını söylüyorlar.Kimse doktor hemşire öldürmezmiş.Lafını bile duymamışlar
50 yıl önce türkiyede ortalama yaşam beklentisi 60 yaş bile değildi.
Şuan 74 yıl.
50 yıl önce bebek ölümleri,anne ölümleri şimdikinin 5-10 katıydı
50 yıl önce doktor muayenesinden geçmeden (tanı almadan) ölen insan sayısı şimdikinin muhtemelen 10'larca katıydı.
Ne değişmiştir ki bugün doktorlar öldürülüyor ?
Belli ki o adam oraya ayrıldığı eşini öldürmeye geldi.Yani asıl amaç kadına şiddet-kadın cinayeti.Bu da başlı başına konuşulması gereken ayrı bir konu.
Bu olay samsundaki 2.olay.
Bu yıl 2 doktor öldürüldür.2'si de samsunda.yine bu yıl sanırım şubat mart ayı gibi op.dr kamil furtun silahla öldürülmüştü.
Türkiye'de öldürülen 5.doktor sanırım bugün katledilen doktor.
Ülkedeki sağlıkta şiddet haberlerininse sayısını bilmek mümkün değil.
20 yıl önce böyle miydi ? 40 yıl önce insanlar doktorları hemşireleri bıçaklıyorlar mıydı ? Üstelik o zaman sabim,bimer (şikayet hatlarıdır bunlar) gibi kontrol-denetleme-çözüm merkezi mekanizmaları da yoktu.Bugün tedavisinden ya da yaklaşımından memnun olmadığınız bir doktoru,sağlık personelini bir telefonla,bir maille Sabim'e Bimer'e şikayet edebiliyorsunuz.Bu şikayetler değerlendiriliyor mu ? Benim çalıştığım yerlerde değerlendiriliyor en azından,o doktordan o hemşireden vb.savunma isteniyor,gerekirse incelemeci biri görevlendiriliyor,hatta yeri geliyor mahkemeye aksettiriliyor olay.
Her meslek grubunda insan ilişkisi-iletişimi kötü ya da yetersiz insanlar var.Dün kızılayda bilet satan bir adama "yılbaşı biletleri çıktı mı" diye sordum,yemin ederim adam yüzüme bile bakmadı."29'u" dedi.bu kadar.ama bakmadı yüzüme.Markete girdiğinizde reyonda görevli bulamayabiliyorsunuz,otobüse biniyorsunuz şöfor sanki siz otobüste yokmuşsunuz gibi davranabiliyor,sigara içebiliyor,Daha fazla kazancam diye 30 kişinin ayakta durabileceği alana 70 kişi sığdırabiliyor,bir mağazaya gidip beyaz eşya alıyorsunuz 2.ayında bozulabiliyor,telefon alıyorsunuz garantisi dolmadan bozulabiliyor,
Satan kişiyi,ya da orada çalışan bıçaklıyor öldürüyor musunuz ?
Peki niye özellikte sağlıkta,sağlık çalışanlarına karşı oluyor bu şiddet.Çeşitli sanal platformlara girdiğinizde (isim vemiyorum ama anlaşılacaktır diye umuyoım) inanılmaz bir sağlıkçı nefreti olduğunu görebilirsiniz.insanlar sırf doktor nefretlerindne dolayı bu sanal platformlara başlık açıp entry giriyorlar.Peki nedeni nedir ? İnsanlar toplumun belli bir kesimine göre daha fazla kazandıkları için mi doktorlardan nefret ediyor yoksa kişisel nefretini tüm doktorlara sağlık çalışanlarına mı yansıtıyor ? Eğer olay maddi kazançsa ben şuan çoğu özel firmada çalışan müdür-birim sorumlusundan daha az maaş alıyorum ve o insanların çoğu da mevcut konumlarını bırakıl inanın şuan çalıştığım bölgede benim yaptığım işi 10.000 lira maaş verseniz yapmaz.Ben açık söylim 7200 lira maaş alıyorum.çalıştığım iş yeri devlete ait eski sağlık ocağı ve kirasını devlete veriyprum,odunumdan tutun da elektriğime yemeğime hatta pamuğuma ilacıma temizlik malzememe a4 kağıdıma dikiş ipliğime cerrahi setime abeslangıma kadar herşeyin parası cebimden çıkıyor.devlet bana sadece aşıyı ve aile planlaması materyalimi (hap vb) dağıt diye ücretsiz veriyor.giderlerimi çıktığınızda elime geçen para 6000 liradır.ben halimden memnunum,çok şükür.
Yaptığım işi anlatayım biraz ;
Her gün 41 km gidiş 41 km geliş 82 km yol yapıyprum,köyde çalışıyorum.yol o kadar bozuk ki asfalt görünce sevindiğim zamanlar oluyordu ilk başlarda.2 defa arabamın alt takımı dağıldı (kafanızda bmw audi belirmesin doktor arabası diye,bildiğiniz linea kullanıyorum,fiat) 4 defa lastiğim patladı.kışın yolumuz kapanırcasına kar yapıyor.bunlar aşıldı.çok şükür memleketimde çalışıyorum köyü olsa da razıyım.mobil hizmet denen bir uygulama var.devlet diyor ki "şu köydeki vatandaş sana gelemez,sen ona gideceksin". Peki.gideyim.zaten bunu bilerek bu işi seçtim yapıyprum.ama yol ? Yolu da mı ben yapacağım ? Tamam tüm tıbbi malzeme elektrik su sarf malzeme mobilya vb benim cebimden çıksın eyvallah ama e yol kapanıyor ? Kış boyu heyelandan yol kapandı nasıl çıkacam o köylere.çıktık.nasıl çıktık.ırmağın içinden araçla geçerek çıktık kapı seviyesine kadar sudan geçerek canımızı tehlikeye atarak.vatandaşı "bebeğinin aşısı var aşıya getirin çocuğunuzu sağlık ocağına" diyoruz.4 tanesi getirirse 2 tanesi getirmiyor.defalarca arıyoruz.inanın.defalarca.yine getirmiyor.gelemem diyor."peki" diyorum.ben her salı sizin köye geliyorum.oraya getir."tamam" diyor.yine getirmiyor.yine bıkmadan usanmadan arıyoruz."köyünüze geldik bari buraya getirin aşılayalım şu çocuğu" diypruz."gelemem" diyor."eşim yok yanımda" diyor."araç yok" diyor.inanın,sırf o aşı o çocuğa yapılsın diye evlerine ayaklarına kadar gittiğim hasta oldu.sağlık bakanlığı bana demiyor ki "eve git aşıla".anaflaksi (alerjij reaksiyon) gelişse biz ne yapabiliriz bizim kim arkamızda durur ? Aşılamazsak devlet hem sizden performans adı altında ceza parası alır,hem de vicdanınız o cezanın 50 katını alır yarın bi gün o çocuk polio olursa boğmaca olursa vb..sistemin içinde o kadar eksiklikler var ki yazılsa sayfalara sığmaz.kimseden takdir beklemeden bu işi yapan doktorlar var.görevimiz olmamasına rağmen eve çağrıldığımızda (asm'yi boş bırakıp çağrıldığınız eve gidemezsiniz) hastanın ailesinin ihtiyacı var diye,vicdani hissiyatla gidiyorsunuz ailenin evine.Hele ki kırsaldaysanız insanlar ne yapacsğını bilemiyorsa size öyle hastalar getiriyorlar ki 40 defa hastaneye başvurması gereken,yatış verilmesi,hatta yoğun bakım şartlarında değerlendirilmesi gereken hastaları size basit bir soğuk algınlığı hastasıymış gibi getirip "ilaç versin doktor iyleşir" diye beklentiyle getiriyorlar.Elimizden geleni yapıyoruz.sırf tek başımıza "hastanın uzman doktora,hastaneye erişiminin zor olduğu kırsal bölgelerde" hastanın birçok ihtiyacını giderebilelim diye 20 kiloluk (abartmıyorum) tıbbi müdahale çantalarını sırtlanıp çıkıyoruz köylere.görevimiz mi ? Değil.kimse bana "köye çık sıvı tedavisi başla,sutur at,iv tedavi uygula" demiyor.bizim görev tanımımızda yok.ama o insanların niyeti iyi,durumları kötü çoğunun,yoksullar diye bunu yapıyoruz.O kadar iyi niyetli insanlar var ki aralarında,kendi 2 lokma yemeği olsa sizle paylaşmaya çalışan,size para vermeye çalışan insanlar da var aralarında.
Sonra tusu (tıpta uzmanlık sınavı) kazanıyorsunuz 4-5 ya da 6 yıl (k.doğum uzmanlığı 5 yıldır misal) uzman oluyorsunuz.sonra bazen yetinmiyor yan dal sınavını kazanıyor ve 2 yıl da onun eğitimini alarak yan dal uzmanı oluyorsunuz.sadece yükseköğretim bazında düşünürseniz 10-15 yıllık bir üniversite eğitimindne geçiyorsunuz.Öncesinde 12-13 yıllık bir eğitim var zaten.insanlar 22 yaşında mesleğe başlarken siz uzman doktor olduğunuzda 30'lu yaşların ortalarında olabiliyprsunuz.
çoğu insan (istemediği işi yapıyor olsa da) en azından istediği şehirde çalışma yaşama seçimine sahipken siz mecburi hizmet gibi bir şeye maruz bırakılıyorsunuz,üstelik hem uzmanlık öncesi hem uzmanlık sonrası 2 kez mecburi hizmete yollanıyprsunuz.
Ve sonra biri çıkıyor sizi öldürüyor.Belki 50 yaşındasınız.7 yılınız ilkokulda,7 yılınız ortaokul lisede,7 yılınız tıp fakültesinde,6 yılınızı uzmanlık için hastanede üniversitede geçiyor.Asgari 25-27 yılınızı okula bilime eğitime veriyorsunuz.Ve sonra biri geliyor "boşandığı eşiyle kavga ederken araya girdiğiniz için" sizi öldürebiliyor,bir başkası "niye benim hastamı kurtarmadın" diye sizi öldürebiliyor.bir başkası "ben dedemin 1 aylık maaşını daha alcsm bankadan,ölüm raporunu düzenleme doktor" diye sizi öldürebiliyor.
30 yaşındayım.
Annem babam 62 yaşında
30 yıl önce 50 yıl önce böyle olmadığını söylüyorlar.Kimse doktor hemşire öldürmezmiş.Lafını bile duymamışlar
50 yıl önce türkiyede ortalama yaşam beklentisi 60 yaş bile değildi.
Şuan 74 yıl.
50 yıl önce bebek ölümleri,anne ölümleri şimdikinin 5-10 katıydı
50 yıl önce doktor muayenesinden geçmeden (tanı almadan) ölen insan sayısı şimdikinin muhtemelen 10'larca katıydı.
Ne değişmiştir ki bugün doktorlar öldürülüyor ?