Absürtlük olsun diye yazmıyorum. Kamboçya'dan, hardcase içinde elektro gitar getirdim kabinde.
2 yıl önce, Phnom Penh şehrindeki şirket etkinliği için gittim (bi daha tövbeler olsun). Önceden de müzik mağazası felan var mıdır diye bir taradım interneti. Yamaha mağazası vardı. Neyse gittim, buldum mağazayı. Avantajı şu, lokasyon sebebiyle Japon ürünleri daha ucuz oluyor, belki varsa Vemuram pedal felan alırım diyodum. Malesef gidince gördüm ki, sadece Yamaha ürünleri + orange amfiler vardı.
Neyse, daha güzel bişey oldu, Amerika ve Avrupa fiyatının çok altına, Mike Stern signature MS1611 gitar aldım (yüksek , hızlı ve uzun süren rezonansı yüzünden takipteydim. Ama fiyatlar uçuktu Avrupa'da. MS1511 ve MS1611 arasında bile hala dağlar var). Orjinalinde hardcase olmadığı için, sağolsunlar, ordan bana bi tane eski bir telecaster hardcase'i hediye ettiler.
Tabi aklımda ben bunu eve nası götürücem korkusu var. Kamboçya'dan Bangkok'a, oranın yerli havayolu şirketi ile gidicem, ordan THY'ye binip İstanbul. Websitelerine girdim, kısıtlamalar var kg. ve boyut vsvs bişeyler yazıyo. Hepsini okumadım, okudukça içim daraldı. Ne olacaksa olacak . . .
Dedim, "memura yalvarırım, en kötü rüşvet yolunu bir yoklarım, gerekirse rezillik çıkarıp soyunurum" (sanat için nihayetinde, cezası yok), acaba gitarı biletli koltuğuma koysam, koridorda çömelip gider miyim gibi salak fikirler geliyo arada. Bi de hiç unutamam son gece, kafamda, "şöyle derse, şöyle derim" diye değişik 4-5 tane olası kavga ve tartışma sahnesi yazdım, yönettim ve oynadım.
Neyse, uzatmiim, Phnom Penh'de, case'i açtırdılar. Kalbim "güp-güp" sanki kokain sokuyorum. Güvenlik geldi baktı. Biri sonra amiri çağırdı, polis-asker arası bir kıyafetli adam geldi, o da baktı, herkes bakınca birileri daha geldi bakıyolar (ben de bakıyorum onlarla) _ 5-6 kişilik kollektif bir gerizekalılık yaşıyoruz. Neyse sonunda, "go - go" dedi büyük amirleri. Ve güldü. Ben de güldüm. Herkes güldü. 1-2 dakika da bu şekilde gülüşerek geçti.
THY'de de, "valla elin oğlu kabinde getirmeme izin verdi, siz yapmayın bari" diye ufak bir acındırma diyaloğu, sonradan gelen kabin amirine yalandan şirinlikler felan geçirdim gitarı elde.
Yukarıda, ben + hardcase'de gitar + ufak bir el çantası, aşağıda bagajda asıl bavulum geldik vatan toprağına.
Bendeki tecrübe bu şekilde. Allah düşmanıma yaşatmasın.