Türklerin Marka Fetişliği Mi Yabancıların Cimriliği Mi

Turklerin marka fetisitligi derken, pahali gitarlarin %99.999'u zaten yurtdisinda satiliyor. Bu pahali gitarlari yapan firmalarin zekati etmez Turkiye pazari, tam tersine memlekette satilan 10 gitarin 9'u Cort, Schecter vs gibi fiyat perfomans orani maksimum olan urunler, alanlar da ogrenci, sanirim bu imkansizlik daha ziyade ceneye vuruyor, forumlara baksan herkes Gretsch White Falcon falan caliyor zannedersin. Lakin pratikte Turk genci gayet gercekcidir cebindeki para da bellidir. Bu bakimdan ben bir sorun gormuyorum yani...Onumuzdeki asil engel yedek parcalarin fahis fiyatlari, bunu daha once de yazdik...Parasi olan zaten bu baslikla muhattap olmaz, cakar tek cekimle kartini gitarin kralini asiverir duvarina, Tokyo'da da boyle Cemisgezek'te de...
 
Turklerin marka fetisitligi derken, pahali gitarlarin %99.999'u zaten yurtdisinda satiliyor. Bu pahali gitarlari yapan firmalarin zekati etmez Turkiye pazari, tam tersine memlekette satilan 10 gitarin 9'u Cort, Schecter vs gibi fiyat perfomans orani maksimum olan urunler, alanlar da ogrenci, sanirim bu imkansizlik daha ziyade ceneye vuruyor, forumlara baksan herkes Gretsch White Falcon falan caliyor zannedersin. Lakin pratikte Turk genci gayet gercekcidir cebindeki para da bellidir. Bu bakimdan ben bir sorun gormuyorum yani...Onumuzdeki asil engel yedek parcalarin fahis fiyatlari, bunu daha once de yazdik...Parasi olan zaten bu baslikla muhattap olmaz, cakar tek cekimle kartini gitarin kralini asiverir duvarina, Tokyo'da da boyle Cemisgezek'te de...
Peki gitar tavsiye başlıklarına göz gezdirdin mi hiç? Squier affinity tele ile strat arasında kalan kişiye mim fender al diyen insanlarla dolu ülkemiz. Ben manyetik modifiyesi ile affinitylerin mim kadar kaliteli olacağını ve fiyatının hâla yarısı kadar olacağını düşünen kişi sayısının öbür türdeki insanın milyonda biri olmasından ötürü açtım konuyu. Oysa ki yabancı forumlarda, bu iş böyle değil. SX Furrianlar ile(90 dolarlık gitar) profesyonel çalışma yapan insanlarla dolu. Birçok kişiye "Acaba mim fender mi alayım yoksa sx alıp modifiye edip, artan parayı kendime mi saklayım" dediğinizde, SX öneriyorlar. Etiketten başka kriter yok bizim insanımızın yüzde doksanında.
 
Forumların doğası bu. İnsanlar birbirine gaz vermeyi seviyor, birbirinin ekipmanının resimlerine bakmak falan... Bunlar biraz da keyifli şeyler ama bir yere kadar. Aldanmamak lazım, forumları okuya okuya ekipmanımdan durduk yere memnunsuzluk hissetmeye başlar insan. Bu çılgınlığa kapılmayın.
 
Peki gitar tavsiye başlıklarına göz gezdirdin mi hiç? Squier affinity tele ile strat arasında kalan kişiye mim fender al diyen insanlarla dolu ülkemiz. Ben manyetik modifiyesi ile affinitylerin mim kadar kaliteli olacağını ve fiyatının hâla yarısı kadar olacağını düşünen kişi sayısının öbür türdeki insanın milyonda biri olmasından ötürü açtım konuyu. Oysa ki yabancı forumlarda, bu iş böyle değil. SX Furrianlar ile(90 dolarlık gitar) profesyonel çalışma yapan insanlarla dolu. Birçok kişiye "Acaba mim fender mi alayım yoksa sx alıp modifiye edip, artan parayı kendime mi saklayım" dediğinizde, SX öneriyorlar. Etiketten başka kriter yok bizim insanımızın yüzde doksanında.


Fetis, etiket takintisi, asagilik kompleksi falan gayet insani seyler, ne var bunda canim? Fetisi, takintisi olmayan insan kutuktur zaten. Turkiye'deki en buyuk problem fetis denince jartiyer disinda akla baska birsey gelmemesi degil mi?

Simdi S. Affinity dedigin gitar benim icin de yok hukmunde, bunun sebebi de mecbur olmamam bu kadar basit. Param neye yeterse, onu alirim, onu severim daha asagisi kufurdur benim icin. Squier'e yetseydi gucum daha iyisini bulana kadar onla da mutlu olurdum. Ama daha iyisine yeterse param affetmem oncekini de fare olusu gibi kulagindan tutup koyarim kapinin onune, isterse Mark Knopfler'den daha guzel tonlar aliyor olayim.

Cunku mesele su, gitar isi herseyden once gonul isi, parasi olan ve cezai ehliyeti olacak kadar akilli her insan alabildigi en cafcafli, janjanli en kimil kimil gitari alacaktir, bundan kacis yok. Ama asil yanilgin su; bu insanlarin ekseriyeti de yurt disindadir forumlarda dolanan 3-5 adam bunu degistirmez. Sirketlerin cirolari ve pazar paylari belli, buna aksi istikamette kanitin varsa tartisalim.

Yahu Vegas'ta Ed Roman diye bir dukkan dururken Turklerin herkesten cok etiket fetisti olduguna kargalar bile gulmez...Hendrix'ten kalma yanik dokuk strata 17. yuzyildan kalma Cremona yapimi keman muamelesi yapip milyon dolar odeyen adamlar Turk mu? Kaldi ki benim param olsun ben de alir koyarim kenara, birseyin aptalca olmasi ile onu yapip yapmamak arasinda bir iliski yok ki. Biz kaynak robotu degiliz insaniz yahu. Ki benim en buyuk idolum insan bile degil, deniz tulumlusu denilen bir tur canli. Tum akil arkadaslara selamla:


The juvenile sea squirt wanders through the sea searching for a suitable rock or hunk of coral to cling to and make its home for ... When it finds its spot and takes root, it doesn't need its brain anymore, so it eats it! It's rather like getting tenure...

Daha da Davos'a gelmem diyor ve bu basligi terk ediyorum...
 
Olay "istediğiniz gitarı almayın, aman daha fazla para vermeyin" olayı değil ki. Olay "gitar güzel gözükmesin, kafasında fender YAZMASIN" olayı da değil. Olay oturduğu yerden SADECE kafasında Squier yazıyor diye bir gitara işe yaramaz muamelesi yapmaya karşı olmamız.
 
Son düzenleme:
Olay "istediğiniz gitarı almayan, aman daha fazla para vermeyin" olayı değil ki. Olay "gitar güzel gözükmesin, kafasında fender YAZMASIN" olayı da değil. Olay oturduğu yerden SADECE kafasında Squier yazıyor diye bir gitara işe yaramaz muamelesi yapmaya karşı olmamız.
Birçok kişiye "Acaba mim fender mi alayım yoksa sx alıp modifiye edip, artan parayı kendime mi saklayım" dediğinizde, SX öneriyorlar. denmis ben de cevabimi buna gore kurguladim. Bu sizin bahsini gecirdiginiz karsitligin biraz disinda bir arguman. Dediginiz sey ise ayri bir tartisma vesilesi ki benim ona yonelik bir yorumum yok.
 
Tamamdır o halde. Zaten bu konuyu fazla uzatmayalım derim. Herkesin zevki, seçimleri, bütçesi farklı. Tek dileğim hiçbirimizin gereksiz şeylere takılmayıp müzik yapması. Asıl amaçtan uzaklaşmamak...
 
Neticede ortada fiziksel bir ürün var. Ve bu ürün bir çok bileşenden oluşuyor ve bu bileşenler ne kadar iyi malzeme ile üretilmişse sonuç o kadar iyi olacaktır.
Buraya kadar sanırım hepimiz aynı fikirde oluruz. "Shit in Shit out" bu kadar basit. Fakat bir yanılsama var. Yok SX'le bu tonu aldım yok Squire ile Vintage stratı dövdüm gibi.
Bu kadar adam kafa patlatıp ar-ge yapıp yanılıyor olamaz. (Üreticilerden bahsediyorum) Ben Strat dışında başka gitardan anlamam ilgi de duymuyorum. En basitinden köprü. Bence bir Strat'ın kalbi.
Daha dün ebay'de gördüm Çin yapımı 6 dolara tremolo set. Bu setle 110 Dolarlık Wilkinson Gotoh Vintage Tremolo seti bir olabilir mi? Bu pazarlama ile açıklanabilir mi? Tabii ki hayır.
Velhasıl her ürün ne olursa olsun. İster çelik bıçak olsun, ister araba, ister gitar. Parça kaliteleriyle belirlenen fiyat segmentlerinde bulunur. İstisnai durumlar dışında da alt segment bir ürün üst segmentdeki üründen daha iyi olamaz. Olsa zaten üreticiler karını ikiye üçe katlar. Yahu En basitinden Fender 7-8 dolarlık kemik üst eşiği. Vintage RI ve CS gitarlarında kullanıyor en ucuzu 1700 Dolarlık aletlerde bile 7-8 doların hesabını yapıyor. Ki 7-8 dolar bizim alış fiyatımız Fender'in ki ne kadardır kim bilir? Bir ikinci nokta ise bu tonu alıyorum meselesi biraz da kulak işi. Bazısı öyle duyup mutlu olabilir ki olsun da. Bazısı da aradaki farkı anlayıp arayışa girer. Mesele bu
 
diğer strat muadillerini bilmem ama sx ve stagg stratlar ciddi bir modifiye yapmadıktan sonra beş para etmez gitarlar.hatta ciddi modifiyeden sonr abelki ton olarak başarı sağlanır ama işçilik malzeme açısından yapılacak masrafa yazık.
 
George Gruhn "iyi bir gitar iyi bir tablodan / bir heykelden daha iyi bir sanat eseridir; hem göze hitap eder, hem ona dokunabilirsin hem de sesini duyabilirsin" der. Yani amaç sadece müzik yapmak değil, sitede "Gitarını Göster..." başlığında olduğu gibi müzikten biraz uzaklaşıp gitarları duvara da asabilirsiniz. Gitar sadece çalınmak için yapılsa arkasına desen yapmak için o kadar uğraşmazlardı muhtemelen.

Diğer bi konu:
http://gundem.milliyet.com.tr/calin...em/gundemdetay/13.11.2012/1625969/default.htm

Bu olay cennet vatanımızda oldu, kimse yıllarca duvardaki resimlerin sahte olduğunu anlamamış yani orijinallik müze gezen AB grubu insanımız için bile o kadar da önemli bi şey olmayabilir. :)

Mona Lisa'yla ilgili de konuşcam, neye göre o kadar değerli? Bizim evdeki gazetenin yanında verilen Mona Lisa tablosu da bence orijinali kadar iyi, ben bi farkını göremedim falan filan diye ama sabah sabah bu kadar yeter. :)
 
asagidaki videoda da gorulecegi gibi anlatacak şeyiniz varsa ve onu 100 dolarlık bir gitar ve 75 dolarlık bir prosesör ile anlatabiliyorsanız da herkes zevkle dinler. bir amerikali bir yapimci lennon'a konserde ne tür bir amfi ile calmak istedigini sormus, lennon "calisan bir tane" demis ya o hesap.

isin ozu her ne kadar bu olsa da, güzel görünen bir gitarinizin olmasi da onunla ne kadar zaman gecirmek istediginiz ile alakali bir durum. kadınların makyaj&estetiği önce kendileri için yapması gibi. güzel görünmesi sizi mutlu ediyor ise, ya da sapında fender-gibson-japan-usa yazmasindan memnun oluyorsaniz, alabilecek kudretiniz de var ise eger neden almayasiniz ki?

ancaaaaak, bu gitarlara bu kadar para vermek sx varken hic akillica degil yeaa diyen adamla sx almis iki manyetik takmis fener tonu aliyorum saniyor yeaa diyen adamin birbirinden hicbir farki yok. ikisi de olmamak lazım. tamamen bütçe, kulak, zevk meselesidir. 1000 liralik cort gitarim var, amfim yok, prosesörle caliyorum. 57 bassman'a takilmis gilmour signature strat calan adam kadar keyif aliyorum calarken, belki ondan cok egleniyorum. aslolan yaptığınız müziktir, onu ne ile yaptiginiz tamamen ikinci planda. iyi caliyorsaniz herkes dinler. buyrun satriani, ton çok güzel değil ama adam keyif alıyor calarken bence hissediyorsunuz aldigi keyfi. ne ile caldigina bakmamis, kopmus gitmis iste adam. ve bir yerlerde bu ekipmanla calsa yine satrianidir :)

 
Milletimizin görmemişliği ve marka merakı her konuda var zaten profesyonel seviyedeki müzisyenler gitarlar arasındaki farkı 12 yaşında gibson isteyen çocuktan çok daha iyi anlar şöyle düşünün eric clapton un kullandığı gitarla bize satılan aynımı? belki aynı belki değil bunuda profesyonel kulaklar anlayabilir o yüzden gitarları fiyatları yerine duyduğumuz seslere göre değerlendirmeyi öğrenmemiz lazım
 
Milletimizin görmemişliği ve marka merakı her konuda var zaten profesyonel seviyedeki müzisyenler gitarlar arasındaki farkı 12 yaşında gibson isteyen çocuktan çok daha iyi anlar şöyle düşünün eric clapton un kullandığı gitarla bize satılan aynımı? belki aynı belki değil bunuda profesyonel kulaklar anlayabilir o yüzden gitarları fiyatları yerine duyduğumuz seslere göre değerlendirmeyi öğrenmemiz lazım

Sanki iyi bir şeyler söylemeye çalışmışsın gibi ama, ah şu "İmla Kuralları" denilen şey ah!! Biraz uysaymışsın maksadın çıkarmış ortaya.
 
İnsani zaafların: 'İstek, arzu, takıntı, saplantı, fetişizm' vs. adına ne derseniz deyin herhangi bir milliyeti ya da ırkı yok bana göre. Bu nedenle şu millet şöyledir, bu millet böyledir şeklinde genellemeler yapmak bizleri en azından bu konuda kesin bir doğruya ulaştırmaz kanaatindeyim. Neticede hepimiz öyle ya da böyle aynı aşamalardan geçerek belirli bir olgunluğa erişiyoruz. Şahsi fikrimce, gitara veya herhangi bir enstrumana sevdalı her arkadaşımızın elinden her tip model ve markada alabildiğince çok sayıda cihazın geçmesini temenni ederim. Fender strat ile çalmak nasıl bir duygu, telecaster ile nasıl? Gibson LP ile müzik icra etmek nasıl bir his? Tokai LP ile Gibson LP arasında ne fark var? Yamaha SG hakikaten Gibson LP katili mi? Her cihazın insana verdiği, insanda uyandırdığı farklı farklı hisler var. Bunları anlamak için bizzat tecrübe etmek, bu enstrumanlara sahip olamasak bile en azından bir müzik mağazasına gidip deneyerek ya da kafa dengi bir müzisyen arkadaşımızdan ödünç alıp, bu gitarlarla müzik yapmak, vakit geçirmek, incelemek vs. merakımızı yenmek ve tatmin etmek için en kestirme ve ekonomik yol olacaktır.

İlk gitarım, 1986 senesinde bir komşumuzun hediyesi olan Singapur malı bir akustik gitardı. 1960'lardan kalma, haşat bir gitardı. Kılıfı bile yoktu, genişce bir naylon torbanın içine koyup İzi hoca'nın Kurtuluş semtinde yeralan evine (yağmurlu bir bahar gününde) derse gitmiştim. İzi hoca, bu gitardan hemen kurtulmalı ve mümkün olan en kısa sürede ya adam gibi bir akustik gitar ya da elektro temin etmelisin demişti. :) 1992 senesine kadar yeni bir gitar alma imkanını bulamadım, araya başka şeyler girdi ve gitar olayını da belli bir süre ihmal ettim. Nihayet 1992 senesinde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi'nde okuyan bir arkadaşımdan 2. el ama oldukça iyi durumda bir Hohner St Special satın alabildim. Harika bir gitardı, bu gitarımla oldukça keyifli zamanlar geçirdim. Daha sonraki yıllarda elimden çok çeşitli gitarlar geçti. Carvin'den tut, Dean'e, Yamaha, Fender, Parker, Framus, Tokai, Vantage, Gibson'dan SX'e, Giannini'den tut Tagima'ya kadar bir sürü marka ve modelde gitarı, bas gitarı deneme ve sahip olma şansım oldu.

Marka takıntım var diyemem. Marka benim için hiçbir surette ön planda olmadı, belirleyici unsur çoğu zaman için 'kalite' idi. Bana vereceği 'his, keyif, çalım rahatlığı, ton' gibi temel unsurlardı, hala da öyle. Ve en beğendiğim gitarlar yetenekli herhangi bir lütiye'nin elinden çıkma 'el yapımı' olanlar. Eklektik bir zevkim olduğu için hem Jazzmaster model bir gitarı, hem de bir Steinberger headless'i aynı oranda beğenirim. Fakat, gerek gövde biçimi gerekse verdiği keyif ve çalım rahatlığı nedeniyle birinci tercihim 'flying v'.

Mesela şöyle: http://www.ebay.com/itm/Handmade-Flying-V-/200995595894?pt=Guitar&hash=item2ecc456676

Son 20 sene zarfında vuku bulan bunca maceralı, keyifli enstruman alma-satma-değiştirme vs. tantanasından sonra şu an itibariyle (2010 senesinden beri) elimde bulunan tek gitar el yapımı bir Flying V. Mini gövdeli explorer model gitarları da seviyorum. Dean Hollywood Z sahibi olmuştum bir süreliğine, bomba gibi manyetikleri vardı. Evil-bay'de ucuz ve sağlam durumda bir adet düşürebilirsem tekrar aynı modeli satın almayı düşünüyorum. Benim hikayem de böyle sevgili forumdaşlar.
 
Son düzenleme:
Ben sırf bu marka saplantısında olmamak için, hem de "SX'e amerikan Fender manyetiği taktım, meksika Fender'i dövdü, Squier'i tokat manyağı yaptı" durumunda olmamak için hep ikisinin arasında kalan ürünlere yönelirim. Her zaman bu ikisinin ortasını bulmaya çalışırım hayatta. Sx çok ucuz, Fender çok pahalı. İkisinin ortasında Godin Session, Schecter California, Yamaha Pacifica212 var mesela. Lambalı Fender amfi pahalı, Boston ucuz. İkisinin ortasında Kustom, Blackstar var. Orta her zaman iyidir :)
 
Tabii ne ona ne de buna yaranamama gibi bir durum da mevcut. Ucuz gitar alıp manyetik taksak "Çık! Olmaz", para biriktirip dönüp iyi bir gitar alsak bu sefer de "Vayy! Marka Fetişi" de denebiliyor. Hani iki ucu herzeli değnek durumu da var biraz.

Ağacı iyi bir SX biraz takviye ile Meksika Fender'i dövemez mi? Veya bir Tokai, Burny, veya Greco Gibson LP ile yarışamaz mı? Döver de, yarışır da. Denk geldikten sonra nakavt bile eder.

Bu yüzden de insanları deneysellikten, aramaktan vazgeçirmeye kimsenin hakkı olamaz. Deneyin, kurcalayın. İşin keyifli yönlerinden biri de zaten budur. Yoksa alsın herkes Fender'i, Gibson'ı, Ibanez'i çekilsin köşesine oooh! Babalar gibi kafalar rahat, dert yok tasa yok, mutluluk var şeklinde takılalım.
 
Geri
Üst