Nikko kullanıcısının son içeriği

Tekercik güzel değil ki tutmamış. Ayrıca çok da komik bir şey. Ama bilgisayarı gerçekten iyi bulmuşlar. Bir de bilgisayar kelimesi ilk ortaya çıktığında TDK'da çalışan insanlar farklıydı tabi, bunu da gözönünde bulundurmak gerek.

Kim kapitalist diye nitelendiriyor bilmiyorum ama Fransa ve İskandinav ülkeleri sosyal demokrasiyle yönetiliyorlar.

1894 doğumlu İngiliz yazar. Öncelikle her konuda bilgili muhteşem bir adam. Her konuda fikri olan ve tüm bu fikirlerini gerçek temeller üzerine oturtan biri. William Blake'ten ve doğu kültürlerinden (özellikle tantrizm) etkilenerek kendi ütopyası Ada'yı ve anti-ütopya olan Cesur Yeni Dünya'yı...

En sevdiğim filmdir. Robert De Niro muhteşem oynamış zaten, o karakteri çok iyi yansıtmış. Harvey Keitel ve Jodie Foster da olunca müthiş bir kadro ortaya çıkmış. Filmin sonlarında Robert'ın oteldeki adamı magnumla elinden vurması en iyi sahnelerden biri bence. De Niro'nun diğer bir gençlik...

DaYs_oF_PuRGaToRY Yanlış anlama, bunu tartışma çıkarmak için söylemiyorum, ama yazında sayılamayacak kadar çok yazım yanlışı var. Bu yüzden daha önce de söylediğim gibi önce kendimizi düzeltelim, ondan sonra başkalarına laf söyleyelim. O zaman o insanlar söyleyecek laf bulamazlar çünkü.

Ya herkes geçirmiş bu insanlara - belki de en çok karşı olanlardan biriyim dilin yanlış kullanımına - ama buraya yazanların çoğu da dört dörtlük değil sonuçta(buna ben de dahilim). Bu forum başlığında bile çok yazım yanlışı var. Önce kendimizi düzeltelim, ondan sonra laf söyleyelim başkalarına...

Ben okuyamadım daha ama Balzac'ın kralcı ve Katolik olduğunu duymuştum, ama yazdığı romanlar öyle değil sanırım. Önemli olan bu değil aslında, edebi değeri asıl önemli olan. Şu Proust'u bir bitireyim, başlayacağım Vadideki Zambak'a.

Muhteşem bir mizahçı. Tam anlamıyla beni güldürebilen tek karikatürist. Penguen'deki köşesini çok beğeniyorum.

Bir ışık yılı, ışığın bir yılda katettiği uzaklıktır. Bir ışık yılı = 9.3 x 10 üzeri 12 km

Bahsettiğin şey astroloji. Astronomiyle o çok ayrı şeyler.

Ben pek hoşlanmıyorum ama istisnalar çıkabiliyor. Kurosawa'ya zaten söylenebilecek bir şey yok, herif muhteşem. Bir de iki yıl önce Havai Fişekler diye bir film izlemiştim, o da çok hoşuma gitmişti.

Hayaller nesnel gerçeklikler olmayabilir ama hayalleri ortaya çıkaran ve sonunda ortaya çıkan da yine nesnel gerçekliklerdir. Gerçekleşmeyen bir hayal de gelişime yarar sağlamaz. Ama ka'nın sorguladığı şeyi ben de anlamadım, neyse gelince öğreniriz.

Dansı hiç sevmem, yeteneğim de yok zaten. Ama müzik dinlerken hep kendimden geçerim ve ritm tutarım sürekli.

Bu konuya kafayı takmış olanlardan biri de Aldous Huxley'dir. Her ne kadar sadece hayatının son dönemlerinde de olsa. E ben de o kadar uyuşturucuya boğulsam ben de böyle olurdum. Bu arada yazılanların çoğunun mistisizmle ilgisi olduğunu düşünmüyorum.

Sanother haklısın ama senin de söylediğin gibi Sinan Çetin filmlerini tamamen maddi kazanç için yapıyor, ve içlerinde en ufak bir sanat değeri olduğunu düşünmüyorum. Yani sadece adında bağımsız sinema oluyor, ama aslında amacı para kazanmak olduğu için geniş bir kesimin beğeneceği filmler yapmak...