Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Boynum moynum ağrıyor hâlâ evet. Bar taburelerinde oturup, biralara yaslanmak suretiyle tüm ciddiyetleriyle sahneye doğru sakiiin sakiiin bakabilenlere şaşkınlıkla baktım evet. Gün içinde yoruluyoruz tabbi.
Sahne coşkusu, performansı ve özellikle son şarkı (neydi lan?) daki kafası başka...
Akif'e, Echoes'a, Down Under'a, Son şarkıya kadar kafamı taşıyan boynuma, müziğe, samimiyete, gerçek müziğe, tadımlık müziğe, uykulu uykulu bana bu yazıyı yazdıran her şeye teşekkür.
Eyvallah yani.
Ben dün ilk kez dinledim Kakao'yu. Bu tarz bir repertuar pek ilgi alanım değildir :roll: ama keyifle dinledim ve eğlendim. Baterist çok iyi; crash refleksleri tam kıvamında ve geri vokal olarak yakaladığı melodiler keyifli. Vokalist nefis. Gitarist zaten Joker'den beri bildiğimiz mevzuya hakim...
Ses düzeninin istihap haddi mi budur, yoksa halden anlayan :wink: dj Akif’imizin elinden gelen mi budur; bilmiyorum. Bu Salı, dış provakeleri saymazsak, neredeyse yıllardır birlikte çalar gibiydiniz. Geçen konserde “metronomu getirsene” , “repertuarla ilk tanışmam da” türü aksaklıklar vardı...
Bu filmin gerçekten çok güzel bi film olduğunu, sinemada izledikten 1 ay sonra fark ettim.
Carrey, ideal erkek gestusunu patlatana kadar, komedi filmleriyle tupgun tarzı blöfüne maruz kaldık.
Dün iyiydiniz. Sakarya mekanımtırağında bize bu müziği ve çabayı dinlettiğiniz için teşekkürler. Sizi sadece 3 kere izledim ama dün gerçekten başka geldi bana. Klavye ve geri vokal (!) inanılmaz geliştirmiş, ilerlemiş. Sahne yüzü, duruşu, ritmi gayet keyifliydi. Amatör ruhun emek ve zaman...
Yok, sana atıfta bulunan bi piyasalaşma mevzuu yok orda zaten. Aksine, filmin tırtlığının getirdiği piyasalaşmadan söz ediyorum. Adam senaristken ve yaşarken başka, adına saygı duruşu mahiyetindeki bu film başka, anlamında..
Film gösterime gireli baya oldu, kalkmıştır bile sanıyordum ben. Hayeksever olsam da, kadının bazı sekanslarda "napıyorum ya ben? işlerin sarpa sardığı bir filmde oynuyorum galiba" sını oyunculuğuna yansıttığını görmek mümkün. Ama, Fante aslen senarist zaten. Hollybut tan yemiş ekmeğini. Yani...
Betty Boo diye bir çizgi karakter vardı, biz bütün mahalle kızlarıncanak annelerin kırmızı rujlarını ve saç maşalarını afırtmıştık.
Kendimizi Betty Boo sanıyor olmamız, Benim KENDİMİ Fame dizisinde yaşıyor sanmamdan daha küçük çaplı bir fiyasko tabi. Kış vakti, valizlerden çıkardığım...
İşini iyi yapan, bir de üstüne keyifle yapanların hastasıyız.
Motivatör - roadrunner :roll: Koray'ın, Kemal'in ve vokalistin (adam nefis yahu), Bulloween'in ekstra hastasıyız.
Boynum koptu be! Yalnız, sadece benim boynum mu koptu; milletin coolluğu üstünde maaşallah! Kendilerini keriz...
Yeş! Üstüne bastın..
Nicon D200!
HP ler enteresan bir şekilde foto mak. üretiminde klasman dışı kalıyor. Siemens cep teller ve Beko beyaz eşyalar gibi..
Canon 350D EOS diyosun, da.. Filmli makina arayışında olsam Kodak yada Canon tercih ederim. Dijitalde, alternatif arayışındayım...
Çocukluğum, ahh.. Daha sözcüklere dönüşmeden acı verdi lan.
Neyse.. Çocukluğum, Bafra-çay-rakı üçgeninde doya doya gezindiği halde canavar gibi sağlam akrabalarım, mahalle esnafı amcalarla hapis (ne biçim vakit alır, çekirdek çitlemek gibi mübarek!) ile kamp turnuvalarında babamın ekürisi...
Teknoloji ürkekleri vardır ya, eninde sonunda mevzuya bulaşırlar ama hep geç kalırlar ve tanıyışları kendiliğinden değil, ezber bir öğrenmedir. Ben de onlardanım. TEKTOLOJİden ürküyorum. E, ama fotoğraf sanatının hastasıyım. Nasıl olacak?
8 senedir baba yadigârı prof. Yashica'yı kullanıyordum...
Uzmanı değilim. Bu tip durumlar mesleki rahatsızlık. Tanıdığım bir grafiker arkadaş, ahşap ve plastikle uğraşan annem ve gitarist bir arkadaşın başına da gelmişti. Kesecik seni rahatsız edeceğinden, farkında olmadan elini kasacak ve gerilmelere sebep olacaksın, kas gevşeticiyi bu yüzden...
O erkek ile o kadının, fiziksel ve ruhsal aşk evrimini, ölmeme tutkusunu anlattığı Parfümün Dansı’nı duymuşsunuzdur.
Elektra kompleksli bir fıstıkla obez medyumu kanka yapıp, üstüne de ekonomi kavramıyla doğanın sırlarının ortak paydasını bulmak ve cinselliği kutsamak anca Robbins’in...
Spoiler içeriyor olabilir. Görecelidir.
:elsalla
Valla Enchant, bence çok hevesli gitme. Mia farrow dışında (İçerik değilse de biçim olarak ensest tarafından kırılmış kalbi gözlerine pek yansımış. Kurban Rosemary'ye tersine göndermeleri de olmasa çekilir rol değil :wink: ) tanınmış kimse...