Sorgu için arama sonuçları: *

Güney Kore sinemasına baya ilgi duyuyorum, bi tane de oradan bişeyler yazalım. 2006 yapımı bir Park Chan-wook (Old Boy) filmi "I am a cyborg but that is OK". Korece ismini yazamam, hatta çok istesem bile yazamam :) Alın size imdb linki: http://www.imdb.com/title/tt0497137/

Vay, bu filmi daha yeni mi açıyorsunuz ? :) Çok güzel filmdir. Çok basit bir mesajı var ama onu vermek için binbir türlü numarası var.

İngilizler amerikalılardan daha iyi gerilim konusunda. Benim fikrim tabi bu.

Sinemaya ne oluyor anlamadım. Çocukluğumuzun çizgi filmleri birer birer film oluyor. Ninjalar, He-man (çekiliyormuş sanırım) derken, şimdi bi de Transformers. Otobotlar değişin o zaman :)

"Live action" tabir edilen uyarlama, yani animasyon filmlerin gerçek oyuncularla film olarak beyaz perdeye taşınması bu animasyon için de yapılacak. Projenin başına getirilen isim benim pek sevdiğim, ama bu projenin içine girmesi hiç de hoşuma gitmeyen "M. Night Shyamalan". Filmin hem yazarı...

Her filminde aynı rolü oynayan, popüler sinema sektörünün demirbaş oyuncusu. Bu da benim yorumum :)

Ya şu TV'de reklamlarını gördüğümüz festival hangisi ? Hani animasyon bi politikacı "kısa filmler uzayacaaaak" diye vaatler veriyor :) Bayılıyorum. Festival reklamları zaten nedense çok iyi oluyor.

Aslında olay örgüsünün en sonunda olan şey filmin en başındaydı. Başa doğru gittik, ne olduğunu öğrendik, ama öğrendiğimiz şey beni tatmin etmedi. Vaktimi boşa harcamış gibi hissettim.

Hala küçükken olduğunuz kaplumbağaysanız, büyümemişsiniz demektir :)

Biz de kurban veriyoruz tanrı(lar)ya :) Eğer mevzuyu oraya getirirsen, hepimiz ilkeliz, ki elbette öyleyiz bi bakış açısına göre. Ama benim demeye çalıştığım bu değildi. Neyse konuyu farklı bi noktaya çekmeyelim.

Filmi izleyenlere bi sorum var, filmde Mayalar vahşi bir kabile olarak mı, yoksa zamanına göre son derece gelişmiş, bilimsel bi çok keşfe imza atmış bir medeniyet olarak mı tasvir ediliyor. Hangisinin doğru olduğunu siz de biliyorsunuz. O yüzden soruyorum. İkinci seçenekteki filmi çekseniz kimse...

Bu biraz da amerikan kültürünün "kahraman" olgusunu çok sevmesiyle alakalı sanırım. Hepimiz az çok biliyoruz, kahraman yaratmaya bayılırlar. Ağaçtan kedi kurtarana adama bile gıptayla bakarlar. Bireye yönelik bir bakış açısı. Bazen bize uzak olduğunu hissediyorum. Biz öyle sivrilen tipleri pek...

Bir kasaba dolusu sıradan insanın hayatı reyting alır mı acaba :) O diziyi bilmiyorum bu arada. Ama sana hak vermiyor da değilim, bilim kurgu sever biri olaraktan şunu söyleyebilirim, işin iyice suyunu çıkardılar :) Elbette hiç bir yapım, tam olarak hiç kimseyi memnun etmeyi başaramaz. O ayrı...

Bu bahsettiğin mevzular ilk filmde o kadar sıcak ve samimi işlendiki, özellikle kaplumbağaların kardeşliği ve birbirlerine olan bağlılıkları filan sorgulandı, yemin ediyorum en baba dram filmini getirseniz bu kadar samimi bişey çıkamaz ortaya. Yani o kaplumbağaları, kaplumbağa gibi değilde...

Bence aksiyon ve korkudan çok, bilim kurgu yönüne ağırlık verilseymiş çok güzel bişey çıkabilirmiş. Ne bilim, artık öcülerden böcülerden korkacak zamanda değiliz, John Carpenter o konuda zaten zirveye ulaştı zamanında, uzatmanın bi alemi yok.

Hey gidi :) Malesef filmin sonunda emo kızı yerin dibine soktular o beni sinir etti. Ne diye insanları değiştiriyorlarki, herkes kendi gibi olduğunda güzel. Bu arada filmdeki sarışın ufaklığı (inek öğrenci), Dead Zone isimli dizide başrolde görebilirsiniz.

Amerikan bilim kurgu anlayışı iyice Süpermen zamanına dönüş yapıyor, ya da hep öyleydi ama ben farketmedim. Sürekli olağanüstü güçleri olan insanlar, X-men, 4400, Heroes, aslında kabak tadı verdi gibime geliyor. Sizi bilmem. Bu arada bu dizideki hiç bir karakter üzgünüm ama sempatik değil. Hepsi...

Keşke sadece zaman olsa, gerçek olup olmadığı bile belli değilki :) Anladığım kadarıyla tamamen kağıt üstünde yaratılmış bi model bu Sicim dedikleri. Gözlemlenmesi mümkün olmayan varsayımsal bi model. Canı sıkılan bilim adamlarının marifeti gibi sanki :) Ama dur bakalım valla bi gravitonu başka...

Şöyle bişey okumuştum. Bi adam ve bir duvar var. Bu adam, duvara ulaşmak istiyor. Duvarla arasında 5 metre mesafe var. Şöyle bir yöntem uyguluyor. Her hamlesinde duvarla arasındaki mesafenin yarısını gidecek şekilde hareket ediyor. Önce duvarla arasındaki mesafenin yarısını katediyor ve duvarla...

Bu CERN projesinin "LHC"si yani, hadron çarpıştırıcısı tamamlandığında, dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısı olacak. Bi tane de amerikada var Fermilab'da. Özellikle Sicim teorisi destekçileri bu LHC'nin bitmesi ve çalışmaya başlamasını 4 gözle bekliyorlar, çünkü Fermilab'da bi türlü kanıt...