Kişisel görüşüm, solo kavramı üzerinde daha çok çalışılması gereken bir durum, ancak gitar çalmaya istekli bir insan kimi konulara hakimdir, kimilerine değildir, bir virtüöz kapsamlı olarak birçok teknik hakkında bilgi sahibi olup hakkıyla icra edebilir. Metal için konuşacaksak oturup Marty'nin sololarına heveslenip tabları seyretmek çok ileriye götürmeyecektir sizi, başta temel kalıplarla pratik yapmak ve zamanla farklı tekniklere yönelmek daha kolay bir şekilde gelişmenize fayda sağlar.
Nasıl ki Black Sabbath riffleri metalin temelidir, yine Sabbath sololarıyla en temel lickleri gamları kavramaya başlamak, bunları temiz şekilde çalmak, tuşe kontrolü, doğru notadaki bendler, kıvamında vibratolar gibi bana göre bir soloyu dinlenebilir hale getiren temel bileşenler üzerinde pratik yapmak size sağlam bir temel hazırlayacaktır. Bu noktadan sonra ise hangi gitaristler daha hoşunuza gidiyorsa, hangilerini dinlemek/çalmak keyif veriyorsa onların tekniklerinden başlamak istediğinize ulaştıracaktır.
Kendi geçmişimden örnek vermem gerekirse ortaokulda çaldığım Metallica şarkılarında sololar gelince ben arkadaki riffleri takip ederdim çünkü günümüzde en sıradan gitaristlerden birisi olarak görülen Kirk'ün soloları bile imkansız görünürdü, ardından lisede Megadeth ile tanışıp, 30 yıllık 0-0-0-0-0-0 ların ardından çok daha kompleks rifflerle karşılaşıp onlar üzerinde çalışmaya başlayınca bir süre sonra farkettim ki parmaklarım hızlanmış, elim 1 2 sene önce hiç ummadığım noktalara kendiliğinden gidiyor, Metallica sololarındaki rastgele shredlere çok daha rahat eşlik edebiliyorum.
Tabi ardından bu da kesmez oldu, yıllar içinde birçok farklı gitaristi inceleyip onların eğitim videolarından birşeyler kapmaya çalıştım, bunlardan birkaç örnek olarak, temiz ve kontrollü çalmak adına Richie Kotzen güzel bir yol göstericiydi, ardından biraz daha hızlanmak istediğimde Malmsteen'e yöneldim, tabi 3 5 basit lick dışında sonuç hüsran 😀 Sweep tekniğine merak saldım ama asla Chris Broderick gibi gitaristlerin makine vari çalımını sevmedim. Bu insanlar günde belki 8 10 saatini gitar çalmaya ayıran, inanılmaz teori sahibi, hayatını bu işten kazanan virtüözler, ancak yine Broderick ile iş yapan ve Nevermore ile tanıdığım Jeff Loomis çok daha çekici geldi, yer yer melodik yer yer hızlanan ve tekniğe yönelen çalımı bana çok daha hitap etti, ve o keyif veren kısımları olmasa asla çalışmak istemeyeceğim teknik kısımlar çok daha çalışılabilir bir hal aldı, her gün 1 2 saat metronomla başlayıp hızlanmaya çabaladım aylarca. Ancak farkındayım ki eğitim, sosyal yaşantı, yapılacak işler vs üst üste konduğunda bu disiplinli süreci belirli bir noktadan öteye taşıyamıyorum, bu yüzden belli kalıplar dışında yeni şeyler keşfetme, keşfettiklerimin üzerine kafa yorma, disiplinle çabalama aktivitelerim çok azaldı ortaokul/lise yıllarıma göre. Bunu büyük bir özveriyle sürdüren insanlar var, çok saygı duyuyorum onlara, belki bahsettiğin "tanrı" yakıştırması abartılı olsa da bu insanlar takdiri fazlasıyla hak ediyor.
İşin özeti; belki de birşeyleri araştırmaya başladığında karşına çıkabilecek en pooüler örnekler üzerinden konuyu anlatmaya çalıştım, kendi planını çizdikten sonra onlarca yüzlerce isimle, teknikle karşılaşacaksın ve bu öğrenmenin sonu yok, metalde zirveye ulaşacaksın ama blues dinleyeceksin oradaki yapıyı yabancılayacaksın mesela, bir anda dipte bulacaksın kendini, bu yüzden söylemeden geçmeyeyim tek yönlü de ilerlememekte fayda var, 260 bpmde sweep atıp Clapton'ın milyonda biri etmeyecek kadar hissiyata bile sahip olmayan iş yavan gelir mesela bana. Bu yüzden araştır, sabırlı ol, hayatın izin verdikçe disiplini elden bırakma. Riffler üzerine çalışıp formunu korumak sadece kilonu kontrol altında tutmak gibi, ama üst düzey teknikleri öğrenip onları her an zirvede tutmak her gün salonlarda kaslarını en kusursuz halde tutmaya çalışan sporcular gibi. En kusursuza ulaşıp 24 saat dokunmasan bir adım da olsa geriye gideceksin mutlaka.
*Sabah sabah ne yazdım be, daha kahveyi içmeden çok saçmalamadık umarım