İlk gitarı satmak

Çevredeki insanların "elektro gitar çalacaksan klasik gitarla başla" lafı üzerine bir müzik mağazasına gidip alınan o gitar, gitarı eline aldığında ki heves ilk 2 3 hafta asla çalmayacağını düşünmek.. bir an önce elektro alıp çalmak istemek, babana gidince önce klasiği adam akıllı öğren demesi (Albert hall) performansı beklemesi sonra hiç dinlemediğin halde babanın en sevdiği şarkıyı çalıp onun gözüne girmeye çalışmak.. En son elektro gitar alınır ve o son gelir klasik gitar bir köşeye atılır arada bir fingerstyle videosu izler eline alırsın sonra sesini beğenmeyip gitarı tekrar bir köşeye kaldırırsın ve paslanmaya mahkumdur sonra cüzi bir fiyata satarsın ve içine bir öküz oturur çünkü ilk gitardır. Siz ilk gitarınızı sattınız mı? :)
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #4
İlk gitarım Ibanez dreadnought akustik, ikincisi Cort g100 idi. İkisini de yıllarca satış sitelerinde aradım fakat bir türlü denk gelemedim. Elimde bu iki gitarın yan yana olduğu bir fotoğraf var. Ara sıra bakıp kendimi darlıyorum.
O gitarların başına bir şey geldi mi yeni sahibi benim kadar iyi baktı mı korkusu zor bir durum forumlarda veya ikinci el sitelerinde bu fiyatları gitarları bulursam size linkini atıcam gitarınızı ne olursa olsun tanırsınız ')
 
İlk gitarım beyaz pickguard'li siyah bir Squier Bullet Strat idi. Aldığımda yurt dışında yaşıyordum. İki sene sonra ülkeden ayrıldığımda evi sublease ettiğim kişiye (ücretsiz) bıraktım gitarı. Hiç çaldı mı bilmiyorum :) Çok ucuz bir gitar olduğu için pek bir pişmanlığım yok. Yanımda taşımak istesem efora değmeyecekti.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #6
İlk gitarım beyaz pickguard'li siyah bir Squier Bullet Strat idi. Aldığımda yurt dışında yaşıyordum. İki sene sonra ülkeden ayrıldığımda evi sublease ettiğim kişiye (ücretsiz) bıraktım gitarı. Hiç çaldı mı bilmiyorum :) Çok ucuz bir gitar olduğu için pek bir pişmanlığım yok. Yanımda taşımak istesem efora değmeyecekti.
Hocam elektroyla başlamak bile şahane bir şey flemenko müzik çalmıcaksanız klasikle başlamak tamamen vakit kaybı, sonuçta squier yani eski bir gitar olmasına rağmen Türkiye fiyatı yine tavan..
 
İlk gitarım prince marka bir akustikti. 1 sene kadar çaldım sonra elektro gitara geçtim. O gitar hala annemlerde durur arada açar temizlerim bir iki tıngırdatır kaldırırım tekrar. Ucuz bir gitar olmasına rağmen aldırana kadar canım çıkmıştı o yüzden bende yeri ayrıdır. Sonraları ne zaman pahalı ve hemen alamayacağım bir ekipman olsa o gitar aklıma gelir. Sadece çalmayı değil sayesinde sabretmeyi de öğrenmişim resmen. 😀
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #8
İlk gitarım prince marka bir akustikti. 1 sene kadar çaldım sonra elektro gitara geçtim. O gitar hala annemlerde durur arada açar temizlerim bir iki tıngırdatır kaldırırım tekrar. Ucuz bir gitar olmasına rağmen aldırana kadar canım çıkmıştı o yüzden bende yeri ayrıdır. Sonraları ne zaman pahalı ve hemen alamayacağım bir ekipman olsa o gitar aklıma gelir. Sadece çalmayı değil sayesinde sabretmeyi de öğrenmişim resmen. 😀
Çok güzel bir anı hayatın boyunca unutmayacağın cinsten :)
 
Çocukken evde aileden kalma gitar var diye onları kullanmak zorunda kalmıştım, ilk kendi gitarımı ortaokulda Tünel'de La La Mi'den aldım Masterwork marka bir strattı. Sonradan kendime yeni gitar alınca başlamak isteyen bir arkadaşıma ödünç vermiştim, verdikten 2-3 gün sonra kendine yeni bir tane almıştı hatta. Birkaç ay sonra aklıma gelince o gitar noldu diye sorduğumda laubali bir tavırla "hmm bilmem ki yaa" demişti, çöpe mi attın dediğimde de bilmem olabilir demişti.. hatta o zaman kendi gitarını ver dediğimde de istersen kiralıyim demişti it, o gün bugündür kin tutarım o ite..
 
Çocukken evde aileden kalma gitar var diye onları kullanmak zorunda kalmıştım, ilk kendi gitarımı ortaokulda Tünel'de La La Mi'den aldım Masterwork marka bir strattı. Sonradan kendime yeni gitar alınca başlamak isteyen bir arkadaşıma ödünç vermiştim, verdikten 2-3 gün sonra kendine yeni bir tane almıştı hatta. Birkaç ay sonra aklıma gelince o gitar noldu diye sorduğumda laubali bir tavırla "hmm bilmem ki yaa" demişti, çöpe mi attın dediğimde de bilmem olabilir demişti.. hatta o zaman kendi gitarını ver dediğimde de istersen kiralıyim demişti it, o gün bugündür kin tutarım o ite..
Bu nedir arkadaş, nasıl bir tavırdır ben olsam g*tüne sx sapı sokar distortionda çalardım
 
Solak çalmaya debelendiğim dönem validenin yamaha g55a klasik gitarını tellerini ters takıp kullanıyordum. Akor nedir akort nedir, pena ne işe yarar & nasıl tutulur, manyetik neyin nesi & neden ihtiyacım var ve daha bir dolu temel bilgiyi o gitarla öğrendim. 24 yıl sonra hala kendisinde o gitar. Cilasının haşatı çıkmış, sapı yamulmuş vaziyette de olsa nispeten tıngırdatılabilir bir duvar süsüne dönüşmüş durumda.

İlk sağlak (evet böyle bir tanım yok ama olmalı) elektro gitarım ise fender strat çakması wings marka berbat bir çin çöpüydü. Aldıktan 6 ay sonra falandı sanırım, humbucker ve floyd eşik sevdasıyla vic marka (yerli gofreti) bir başka beş para etmez bir gitar için peşinat yapmıştım. Bir dolu acemilik, toyluk, hata üstüne hata ve kötü tecrübe ile bir gitar nasıl olmamalı, neden gitar alırken “idare etsin” mantığından özellikle uzak durulmalı acı bir şekilde öğrendim.

Bu sebeple hiçbir zaman “ilk gitar” mottosuna kafayı takmadım, siz de takmayın bence.
 
Solak çalmaya debelendiğim dönem validenin yamaha g55a klasik gitarını tellerini ters takıp kullanıyordum. Akor nedir akort nedir, pena ne işe yarar & nasıl tutulur, manyetik neyin nesi & neden ihtiyacım var ve daha bir dolu temel bilgiyi o gitarla öğrendim. 24 yıl sonra hala kendisinde o gitar. Cilasının haşatı çıkmış, sapı yamulmuş vaziyette de olsa nispeten tıngırdatılabilir bir duvar süsüne dönüşmüş durumda.

İlk sağlak (evet böyle bir tanım yok ama olmalı) elektro gitarım ise fender strat çakması wings marka berbat bir çin çöpüydü. Aldıktan 6 ay sonra falandı sanırım, humbucker ve floyd eşik sevdasıyla vic marka (yerli gofreti) bir başka beş para etmez bir gitar için peşinat yapmıştım. Bir dolu acemilik, toyluk, hata üstüne hata ve kötü tecrübe ile bir gitar nasıl olmamalı, neden gitar alırken “idare etsin” mantığından özellikle uzak durulmalı acı bir şekilde öğrendim.

Bu sebeple hiçbir zaman “ilk gitar” mottosuna kafayı takmadım, siz de takmayın bence.
Solak çalmaya debelendiğim dönem validenin yamaha g55a klasik gitarını tellerini ters takıp kullanıyordum. Akor nedir akort nedir, pena ne işe yarar & nasıl tutulur, manyetik neyin nesi & neden ihtiyacım var ve daha bir dolu temel bilgiyi o gitarla öğrendim. 24 yıl sonra hala kendisinde o gitar. Cilasının haşatı çıkmış, sapı yamulmuş vaziyette de olsa nispeten tıngırdatılabilir bir duvar süsüne dönüşmüş durumda.

İlk sağlak (evet böyle bir tanım yok ama olmalı) elektro gitarım ise fender strat çakması wings marka berbat bir çin çöpüydü. Aldıktan 6 ay sonra falandı sanırım, humbucker ve floyd eşik sevdasıyla vic marka (yerli gofreti) bir başka beş para etmez bir gitar için peşinat yapmıştım. Bir dolu acemilik, toyluk, hata üstüne hata ve kötü tecrübe ile bir gitar nasıl olmamalı, neden gitar alırken “idare etsin” mantığından özellikle uzak durulmalı acı bir şekilde öğrendim.

Bu sebeple hiçbir zaman “ilk gitar” mottosuna kafayı takmadım, siz de takmayın bence.
Sokak gitarı sağlak :) gitara dönüştürmen o azim falan çok iyi ya böyle hikayeleri seviyorum sonra gitarda çok iyi yerlere gelince duygulanıyor olmalısın, ilk gitarımı Bursluluk paramla almıştım kendin alınca kıyamıyorum insan o yüzden önemliydi benim için')
 
neden gitar alırken “idare etsin” mantığından özellikle uzak durulmalı acı bir şekilde öğrendim.
Şu anda forumun %45'i bunu yapmaya çalışan, %45'i de buna gaz verip dandik dandik gitarları al hocam sonra modifiye edersin diyenlerle dolu. Kalan %10 ben ve benim gibi düşünenler ise yazmaktan bıktık, siz de yaşayın siz de öğrenin moduna girdik. Bu şark kurnazlığı yüzünden hiç ilerleyemiyoruz. Şimdi elitist gibi konuşma diyecekler bana ama öyle kardeşim, ucuz mal alacak kadar zengin değilim lafı boş geyik değil tecrübe sonucu ortaya çıkmış.
 
ilk gitarım cort kx-5 idi. gitara dair ne varsa bunda öğrendim. ayarları, çalışşma prensibini, elektroniği, mekaniği, boyayı, cilayı,... en son boyası kazınmış, elektronikleri türlü türlü farklı bağlanmış, sapıyla adam dövülmüş şekilde gazeteye sararak, parça parça istanbuldan samsuna gönderdim...
 
İlk gitarım klasik gitardı, 2007 yılında 2. el olarak almıştım. Markası bilinmeyen dandik bir şeydi. 2016 yılında taşınırken kılıftan çıkartıp baktım, fretleri bile pas tutmuştu. Ben de çöpe attım.

İlk elektro gitarım, kısa bir süreliğine de olsa Jackson PS3T idi. 2008 yılında şehir dışından kargoyla yine 2. el almıştım. Gitar geldiğinde şok olmuştum çünkü patates çuvalı daha hafif kalırdı yanında. Tartmıştım ama kilosunu hatırlayamıyorum fakat benim diyen Gibson LP'yi tokat manyağı yapacak kadar ağırdı. Bu forumda veya gitarpedal'da konu açıp sormuştum, bu ağırlık normal mi diye. Gitar da beyaz renkti bu arada ve bu modelin hiç beyaz üretilmediğini, gitarın boyanmış olduğunu yazdılar. Hatta gitarı bilen biri de çıkmıştı sanırım ve gitarı aldığım kişi de foruma üyeymiş, ben de çok anlamıyorum gitarlardan, istersen geri yolla demişti, ben de yollamıştım. Gitarı artık nasıl bir kalınlıkta hangi boyayla boyadılarsa, hala aklıma geldikçe omzum, bacağım ağrır.

Sonra yine 2. elden hiç unutmam 250 YTL'ye Cort Z42 ve şu an herkesin arayıp bulamadığı meşhur tripal planet gigbag'den almıştım. Bu gitar hala bende ama sapı sökük şekilde yatağın altında duruyor. :)

Edit: İlk gitarını satmayan, hatta hala albüm kaydında kullananlara örnek. Ameriga'da klasikle başla modası yok sanırım. :) Fake Gibson Flying V (Electra)
 
Son düzenleme:
İlk gitarım Ovation taklidi Asya üretimi epey ucuz bir akustikti. 6-7 sene onu çaldım. Sesini severdim, tuşesi de cillop gibiydi ama çalması çok zordu, dizden öne kaymasını engelleme çabasıyla geçti o yıllar. Sonra bir arkadaş hacı etti onu. O dönem başka dertlerim vardı, çok üzülemedim.

İlk elektro gitarım kainattaki tüm yıldızların aynı hizaya gelmesi sonucu piyasa değerinin çok altına alabildiğim gerçek bir LP Custom'du ki hala bende. Başlarda zarar gelecek diye dokunmaya korkardım. Gençlik işte. Birlikte 25 senemiz dolacak birkaç seneye. Sonrasında elimden tonla gitar geçti hatta ben gitar yapmaya başladım ama ne kadar gitar ekipman vb. varsa hepsini satarım ama o LP'ye kolay kolay dokunamam.
 
İlk gitarım markasız siyah, iğrenç bir klasik gitardı. 2008 yılında mı ne alınmıştı. Maalesef ilk klasik gitarı öğren, sonra elektro gitar çalmayı öğrenirsin mantığıyla belli bir süre klasik gitar kursuna gitmiştim hatta kendisiyle. Sonra kurstan ayrılmak zorunda kalınca yattı. Bir ara Eirnieball(gitardan pahalı) bir tel takmıştık. Öyle kaldı, sonra ben yeniden başladım falan derken bu gitar beni hep çalmaktan soğuttuğu için Epiphone DR100 alıp Epiphone ile çalmaya başladım. Markasız siyahı da geçtiğimiz sene dolap yaparım diye ön tarafını söktüm, sonra yapamayınca da çöpe attım. Kesinlikle gitara başlayanlar o gitarlardan uzak durmalı. Akort kaçıran, fretleri kötü bir gitar isteğinizi kırıyor.
 
Ilk gitarım Sovyet yapımı bi klasik gitardı. Çok da yoğun ve güzel bi kokusu vardı sanki tütsü gibi Yıllardırköydeki eve gidince sadece koklayıp 90lara doğru ışık hızında zamanda yolculuk yapıyordum. Iki yıl önce anneme benim kırmızı gitar nerde diye sordum, parçalayıp sobada yakmışlar. Bi daha o koku hiç olmayacak diye ara ara hüzünleniyorum. Cidden çok güzel bi kokusu vardı gitarın yahu, lamine değildi ama ton ağacı olmayan ağaçlardan yapılmıştı.
 
Geri
Üst