Mesa Kabinlerdeki Ingiliz V30'lar Hk.

Henüz ciddi anlamda doğrulayamamakla birlikte, tesadüfen karşılaştığım bir bilgiyi aktarmak istiyorum:
"İngiliz yapımı V30'lar sadece Mesa kabinlerde var. Diğerlerinin hepsinde Çin yapımı V30'lar var."
Hatta bir başka söylentiye göre de, Mesa'lardaki V30'lar özel üretimmiş.

Bu bilgi doğru mu? Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bu ay sonunda yeni 2x12 kabinimi alma niyetim var. Mesa Roadster, Mesa Rectifier ve ENGL Pro 2x12 arasında kalmış durumdaydım. Açıkçası, yukarıdaki söylentiler de ciddi manada kafamı kurcalayacağa benziyor.
 
Son düzenleme:
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #4
Peki do-re'deki modellerin içinde Çin yapımı olmadığına güvenebilir miyiz? :) Malum, bazı firmalar Türkiye'ye ürün gönderirken (Dean Markley mesela) aynı isim veya modelde; fakat düşük kalite gönderebiliyor.
 
Son düzenleme:
Genelde Çin malı olanların arkalarında yazar, benim V30'u aldığım arkadaş Almanya'dan getirmişti. İngiliz üretimi olanların Türkiye'de bulunabilirliği konusunda ya da nereden bulabileceğiniz konusunda ne yazık ki pek fazla fikrim yok.
 
İngiltere Celestion fabrikasında bir hat sadece Mesa için V30 üretiyor .

Bu speakerlar Türkiye'de ve başka yerlerde de satılmıyor , tek olarak .

Mesa yedek parçası olarak belki yurtdışında bulunabilir .
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #8
İngiltere Celestion fabrikasında bir hat sadece Mesa için V30 üretiyor .

Bu speakerlar Türkiye'de ve başka yerlerde de satılmıyor , tek olarak .

Mesa yedek parçası olarak belki yurtdışında bulunabilir .

Evet öyleymiş. Zaten İngiliz V30'ların bulunabilirliği konusunda da "Biraz zor. Mesa'yla görüşün." diyorlardı. Sanırım Mesa Roadster veya Recto alacağım.

Peki Mesa veya diğer markalardaki V30'lar arasındaki belirgin tonal farklar nedir cidden? Mesela diyorlar ki: "Çin V30'larında tizler çok daha sert".
Şimdi benim elimdeki kabin Thomann'ın kendi ürettiği Harley Benton ve V30 içeriyor. Tizler, özellikle de yakın mikrofonlama yaparken cidden çok sert geliyor. Tabii ampli de 5150, karakteristik olarak üst frekanslar oldukça "fizzy" olduğu için total sonuç da iyice "fizzy" oluyor :) Yanlış anlamayın, kıyaslama yapmam cidden imkânsız; çünkü bendeki ampliyle HB'den başka hiç kabin denemedim.
 
celestion distribütörü ertekin elektronik.vede Kadıköy'de bir adet bayiisi var most audio.orada ertunc bey ile gorusurseniz
celestion in çoğu modellerini deneyebilirsiniz. mesela heritage serisi çoğu uk üretimi. sevgiler
 
Ben 3 tip Celestion V30 u kullanıyorum .

Çin malı olanlar , zaten neredeyse piyasadaki belli başlı bütün iyi kabin üreticileri tarafından kullanılıyor . Yüksek distorsiyonlu tonlarda dünya standardı denebilir . Sevenleri çok . Dengeli bir tonu var , her ne kadar üst frekanslarda çok az sertlik olsa da .

Marshall için üretilen modeller , en açık tona sahip olanlar , yüksek ve mid frekanslar daha önde , daha sıkı baslara sahip .

Mesa için üretilenler benim favorim , ipek gibi üst frekanslar , dengeli midler ve sıkı baslar .

Elbette hepsinin ayrı ayrı sevenleri vardır , bende aslında üç modeli de farklı farklı seviyorum , bu sonuçta iyilik kötülük değil , tonal farklılıklar .

:)
 
Peki do-re'deki modellerin içinde Çin yapımı olmadığına güvenebilir miyiz? :) Malum, bazı firmalar Türkiye'ye ürün gönderirken (Dean Markley mesela) aynı isim veya modelde; fakat düşük kalite gönderebiliyor.
Güvenebilirsiniz MESA, MESA dır Patagonya'da bile kalite farkı olmaz voltaj farkı olur. Genelde ayırım Avrupa ABD gibi oluyor. Markasına göre ABD'nin dezavantajlı olduğu durumlar da var. Örneğin ESP'nin ABD kataloğu Avrupa'ya göre daha sınırlı, özellikle Custom Shop modellerde. Dean Markley ile ilgili bu efsaneleri kim söylemişse cahillik etmiş ve yalan söylemiş, hele hele distribütörde çalışan biri söylemişse iki kere yalan söylemiş, paslı falan çıkan teli geri almak işine gelmemiştir. Bu Dean Markley'ın kötü bir kalite kontrol sistemine sahip olduğunu gösterir (ki şaşırtıcı değil) Türkiye'ye ikinci sınıf ürünler geldiğini değil. Eninde sonunda gitar teli yahu bu her tarafı kaliteli olsa ne yazar ? Kalan bütün gitar parçaları gibi, 1. dünya savaşı teknolojisi ile üretiliyor hepsi bir de kasıp kötü kalitelisini mi yapıp yollayacaklar onunla uğraşmanın maliyeti eminim daha fazla olur. Benzer bir durum manyetiklerde de var. Kaliteli manyetik ile kalitesiz manyetiğin temel farklarını "teknik" verilerle birisi açıklasa da biz de öğrensek. Bu kadar muhabbetinin döndüğünü gördüm daha aklı başında bir açıklama veren çıkmadı.
 
Güvenebilirsiniz MESA, MESA dır Patagonya'da bile kalite farkı olmaz voltaj farkı olur. Genelde ayırım Avrupa ABD gibi oluyor. Markasına göre ABD'nin dezavantajlı olduğu durumlar da var. Örneğin ESP'nin ABD kataloğu Avrupa'ya göre daha sınırlı, özellikle Custom Shop modellerde. Dean Markley ile ilgili bu efsaneleri kim söylemişse cahillik etmiş ve yalan söylemiş, hele hele distribütörde çalışan biri söylemişse iki kere yalan söylemiş, paslı falan çıkan teli geri almak işine gelmemiştir. Bu Dean Markley'ın kötü bir kalite kontrol sistemine sahip olduğunu gösterir (ki şaşırtıcı değil) Türkiye'ye ikinci sınıf ürünler geldiğini değil. Eninde sonunda gitar teli yahu bu her tarafı kaliteli olsa ne yazar ? Kalan bütün gitar parçaları gibi, 1. dünya savaşı teknolojisi ile üretiliyor hepsi bir de kasıp kötü kalitelisini mi yapıp yollayacaklar onunla uğraşmanın maliyeti eminim daha fazla olur. Benzer bir durum manyetiklerde de var. Kaliteli manyetik ile kalitesiz manyetiğin temel farklarını "teknik" verilerle birisi açıklasa da biz de öğrensek. Bu kadar muhabbetinin döndüğünü gördüm daha aklı başında bir açıklama veren çıkmadı.

Açıklama için sağol ağabey.

Konuyu dağıtmak gibi olmasın da teller ile ilgili şunu söylemek istiyorum: Karşılaştırma amaçlı olarak, hep farklı kalınlıkta ve markalarda teller alıyorum: Dean Markley, D'Addario, Elixir, Ernie Ball gibi markaların değişik kalınlıklardaki setlerini deniyorum. Dean Markley dışında hiçbirisi yer yer paslı çıkmıyor. Telleri mydukkan'dan aldığım için konuyu da onlara açtım. Hatta sorduğum soru ilişikteki resimde var. Telefonla geri dönüş yaptılar. Söyledikleri ise şu: "Maalesef bunla ilgili çok şikayet geliyor; fakat biz de Dean Markley'in Türkiye'ye kötü mal gönderdiği kanaatindeyiz."

Vakit ayırdığınız için hepinize teşekkürler. Sanırım @Sinan Güngörer ağabeyimin "Mesa olsun, kağıttan olsun" vecizesine de dayanarak, Roadster alacağım :) Recto'dan da 100TL ucuz :)
 

Dosyalar

  • dmp.JPG
    dmp.JPG
    70.3 KB · Gösterim: 177
Son düzenleme:
DR da paslı çıkıyor. Ben bu durumu rutubet ile birlikte hava geçiren paketlerin ortak çalışmasına bağlıyorum.
Günlük süt gibi, fazla geçirmeden kullanmak lazım . Rafta ne kadar beklediği de meçhul. Ya da hava geçirmeyen paketli tellere yönelmek lazım ki o paketlerind ne kadar başarılı olduğu tartışılır. Bu arada iki gün evvel 7 telli gitarıma taktığım d'addario takımın en ince teli durup dururken çat dedi koptu. 18 senedir tel koparmıyorum diyordum, büyük konuşmamak lazım. Yaktın beni dadaryo...

Konuya gelirsek, Mesa alacaklara: Roadster 'Killer' falan dedim de, aslında Mesa ve Engl'ın bence tüm kabinleri 'killer'. Seçip, zevkinize göre beğenip istediğinizi alın gözüm kapalı kefilim. Mikrofonla kayıt yapmak için bence 1x12 yeterli. 2 hoparlörden sonra faz problemleri ortaya çıkabiliyor. (İki farklı noktadan gelen aynı ses kaynağının mikrofona eziyeti) Çin olsun, endonezyo olsun, sonuçta kararı kulağınızla vermelisiniz. Şahsen kabin alırken soundun gövdesine bakarım, tiz frekanslar hallolur. En kötü ihtimalle kayıttan sonra bir 'cut' koyarsın ya da açarsın, yürür gider. Ama gövde ve alt frekanslar kutu gibi geliyorsa mikste çok uğraştırır.

Kabinden duymak istediğim sound Harley Davidson gibi biri motorsikletin ya da V12 motorlu bir spor arabanın rolantide çalışırken duyulan sesi gibi olmalı. Palm Mute'lar da rahmetli Necmettin Erbakan'ın icadı 'pancar motor'un darbeli soundu gibi vurmalı.
 
Açıklama için sağol ağabey.

Konuyu dağıtmak gibi olmasın da teller ile ilgili şunu söylemek istiyorum: Karşılaştırma amaçlı olarak, hep farklı kalınlıkta ve markalarda teller alıyorum: Dean Markley, D'Addario, Elixir, Ernie Ball gibi markaların değişik kalınlıklardaki setlerini deniyorum. Dean Markley dışında hiçbirisi yer yer paslı çıkmıyor. Telleri mydukkan'dan aldığım için konuyu da onlara açtım. Hatta sorduğum soru ilişikteki resimde var. Telefonla geri dönüş yaptılar. Söyledikleri ise şu: "Maalesef bunla ilgili çok şikayet geliyor; fakat biz de Dean Markley'in Türkiye'ye kötü mal gönderdiği kanaatindeyiz."
Ben bunun paketleme ile ilgili bir sorun olduğunu tahmin ediyorum. Telin paslanmasının önüne geçmek mümkün değil bir de korozyonun 1000 tane sebebi var teker teker bunları tartışamayız belki ama yeni telin paslanıyor olması biraz garip. Belki 1000 kere tel değiştirdim bir kere bile başıma gelmedi. Mydükkan'a katılmıyorum, paslı olduğunu bile bile Türk'ler nasılsa bunu yer diye göndermeleri de mantıksız lakin bir çok marka için burası önemli hacme sahip bir pazar. Tel gibi kısa ömürlü sarf malzemesi olarak satılan şeylerde böyle bir strateji çok ama çok aptalca olur.

Bu telleri sakladıkları torbalar vakumlu değil bir defa veya içinde daha inert bir atmosfer de yok (örneğin soygaz vs.). Ama içinde kalan hava da çok sınırlı. Benim tahminim paketlerin genel bir sızdırmazlık problemi var ve uzunca süre depolanırken bunlar dışarısı ile temas edip paslanmışlar. Bir de tüm bunlar olsa bile teller de ilaç gibi, nasıl saklanırsa saklansın belirli bir süre sonunda paslanması kaçınılmaz. Benzer bir durum da kolada gaz kaçması için geçerli difüzyonun olduğu yerde kaçmaya veya girmeye meyilli adamı kimse tutamaz :)
 
DR da paslı çıkıyor. Ben bu durumu rutubet ile birlikte hava geçiren paketlerin ortak çalışmasına bağlıyorum.
Günlük süt gibi, fazla geçirmeden kullanmak lazım . Rafta ne kadar beklediği de meçhul. Ya da hava geçirmeyen paketli tellere yönelmek lazım ki o paketlerind ne kadar başarılı olduğu tartışılır. Bu arada iki gün evvel 7 telli gitarıma taktığım d'addario takımın en ince teli durup dururken çat dedi koptu. 18 senedir tel koparmıyorum diyordum, büyük konuşmamak lazım. Yaktın beni dadaryo...

Konuya gelirsek, Mesa alacaklara: Roadster 'Killer' falan dedim de, aslında Mesa ve Engl'ın bence tüm kabinleri 'killer'. Seçip, zevkinize göre beğenip istediğinizi alın gözüm kapalı kefilim. Mikrofonla kayıt yapmak için bence 1x12 yeterli. 2 hoparlörden sonra faz problemleri ortaya çıkabiliyor. (İki farklı noktadan gelen aynı ses kaynağının mikrofona eziyeti) Çin olsun, endonezyo olsun, sonuçta kararı kulağınızla vermelisiniz. Şahsen kabin alırken soundun gövdesine bakarım, tiz frekanslar hallolur. En kötü ihtimalle kayıttan sonra bir 'cut' koyarsın ya da açarsın, yürür gider. Ama gövde ve alt frekanslar kutu gibi geliyorsa mikste çok uğraştırır.

Kabinden duymak istediğim sound Harley Davidson gibi biri motorsikletin ya da V12 motorlu bir spor arabanın rolantide çalışırken duyulan sesi gibi olmalı. Palm Mute'lar da rahmetli Necmettin Erbakan'ın icadı 'pancar motor'un darbeli soundu gibi vurmalı.

Odada çalıyorken hacimli gelmesini istediğimden 2x12 alıyorum. Bazen dik koymak da hoşuma gidiyor :) Yoksa kayıt yapacakken tonu en iyi veren speaker'ı seçip sadece onu mikrofonluyorum zaten. Ötekinden de çok az sızıntı oluyor olabilir; ama zannetmiyorum. Epeyi yakın mikrofonluyorum çünkü.

Eski evde kalıyorken nispeten düşük seste çaldığım ve kayıt yaptığım için, söz konusu keskin üst frekans bileşenlerini Harley Benton'da fark etmiyordum. Şimdi yeni evde sesi istediğim kadar kökleyebiliyorum ve -ne yazık ki- istenmeyen tüm ayrıntılar kulağa gelmeye başlıyor :) PM lerdeki "gırç gırç" misâli sesler mesela :) Bir de 5150'nin karakteristik üst frekans vızıltısı eklenince... Presence'i kısmak bile kâr etmiyor, o derece :) Kabin değiştirmemin nedeni de işte bu. Zaten Mesa ve ENGL arasında kaldığımı yukarıda da söylemiştim. ENGL'ın öndeki koruyucusunun Mesa'dakine göre daha kolay çıkabilir olması (vidalar var) ve mono/stereo seçim anahtarının olması beni ENGL'a yönlendirdi; fakat ENGL içindekinin bile Çin yapımı olduğunu, üstüne bir de Çin yapımı V30'ların Mesa'dakilere göre daha sert tizler verdiğini öğrenince, işler değişti :)

Artık do-re'ye gidip üçünü de tek tek deneyeceğiz :) Şimdi benim 5150'yi yüklenip do-re'ye götürmem imkânsız. En fazla gitarımı götürebilirim. 5150'ye göre ampirik sonuçlar almak açısından, ordaki high gain bir ampli ile deneyeceğim mecburen.
 
Geri
Üst