Solo gitaristlikte tıkandım

Merhaba 2-3 yıldır elektro gitarla uğraşıyorum , minör-majör dizilere hakimim. diminished dizilere de hakimim fakat kullanacağım yerleri bilmiyorum. Pentatonik dizilerde am pentatonik hariç pek hakimiyetim yok. Örneğin Em bir parça çaldığında minör diziyi kullanarak 3 farklı pozisyondan solo atıp zengin bir şey çıkarmaya çalışıyorum ama solo atmak cümle kurmaksa kendimi boş konuşuyormuşum gibi hissediyorum. Yani vaov demiyorum çaldıklarıma. Lick mi ezberlemem gerekiyor , pentatonik mi çalışmam gerekiyor tıkandım kaldım. Düşünceleriniz ve tavsiyeleriniz nelerdir ? Teşekkür ederim.
 
Forumdaki ustaların affına sığınarak cevaplayayım :) Benzer sorulara aynı şeyleri yazıyorum, o yüzden biraz kendimi tekrar etmek gibi oluyor ama artık birinin işine yararsa ne mutlu bana, tabii baktınız hatalı dikkate almayın, baştan uyarayım. En azından araştırmaya sevk etmiş olur.

Şimdi ben sorudan olayın temellerinde bir sıkıntı var gibi algıladım. Örneğin pentatonik dizilerde A minor haricinde denmiş. Halbuki minor pentatonik kalıpları hep aynı yani birinde hakimiyet olunca hepsini kullanabilirsiniz. Bu tüm kalıplar için geçerli, acaba ben mi yanlış anladım bilemedim.

Diğer örnek E minor bir parça için farklı pozisyonda solo atarak zenginleştirme olayı, yani pozisyonlar zenginleştirmez ki? Tam olarak ne kastedildi bilemedim. Gitar sapındaki pozisyonlar seslere ulaşmak içindir.

Cümle kurma meselesi bence hayati, eğer bunda kendinizi çok sert eleştirmiyorsanız, bir hata olduğunu fark etmek de büyük bir şey, mesela ben kendi çaldıklarıma bakınca komple cümle kuruyorum gibi geliyor ama belki hiç farkında değilim :) Belki başkasına göre boş konuşuyor olabilirim, o konu biraz karışık ama benim tahminim bu konuda mevcut bilgileri direkt uyguladığınız yönünde, yani duyarak hissederek değil de şurada böyle olmalı, burada böyle olmalı şeklinde çalmaya çalışınca belki öyle bir hissiyat olabilir.

Bu konuda genelde şarkıları inceleyin ya da teorilere gömülün deniyor. Amacınız neyse o tarafa ağırlık verip geliştirmek mümkün ama benim kişisel yolum şöyle, eğer amacınıza uyarsa ve kafanıza yatarsa bir bakar denersiniz, bu işin kuralı budur diye anlatmıyorum.

Olayın özü malumunuz sesler, teoriyi, gitarı hepsini bir kenara koyun, bir melodi duyduğunuzda içinizden yeni melodiler fışkırıyor mu? Bence buraya odaklanmak gerekiyor. Melodileri kesip loop yapıp öyle de deneyebilirsiniz. Ben hep öyle yaptım. Önce kafanızda belirmesi lazım, sonra ya da birlikte duyarak seslerin birbiri ile ilişkisine dikkat etmeniz gerek. Pozisyonlardan daha önemli olan seslerin aralıkları, iki sesin birbirine oranı müzik için kullanabileceğimiz en büyük araç zaten...

Renklendirme olayına biraz takıldım. Acaba diyatonik olay mı renksiz geliyor, yani ton dışı ses olmayınca mı? Ya da bu tarafa mı yönelmek istiyorsunuz? Bazı müzik türlerinde bu şekilde kullanılıyor. Ben kişisel olarak bundan hiç sıkılmadım ama çalanlara eşlik etmek için, biraz olsun Jazz çeşnisi de katabilir miyim diyerek araştırma devam ediyorum. Rock-Metal içinde de ton dışı seslerin kullanımı var elbette. Acaba bu yöne mi gidilmek isteniyor da diğerleri renksiz geliyor, ondan da emin olamadım açıkçası. Yani kademe kademe düşünebiliriz, ilk aşamada sanki olayın temellerinde eksik olabilir gibi görünüyor sonra ortaya çıkan sonucu da hangi kapsamda değerlendirildiğine bakmak lazım.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #5
Forumdaki ustaların affına sığınarak cevaplayayım :) Benzer sorulara aynı şeyleri yazıyorum, o yüzden biraz kendimi tekrar etmek gibi oluyor ama artık birinin işine yararsa ne mutlu bana, tabii baktınız hatalı dikkate almayın, baştan uyarayım. En azından araştırmaya sevk etmiş olur.

Şimdi ben sorudan olayın temellerinde bir sıkıntı var gibi algıladım. Örneğin pentatonik dizilerde A minor haricinde denmiş. Halbuki minor pentatonik kalıpları hep aynı yani birinde hakimiyet olunca hepsini kullanabilirsiniz. Bu tüm kalıplar için geçerli, acaba ben mi yanlış anladım bilemedim.

Diğer örnek E minor bir parça için farklı pozisyonda solo atarak zenginleştirme olayı, yani pozisyonlar zenginleştirmez ki? Tam olarak ne kastedildi bilemedim. Gitar sapındaki pozisyonlar seslere ulaşmak içindir.

Cümle kurma meselesi bence hayati, eğer bunda kendinizi çok sert eleştirmiyorsanız, bir hata olduğunu fark etmek de büyük bir şey, mesela ben kendi çaldıklarıma bakınca komple cümle kuruyorum gibi geliyor ama belki hiç farkında değilim :) Belki başkasına göre boş konuşuyor olabilirim, o konu biraz karışık ama benim tahminim bu konuda mevcut bilgileri direkt uyguladığınız yönünde, yani duyarak hissederek değil de şurada böyle olmalı, burada böyle olmalı şeklinde çalmaya çalışınca belki öyle bir hissiyat olabilir.

Bu konuda genelde şarkıları inceleyin ya da teorilere gömülün deniyor. Amacınız neyse o tarafa ağırlık verip geliştirmek mümkün ama benim kişisel yolum şöyle, eğer amacınıza uyarsa ve kafanıza yatarsa bir bakar denersiniz, bu işin kuralı budur diye anlatmıyorum.

Olayın özü malumunuz sesler, teoriyi, gitarı hepsini bir kenara koyun, bir melodi duyduğunuzda içinizden yeni melodiler fışkırıyor mu? Bence buraya odaklanmak gerekiyor. Melodileri kesip loop yapıp öyle de deneyebilirsiniz. Ben hep öyle yaptım. Önce kafanızda belirmesi lazım, sonra ya da birlikte duyarak seslerin birbiri ile ilişkisine dikkat etmeniz gerek. Pozisyonlardan daha önemli olan seslerin aralıkları, iki sesin birbirine oranı müzik için kullanabileceğimiz en büyük araç zaten...

Renklendirme olayına biraz takıldım. Acaba diyatonik olay mı renksiz geliyor, yani ton dışı ses olmayınca mı? Ya da bu tarafa mı yönelmek istiyorsunuz? Bazı müzik türlerinde bu şekilde kullanılıyor. Ben kişisel olarak bundan hiç sıkılmadım ama çalanlara eşlik etmek için, biraz olsun Jazz çeşnisi de katabilir miyim diyerek araştırma devam ediyorum. Rock-Metal içinde de ton dışı seslerin kullanımı var elbette. Acaba bu yöne mi gidilmek isteniyor da diğerleri renksiz geliyor, ondan da emin olamadım açıkçası. Yani kademe kademe düşünebiliriz, ilk aşamada sanki olayın temellerinde eksik olabilir gibi görünüyor sonra ortaya çıkan sonucu da hangi kapsamda değerlendirildiğine bakmak lazım.
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #6
Şimdi şöyle ki Majör-Minör diziye hakim olduğum için ve o sıra blues müzikle çok içli dışlı olmadığım için pentatonik nasıl çalışıyor , olayı ne üzerine hiç düşünüp çalışmadım bu yüzden sadece a minör kalıbını biliyorum (tab şeklinde) fakat minör-majör dizide durum böyle değil teorisine ve kurulumlarına hakimim. 3 farklı pozisyondan çalıp zenginleştirmeye çalışıyorumdan kastım tek oktavda takılı kalmamaya çalışıyorum anlamında. Yani işin özeti aslında solo gitaristlikte epey yeniyim diyebilirim. Şarkı çalındığında çevirim arpejleriyle veya çevirim basarak funky ritimlerle eşlik edip solo bölümlerinde 30sn oyalayan sololar atıyorum istediğim şey de 30sn oyalayan değil, "uh ne güzel çaldı" dedirten solo olması
 
İşte ben de onu diyorum tab şeklinde de olsa öğrendiğiniz bir kalıbın kök notasını değiştirerek tüm gamlara taşıyabilirsiniz. Aynı şey major-minor kalıpları için de geçerli.

Mesela ben sırf üşendiğim için tabletle çalıp eşlik edeyim diyorum, 1,5 oktav civarı ekrana sığıyor, kaydırılabiliyor tabii ama anlık olarak bu kısıtlamada olmak çaldığınız şeyi zenginleştiremeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Tabii ki imkan ne kadar artarsa sonuç o kadar iyi oluyor ama bunun özünde bahsettiğim şekilde seslerin birbiriyle ilişkisine odaklanmak var.

Kafanızda çalanı elinizdeki imkanlarla bir noktaya taşıyabiliyor musunuz? Bence buna bakmak lazım. Hatta bunun öğrenim sürecinin başında da böyle olması gerektiğini düşünüyorum. Bir yerden sonra eldeki fazla imkanlar yaratıcılığı da kısıtlayabilir. Seslerin arasındaki kombinasyonlara odaklanmak yerine başka şeylere dikkatin dağılmasına neden olabiir.

"Ne güzel çaldı" dedirtme olayını bilemiyorum. ilginç bir devirde yaşıyoruz yani sosyal ağlar etkileşim falan derken en olağan şeyler çok aşırı tepkiler alabiliyor. Bunun ölçüsü maalesef artık takipçi sayıları falan oldu. Eğer ölçü burada kendimizsek ben kendi adıma çalabildiklerimle mutluyum, her daim geliştirmeye de çalışıyorum ama tabii ki hem yetenek olarak hem imkanlar olarak bunun bir sınırı olacak, önceliği manevi tatmine veriyorsanız, kendiniz için çalın bırakın ne derlerse desinler. Ben bu kafa ile 2 yıldır düzenli doğaçlama çalışmaları yapıyorum. Çalışmaların süresi 2-3 saat kadar sürüyor, kesintisiz değilse bile uzun süreli devamlı bir melodi ile iletişim modeli var. Yani bu doğaçlama işlerinde ister istemez cümle kurmanız gerekiyor ki karşıdaki ile müzik vasıtası ile bir şeyler paylaşabilin. Bence faydalı ama tabii başkasına göre zararlı da olabilir, tercih sizin...
 
Geri
Üst