Caprica

caprica1.jpg


Battlestar Galactica dizisini hiç izlememiş birisi olmama rağmen bu dizi benim çok hoşuma gitti . Kısaca dizide , battlestar galactica'da vuku bulan olaylardan 50 yıl öncesi anlatılıyor !

Dizinin bence en önemli, ilginç ve bsg hayranlarını cezbedeceğini düşündüğüm yönü ise barış içinde yaşamakta olan on iki koloni'nin teknolojik bir buluşun eşiğinde olması: yapay zekayı, mekanik bir beden ile bir araya getirip yaşayan ilk robotun, yani ilk cylon'un yaratılması..

Bence bunların yanında Zoe karakterinin ve arkadaşlarınında diziyi izlettikleri kanısındayım :LOL:
 
Evet bu dizinin ne zaman dikkat çekeceğini merak ediyordum....

Fakat, sevgili republica, bu diziyi büyük bir kin besleyerk izleme sebebim, Battlestar Galactica'ya karşı duyduğum sevgidir. Zira Caprica, aslında sadece bilim kurgu arka planı üzerine siyasi dram dizisi olmak gibi bir amaç taşıyarak BSG'den farklı olduğunu zannetmekte (halbükü yeni BSG de her şeyin ötesinde bilim kurgu temalı siyasi dramdır) ve aslında esas BSG esnasında ortaya atılan ve gerçekliği sabitlenmiş pek çok şeye, daha ilk bölümünün ilk onbeş dakikasında ters düşüyor. Dizi, bu bakımdan sadece güzel bir bilim kurgu dizisi olarak nitelendirilip bence BSG evreninin dışına alınmalıdır. Sebeplerini en aşağıda yazacağım.

Dizinin güzelliği, yakalamayı başardığı doku. Cyberpunk ve post-cyberpunk ögeleri ile bezeli bir ortam sunuyor bize: 12 gezegene yayılmış bir insanlık topluluğunun, bu hiper-teknolojik kapasitesi ile yan yana varolan bir 1930'lar, 1940'lar Chicago/Boston/New York (Caprica için en azından) havası ve fötr şapkalı, kruvaze yaka ceketli gangsterler ile ''internette gezinen'' sanal gerçeklik aygıtlarına kendini kaptırmış gençler aslında çok başarılı bir ''atmosfer'' sağlıyor. Feci steampunk kokan zeplinlerin yanında ''holoband'' bağımlılığı, kağıt inceliğinde PDA'ler ve benzeri aletler de şu anda bile modası geçmekte olan analog formatlarla yan yana veriliyor (polis merkezi hala analog kasetlere kaydediyor sorgu odası görüşmelerini). Ki bu noktada, aslında dizi, teknolojik seviyenin sınıf farkının belirteçlerinden olduğunu izleyiciye sunarken (Greystone'ların evinin tekno-cennet olup Adama'nın sakin bir apartmanda, standart televizyonla takılması gibi) bir taraftan da teknolojik ilerlemelerin ufaktan sınıf farkını aşmaya başladığını (Sanal Dünya yerine geçen ''V-World''ün günümüz MMORPG'lerin bir adım ötedeki hali olması ve rahatça erişilebilir olması) ortaya koyuyor.

Toplumsal olarak da dizinin sunduğu düzen benzer ikilikler üzerine kurulu: cinsel kimlik bir ayrımcılık unsuru teşkil etmiyor (Sam Adama bir adamla evli ve birden fazla eş sahibi olmak yasal), ama gezegenler arası ırkçılık yoğun hissedilen bir tema (Caprica'lıların Tauron'lılara sürekli ''toprak yiyen'' diye hitap etmeleri gibi). Tauron toplumsal yapısının feci halde ''kabile'' mentalitesine dayalı olması ve bu kabilenin parçası olmanın her türlü şeye üstün gelmesi çok ilginç... üstüne bir de, Tauron kültürünün içerdiği şeref, kan, intikam, er meydanı kavramlarının Caprica'lılarda tam tersinin olması (entrika, para, kaçış ve dalavere) ve bu iki toplumun yine de iç içe bulunması aslında diziyi çok çok güzel kılmakta.

Esasında dizinin en büyük sakatlığının doğduğu olay ise, tema ve işleniş açısından diziye çok güzel yön vermiş bence. BSG'de de incelenen çeşitli tema sürerlilikleri var: terörizm konusu başta olmak üzere (Tom Zarek yok belki, ama daha derine inilmiş). Genelde dizi insanların hayatlarının tek bir olayla nasıl değiştiğini ve tek bir olayın aslında her şeyi nasıl değiştirebileceğini konu alıyor: bariz bir 11 Eylül göndermesi bu aslında. Aslında bu açıdan diziyi 11 Eylül sonrası dünyaya alegorik olarak görmek mümkün. Ama BSG'de yakalanan ''büyük olay-kişisel dram'' dengesini bu dizide de muhteşem tutturmuş vaziyetteler, en azından şimdilik: tek bir kişiyi bırakın, on iki koloniye de yön verecek olaylar, aynı anda olayların çevresindeki kişilerin hayatlarındaki ufak tefek vakalar ile aynı anda veriliyor. Hani ekibin yakaladığı ikilik çok başarılı.
 
Şimdi, diziyi sevmeme sebeplerim olan BSG ile tutarsızlıklarına/çelişkilerine geleceğim.

Ana başlıklar üç tane:

A) William Adama Tauron (Caprica'lı değil; Caprica vatandaşlığı var sadece)
B) Zoe Greystone ilk Cylon ve Cylon'ları Greystone ailesi yaptı (BSG'de ''Greystone'' dendiğini hiç ama hiç hatırlamıyorum şahsen)
C) ''So say we all''un, muhteşem bir ifadeden rezillik aracına çevrilmesi.

1- Teknoloji seviyesi. İlk Cylon Savaşı'ndan sonra kolonilerin teknolojilerini tekrar analog seviyeye çektiklerini biliyoruz, fakat bu dizideki teknolojiler toplumdan silinmesi imkansız şekillerde verilmekte.
2- Soldiers of The One organizasyonunun BSG'de esamesinin okunmamasının ve bu ideolojiye bağlı hiç insan olmamasının garipliği.
3- Zoe Greystone'dan ne insanların ne Cylon'ların asla bahsetmemesi.
4- Aslında Greystone ailesinin asla adının hiçbir durumda geçmemesi.
5- William Adama'nın bir kere bile Tauron kimliğini öne koymaması, ve hatta dizide açık ve net Caprica'lı olduğunun altının çizilmesi (sadece vatandaş olarak değil, ırk olarak da - zira Dualla'nın Gemanon'dan olmasına rağmen terfi etmesi, Apollo ile, bir Caprica'lı ile evlenmesine bağlanır).
6- The Final Five'ın Zoe Greystone'dan tamamen habersiz olmaları.
7- ''So say we all''ın çoktanrılı değil TEK TANRILI dinin 'amin'i olması (bu özellikle saçmalığın sınırlarını zorlamakta)
8- William Adama'nın, Cylon'ların ağzından STO'nun ''tek tanrı'' ifadelerini duyduğunda kat-i suretle ters tepki vermemesi (ki, annesini ve kız kardeşini öldürenlerin ideolojisini tanıması gerekirdi)
9- Yukarıdaki olaydan asla bahsedilmemesi.
10- Joseph Adama'nın ciddi, suçlularla sadece ''insanlar neyi niye yapar'' diye takılan bir adam değil, pısırık, mafya ile kan bağı bulunan, kontrolsüz, Caprica'lı özentisi bir adam olarak verilmesi. (üzerine basıla basıla çizilen Joseph Adama portresinin tam tersi resmen herif)

Şimdilik aklıma gelenler bu kadar ki, bunların hepsi ilk bölümde olup biten şeyler üzerine gidiyor. Bir-iki nokta giderilebilir vaziyette: misal, STO'nun BSG evreninde olmaması, Cylon'lar gibi bir ''tür'' tamamen oluştuktan sonra bu inancı karşı-ırkçılıkta (anti-insancı propagandada) kullanmış ve kendilerine ayırmış olabilirler. Bu mantıklı. Fakat bunu izleyici olarak BENİM düşünmem gerekli değil: bunu, yapımcının, İLK BÖLÜMÜN ONUNCU SANİYESİNDEN ÇELİŞKİ YARATMAYARAK YAPMASI gerekir. Bir grup tek tanrıcı genç terörist'in ''So say we all'' demesini görmek (ve bu ifadenin de aynen unutulup bir daha asla birileri tarafından kullanılmamış olmasına dikkat çekmek) kadar sinirimi oynatan bir şey yok bu dizi topluluğu içinde (Black Market/Hero/The Woman King bölümlerinin BSG'de yok sayılması ve Final Five'ın tamamen konu açıklarını toparlamak için icad edilmesi bile bu kadar tepemi attırmamıştı).
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #4
Yukarıda söylediklerinin eminimki hepsi doğrudur ben bir kere bile BSG dizisi izlemiş değilim ve o diziyi hiç izlememiş olup bu diziye başladığım için daha yeni belki bu kadar ilgimi çekmiştir . Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim dizideki görsel unsurların daha gelişmiş ve iyi olduğu pek çok kişi tarafından söyleniyor..Caprica'nın BSG'ya benzemesini bazı yönlerden sanırım senaristler istemedikleri için dizinin yukarıda değindiğin saçma olduğunu düşündüğün noktalarını gözardı etmiş olabilirler diye düşünüyorum ama dediğin gibi bunlar izleyiciyi sinirlendirmeye yetecek olgular kesinlikle ! Bence dizinin bir eksiside konuların çok yavaş ilerliyor olması ( ki BSG'da ilk bölümlerde daha hızlı aktığı olayların söyleniyor ) sanırım burdada izleyicinin tepkisine göre dizinin kaderi belli olcak gibime geliyor. Genel itibariyle dizideki ayrıntıların bolluğu ve Avatar filmindeki gibi en ufak ayrıntıya kadar pek çok şeye dikkat edilmesi dizinin bana ileride tutarsa ne kadar sağlam olabilceğiyle ilgili güzel hisler uyandırıyor :eek: Birde ben bu dizinin jeneriğine ve müziklerine bitmiş durumdayım :LOL:
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #5
Çok güzel bir 9.bölüm yayınlayıp eylül ayına kadar 6 ay ara ver henüz 1.sezonu bile bitmeden :!: :!: ve diziyi izleyenleri adeta çıldırt :evil: :evil: Sizi çok seviyorum Syfy kanalı yöneticileri emin olun..
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #6
Syfy kanalı yöneticilerini tebrik ediyorum tekrar bir büyük dizi daha çöpe atılmıştır Flashforward gibi .. Madem iptal ediceksin neden dizinin en heyecanlı bölümünü yayınlayıp 6 ay ara veriyorsun ..13. bölümüde yayınlayıp iptal kararını vermeleri yetmiyormuş gibi geri kalan 5 bölümüde 2011'de yayınlama kararı almaları durumu dahada içinden çıkılmaz hale getirmiştir.. Amerikan kanallarının dizi mantığını anlayabilen birisi varsa bana açıklamalarda bulunursa çok sevinicem :D Ben işin içinden çıkamıyorum artık bundan sonra hiçbir bilimkurgu , macera tarzında dizileri izlemicem .. En son izlediğim " The Event " diziside dahil buna onada bu şekilde her an yayından kalkabilcekmiş gibi temkinli yaklaşarak izliyorum :evil:
 
republica demiş ki:
Syfy kanalı yöneticilerini tebrik ediyorum tekrar bir büyük dizi daha çöpe atılmıştır Flashforward gibi .. Madem iptal ediceksin neden dizinin en heyecanlı bölümünü yayınlayıp 6 ay ara veriyorsun ..13. bölümüde yayınlayıp iptal kararını vermeleri yetmiyormuş gibi geri kalan 5 bölümüde 2011'de yayınlama kararı almaları durumu dahada içinden çıkılmaz hale getirmiştir.. Amerikan kanallarının dizi mantığını anlayabilen birisi varsa bana açıklamalarda bulunursa çok sevinicem :D Ben işin içinden çıkamıyorum artık bundan sonra hiçbir bilimkurgu , macera tarzında dizileri izlemicem .. En son izlediğim " The Event " diziside dahil buna onada bu şekilde her an yayından kalkabilcekmiş gibi temkinli yaklaşarak izliyorum :evil:

Anladığım kadarıyla mantık şöyle: zamanında Bruce Timm, Batman Beyond'un son bölümünün niye hiçbir şeyin olmadığı, standart, sıradan bir bölüm olduğu konusunda şunu söylemişti - "O zamanlar bu tip programların yapılış usulü buydu, prodüktörler ya da kanal gelip de, tamam abi bu kadar bölüm yeter, diyene kadar bölüm yapıyorduk."

Şimdi diziler buna benzer işliyor, sadece sezon üzerinden gidiyor. Eğer özellikle belli bir sezon sayısı ile sınırlandırmayacak isen diziyi, yaptırıyorlar ta ki "tamam abi yeter" diyene ya da "reytingler çok düştü, iptal ediyoruz" diyene kadar. Önemli olan şey reytingler, belli bir seviyenin altına düşersen asla kurtaramıyorsun kendini. Bu noktada Caprica'nın bölük pörçük yayınlanması da bir etken.

Yahu şöyle diyeyim, Firefly'ın tüm zamanların en yüksek DVD satışına sahip dizi olduğunu ve bir sezondan sonra iptal edildiğini, bunun sebebinin ise kanalın bölümleri sırasıyla değil resmen "shuffle"a konulmuş gibi yayınlamış olması olduğunu biliyor muydunuz? Aynı hesap.
 
Dizi izleme sitelerinde adını gördüğümde "galacticada böyle bir şehir vardı galiba?" diye düşünmüş ama bakmamıştım. İzleyeceklerimin arasına aldım.
 
illnino demiş ki:
Dizi izleme sitelerinde adını gördüğümde "galacticada böyle bir şehir vardı galiba?" diye düşünmüş ama bakmamıştım. İzleyeceklerimin arasına aldım.

Ne kadar sürerlilik (continuity) manyağı olduğuna göre alacağın zevk değişecektir, baştan söyleyeyim. Zira Galactica ile arasında ciddi kopukluklar var ama bunları umursamıyorsan ve post-cyberpunk temaları ilgini çekiyorsa gayet güzel bir dizi denebilir.
 
Geri
Üst