Röportajlar Anemi Röportajı

Vokalde Orbay Sakarya, elektro gitar ve vokalde Yankı Sivrikoz, bas gitarda Soner Sufi Kırgız, davulda Mehmet Unayağyol ile yüzlerce konser ve bar programıyla kendilerin den söz ettirmeyi başaran ve internet ortamında yayınladıkları t.a.k şarkıları ile bugünlerde adlarından oldukça sık söz ettiren anemi grubunu albüm kayıtlarına başlamadan hemen önce yakaladık.

SORU: Anemi grubu ne zaman toplandı ve neler yaptı?

Soner: Anemi 1997 yılında Buca Anadolu lisesinde kuruldu. Okuduğumuz lisenin müzik odasını zorla kendimize tahsis ettirerek enstruman kullanmaya başladık. Orta okuldan beri çok yakın arkadaşlar olduğumuz için, müziğe olan ilgimiz kısa sürede anemi’nin oluşmasını getirdi. 1997 yılının mayıs ayında ilk konserimiz verdik.

Mehmet: Daha sonrasında bazı partilerde, Dokuz Eylül ve Ege Üniersitesi şenliklerinde sahne aldık. 3 sene eveline kadar da sesimizi daha büyük kitlelere yayabilmek için barlarda çıkmaya başladık. Son bir buçuk senedir Bornoa Ooze Rock Bar da sahne alıyoruz.

SORU: Sahnede aranızdaki diyaloğu nasıl sağlıyorsunuz?

Orbay: Sahnede artık kimin ne yapacağını anlamak için birbirimizi izlemek sözkonusu değil. En ufak hareketten her şeyi anlayıveriyorsun zaten.

Yankı: Her sahneye çıkışımızda ortak olarak bir dua okuruz: “Allah yolumuza taş koymasın, koyarsa da üzerinden atlayacak güç versin” u aramızdaki en samimi diyalogtur herhalde.

SORU: Sahnede hissettikleriniz nelerdir.

Mehmet: Daha öncede bir çok kişi bu soruyu sordu. “Sahnede kopup gidiyorsunuz, siz ne yapıyorsunuzda sahnede bu kadar serin kanlı hareket ediyorsunuz?” Bu rahatlığın tek sebebi sahnedeyken kendimizi evimizde hissetmemizdir. İnsanın en rahat ettiği yeri evidir. Yanlış ve ya doğruyu yapma gibi bir kaygısı olmaz. Biz de her sahnede kendimizi evimizde olduğu kadar rahat hissederiz.

Yankı: Sahnenin hissettirdiklerinin en güzel yanı, hayatında olan herşeyden sıyrıldığın mağetim diyebileceğin bir yer olmasıdır. Sahnenin bana kattığı en güzel şey hayyattaki her türlü eksikliği doldurmasıdır. Aileden, sevgiliden veya hayatın kendisiykle ilgili her hangi bir şeyden dolan boşluk sahne de alkışlarla doluyor. Her şeyi unutuveriyorsunuz.

Orbay: Aneminin en önemli özelliklerinden biri, sahneye çıktığımız zaman şalteri kapatmamızdır. Bu şu demek: o an özel hayatımızda ne olmuşsa, sahneye çıktığımız andan ineceğimiz ana kadar, onun hakkında düşünmeyi ertelemektir.

Soner: Her sahnede hissediğin şey değişiyor aslında, hatta şarkıdan şarkıya da tabiki, ama genelolarak sahnede olmak dendiğinde bunun verdiği hissi hayatta başka hiç bir şeyden alamadığımızı düşünüyoruz. İşte bu yüzden her ne olursa olsun sahnede iyi vakit geçirebiliyoruz.

SORU: Sahne şovunuzla da çok dikkat çekiyorsunuz. Görsellikle müziğin bu şekilde birleşmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Mehmet:Herşeyden önce insanlar sadece müzik dinlemek için gelmiyorlar. Aynı zamanda da eülenmek için geliyorlar. Bu durumda hem göze hem kulağa hitab etmek işin açıkçası her müzisyenin harcı değil. Eğer sahnede rahat ediyorsanız hareketlerinizde zamanla profesyonelleşir ve doğallaşır. Tabiri caizse biz son derece gaz bir grubuz. En güçlü ritimlerde, en zor parçalarda ile yerinde duramayan ve müziği iliklerinde yaşayan bir grubuz. Yani önceden planlanan koreografilere dayanan hareketler yok.

Orbay: Anemiden ayrı da düşünürsek; izlediğim kliplerde, konserlerde müzisyenler sürekli hareket ediyor. Bunu bir bar grubu neden yapmasın. Bu müzik rahat durulacak bir müzik degil. Mehmetinde dediği gibi, önceden çalışılmış bir şeyler değildir ama yankı’nın, soner’in mehmet’in ayrı ayrı kendilerine özgü hareketleri vardır. Bunlar birleşince sahne şovu çıkıyor işte.

Yankı: Biz tencere tava satmıyoruz, orda öyle durup konuşup müzik yapmak bize uymuyor. Hatta öyle put gibi durarak rock yapanlara sinir oluyorum. Grup olarak aynı sinerjyi paylaştığımız için sahne şovu dediğiniz şey emprovize olarak ortaya çıkıyor. Bu sahneye çıktığımız ilk gün de böyleydi, ve böyle de devam ediyor.

Soner: Bi düşünün, biz yukarıda sahnedeyiz ve aşağıda eğlenen insanlar var. O insanlar orda seni dinleyip eğlenirken, sen yerinde duramazsın. Kendini o insanların arasında hissettiğin zaman zaten yerinde duramassın. Aşağıda insanlar eğlenirken put gibi durup müziğini yapan bir müzisyenin dinleyicisiyle iletişim bozukluğu yaşadığını düşünürüm. Anemi de ise bu iletişim bozukluğu yok. Dinleyicimiz ne kadar coşuyorsa biz de kendimizi tutamıyoruz.

SORU: Albümü olan bir çok grupda sizi çok tutuyor ve sahnenize katılıyorlar. Raper’ları dahi sahnenizde görüyoruz bu konuda ne diyceksiniz.

Soner: Valla ne desek boş. Bu bize onur veriyor tabiki. Henüz bir albümümüz yok ve albümü olan grupların bizle düet yapmaları, şoumuza katılmak istemeleri bizi onurlandırıyor.

Yankı: Biz açıkçası sahnemize bizim gibi samimi bulduğumuz insanları çıkartıyoruz. Genelde de bizimle aynı sinerjiyi paylaşan insanlarla sahne paylaşıyoruz. Bu yüzden de hep çok güzel sonuçlar alıyoruz.

SORU : Son dönemde neler dinliyorsunuz e en son aldığınız albümler?

Yankı: ben son zamanlarda elektronik altyapılı şarkılar dinliyorum. Genelde elektronik de olsa iinsanın ruhuna hitap eden şarkıları buluyorum. Mesela Infected Mushroom gibi. Yaptığımız müzik türüyle çok alakası olmasada bana çok fazla şey kattığına inanıyorum.

Orbay: Ben her zaman olduğu gibi hardcore dinlemeye devam ediyorum. Ama son dönem ben de elejtronik ve endüstriyel altyapılı müzikleri dinlemeye başlladım.

Soner: Son aldığım iki albüm, Feist-Let it die ve Kings of convenience-.......

Mehmet: S.O.A.D.’ın yeni ve eski parçalarını dinliyorum. Bunun dışında yeni çıkan tüm albümleri de dinlemeye çalışıyorum.

SORU: Yapmak istediğiniz albüm hakkında bilgi verir misiniz, beklentileriniz nelerdir?

Yankı: Ben ilk albümden açıkçası yüksek bir başarı bekliyorum. İlk albüm olmasına karşın oldukça cesur bir albüm çıkartmayı düşünüyoruz. Sözlerinin e müziğin dinamikliğinin insanları yakalayacağını düşündüğümüz bir albüm olacak. Baklenti konusunda ise, insanların beklentilerine belki ters düşebilecek bir şey var. Sanıyoruz insanlar bizden hareketli parçalar bekliyorlar ama sanırım baya bir şaşıracaklar.

Albüm içeriği dinamik alt yapılı, değişken ritimlere sahip ama karmaşanın çok olmadığı şarkılardan oluşacak. Söz olarak ise, insanlara hislerini en net şekilde anlatacağı bir albüm olacağını düşünüyorum.

SORU: Besteler hanginize ait?

Orbay: Genelde gruplarda şarkılar vokalist tarafından yapılır. Bu bizim için biraz farklı. Çok güzel söz e müzik yazan bir gitaristimiz var. Bu yüzden beste olayını Yankı’ya bıraktık. Aranje ve düzenlemeleri ise bir araya gelerek yapıyoruz.

SORU: Rap rock ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Yankı: Bu onu hakkında bir çok insan katı eleştirilerde bulunuyor ama bence müzik erenseldir. Kategorilere ayırmak yerine grup olarak bakış açımız şu: eğer ki insanlar kaliteli müzik yapıyorlarsa türü ne olursa olsun, bizim müziğimizle de bağdaşıyorsa biz bunu yapıyoruz. Şimdiye kadar da grubumuzda çok yumuşak şarkıları da çaldık, hardcore da çaldık, nu metal de, protest de çaldık. Bunun tek nedeni müzik yapıyor olmamızdı. Albümde de düet konusunda diğer sanatçı arkadaşlarımızla rap rock ayırt etmeden güzel şeyler yapacağımıza
İnanıyorum.

SORU: İstabula gitmek yerleşmek her müzik grubunun yapmak istediği bir şey siz bu konuda ne düşünüyorsunuz:

Mehmet:Bu konuda klişeleşmiş bir laf vardırİstanbul bu işin merkezi diye. Bu bi anlamda doğrudur ama b İzmir’de Ankara’da olmaz diye bir şey yok. Diğer bir konu ise biz geçimimizi urda İzmir’de sağlıyoruz. Kimse memleketinden ayrılmak istemez ama bu biraz daha ileride karar verilecek bir şey. Ancak menfatimiz orayı gerektirirse de tabi ki seve seve gideriz.

Tarih: 04.04.2006
 
Geri
Üst