Yanlış adrese çatıyorsunuz. Ülke ekonomisini bu hale getirenlere çatmanız gerekli.
Kaldı ki al sat işlerinde sistem basit.
Bir ürünü satmak isterseniz, o ürünün sıfır fiyatına bakarsınız, ürününüzün kondisyonuna, 2. elde rekabet ettiğiniz diğer ürünlerin fiyatlarına ve kondisyonlarına, bir de nakite olan ihtiyacınızın aciliyetine bakarsınız.
Bu koşullara göre bir fiyat belirler ve ürününüzü satmaya çalışırsınız. Zaten yanlış bir analiz yaparsanız da satamaz ve ürün fiyatını düşürmeniz gerekir.
Sonuçta sıfır veya ikinci el aldığınız bir ürünü satacağınız zaman bu şartlar değişmiş olabilir. Mesela ürüne bakım yapmış ve eksikliklerini gidermiş olabilirsiniz. Çok iyi bir ürün, talep yüksek olmasına rağmen üretimden kalkmış olabilir. 1000$’a alınan bir ürün 5000$’a ikinci el de satılabilir. Döviz kuru veya vergi kaynaklı ürünün sıfır fiyatı artmış olabilir ve 2. el kondisyonundan dolayı sıfırının %40’ına sattığınız bir ürünün 2. el piyasa fiyatı yine artacaktır. Tabi çok acil paraya ihtiyacı olan birisi 20k liralık bir enstrümanı isterse 5k’ye, 2k’lik ürünü 500 liraya bile satabilir. Alan için bu yaptığın etik değil diyemeyiz.
Para kazanmak için insanlar ömürlerinden fedakarlık ediyor ve çalışıyorlar. Mesela 3000 tl net maaşlı biriyseniz, günlük 100 tl kazancınız vardır, tabi yemek/temizlik/kira/fatura vs. yaşamsal harcamaları da çıkmanız gerekli. Vakit=Nakit. Doğal olarak satılan bir üründe 100 TL’lik bir indirim, 2-3 günlük mesai sonucu birikime denk gelecektir. Ne satın alan, ne satan kişi ömründen harcadığı zamanı öyle kolayca bırakmaz. Sonuçta piyasa kendi fiyatını belirler.
Bu yüzden enerjinizi hayatınızın birim zamanının ederini arttırmak için harcayın. Bir de gün be gün azaltanlara, çalanlara yöneltin. Hayallerinizle oynayan onlar. Gerçi yok ya, pardon, bizim dolarla, euroyla işimiz ne ki?