24 bit / 96 khz

24 bit 96 khz kayıt yapmak dosya boyutlarının inanılmaz oranda büyümesi dışında bir yarar sağlıyor mu? Yapılan kaydı 16 bit 48 khz ile karşılaştırdığımızda fark hissedebiliyor muyuz?

Tiz frekansların 96 khz ile daha iyi tanımlandığı teorik olarak doğru. Ama
tanımlanan frekanslar kulağımızın duyu sınırlarını aşan bölgede. Buna rağmen çoğu insan gerçekten farkı HİSSEDEBİLDİKLERİNİ söylüyorlar.

Bir diğer konuda, yaptığımız kaydın herkez tarafından dinlenebilmesi için yine cd formatı olan 16 bit 44.1 khz e çevrilmesi gerektiği. Günümüzdeki dithering algoritmaları ne kadar kaliteli olsa da yinede kayıp yaşanacak.

Sizlerin bu konudaki fikirleriniz nedir ?

(bu arada bazı stüdyolar 192 khz sistemlere geçmeye başlamış..)
 
Aradaki farki sen de duyabilirsin, ben de. Fakat aradaki farki bize duyurabilecek kadar hassas bir sistemde dinlememiz kaydiyla. Benim su anda elimde bulunan donanim (baska bir sayfada resmi var) o kadar ilkel ki 44.1 kHz/16 bit'lik bir .wav dosyasi ile, 198 kbps'lik mp3 dosyasi arasindaki farki bile ayirt edemiyorum. Ama bu sistem benim isimi goruyor, cunku radyo reklam muzikleri ve arada bir vokal demolari yapmak icin kullaniyorum. Bu amac icin yetiyor da artiyor bile.

Studyolarin sonucta 44.1'e indirgeyeceklerini bildikleri halde projelere 92 hatta dedigin gibi 196 kHz ile baslamalarinin iki nedeni var: birincisi, kullandiklari efektleri daha yuksek cozunurlukte calistirdiklari icin islem kalitesi daha yuksek oluyor, ikincisi, projeler 44.1'e indirgense bile yuksek cozunurlukte arsivleniyor. Ileride teknoloji daha yuksek ornekleme oranlarini tuketicilere ulastirdigi zaman belki bu arsivlenen muzikler re-master etmeye falan gerek kalmadan yuksek kaliteyle yeniden piyasaya surulebilir diye dusunuyorlar.

audioslavehq demiş ki:
Tiz frekansların 96 khz ile daha iyi tanımlandığı teorik olarak doğru. Ama tanımlanan frekanslar kulağımızın duyu sınırlarını aşan bölgede. Buna rağmen çoğu insan gerçekten farkı HİSSEDEBİLDİKLERİNİ söylüyorlar.

Yalnizca teorik olarak degil, pratik olarak da dogru. Nyquist rakami denen bir rakam vardir, belki biliyorsun bu konuyu, ama yeri gelmisken yazayim kisaca. Soyadi Nyquist olan bir amca, bir ses dalgasinin dogru olarak orneklenebilmesi icin en az iki kez "resminin cekilmesi" (yani sample edilmesi) gerektigini kanitlamis.

Bir baska deyisle, icinde saniyede 20,000 titresim barindiran bir sesin saniyede 40,000 kez orneklenmesi gerekiyor. CD standartlari belirlenirken, insanin ust duyma esiginin ortalama olarak 20,000 Hz'te sona erdigini, bundan tiz frekanslari duymadigini kabul etmisler ve ornekleme oranini 44,100 Hz olarak belirlemisler. Yani CD formatinin canlandirabilecegi en yuksek frekans 22 kHz. Fakat burada iki yanlislik var: birincisi ortalama insanin duyma esigi 20 kHz'te bitiyor olabilir, ama bu herkes icin gecerli degil. Bilincli olarak duymasak bile algiliyoruz bazen bu sesleri. Ikincisi, 22 kHz'e gelindiginde hersey altust oldugu icin analog-dijital cevrimcilerin girisinde cok guclu filtreler yeraliyor, bunlar da kimi durumlarda sesi rahatlikla duyabilecegimiz frekanslardan itibaren suzmeye veya en azindan etkilemeye basliyorlar.

Biz de bunlari dogrudan tanimlayamasak bile aligliyoruz. Insanlarin dijitalden bahsederken "ayrinti kayboluyor" veya "atmosfer yokoluyor" veya "canliligini kaybediyor" demelerinin temel nednlerinden biri bu.
 
Ukalâlığın âlemi yok, "vay bende şu var, bu var, yok valla normal CD standardı kesmiyor kardiş, ne o öyle" gibi muhabbetlere girmeyeyim. Ben şahsen kayıtlarımda 44.1/24 kullanıyorum. Ekipmanım 48/24 ve 96/24 yapabiliyor ve bir ara denedim de her ikisini, ama elimdeki sistemde hiçbir farkını göremedim. Ona uygun bir sistem olduğunda tabii ki farkeder ama şu şartlarda 'ayranı yok içmeye'den başka bir tarife sığmıyor bence o standartları kullanmaya çalışmak.

Dolayısı ile "Thirded." deyip kısa keselim biz de...
 
16 bit ile 24 bit'in farkini sadece akustik enstruman ve vokal kayitlarinda duyabiliyorum. O yuzden 24 bit 44.1 khz de kayit yapiyorum, hem boylelikle dosyalar cok buyuk olmuyor, frekanslari da dither etmek zorunda kalmiyorum 🙂
 
Unutmayalımki SACD formatı yaygınlaşıyo, berilyum süper tweeter lar fln üretildi insanlar bi geçiş yapıyo ( hi end zengin abiler daha doğrusu 🙂 )
Eldeki materyali 24/96 kaydetmenin bi zararı yok. Herşeyi geçtiğin zaman 24/96nın sunduğu headroom sayesinde dinamikleri değişken parçalarda yarattığı rahatlık süper bişey. Kişisel testler sonucu edindiğim kanıya göre range sıralaması format olarak wav(24bit) >wav(16bit) >audio cd (ilginç bi şekilde çok sıcak kayıtlar ( -0.5 civarı na yaklaşan kayıtlar wav formatında kusursuz iken audio cd yapınca distortion a sebep oluyo ) > Mp3 diye gidiyo
 
10 yıl sonra konuyu hortlatıyorum. 24 bit ile 16 bit sesi dinlerken bir fark duyamazsınız. (Yo ben farkı duyuyorum diyenler, bravo aferim, ama atmayın lütfen) Fark, ses dosyasını editlerken, efektlendirirken ortaya çıkmaya başlar. Eş zamanlı efektler uygularken, 16 bit dosyalar kulağı rahatsız edecek kadar bozulabilirken 24 bit dosyalarda bozulma olmaz. Çünkü 24 bit dosyadaki, birim saniyede sesi tanımlayan sayı dizisi, 16 bit dosyadan binlerce kat fazladır. Üşenmedim dev bütçeli bir de film hazırladım, buyrun:
 
Basitçe, dinamik aralık arttığı için bozulmaları daha aşağı çekebiliyoruz. Bu, projeyi taşımakta da faydalı yani ev, stüdyo, başka stüdyo vs diye bir harddiskten diğerine taşınırsa 24 bit (ciddi prodüksiyonlarda 32) yine faydalı.

Plug-in'ler bir ara çok reklam yapardı 64 bit vs mimari ile tasarlandı diye, onlarda da dijital olarak oluşan dipses daha aşağı çekiliyor.
 
Basitçe, dinamik aralık arttığı için bozulmaları daha aşağı çekebiliyoruz. Bu, projeyi taşımakta da faydalı yani ev, stüdyo, başka stüdyo vs diye bir harddiskten diğerine taşınırsa 24 bit (ciddi prodüksiyonlarda 32) yine faydalı.

Plug-in'ler bir ara çok reklam yapardı 64 bit vs mimari ile tasarlandı diye, onlarda da dijital olarak oluşan dipses daha aşağı çekiliyor.

Bu arada ses kartlarındaki analog-sayısal dönüştürücülerde 24 bit üzeri kullanıldığını sanımyorum. Ama programlarda nedense, ses dosyasını "save as 32 bit" diyerek, 32 bit dosyaya dönüştürebiliyorsunuz. Bunun anlamı nedir hiç bilmiyorum. 24 bit ile örneklenmiş sesin aynı kalitede, çok daha fazla sayı ile ifade edilerek dosya boyutunun gereksiz büyütülmesinden başka neye yarar? Belki program yazıcılar, donanımın da bir gün 32 bit örnekleyeceğini ön görerek önlemlerini şimdiden almışlardır.
Waves plug-in'leri gerçekten süper plug-in'lerdi. (Hala öyledir) Ama 64 bit işletim sisteminde çalışıyorsanız daw bu plug-in'leri göremiyordu. Waves'in 64 bit için yaptığı reklam ,işletim sistemi ile ilgili olan 64 bit derinliği içindi.
 
Son düzenleme:
Ya o 32 bit'e çevirim sırf transferlerde (mastering'e yollarken ve hatta mastering sırasında) işe yarıyor diye biliyorum ve 24 bit'e dönüşte dither gerekmiyor, yani olası bir dijital veri kaybı çıt/pıt/glitch falan olmasın diye.
 
16-bit - 44.100 kHz ile 24-bit 48.000 kHz arasindaki farki en boktan kulaklik ile bile duyman lazim. 24-48 ile 24-96 arasindaki farki ise ayirt etmek imkansiz.

En buyuk fark 16-24 bit arasinda tabii ki.
 
Mp3 olmayan, genellikle wav formatındaki PCM ses dosyalarının iki değerinden söz edilir. Bit ve kHz. CD üzerinde 1981'den beri kullanılan sayısal ses biçimi 16 bit, 44.1 kHz. 'dir. 10 yılı geçkin bir süredir de sütdyolarda kullanılan ses biçiminin değeri ise 24 bit 96 kHz.'dir.
İster basit bir ıslık sesi olsun ister bir senfoni orkestrasının bir anlık tınısı olsun, tüm sesler 2 boyutlu bir ses dalga formu ile ifade edilebilir.
basit ses.webp


Basit sesler yine basit ses dalga biçimleri ile ifade edilebilirken, karşmaşık ses dalgaları aşağıdaki gibi dalga biçimleri ile ifade edilir.
karmasik ses.webp

Analog sinyal dönüştürücü (ADC) bu ses dalgasını, tıpkı bir tarayıcının resmi taradığı gibi tarar. Ses dalgasının her bir noktadaki yüksekliğini ayrı ayrı ölçer. Bu işlemi bir saniyede 44.100 kez yapar. (hey maşşallah) 44.1 kHz buradan gelir.

olcum.webp


Peki ölçülen bu tepe ve çukur noktaların çözünürlüğü ne kadardır derseniz, 16 bit ses örnekleyicisi , her bir ses yüksekliğini 1/ 2^16 (yani 1/65536) hassasiyetinde ölçer.

16 bit.webp

44.1 kHz 24 bit örnekleyici ise bu işi 1/16.777.216 (bir bölü, on altı milyon yedi yüz yetmişyedi bin iki yüz on altı) hassasiyetinde yapar. 96 kHz örnekleyici ise bu işi bir saniyede 96 bin kez tekrarlar. El insaf bırakalım ses kartları bu kadar işlem yaparken gecikme (latency) yapsın. 🙂

24 bit.webp

Yani 24 bit ses hoparlör konisini , 16 bit'e göre 256 kat daha hassas olarak konumlandırır.
Peki kulaklar bunu duyar mı ? Bana sorarsanız çok zor, belki de benim kulaklarım iyi duymuyordur. Madem fark yok, neden icat edildi bu format deseniz, az yukarıda video ile anlatmaya çalıştım. Alıntı-çeviri değildir.
 
Aslında bit derinliği bir kenara kulağın 44.1 ile bunun üzeri frekansları birbirinden daha kolay ayırmasının sebepleri;

1- Her Converter'ın cut-off "eğimi" farklıdır, eq'lardaki hi-cut gibi düşünün ve bu gerçekleştiğinde doğuşkanlar elbette etkilenir...yani "20 khz üstünü zaten duyamıyoruz salla daha yukarı değerleri" gibi forumlarda beko müzikseti sahibi arkadaşlardan çokça okuduğum yorumlar böylece çöker 🙂 96 khz'de yapılan aynı işlem yine duyum aralığımızın üzerinde olduğu için ses daha temiz duyulur.

2-Plug-in ve hatta converterlar örnekleme yükseldikçe daha iyi çalışırlar. Olay matematik, eğer bir işlem sonucu kesin sayı veremiyorsa (sonucu atıyorum 6 değilde 5.9999999...vs.) yuvarlama yapılır, küsürlü sayı tam'a dönüştürülür. Bunu yaptıkça seste dijital bozulma oluşur (aliasing diye İngilizcesi sanırım) ve önleme/iyileştirmenin yolu daha yüksek sample rate'ler kullanmaktır (sonuç değilde sonuca varan işlemlerin genişletilerek yuvarlamaya daha az ihtiyaç duyması).
 
22 000 khz ve 44 000 khz yazmışım hz olacaktı çeviri hatası yapmışım. kusra bakmayın.

bilim adamlarının çoğu sahtekârdır. ilaçlar en büyük kanıttır. şu kadar duyuyormuşuz falan filan. hiçbirine inanmıyorum. sony 120 khz e kadar destekli kulaklık satıyor araştırın öğrenin. hadi kg
 

Bakmadım ama o 120khz verimi belirtmek içindir, yani malzeme öyle hafif ve güçlüki o titreşimleri bozulmadan sağlayabiliyor. Yani duyum sınırlarımızdaki frekanslarda daha iyi çözünürlük sağlıyor.

Hoparlör ileri-geri harici hareket etmez, "çözünürlüğü" arttırmanın tek yolu bu hareket verimini arttırmaktır. Sadece titreşim hızı değil, hoparlörün ileri-geri mesafeside (özellikle sub frekanslarda) verim göstergesidir.
 

Geri
Üst