Closer

Hmmm simdi herkes filme SIKICI falan demis ama filme ne yandan baktigin önemli...

Ben olaya 4 tane kendini kaybetmis insanin karismis iliskileri ve bir insanla olmakta bir dert olmamakta bir dertin en guzel göstergesi. Yani bir bakima bir kisiyi sevsende onun varliginin sena aci vermesi gösterilmis. Oyuncular ise ayri bir guzel oynamis. Natalie Portman`in Leon`dan sonra en iyi performansi bence. Clive Owen ise ayri bir iyi oyuncu ve karakterinin psikolojik seks cökertmesi olayi ise benim sahsen cok hosuma giden sahnelerdi. Ilk önce Julia Roberts`i kendisini cok berbat hissetmesini sagladi ardinda Jude Law`i....

Mike Nichols filmlerini zaten hep sevmisimdir. Her filminde hep ask ucgenleri döner dolasir ve basladigi noktaya film icinde 10 defa geri döner ve sonunda basladigi noktanin tam tersinde bitirir olayi. Guzel yazilmis Patrick Marber tarafindan ve guzel de uyarlanmis sinemaya. 2004 yilinda cikan en iyi 10 film arasina girer bu film..
 
bence de filme yüzeysel bir şekilde bakılırsa sıkıcı denebilir..ama aslında kurulan bağlantılar..replikler..ve dewamında filmin içindeki detaylar..sadece filmin konusuna değil de gözden kaçabilen şeylere de dikkat eden insanlar gayet zewk alır diyorum..özellikle ayrıntıcı bir kişilikseniz ;)
 
Günümüz ilişkilerini yerme amacı gütmüş mü bilinmez ama çok güzel göstermiş. Üstelik çoğu filmde olduğu gibi "iyi karakter" "kötü karakter" gibi saçma bir ayırım yapılmamış. Adrenalin, heyecan isteyen için sıkıcı olabilir ancak ben sevdim.

Soundtrackine dikkat çekmek isterim. Damien Rice "The Blower's Daughter" ile başlıyor film. Bu filmi sevmek için bir başka sebep. Bir de "Come on Closer" var, reklamlarda çalan şarkı, o da pek güzel.
 
sevenin cok sevdigi sevmeyenin de hic sevmedigi, ortasi olmayan ama kim ne derse desin tamamen gercekte yasanabilecek nitelikte ve bu yuzden de tokat gibi bir film.
ismini bile degistirecek kadar bunalıp kacmıs bir kız,yalnız bir doktor, akvaryumlarda huzur bulan bir fotografci ve yazar olmak isteyip ölüm ilanlarını yazan biri haline gelmis bir erkek..ve tabi aldatma,aldatma,aldatma..

dan' in alice' i terk etmek istedigindeki konusma sirasinda alice "neden o ?" dediginde danin "cunku o senin gibi bana bagli bir kadın degil" cevabi sanki bana soylenmis gibi icime oturmasi bir yana bundan cok daha anlamli - gercekci diyaloglarla insanin aklina kazinanlardan.
Vazgecemeyecegim filmlerden biri olmus filmdir ayrica... Soundtrack albumude cok fenadir
 
Ne çok iyi ne çok kötü bir film. Rahatsız edici filan diyorlar ama hiç de değil şahsen bu filmdeki karakterlerde daha rahatsız edici karakterler gündelik hayatımızda magazin programlarında karşımıza çıkıyor. Öyle tokat gibi filan da değil . Tokat gibi olanı için Lila Dit Ca'yı öneririm.
 
Closer diyince Damien Rice akla gelir, o müthiş parçasıyla filmin tüm seyrini benim gözümde nasıl değiştirebildiği..Filmin üzerinden baya geçince olaylar hayal meyal aklımda kalmış yani fazla etkilenmemişim ama damien rice aklıma geldiğinde nasıl tebessüm ediyorsam dolaylı olarak closer da öyle bir etki yapıyor. Jude Law ve onun o aksanlı konuşmalarının da katkısı olduğunu inkar etmemeliyim:)
 
Ağır baskılarım sonucu arkadaşlarımı ikna edip gittiğim bu film tam bir fiyasko idi bana göre. Fragmanından etkilenmiştim ama tamamen hayal kırıklığı oldu. O kadar sıkıcıydı ki.. İnsanı hiç sürüklemiyor. İkinci yarısına kadar bile zor dayandık, çıkalım gidelim diye düşünürken sonunu merak edip kaldık. Sadece zaman kaybıydı. Ha tek yararı mükemmel müziğini dinleme fırsatı vermiş olmasıydı sanırım. O ne güzel bir şarkıdır öyle, the blower's daughter...
 
Natalie Portman'ın kalça bölgesinde kamp kurasım geldi filmi izledikten sonra. İzlerken de etmediğim küfür kalmadı. Jude Law'ı sallayın da BMW filmlerinden bildiğim Clive Owen tam bir hanzo şekli çiziyor ancak psikolojik saldırılarda çok başarılı olmuş bu filmde elinden öpesim gelmedi değil. Julia Roberts zaten dudakları ve ara sıra kızarmış gözleri ile tanıdık hali ile gözler önündeydi; Natalie'nin yanında sönük kaldı.

Diyeceğim şudur ki film esnasında güzel küfrettim ve hormonal dengem bir güzel dalgalandı Natalie yüzünden. 21 Gram'la özdeşleştirilebilecek yönleri var ama kesinlikle vasat üzerine çıkamıyor bence, izlenmesi de gerekli olabilir.
Natalie Portman'ın kalça bölgesinde kamp kurasım geldi filmi izledikten sonra. İzlerken de etmediğim küfür kalmadı. Jude Law'ı sallayın da BMW filmlerinden bildiğim Clive Owen tam bir hanzo şekli çiziyor ancak psikolojik saldırılarda çok başarılı olmuş bu filmde elinden öpesim gelmedi değil. Julia Roberts zaten dudakları ve ara sıra kızarmış gözleri ile tanıdık hali ile gözler önündeydi; Natalie'nin yanında sönük kaldı.

Diyeceğim şudur ki film esnasında güzel küfrettim ve hormonal dengem bir güzel dalgalandı Natalie yüzünden. 21 Gram'la özdeşleştirilebilecek yönleri var ama kesinlikle vasat üzerine çıkamıyor bence, izlenmesi de gerekli olabilir.
Ohanzi 19 sene olmuş ulan 😄
 
Geri
Üst