Hoparlör Tavsiyesi

internetten arastirip ucuz bir amfi ve monitor seti bulursan sana omur boyu yeter ama o frekans cevabi sozunden anladigin kadar kurtaracak bir monitor ve amfi seti bile cok ucuz olmaz.
 
Ucuzdan kastın ne bilmiyorum ama fiyat aralığı belirtmediğine göre belli ki bedava ile bedava arası bir fiyatta ürün aramaktasın :)

Burada bir ürün ile ilgili bilgi istiyorsanız bütçenizi de söyleyin ona göre bir öneride bulunalım. Kimisi var 100 dolar pahalı geliyor, kimisi var 1000 dolar ucuz geliyor, bu insanın ne beklediğine bağlı.

Ne kadar para ayırdın bu işe?
 
Merakta kalma, buyur gel bak iceri:

studyo2.jpg


Komsumun tasinirken goturmeye deger gormeyip bana hibe ettigi 70'lerden kalma Kenwood marka hoparlorleri kullaniyorum. Yukselticim de yine ayni donemden kalma bir Pioneer receiver. Ses bunlarda guzel geliyorsa her yerde guzel gelecek demektir :D

Monitorlerinin ses karakteristiklerini bilip miksaji ona gore yaptigin surece istersen kulaklikla bile miks yapabilirsin.

(bu arada, evet, yanlis gormediniz, en tepede duran yaratik bir domokun'dur.)
 
  • Konu Sahibi Konu Sahibi
  • #6
Bende de creative 5.1 surround system var. Monitör olarak onları kullanıyorum ve başarılı kayıtlar çıkardığımı söyleyebilirim. Ama yinede monitörün ses karakteristiğini bilmek bile bazı durumlarda yetersiz oluyor.

Mesela yaptığın mix i hi-fi sistemde veya araba
teybinde dinlediğinde sorun olmamasına rağmen
radyoda çalınmak üzere yolladığında dinamiklerin
çok farklı olduğunu görüyorsun.

Ayrıca giriş sinyaline renk veren bir monitör kullandığında ona alışıp artık hep o sistemde
mixlemen gerekiyo. Bir başka sistemde miksaj yapman gerektiğinde referansların tamamen değişiyo. Tabi kendi monitör sistemini götürsen
bile oda akustiği farklı olduğundan referansların yine kayabilir. Yine de adapte olman kolaylaşıyo normalde de referans monitörü kullanıyosan.

Kulaklıkla miksaj ise bence çok hatalı sonuçlara yol açıyo. Tabi miksajı mono yapıyosan değişir.
Stereo kayıtlarda kulaklık gerçek ses dağılımını
algılamanı engelliyo. Zaten kaliteli kulaklıklarda 300$ civarında.
 
creatiove 5.1 sistemi ne yazik ki ideal bir sound miksleme hoparlor seti olmaktan cok uzak. onunla ancak kendi kulagina hos gelen ama baska muzik setine koydugunda apayri bir soundla karsilasacagin bir sound yaratabilirsin.
Yamaha, alesis vb. monitorlere bakman lazim. Iste zaten o zaman en ucuzu bile pahali geliyor bircoguna. Ne kadar ekmek o kadar kofte. Parasiz olmuyor bu meret.
Pahali bir DJ kulakligi alirsan ve genel olarak kulakliklarin ne gibi frekanslarda daha falsolu (eksik ya da fazla volumleme) calistigini bilirsen 5.1 den cok daha iyi sound yaratabilirsin. genelde kulakliklar bas frekanslara daha cok ekleme yapiyor. ama bir gercek var ki birkacyuz dolarlik kulaklik ile kotarabilecegin bir durum bu.
amfisiyle birlikte 600 dolardan asagi baslangic duzeyi bir monitor seti bulursan al derim.
 
Ben proje stüdyomda Yamaha MSP-5 kullanıyorum. Aktif oldukları için ayrıca ampliye gerek yok, kendi amplileri içlerinde. Detayları için resmin üzerine tıklayıver.



Evde de bir çift 1970'lerden kalma büyük Goodman kabinim var, bir çift de minik Mission M71'lerim. Dual çıkışlı bir Marantz Hi-Fi amplim var onları sürmekte kullandığım, modelini hatırlamıyorum, biryerden kalmıştır kesin, para verip almadım. Miksleri evde karşılaştırıyorum, bir de abimin arabasında. Mike'da da MSP-5'lerden var kendi ev stüdyosunda, dolayısı ile aynı miksi bir de gidip onun stüdyosunda dinliyoruz, miks aşağı yukarı aynı setup ile başka bir mekânda nasıl tınlıyacak diye.

Aşağıdaki resimler benim mekânın eski hâli, şimdi biraz daha düzenli gibi. İlk resim daha eski, Mike'ın resmi daha sonra çekilmişti, gitar amplilerini filan sağa alıp arkadaki kutuları başka yere kaldırdım. O öndeki metal çantaların yerinde şimdi diğer bilgisayarım var, bir de o büyük CRT monitörün yerine ikinci bir TFT ekran geldi.

Stüdyonun adam gibi bir hâle gelmesi biraz daha zaman alacak. Bakalım, ne zaman vakit olursa.

Mahcem_studio_06.JPG


Mike_on_duty.jpg
 
Mahcem foto pek şık (kusura bakma amerikan klvyenin azizligi SHIK okunacak) cikmis :) Ben de bir tane cekip koyayim he he. Domokun Studyo guzel de sen neredesin? Herhalde fotoyu cekiyordun.
Bende Alesis M1 var monitor olarak fena degil. Dinleme odasinin akustigini de bir hayli kontrol ettim fen degil su anda.


Burak,

Şık'ı düzelttim abi ;)

M.
 
audioslave,

Ben ideal olmayan kosullarda bile iyi sonuclar elde edebilecegini vurgulamaya calisiyorum. Bunun sirri da zayifliklarin nerede oldugunu iyi bilmek.

Monitor konusunda tavsiyem yukselticileri icinde olan (powered) modelleri tercih etmen. Mumkunse bas ve tiz hoparlorleri icin ayri yukselticisi olan (bi-amplified) modelleri tercih et. Bu monitorleri yakin mesafede dinleyecegin icin (near-field) gucun (power rating) onemi pek fazla degil, ama woofer'in capi mumkun oldugunca buyuk olsun. Bunun otesinde olay tamamen kisisel zevk meselesine ve butceye kaliyor. Hoparlorleri uygun bicimde yerlestirmek de onemli tabi.

Mevcut markalar, modeller, ozellikleri ve fiyatlari konusunda genel bir fikir edinmek icin bu sayfaya bir goz at istersen.

Ben o sayfadakilerden Alesis M1'leri uzunca bir sure kullandim, butceni biraz esnetebilirsen kesinlikle tavsiye ederim.
 
audioslavehq demiş ki:
Yamaha MSP-5 hakkında
http://www.recording.org/e-mag/article_102.shtml
adresinde güzel bir makale buldum.

Al benden de sana MSP-5'in Sound On Sound'daki makalesi ;) Üstâd-ı Âzam Paul White gözlemlerini yazmış orada.

Burak'ın hâlen, Domokun'un da bir süre kullandığı Alesis M1 ile ilgili review burada, yeni modeli M1 MkII de burada.

Ayrıca eğer almayı düşündüğün başka ürünler varsa yine SOS'un reviews kısmına bakıp bilgi alabilirsin:

http://www.soundonsound.com/articles/Reviews.php

Son altı ay içerisinde yayınlanmış reviewler için abone olman gerekiyor. Daha eski yazılar ise public domain olduğundan ücretsiz ulaşabiliyorsun.


Recording.org Amerikan zevkine hitâbeder, SOS ise İngiliz zevkine. Arada farklar vardır biraz yaklaşımlar açısından. Gerçi şimdilerde kimin ne yaptığı belli değil, artık tarzlar hep birbirine karıştı ama Amerikalılar 80-100Hz'in altına inmeyi İngilizlerden öğrenmişlerdir meselâ, İngilizler de o koccaman dört oda bir salon salomanje dev gibi soundları yakalamayı Amerikalılardan öğrenmişlerdir. On sene evvelsine git Amerikan müziklerini dinle, böyle koccaman gitarlar, synthler filan duyarsın, dev gibi bir mekân vardır müzikte ama nedense baslar pek o kadar önde değildir. İngiliz müziklerinde ise tam tersi, adamın göğsüne göğsüne vurur, tam suratına yapışan bir müzik duyarsın, ama mekân boyutları daha küçüktür, böyle herşey bir araya sıkıştırılmış gibi gelir.

Neyse, bak gör, ona göre kararını verirsin.

Kolay gelsin.
 
Mahcem hocam: Bu bas soundlar bana cok fazla vuruyor gibi geliyor. Sinemada neredeyse 110 dB lik bir Coke bardağa dökülüyor iptal olursun! Kulaklarım patlıyor volümden ve baslar göğsümde parçalanıyor :).
Bu arada monitörlerin müzikte ne kadar önemli olduğunu da bu arkadaşımıza anlatmış olduk galiba çünkü pek renkli ve detaylı bir forum olmuş burası... yoksa sevgilimle harika geçen zamandan sonra herşey mi bana öyle görünüyor? :)
Birçok insan artık Alesisi tercih etmiyor ama nedense ben bayılıyorum. Her insanın kulak yapısı da bir değil. Bir monitörden alacağınız duyum ve verdiği sonik zevk hoperlörlere göre değişiyor belli ki. Biraz paralansam kendime yeni çıkan en güçlü alesis amfisinden alacağım. Sadece volümlü dinlemek için, keyfine!
 
Bu arada audoslavehq 5.1 creative kullandığını söylemiş..Ben de DTT2200 (yanlış hatırlamıyorsam) üzerinde kendi çapımda uğraşmaktaydım.. Fakat bu sistem ile (eksikliğini ne kadar bilirsen bil) her ortamda benzer ses yakalayabileceğin bir miks çıkarmak imkansız.. Çünkü mid frekanslar (özellikle lo-mid bölgesi)'ni bir acayip şekilde yutmakta bu sistem... Denemek isteyen vatandaşlar, bu ses siteminde en sona bir eq koyup, çekiştirsinler.. Sesin ne kadar az farkettiği görülecektir zaten.. Ayrıca subwoofer barındıran sistemler bazı frekansları vurgulayacaklardır...

Bu durumda benim yaptığım şey, öndeki iki uyduyu, başka iki monitör ile değiştirip, mikse giriştiğimde 2 kanal çalışmak oldu.. Şimdi daha temiz, daha net ve dengeli miksler çıkıyor...

Ayrıca 5.1 sistemlerde bazen esasında geniş olmayan sesler, geniş gibi gelmekte (ön-arka yapay 3d zımbırtıları var bunlarda genelde) bu da çok dar bir miks elde etmenize neden oluyor.. Ona da dikkat edilmeli.. Gerçi ne kadar dikkat ederseniz edin, böyle bir sistemden sağlıklı bir miks çıkması imkansızdır "bence"... Hele bir de AC97'nin yapay 3D zımbırtıları işin içine giriyor ve kullandığınız driver'lar bunları kapatmanıza olanak sağlamıyorsa, vay halinize..

Bu tarz şeyler ucuza gelmiyor.. Ha ucuza getirmek istiyorsanız, alınız oradan bir müzik setini, Çok fazla özelliği bulunmayıp, sizi tatmin edecek bir gecikmeye sahip ses kartınızın çıkışına bağlayınız.. Ben olsam öyle yapardım (Fakat evde müzik seti bile yok :) )...Her şeyi flat olarak ayarlayınız... Ve mikse başlayınız... En düzgün ve gerçekçi ses böyle çıkacaktır...

Creative'in bir çok ürünü, sesi olduğu gibi vermeye değil, mümkün olduğunca etkileyici vermeye göre ayarlanmıştır.. Frekansları eşit vermeyen bir sistemin karakteristikleri bilinir, ve aynı sistemde dinlenen bir başka beğendiğiniz miksi referans alarak hareket ederseniz minimum sorun çıkar.. Fakat bazı frekansları hiç vermeyip, kafasına göre bir noktadan farklı çıkışlara dağıtan bir 5.1 sistemde bu söz konusu değildir.. Hiç duymadığınız bir 750 hz'i referansa göre ayarlamanız mümkün değildir...

5.1 sistemlerin sağlığı ile ilgili bir deney yapınız.. Şöyle ki: eğer subwoofer'a gönderilecek sinyallerle, uydulara gönderilecek sinyallerin ayrıldığı frekansı değiştirebiliyorsanız, bunu çekiniz taa yukarılara.. 500 hz'lere kadar.. Subwoofer bu frekansları verdi mi? vermedi.. 150 hz civarına kadar ancak verir zaten.. Sonra çekiniz bunu aşağı.. 50 hz'lere kadar.. uydulardan gelen sesler kalınlaştı mı? lo-mid'leri duyabiliyor musunuz? Duyamıyorsunuz... Demek ki arada bir kara delik var.. İşte o kara delik miks yapmanızı imkansız kılar bu sistemlerde... En azından benim DTT2200'de böyle.. Daha üst modellerin uyduları belki daha geniş bir spektrumu veriyorlardır...
 
kullandıgınız sistemler tek sub wooferlı sistemler ve sadece ev sinema sistemleri .ben de kendi imalatım olan monitörler kullanmaktayım içinde celestionun 20 cm geniş aralaıklı subwooferları ve eski bir pioner sistemden söktüğüm 2 adet mid ve tiz hop ler var mosfet kullanarak yaptıgım amplarla besliyorum . sizin sistemlerinizden bir arkadasımda var müzik dinlemek için güzel ama mix için kötü . frequency response ları düşük bir aralıga sahip.

şu aralar maddi sıkıntıdayım hiçbir aletimi yenileyemiyorum elektronik mühendisi bir arkadasımla sürekli devre şemaları üzerinde çalışıyoruz ve umarım yakında kaliteli mic preampları yapabilecegiz.. Artık elime eskisi kadar para geçmiyor . En son cok başarılı bir mikrofon yaptık Phantom power kullanıyor dip gürültü seviyesi - 76db .. bence kendi kulagınıza göre sisteminizi kendiniz düzenleyin ben cok memnunum..
 
Bende 5.1 creative i mecburen kullanıyorum zaten.
Para olayını biraz düzeltsem başta mic preanfisi olmak üzere bir sürü şey var alınacak.

Birde sevgili teratec dmx6 fire ses kartım
asio ve gsif sürücülerini aynı output üzerinden
yönlendiremediği için
diğer xtra kolonları gsif sürücüleri için kullanıyorum.
 
CrazyLead,

Sen harbiden "crazy" bir adamsın :D

"Kendi pre'ni kendin yap", ha? Çok iyi ya...

Custom electronics olayına bayılırım bende, yukarıdaki fotoların arka tarafı bizim elektronik laboratuarı aslında, aşağıdaki fotoğrafta görürsün havyaları PSU'ları Skopları filan.

Abimle beraber 80'lerin sonu gibi özel gitar amplileri yapıp satmıştık Istanbul'da, Mackenzie Fane RCF Celestion hoparlörler filan, Playmaker Burak belki hatırlar, ne günler, ama vakit yok ki artık oturup öyle kendi amplimizi kendimiz imal edelim.

Bir ara internette Rupert Neve'in prelerinin şemaları dolaşırdı, ilgilenmiştim o aralar da oturup onun bobinlerini sarmak lazım, bir de tutturamadın mı bütün esprisi kaçıyor, işin sırrı da orada zaten. Dolayısı ile artık vakit yok diye uğraşamıyorum.

Cemal_messing_about_01.jpg
 
Mahcem nasil unuturum o gunleri. Sizin evde yapilan gitar amplileri cok ragbette idi. O gunlerde boyle her markanin dagiticisi yoktu. Bir ampliyi herkes birbirine odunc verirdi. Uzerinden 16-17 sene gecti. Yahu simdi elimizde olan aletler o zaman olsaydi. O zamanlar vakit vardi alet yoktu, simdi aletler dolu etrafimizda ama ogrenci degiliz artik, vakit cok kisitli :(
 
Hey gidi hey, BÜ SportsFest'in 88 Rocking Sunday'inde bile "official amplification" idik o zaman :D Heh heh, ne günler. O zaman da hazırlıktayım hâlâ, bölüme bile başlamamışım.

Vay ulan beee, vakit geçiyor ha.

Gözün iyileşti mi bu arada abi? Biraz off-topic oldu ama aklıma geldi sorayım, büyük geçmiş olsun. Oradakilere iyi bayramlar, araşamadık bu aralar.
 
Geri
Üst