Leadmaster demiş ki:
1-Merak ettiğim, Mpeg1 layer 2 bir kaydın (32khz) kalitesi, mpeg 3 128-160kbps (44.1khz) bir kayıttan daha mı kötü?
2-Rakamlar bunu veriyor gibi ama kulağım aksini söylüyor!?!
Olayı iyi veya kötü olarak değerlendirirken rakamlardan konuşuyorsak aynen öyle, eğer senin kulağına gelen sesin senin hoşuna gitme durumundan bahsediyorsak o çok subjektif bir olay, kişiden kişiye değişir.
3-Sanırım sıkıştırma alogarıtması farlkı, bununla baglantılı olabilirmi?
Tabii ki. Dithering denen bir olay var, binary çevirim esnasında kesirlere denk geldiğinde aşağıya mı tamamlayacak, yukarıya mı tamamlayacak, sonra geri açarken aynı tarafa açacağını nereden bilecek gibi yığınla detayı var. Hayvanlar gibi matematiksel fonksiyonlar dönüyor orada, bir nevi sesin türevini ve integralini alıyorsun sıkıştırıp açarken.
4-Sen kayıtlarını nasıl saklıyorsun,hangi formatta? Örneğin kaydı 24 bitin üzsünde yaptığını söyleyenle var, ma şu anki audio cd standardı biliyoruz ki 16bit. Bunun ne gibi avantajları var?
Ben 44.1kHz/24bit çalışıyorum. Örnekleme frekansı açısından 44.1kHz ile 48kHz arasında çok büyük bir fark yok, zaten o örnekleme frekansının yüksekliği ses frekansının üst kısımlarındaki tanımlamayı iyi yönde etkiler, alt frekanslarda duyulur bir fark yapmaz. Benim yaptığım müzikte, kullandığım ekipman ve içinde kayıtlarımı yaptığım mekân şu an daha fazlasını gerektirmiyor zira değil 48, 96kHz de kaydetsem, 192 kHz 64 bit de kaydetsem elimdeki sistem bana aradaki farkı verebilecek kadar hassas değil.
16 Bit/24 Bit olayı tamamen Signal-To-Noise Ratio denen Sinyalin kendisinin içindeki gürültüye oranı ile alâkalı. 16 bit bir bilgide ifade edilen sinyalin en sessiz noktası ile en yüksek noktası arasındaki maksimum açıklık 93dB mi yoksa 96dB mi öyle birşey, tam hatırlayamıyorum değerleri, 24 bit bir bilgide ise bu aralık 110dB civarında bir yere çıkıyor. İnsan kulağının duyabileceği en kısık ses şiddeti ile dayanabileceği maksimum ses şiddeti arasındaki fark ise zaten 104 mü 105 dB mi ne, dolayısı ile zaten 24 bit ile bu duyulabilen ses şiddeti aralığını tamamen tanımlayabilmiş oluyorsun. (Rakamlarda yanılıyor olabilirim, şu an net hatırlayamıyorum, bakmam lazım notlarıma, ancak olay özet olarak bu.)
Şimdi, olayı çok basit olarak ifade etmek gerekirse; kayıdı 16 yerine 24 bit olarak yaptığın zaman diyelim A'dan B'ye yükselen bir sinyali 16 dilim yerine 24 yatay dilime bölüyorsun, ve diyelim ki senin sinyaline karışan gürültü bu 16 bit tanımlamada alttan 4 dilimde, 24 bit tanımlamada ise 6 dilime denk düşen kısımda yer alıyor. Eğer kayıdı 16 dilimde yapıp CD'ye aktarırsan bu 4 dilimlik gürültü de CD'ye aynen yansıyor. Oysa kayıdı 24 bit yapıp sonra alttan 8 dilimi attığın zaman o kayıdındaki gürültü atılan 8 bit içerisinde kaldığı için yukarıda kalan 16 dilime erişememiş oluyor, böylelikle son master'daki signal-to-noise (SNR) oranını yükseltmiş oluyorsun, daha iyi bir netice elde ediyorsun.
Tabii bu "24 bit'de kaydedip 16'ya çevirirsen dip gürültüsü kayboluyomuş aabi, biz de öyle yapalım" anlamına gelmiyor. Öncelikle kayıt ettiğin ortamdaki ve sistemindeki gürültü seviyeni o sınırın altında kalacak seviyeye düşürmen lazım ki bu teknik sana bir fayda getirsin, aksi halde eğer sinyalin yarısı gürültü ise 24'de kaydedip 16'ya indirgemek bu gürültüyü yok etmez.
Sanırım yeterince açık oldu.