Nihilizm

"varlıkla yokluk birbirine karşıt iki kavramdır. yokluk var mıdır? yoktur. öyleyse olmayan bir şeyin karşıtı da olamayacağından varlık da yoktur." şeklinde kısa ve öz bir açıklamasını yapmıştı felsefe hocamız :LOL:
 
fulya_m_o_r demiş ki:
"varlıkla yokluk birbirine karşıt iki kavramdır. yokluk var mıdır? yoktur. öyleyse olmayan bir şeyin karşıtı da olamayacağından varlık da yoktur." şeklinde kısa ve öz bir açıklamasını yapmıştı felsefe hocamız :LOL:

heh laf oyunu...
varlıkla yokluğun birbirinin karşıtı kavramlar olmadığını söyleseydin keşke.. camın karşıtı kum değil gibi.. mantıklı bi laf oyunu ...

devinim içinde en büyük farklılaşma anımız öldüğümüz an ve doğduğumuz anlar.... nihilist bakış açısından yokluk sabit bi durum negatif yada pozitif olmayan bişey yani herhangi bir şeyin karşıtı değil..

toplasak 20 25 yıllık bi yaşamımız var devinim bu kadarına izin veriyo işte.. nihilist bakış açısıyla bu 20 25 yılın kıymetini daha iyi anlardık gibime geliyor... işçi yada değil nihilist adam zaten kaybedecek bişeyi olmayan adamdır...
 
Schopenhaur : "Mutluluklarla dolu bir hayat ile acilarla dolu bir hayat arasinda bir fark yoktur, ikisi de aciyla biter" Nihilism'in temel cumlelerinden. Insan hayatini anlamsizliga her an surukleyebilecek tehlike dolu bir cumle. "Yok efendim sonum aci olsun ama ben mutlu yasayim bari" demek gelecekteki ölmüş hallerimizden izlendiginde durumumuzu daha da aci kilar.
Nietzsche nihilist degildir. Nihilism'in altedilmesi gereken bir sey oldugunu, insanin basit bir yol secerek yasamadan yani kendini gerceklestirmeden kacmaya calismasi ve gucsuzlugun bir gostergesi olgunu soyler.
 
fulya_m_o_r demiş ki:
"varlıkla yokluk birbirine karşıt iki kavramdır. yokluk var mıdır? yoktur. öyleyse olmayan bir şeyin karşıtı da olamayacağından varlık da yoktur." şeklinde kısa ve öz bir açıklamasını yapmıştı felsefe hocamız :LOL:

Bu anlatım sadece mantık derslerinde olur. Nihilizimle ilgisi yok bence. Nihilizm "herşey boş" ta değildir.

Nihlizmi burada okuduklarımla öğrenmeye çalışıyorum ama ne olmadığını anladım.
 
nihilizm her seyi reddeden bir felsefe akımı degildir. toplumlarda gecmisten sure gelmis degerleri genel yargıları sorgular... herseyi pozitivist bir sekilde acıklamaya calısır ve ussal olmayanı reddeder. mesela dini tamamen reddeder... nietzsche "boyle buyurdu zerdust" kitabında "bana bir tanrı yaratabilir misiniz? o halde bana tanrıdan bahsetmeyin ama pekala ustinsan yaratabilirsiniz bizzat kendiniz olamasanız bile onun babası dedesi olabilirsiniz sizler bu dunyaya aklınızın almadıgı bir seye tapınmak icin gelmis olamazsınız" der. aslında insanların hic sorgulamadan genel gecer yargılar yuzunden kendine empoze edilen degerleri ya da inancları benimsemesini reddeder... hayatı sonuna kadar sorgular bu yuzden de belli noktalarda surekli tıkanmalara gebedir...
 
Chiris'e aynen katılıyorum.Nihilizm'in temelinde sorgulama yatar.Ki ülkemizde sorgulamanın "s" yok,doğmaktik düşünceler,herşeyi olduğu gibi benimsemeler hakim.Biraz daha sorgulayıcı olsak,başkasının bizim yerimize düşünmesine izin vermesek,o at gözlüğü öyle bir açılacak ki ozaman dünyaya ve evrene bakış açımız 180 derece değişecek
 
çıplak adamın biri düşünceli düşünceli bir taşın üstünde oturuyormuş. üzerinde sadece vücudunun belli bölgesini örten bir yama parçası mevcutmuş. bunun dışında da hiç bir şeyi yokmuş.
gökyüzüne bakmış ve şöyle demiş: tanrım HER ŞEYE sahibim ama mutsuzum.
bu adam HER ŞEY diye tabir ettiği şeye sahip olup mutsuzsa, HİÇBİR ŞEYE sahip olmadan mutlu olmak daha anlamlı bence...
 
esasen türkiye cumhuriyetinde potansiyel var ...türkiyenin temel taşları o meşhur 6 okumuzdan biri de sekülerlik... bizim sekülerliğimiz nihilizmi içermiyor deniyo ama bence 6 oku belirleyen adamlar nihilizmi de düşünmüşler ... tepeden inme devrimimizde pek üstünde durmadığımız bi ok..
 
Nihilizm denip duruyor tam olarak ne olduğunu kim biliyor ki herkes atıp tutuyor bir yerlerden bilenlerede benimseyenlerede öcü gibi bakılıyor yada concon modunda takılıyorlar işte...
 
Schopenhaur gibi saçma bir adamı barındıran akım... Dünya'nın bugünkü bireysel haline gelmesine neden olmuş, kökeninde kentleşme olgusunun olduğu bir düşünce sistemi.

Schopenhaur'un evindeki bir uşağı ve köpeği ile yaşamı sonucunda kaleme aldığı yazıların kentleşme olgusu ile çok yakından ilişiği vardır. Kentleşme, her ne kadar toplum olmayı, büyük kitleler olmayı barındırsa da, her insan kentleşme büyüdükçe, o toplum içerisinde daha da yalnızlaşmaktadır. Schopenhaur'da bunu çok derin bir şekilde yaşamış ve bundan etkilenerek eserlerini yazmıştır. Endüstri toplumunu ve hatta post-kapitalist toplumu güzel bir şekilde analiz etmiştir. Ancak bana göre insanların geçiş döneminde yaşanmış sıkıntıları artık kentlerde 3. nesilden çok daha süredir yaşayanlar olarak halen geçmişte yaşanan sıkıntıları yâd etmemiz gayet anlamsız ve yersiz. Artık bizim bu yazılanları okuyup da var olan sorunsalı devam ettirmemizin, örnek almamızın ve gelecek nesillere aktarmamızın anlamı yok. Kentli insanlar olarak bu sorunları nasıl çözeceğimizi araştırmamız gerekiyor yas tutmak yerine...
 
anarchist_hippy demiş ki:
Schopenhaur gibi saçma bir adamı barındıran akım... Dünya'nın bugünkü bireysel haline gelmesine neden olmuş, kökeninde kentleşme olgusunun olduğu bir düşünce sistemi.

Schopenhaur'un evindeki bir uşağı ve köpeği ile yaşamı sonucunda kaleme aldığı yazıların kentleşme olgusu ile çok yakından ilişiği vardır. Kentleşme, her ne kadar toplum olmayı, büyük kitleler olmayı barındırsa da, her insan kentleşme büyüdükçe, o toplum içerisinde daha da yalnızlaşmaktadır. Schopenhaur'da bunu çok derin bir şekilde yaşamış ve bundan etkilenerek eserlerini yazmıştır. Endüstri toplumunu ve hatta post-kapitalist toplumu güzel bir şekilde analiz etmiştir. Ancak bana göre insanların geçiş döneminde yaşanmış sıkıntıları artık kentlerde 3. nesilden çok daha süredir yaşayanlar olarak halen geçmişte yaşanan sıkıntıları yâd etmemiz gayet anlamsız ve yersiz. Artık bizim bu yazılanları okuyup da var olan sorunsalı devam ettirmemizin, örnek almamızın ve gelecek nesillere aktarmamızın anlamı yok. Kentli insanlar olarak bu sorunları nasıl çözeceğimizi araştırmamız gerekiyor yas tutmak yerine...


Ne Nihilizm ne de Kentleşme kapitalizmden sonra ortaya çıktı. Kaldı ki ortada yas tutan da yok. Nihilizm değerlerin sorgulanmasıdır bunun içine kollektivizm ve komün de girer. Bireyselliğin karşısına konulmuş olan toplumsallık hiç de toplumsal olmadığı gibi, bireysellikte aslında yoktur. Çünkü biri yani örneğin toplumsallığı toplu halde insanların eyleme geçip yaşaması diye düşünürsek, modern kentlerde kimsenin kimseden haberi olmadığına göre ortada bir ortaklıktan da sözedilemez. Diğer yandan bireysel olarak da çevresiyle sınırlandığından hiç kimse bireysel davranabilme özerkliğine sahip değildir. Bu durumda sen hangi işbirliğinden ya da konuşup sorunları çözme yönteminden bahsetmektesin. Ben böyle bir ihtimalin varolabileceğini göremiyorum ortada böylesine bir kabullenme ve kader anlayışı da bu denli yaygınken üstelik.
 
Aton demiş ki:
anarchist_hippy demiş ki:
Schopenhaur gibi saçma bir adamı barındıran akım... Dünya'nın bugünkü bireysel haline gelmesine neden olmuş, kökeninde kentleşme olgusunun olduğu bir düşünce sistemi.

Schopenhaur'un evindeki bir uşağı ve köpeği ile yaşamı sonucunda kaleme aldığı yazıların kentleşme olgusu ile çok yakından ilişiği vardır. Kentleşme, her ne kadar toplum olmayı, büyük kitleler olmayı barındırsa da, her insan kentleşme büyüdükçe, o toplum içerisinde daha da yalnızlaşmaktadır. Schopenhaur'da bunu çok derin bir şekilde yaşamış ve bundan etkilenerek eserlerini yazmıştır. Endüstri toplumunu ve hatta post-kapitalist toplumu güzel bir şekilde analiz etmiştir. Ancak bana göre insanların geçiş döneminde yaşanmış sıkıntıları artık kentlerde 3. nesilden çok daha süredir yaşayanlar olarak halen geçmişte yaşanan sıkıntıları yâd etmemiz gayet anlamsız ve yersiz. Artık bizim bu yazılanları okuyup da var olan sorunsalı devam ettirmemizin, örnek almamızın ve gelecek nesillere aktarmamızın anlamı yok. Kentli insanlar olarak bu sorunları nasıl çözeceğimizi araştırmamız gerekiyor yas tutmak yerine...


Ne Nihilizm ne de Kentleşme kapitalizmden sonra ortaya çıktı. Kaldı ki ortada yas tutan da yok. Nihilizm değerlerin sorgulanmasıdır bunun içine kollektivizm ve komün de girer. Bireyselliğin karşısına konulmuş olan toplumsallık hiç de toplumsal olmadığı gibi, bireysellikte aslında yoktur. Çünkü biri yani örneğin toplumsallığı toplu halde insanların eyleme geçip yaşaması diye düşünürsek, modern kentlerde kimsenin kimseden haberi olmadığına göre ortada bir ortaklıktan da sözedilemez. Diğer yandan bireysel olarak da çevresiyle sınırlandığından hiç kimse bireysel davranabilme özerkliğine sahip değildir. Bu durumda sen hangi işbirliğinden ya da konuşup sorunları çözme yönteminden bahsetmektesin. Ben böyle bir ihtimalin varolabileceğini göremiyorum ortada böylesine bir kabullenme ve kader anlayışı da bu denli yaygınken üstelik.

İşte sen ve senin gibi insanlar bu fikirlere böylesine bağlı olduklarından dolayı öyle bir ihtimal hergün azalıyor ve insanlık kaosa doğru yol alıyor (Kişiselleştirmek için değil en sonunda kişisel bir fikir yazdığından bunu yazdım sadece)...
 
Ne demek istediğin açık değil. Ben herhangi bir fikre bağlı değilim. Ayrıca kaos olumsuz anlamdaysa ztn herkez bundan bahsediyor en tutucusu bile. Özgürlük anlamındaysa ben pek yıkılmış sınır göremedim bugüne dek. Neyse sen de öle takıl. Anlamadım ne dediğini ve uykum geldi yarın yazarım.
 
Bir arkadaşım kafa bir milyon,Konuşuyoruz msn'de Sana sesleniyorum;
Sizler bosuna yasayan,yalnızlıga ibadet yapan,gerizekalılar diye seslenme gelince şaşırdım.Buyur paşam dedim.
Sonra çocuk zaten nihilist + istediği herşeyi yapabilecek gücde.
Nihilizm her şeyi içine alabilecek kapasitede bir din.İnsanları bilimle kendine çekebilecek bir akım.Güzel,hoş,her zaman herşeyi yapabilen insanlardır.Nihilizim yok etme sanatidır diyorum.Bir müslüman nihilistleri soyle tanımlar; inanmadıkları bir varlıgın yarattıklarını yok edebilen insanlardır.Bende buna özgürlük olsa gerek diyorum.
 
Doğru uygulanabildiğinde devlet politikalarını oldukça değiştirebilceğine inandığım düşünce akımı.Eğer pragmatik anlayışla birlikte sistematik olarak uygulanabilirse gelişmeler kendiliğinde gelecektir.Çünkü tarihte bunların örneği çok.Okul öncesi eğitim adına kurulan pek çok kuruluş aslında kendi içinde bu iki kavramı da barındırabilmiştir.Çocukların küçük bilim adamı olarak kabul edilmesiyle alakalı bi durum bu sanırım.
 
Geri
Üst