Selam forum,
8 ay sonunda nihayet dün geldi gönlümün efendisi. Hikayesinden kısaca bahsetmiştim diğer rgd61al inceleme başlığında, bağlantıyı buraya da bırakayım merak eden oradan daha detaylı göz atabilir. İnceleme - Ibanez RGD61AL
Başlamadan önce belirtmeliyim ki bu gitar hakkında bir türlü içime sinmeyen, aylarca beni kemiren iki unsur vardı. Birincisi 10 yıl sonra 25.5” skalaya dönecek olmaktı. ikincisi de “nyatoh” adlı daha önce hiç duymadığım bir ağaç türünün ana gövde ağacı olarak kullanılmış olmasıydı. Aşağıda her ikisine de değineceğim fakat özetle kaygılarım boş ve yersiz çıktı.
Her şeyden önce, bendeniz azılı bir mor bağımlısıyım. Gündelik eşyalardan tutun da giyim kuşama hayatımda çok büyük yeri ve önemi var bu rengin. Fakat konu enstrüman/ekipman olduğunda yıllar boyunca dişime göre niteliklere sahip mor bir gitara denk gelmemiştim. Bir sebepten çok çiğ ve ruhsuz görünüyordu tüm örnekler. Mayones, skervesen, kiesel gibi butik markalarda bile tam olarak aradığımı bulamıyordum. Ta ki birkaç yıl önce yine ibanez’in prestige serisinde ürettiği S5527QFX serisi kanıma girene dek de bu konuyu fazla takıntı haline getirmemiştim, ve maalesef o yıllarda maddi olarak bu gitarı yurt sınırlarına sokmaya şansım olmamıştı. Ben de bu sevdanın peşini bırakıp kaderimi kabullenmiş ve elimdeki “metalci” işi gitarlarla mutlu olmaya debeleniyordum.
Geçtiğimiz yıl sonu ise ibanez 2019’da üretimine başlayacağı “axion label” serisi içinde daha bu gitarı paylaştığı ilk günden sazan gibi avlandım. Böyle bir renklendirme gerçek olamayacak kadar güzel görünüyordu. Haliyle bir süre daha dayanıp tuttum kendimi fakat modelin görselleri düşmeye başladıkça iş işten geçti, en sonunda 2019 Şubatında Kentpark Zuhal’in yolunu tuttuğum gibi yine sevgili Özgür Apak’ı bulup roket takımımızı oluşturduk ve karanlık planlarımızı yapmaya başladık. Nihayet 8 aylık bir bekleyişin ardından da dün itibarıyla kavuştuk.
Ağaç ve boya işçiliği;
Yukarıda bahsettiğim üzere ana gövde eşit boyutlarda kesilip birleştirilmiş 3 parça “nyatoh” ağacından oluşuyor. Gövdenin arka yüzünde tıpkı rgd61al’de olduğu gibi ağaç dokunsunun hissedilmesini mümkün kılan bir renklendirme mevcut. O gitar için de yazdığım gibi, parmaklarımın ucunda ağacın doğal hareketleri hissedebilmek olağanüstü. Üst gövdede ise yine alevli akçaağaç mevcut. Fakat rgd61al’de bu akçaağaç oranı 5mm kalınlığında iken bu gitardaki malzeme kalınlığı markanın sitesinde belirtilmemiş. Manyetik kavitelerinden anlamaya çalıştığımda yine 2-3mm civarı bir katman görebiliyorum fakat bu boya işçiliğinden kaynaklı bir bir göz yanılgısı mı henüz çözemedim. “Veneer” olarak bildiğimiz ince bir kaplama tabakası mı yoksa gerçekten yine 2-3mm’lik gerçek alevli akçaağaç mı bilmiyorum fakat bu gitar da farklı ışık açıları altında en az rgd61al kadar göz alıcı görünüyor. Nyatoh için ufak bir araştırma yaptığımda da karakteristik olarak maun ile yüksek oranda benzerlik taşıdığını görüyorum. Duyuma daha detaylı geleceğim fakat özetle her şey yolunda, haliyle bir kaygım endişem kalmadı.
Sapta ise yine 5 parça panga panga/ceviz birleşimi mevcut. Geniş, yayvan fakat oldukça ince bir D biçimine sahip sap profili. Yıllar boyunca elimden geçen 7 telliler içinde en rahat ve akıcı tutuş duygusu bu sapta mevcut. Tuşede bu sefer Macassar abanozu ile birlikte yine axion label serisinde ilk defa karşılaştığım jumbo boy “sub zero treated” fretler kullanılmış. Çelik değil, fakat çelik kadar sağlam olduğunu söylüyor ibanez abimiz. Duyum olarak km-7 ile kıyasladığımda çelik ile arasında herhangi bir olumsuz farklılık, eksiklik yok. Umarım dayanıklılık olarak uzun yıllar yüzümü güldürür.
Gitar genel olarak tıpkı rgd61al gibi acayip hafif, son derece rezonant ve “sustain for days” sularında geziyor. Schecter’lar yanında bildiğin ceset kalıyor. Bu kadar hantal ve sobaya atsan yanmayan odun karakterli gitarları 10 yıl boyunca nasıl çalmışım diye kendime acıyorum arada. Sonra bu kızımıza bir daha bakıyorum, eriyip gidiyor hüzünler. Bu arada gitar fabrikadan üzerinde D’addario NYXL 10-59 set ile B standard düzenine akortlu geliyor. Bense en fazla A standard’a düşürüyorum akordu, ve şunu mutlaka belirtmeliyim ki bunca yıl 26.5” skalalı schecter’larla resmen sol el bileğime işkence yapmışım. A standard’dan daha aşağıya inmeyecekseniz, ve tel gerilimi konusunda gereksiz bir sertlik arayışınız yoksa “baritone” yapılı gitarlara sarmadan önce ne kadar konforsuz olabileceklerini iyi araştırın. Deneyebiliyorsanız mutlaka deneyin. Şahsen 25.5” skalaya geri dönmek kendimi aptal gibi hissettirdi. Bunca yıl 7 telli çalmanın bu kadar zevkli, sorunsuz ve rahat olabileceğini unutmuşum neredeyse.
Manyetikler;
Gitar üzerinde bare knuckle aftermath set ile geliyor. Daha önce juggernaut deneme şansım oldu ve özellikle mid frekans cevabı çok köşeli/keskin gelmişti. Aftermath ve juggernaut malum bu “djenty tone” kulvarında markanın başı çeken modelleri, haliyle çekine çekine taktım amfiye. Sonuç ise muh-te-şem! Aynı anda sıcak, agresif, bol bol gövdeli ve aşırı Duyarlı. Penalama şiddetimi artırıp düşürerek muazzam sonuçlar alabiliyorum. Coil split özelliği ile de inanılmaz başarılı hibrit clean’ler, yeni nesil “djenty” kirli-clean tonlar bulmak işten değil. Ek olarak manyetiklerin sahip olduğu “burnt chrome’ renkli metal kaplama butik bir malzemenin ne hissettirmesi gerektirdiği konusuna noktayı koyuyor. Zaten hala daha her iki gitarı da seyretmekten adam gibi oturup çalamadım.
Metal aksam;
Axion label serisinde gotoh magnum kilitli burgular, schaller s-lock kilitli askı düğmleri ve ibanez’in kendi tasarımı gibraltar eşik gibi gayet kaliteli parçalar mevcut. Her birini rgd61al başlığında detayıyla yorumladığım için uzun uzun burada da anlatmayayım.
Özet geçiş & kapanış;
Nihayet yıllar sonra 35 yaşımda her şeyiyle istediğim/hayal ettiğim niteliklere sahip 2 gitara gerçek olamayacak bir şekilde aynı anda kavuşma imkanım oldu. Yaşadığım mutluluğu tarif etmek zor (suyu köpürtmesi), ancak çok daha iyilerine sahip olmanızı dileyebilirim. Umarım okurken suratımdaki istemsiz gülümsemeyi sezebilirsiniz. Çok çok daha iyilerini hayat her biriniz için mümkün kılsın, bir sonraki macerada görüşmek üzere!
Olmazsa olmaz, cıbıllarca;
8 ay sonunda nihayet dün geldi gönlümün efendisi. Hikayesinden kısaca bahsetmiştim diğer rgd61al inceleme başlığında, bağlantıyı buraya da bırakayım merak eden oradan daha detaylı göz atabilir. İnceleme - Ibanez RGD61AL
Başlamadan önce belirtmeliyim ki bu gitar hakkında bir türlü içime sinmeyen, aylarca beni kemiren iki unsur vardı. Birincisi 10 yıl sonra 25.5” skalaya dönecek olmaktı. ikincisi de “nyatoh” adlı daha önce hiç duymadığım bir ağaç türünün ana gövde ağacı olarak kullanılmış olmasıydı. Aşağıda her ikisine de değineceğim fakat özetle kaygılarım boş ve yersiz çıktı.
Her şeyden önce, bendeniz azılı bir mor bağımlısıyım. Gündelik eşyalardan tutun da giyim kuşama hayatımda çok büyük yeri ve önemi var bu rengin. Fakat konu enstrüman/ekipman olduğunda yıllar boyunca dişime göre niteliklere sahip mor bir gitara denk gelmemiştim. Bir sebepten çok çiğ ve ruhsuz görünüyordu tüm örnekler. Mayones, skervesen, kiesel gibi butik markalarda bile tam olarak aradığımı bulamıyordum. Ta ki birkaç yıl önce yine ibanez’in prestige serisinde ürettiği S5527QFX serisi kanıma girene dek de bu konuyu fazla takıntı haline getirmemiştim, ve maalesef o yıllarda maddi olarak bu gitarı yurt sınırlarına sokmaya şansım olmamıştı. Ben de bu sevdanın peşini bırakıp kaderimi kabullenmiş ve elimdeki “metalci” işi gitarlarla mutlu olmaya debeleniyordum.
Geçtiğimiz yıl sonu ise ibanez 2019’da üretimine başlayacağı “axion label” serisi içinde daha bu gitarı paylaştığı ilk günden sazan gibi avlandım. Böyle bir renklendirme gerçek olamayacak kadar güzel görünüyordu. Haliyle bir süre daha dayanıp tuttum kendimi fakat modelin görselleri düşmeye başladıkça iş işten geçti, en sonunda 2019 Şubatında Kentpark Zuhal’in yolunu tuttuğum gibi yine sevgili Özgür Apak’ı bulup roket takımımızı oluşturduk ve karanlık planlarımızı yapmaya başladık. Nihayet 8 aylık bir bekleyişin ardından da dün itibarıyla kavuştuk.
Ağaç ve boya işçiliği;
Yukarıda bahsettiğim üzere ana gövde eşit boyutlarda kesilip birleştirilmiş 3 parça “nyatoh” ağacından oluşuyor. Gövdenin arka yüzünde tıpkı rgd61al’de olduğu gibi ağaç dokunsunun hissedilmesini mümkün kılan bir renklendirme mevcut. O gitar için de yazdığım gibi, parmaklarımın ucunda ağacın doğal hareketleri hissedebilmek olağanüstü. Üst gövdede ise yine alevli akçaağaç mevcut. Fakat rgd61al’de bu akçaağaç oranı 5mm kalınlığında iken bu gitardaki malzeme kalınlığı markanın sitesinde belirtilmemiş. Manyetik kavitelerinden anlamaya çalıştığımda yine 2-3mm civarı bir katman görebiliyorum fakat bu boya işçiliğinden kaynaklı bir bir göz yanılgısı mı henüz çözemedim. “Veneer” olarak bildiğimiz ince bir kaplama tabakası mı yoksa gerçekten yine 2-3mm’lik gerçek alevli akçaağaç mı bilmiyorum fakat bu gitar da farklı ışık açıları altında en az rgd61al kadar göz alıcı görünüyor. Nyatoh için ufak bir araştırma yaptığımda da karakteristik olarak maun ile yüksek oranda benzerlik taşıdığını görüyorum. Duyuma daha detaylı geleceğim fakat özetle her şey yolunda, haliyle bir kaygım endişem kalmadı.
Sapta ise yine 5 parça panga panga/ceviz birleşimi mevcut. Geniş, yayvan fakat oldukça ince bir D biçimine sahip sap profili. Yıllar boyunca elimden geçen 7 telliler içinde en rahat ve akıcı tutuş duygusu bu sapta mevcut. Tuşede bu sefer Macassar abanozu ile birlikte yine axion label serisinde ilk defa karşılaştığım jumbo boy “sub zero treated” fretler kullanılmış. Çelik değil, fakat çelik kadar sağlam olduğunu söylüyor ibanez abimiz. Duyum olarak km-7 ile kıyasladığımda çelik ile arasında herhangi bir olumsuz farklılık, eksiklik yok. Umarım dayanıklılık olarak uzun yıllar yüzümü güldürür.
Gitar genel olarak tıpkı rgd61al gibi acayip hafif, son derece rezonant ve “sustain for days” sularında geziyor. Schecter’lar yanında bildiğin ceset kalıyor. Bu kadar hantal ve sobaya atsan yanmayan odun karakterli gitarları 10 yıl boyunca nasıl çalmışım diye kendime acıyorum arada. Sonra bu kızımıza bir daha bakıyorum, eriyip gidiyor hüzünler. Bu arada gitar fabrikadan üzerinde D’addario NYXL 10-59 set ile B standard düzenine akortlu geliyor. Bense en fazla A standard’a düşürüyorum akordu, ve şunu mutlaka belirtmeliyim ki bunca yıl 26.5” skalalı schecter’larla resmen sol el bileğime işkence yapmışım. A standard’dan daha aşağıya inmeyecekseniz, ve tel gerilimi konusunda gereksiz bir sertlik arayışınız yoksa “baritone” yapılı gitarlara sarmadan önce ne kadar konforsuz olabileceklerini iyi araştırın. Deneyebiliyorsanız mutlaka deneyin. Şahsen 25.5” skalaya geri dönmek kendimi aptal gibi hissettirdi. Bunca yıl 7 telli çalmanın bu kadar zevkli, sorunsuz ve rahat olabileceğini unutmuşum neredeyse.
Manyetikler;
Gitar üzerinde bare knuckle aftermath set ile geliyor. Daha önce juggernaut deneme şansım oldu ve özellikle mid frekans cevabı çok köşeli/keskin gelmişti. Aftermath ve juggernaut malum bu “djenty tone” kulvarında markanın başı çeken modelleri, haliyle çekine çekine taktım amfiye. Sonuç ise muh-te-şem! Aynı anda sıcak, agresif, bol bol gövdeli ve aşırı Duyarlı. Penalama şiddetimi artırıp düşürerek muazzam sonuçlar alabiliyorum. Coil split özelliği ile de inanılmaz başarılı hibrit clean’ler, yeni nesil “djenty” kirli-clean tonlar bulmak işten değil. Ek olarak manyetiklerin sahip olduğu “burnt chrome’ renkli metal kaplama butik bir malzemenin ne hissettirmesi gerektirdiği konusuna noktayı koyuyor. Zaten hala daha her iki gitarı da seyretmekten adam gibi oturup çalamadım.
Metal aksam;
Axion label serisinde gotoh magnum kilitli burgular, schaller s-lock kilitli askı düğmleri ve ibanez’in kendi tasarımı gibraltar eşik gibi gayet kaliteli parçalar mevcut. Her birini rgd61al başlığında detayıyla yorumladığım için uzun uzun burada da anlatmayayım.
Özet geçiş & kapanış;
Nihayet yıllar sonra 35 yaşımda her şeyiyle istediğim/hayal ettiğim niteliklere sahip 2 gitara gerçek olamayacak bir şekilde aynı anda kavuşma imkanım oldu. Yaşadığım mutluluğu tarif etmek zor (suyu köpürtmesi), ancak çok daha iyilerine sahip olmanızı dileyebilirim. Umarım okurken suratımdaki istemsiz gülümsemeyi sezebilirsiniz. Çok çok daha iyilerini hayat her biriniz için mümkün kılsın, bir sonraki macerada görüşmek üzere!
Olmazsa olmaz, cıbıllarca;
Son düzenleme: