Josh Klinghoffer(Pluralone)

forumda ismini aratınca bulamadım ve hakkında bir şeyler yazmak istedim. ziyadesiyle kişisel görüşler içeren bir yazı olacak; hatta ilgilenen var da farklı bir fikre sahip biri çıkarsa tartışalım diye biraz ofansif bile olacağım 🙂 tartıştığımız şey iyi müzik olsun yeter ki, yeni çıkmış pedal ve gitarlar değil 🙂

kendisi rhcp'nin son gitaristi(ydi). bildiğiniz üzere frusciante'nin gelmesiyle, elemanı gruptan, amiyane tabirle, attılar. herkes çok sevindi tabi bu habere, sonuç olarak efsane bir isim geri döndü grubuna, ama ben kendisinin de içinde olduğu üçüncü rhcp albümünü cidden çok merak ediyordum. çünkü bu adam kelimenin tam manasıyla mu-az-zam 🙂

i'm with you ve the getaway gibi muhteşem albümler yapıldı ama insanlar pek beğenmedi. belki şu yüzdendir: i'm with you, frusciante'nin bıraktığı nokta olan stadium arcadium'dan sonra çok soft kalıyordu ve gördüğüm kadarıyla genel eleştiri zaten albümde gitarın ciddi manada az oluşuydu. ama bu elemanın olayı da farklı enstrümanları çok iyi seviyelerde çalabilmesi. kaldı ki bence, onca uzak elemente rağmen dave navarro döneminden beri gelmiş en funk rhcp albümüydü 🙂 unutmadan söyleyeyim, b-side parçalarına mutlaka göz atın bu albümün. çok çok çok iyi şeyler var insanın aklı ermiyor; neden b-side?

the getaway ise kesin haksızlığa uğramış bir şaheser. hadi i'm with you'yu beğenmeyenleri anlarım da, bu albümü eleştirenler eminim ki açıp dinlememişlerdir bile. genel zevk parametresine ters biliyorum ama özellikle albüme ismini veren parça ve go robot'u dinleyin derim; dans müziğiyle hiç alakası olmayan beni bile epeyce etkilemişti 🙂

beni asıl heyecanlandırsan ise kendisinin rhcp dışındaki müzik çalışmaları: dot hacker isminde bir grubu var; rhcp'den ayrıldıktan sonra 'pluralone' adıyla bir albüm ve single'ları var; bir de kendi ismiyle yaptığı birkaç parça(görebildiğim kadarıyla) ve frusciante ile 'a sphere in the heart of silence' albümü var. bu şeyler birkaç kelime ile sayılabiliyor ama ufak bir kitap yazabilirim hepsinin hakkında. hatta şu an biraz kendime kızgınım çünkü asıl üzerine konuşmak istediklerimi sona sakladım ve yazının halihazırda çok uzun olduğunun farkına vardım. neyse. belki başka zamana. aşağı muhteşem bir parça bırakacağım.

 
Örnek alınması gereken bir sanatçı. Rhcp yi çok severim Frusciante yi daha çok severim ancak Klinghoffer ı bir o kadar severim. Kendisi zaten grubun 5. elemanı gibi olmuştu. Haftada bir yt dan sahne performanslarını büyük bir zevkle izliyorum. Keşke grupta kalmaya devam etseydi.

Korona: Atina'da rhcp konseri vardı. Konser gerçekleşti mi bilmek istemiyorum gidemediğim için çok kırgınım. Sabah 10 da telefonum alarm verdi, inanın çok kırgın geçirdim bugünü...
 
Örnek alınması gereken bir sanatçı. Rhcp yi çok severim Frusciante yi daha çok severim ancak Klinghoffer ı bir o kadar severim. Kendisi zaten grubun 5. elemanı gibi olmuştu. Haftada bir yt dan sahne performanslarını büyük bir zevkle izliyorum. Keşke grupta kalmaya devam etseydi.

Korona: Atina'da rhcp konseri vardı. Konser gerçekleşti mi bilmek istemiyorum gidemediğim için çok kırgınım. Sabah 10 da telefonum alarm verdi, inanın çok kırgın geçirdim bugünü...

kesinlikle. özellikle son konserlerde muhteşemdi.

ben de başlarda grupta kalmasını istiyordum ama kendi başına ve dot hacker ile yaptıklarını görünce açıkçası onun için daha hayırlı olmuş diyorum. frusciante edm yapıyordu en son, neden ve nasıl gruba döndüğü muamma; rhcp de eski günlerdeki gibi değil. kısacası klinghoffer'ı hak etmiyorlar.
 
Evet, aynen amiyane tabirle attılar, ve bence son 10 yılda verdikleri en doğru karardı. Diğer enstrümanlarda ve albümler için productivelik konusunda çok başarılı (En sevdiğim albümleri Stadium Arcadium'da da büyük bir katkısı vardı).
ama...
muazzam? hayır. Gitarda çok çok kötüydü, kendine has tonu desen yok, doğaçlama kabiliyeti ya da bir soloyu adam gibi çalabilme desen o da yok. Adam 10 yıldır kendine ait olmayan (I'm with you öncesi) şarkıların sololarını doğaçlamasız bişeysiz kayıtlardaki gibi çaldı (çalmaya çalıştı desek daha doğru), ve onu bile düzgün yapamadı.. Jam yaparken yaptığı 2 şey vardı ya 1-2 notalı şeyler çalıyor ya da akorlara 1/64 ritimle tremolo picking yapıyordu.. RHCP parçalarının çoğunluğu riffler üzerinden gitse de adamın 1 tane kendine ait düzgün riff'i desen yok, bu yüzden son 2 albümde hep bas ön planda oldu, haliyle ses çok değişti ve rhcp çok daha farklı bir kitleye hitap etmeye başladı. Sesine gelsek, çok laubali bir şekilde söylüyor her şeyi, sürekli detone oluyor.. RHCP sonrası çalışmalarına göz attım fakat onları da bir türlü beğenemedim. Son yıllarda izlediğim konserlerinin çok büyük çoğunluğundan zevk almadım ben şahsen.

Gitar çalmadığı sürece emeğinin geçtiği kayıtları çok beğeniyorum, John'un solo albümlerindeki desteği, Flea-John-Josh-Chad jamleri falan filan.. ama gitar ve vokalleri en kötü olduğu şeyken RHCP gibi büyük bir grupta sadece bu görevleri yapması da ne biliyim.. Eğer grup klasik Flea-Chad-Anthony-John formunda olsa ve Josh arkada gitar, perküsyon ve klavye çalsa 10/10 olurdu.
 
Evet, aynen amiyane tabirle attılar, ve bence son 10 yılda verdikleri en doğru karardı. Diğer enstrümanlarda ve albümler için productivelik konusunda çok başarılı (En sevdiğim albümleri Stadium Arcadium'da da büyük bir katkısı vardı).
ama...
muazzam? hayır. Gitarda çok çok kötüydü, kendine has tonu desen yok, doğaçlama kabiliyeti ya da bir soloyu adam gibi çalabilme desen o da yok. Adam 10 yıldır kendine ait olmayan (I'm with you öncesi) şarkıların sololarını doğaçlamasız bişeysiz kayıtlardaki gibi çaldı (çalmaya çalıştı desek daha doğru), ve onu bile düzgün yapamadı.. Jam yaparken yaptığı 2 şey vardı ya 1-2 notalı şeyler çalıyor ya da akorlara 1/64 ritimle tremolo picking yapıyordu.. RHCP parçalarının çoğunluğu riffler üzerinden gitse de adamın 1 tane kendine ait düzgün riff'i desen yok, bu yüzden son 2 albümde hep bas ön planda oldu, haliyle ses çok değişti ve rhcp çok daha farklı bir kitleye hitap etmeye başladı. Sesine gelsek, çok laubali bir şekilde söylüyor her şeyi, sürekli detone oluyor.. RHCP sonrası çalışmalarına göz attım fakat onları da bir türlü beğenemedim. Son yıllarda izlediğim konserlerinin çok büyük çoğunluğundan zevk almadım ben şahsen.

Gitar çalmadığı sürece emeğinin geçtiği kayıtları çok beğeniyorum, John'un solo albümlerindeki desteği, Flea-John-Josh-Chad jamleri falan filan.. ama gitar ve vokalleri en kötü olduğu şeyken RHCP gibi büyük bir grupta sadece bu görevleri yapması da ne biliyim.. Eğer grup klasik Flea-Chad-Anthony-John formunda olsa ve Josh arkada gitar, perküsyon ve klavye çalsa 10/10 olurdu.

josh'un yapmaya çalıştıkları rhcp'nin varoluş amacına biraz tersti, katılıyorum. sonuç olarak bir noktadan sonra ticari bir marka haline gelmiş grup ve zarar etmemesi lazım. zaten frusciante de ayrılırken bunu neden vermiş. ama kötü gitar çaldığını veya sesinin laubali geldiğini söylerken, ne biliyim, bir şeyleri atlıyorsunuz gibi gelmiyor mu 🙂

biraz dinleyerek önyargılarınızı kırabilirsiniz. klinghoffer da gayet iyi çalar ve hatta tonu bile var 🙂 sadece parçların miksajında gitar pek önde duyulmuyor. bu bir tercih mi yoksa yapımcının dayatması mı bilmiyorum ama solo parçalarına bakarsak tercih gibi duruyor.

monarchy of roses'daki funk ritimlere, even you brutus'daki wah kullanımına bir göz atabilirsiniz. yine i'm with you albümündeki back vokalleri inanılmazdır; sadece dediğim gibi mikste geridelerdir, biraz uğraşmanız lazım 🙂 sick love, the longest wave ve feasting on the flowers'ı gitarlar için dinleyebilirsiniz. garip bir huyum vardır, bazı gitarları renklere benzetirim. the getaway kırmızı tonlarını çok güzel veriyor. albüm kapağında kırmızı bir renk de olmadığına göre demek ki cidden başarmış abimiz; kendi tonunu bulmuş 🙂

bu arada ne kadar rhcp parçası varsa dinlemişimdir. frusciante'yi ise niandra lades'ten itibaren sağ baştan sayabilirim 🙂 fanboy da değilim ama insanları anlayamıyorum 🙂
 
Bu başlık bana Guns N' Roses'ta çalan Ashba ve Bumblefoot ikilisini hatırlattı. İkisi de amerika standartlarında bile kalburüstü gitaristler. İkisinin de mükemmel çalışmaları var. Şimdi gidip birine 'Dj Ashba' desen, alacağın cevap 'Guns N' Roses'ta Slash'ın yerini doldurmaya çalışan bir gitarist' der, gitar tekniğine, Sixx:A.M ile yaptığı işlere ya da özgün gitar stiline kimse değinmez. Youtube'da 2014'te yayınlanan performansları var, yıllardır belirli aralıklarla dinlerim. 'Axl and Friends' gibi yorumlar yapanlarla beraber bir yandan da grubun o dönem yakaladığı stilden mutlu olan insanlar da var. Pluralone'da iyi bir müzisyen, indie sanatçısı funk etkiler görülmesi normal. Ama gitar tekniği çok yavan. İnsanların Frusciante dönünce heyecanlanması normal çünkü grup üyeleri de bir sinerji yaratmaya çalışıyor. Çünkü RHCP'de son yılların en çok dinleyici kaybeden gruplar arasında.
 
josh'un yapmaya çalıştıkları rhcp'nin varoluş amacına biraz tersti, katılıyorum. sonuç olarak bir noktadan sonra ticari bir marka haline gelmiş grup ve zarar etmemesi lazım. zaten frusciante de ayrılırken bunu neden vermiş. ama kötü gitar çaldığını veya sesinin laubali geldiğini söylerken, ne biliyim, bir şeyleri atlıyorsunuz gibi gelmiyor mu 🙂

biraz dinleyerek önyargılarınızı kırabilirsiniz. klinghoffer da gayet iyi çalar ve hatta tonu bile var 🙂 sadece parçların miksajında gitar pek önde duyulmuyor. bu bir tercih mi yoksa yapımcının dayatması mı bilmiyorum ama solo parçalarına bakarsak tercih gibi duruyor.

monarchy of roses'daki funk ritimlere, even you brutus'daki wah kullanımına bir göz atabilirsiniz. yine i'm with you albümündeki back vokalleri inanılmazdır; sadece dediğim gibi mikste geridelerdir, biraz uğraşmanız lazım 🙂 sick love, the longest wave ve feasting on the flowers'ı gitarlar için dinleyebilirsiniz. garip bir huyum vardır, bazı gitarları renklere benzetirim. the getaway kırmızı tonlarını çok güzel veriyor. albüm kapağında kırmızı bir renk de olmadığına göre demek ki cidden başarmış abimiz; kendi tonunu bulmuş 🙂

bu arada ne kadar rhcp parçası varsa dinlemişimdir. frusciante'yi ise niandra lades'ten itibaren sağ baştan sayabilirim 🙂 fanboy da değilim ama insanları anlayamıyorum 🙂
Ben I’m with you’yu çok beğeniyorum hala da dinlerim, kendine has bi tarzı var ama o albümde o eski rhcp şeyinin çok dışına çıkılmamış gibiydi. Grubun enerjisi son yıllarda çok düştü, toparlayacak enerjiyi yükselticek birisi lazımdı ve gitarlar sürekli cleande ve akılda kalıcak riffler olmadan çalındığında o enerjiyi kurtarılmıyor sanki 🙂

The Getaway’e biraz böyle sinirli yaklaşmamın sebebi de sanırım süreç.. Albümün çıkmasını 5 yıl bekleyip ortaya beklenildiği gibi bir şey çıkmayınca insan bir bozuluyor. Dediğim gibi aslında Josh'ı eskiden çok severdim fakat 10 yılda kendini sololar, jamler için kendini çok geliştirebilecekken beklentilerin çok altında kalması beni biraz üzdü.

Bu arada demeden geçmiyim, üstteki mesajımı yazarken yazdıklarımı tekrar okumadan yazdım. Şimdi tekrar okuyunca farkettim de inat bir yazı gibi olmuş, kesinlikle öyle bir amacım yok 🙂 Neyse, başlığa daha fazla bir şey yazmayacağım, malum odak kişi rhcp değil, Klinghoffer 🙂 Pluralone çalışmalarına daha dikkatli baktım, çok beğendim.. Sadece vokaller fazla salaş geldi ama o da onun kendi tarzı.
 

Geri
Üst