Radiogaga, benden önce davranmışsın! 🙂
"Huzur" kesinlikle okunması gereken bir kitap! Sadece herhangi bir roman olarak görülmemeli: Aşk ve hayat hakkında inanılmaz fikirler ve görüşler var.
A.H.Tanpınar'ın bir yazardan çok daha fazlası bence. Bir düşünür...
"Huzur"dan birkaç bümle yazmak istiyorum size:
"Ne ölüm var ne de hayat var. Biz varız. İkisi de bizde. Onlar, ötekiler sadece zaman aynasından geçen küçük büyük hatıralardı."
"...kendi kendine bir masal uydurmuştu; ama inanıyor, hayatın efendisi olmak istiyordu. Büyük nehirden ayrıldıktan sonra ilk rast geldiği çukuru dolduran bir su gibiydi. Orada her türlü arızanın, başta kendisi olmak üzere, arzusunun kurbanı olacaktı. İnsanoğlunun ızdırabı kadar tabii ne vardı! Şuurla varolmayı, gerçekten varolmayı ödüyordu. Fakat insanoğlu bununla kalmıyor, bu büyük değişmez zaruretin yanında kendi de yeni baştan talihler icat ediyordu. Yaşıyorum diye başka başka ölümler yaratıyordu."
(Huzur'u okumak istiyorsanız size tavsiyem YKY'nin son baskısından almnız, diğer yayınevleri ve önceki baskılarında dil oldukça ağır.)
Ahmet Hamdi kitaplarının büyüsü, bence, öyküsünden ve kurgusundan çok içindeki minik cümleler ve paragraflar arasındaki özgün görüşlerden geliyor. Yani anlatılmakla olacak iş değil, okumak gerek mutlaka.
Mesela, "Saatleri Ayarlama Enstitüsü", konu olarak çok ilginçt ama çok komikti diyemem tam olarak. Yine de beni çok güldürmüştü. (güldürürken de düşündürdü tabi 🙂 ) Hani yaşlı teyzeler olur, espri falan yapmazlar, öyle bir amaçları da yoktur. Ama herhangi bişey anlatırken çok gülersin, başkasına da anlatamazsın, teyze lazım illa ki! İşte bu kitapta da öyle bir dil kullanmış. Tabi ,iğneler de sokuluyor bu arada!
Ayrıca, şair yönünü de unutmamak lazım, aman ha! En bilinen şiirlerinden bir dörtlük (Ne içindeyim zamanın):
"Ne içimdeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında;
Yepare, geniş bir anın
Parçalanmaz akışında. (...)"