Benim naçizane görüşüm sizin ve sizin gibi şarkılar yapan ve albüm çıkarma niyetindeki genç arkadaşların (hele ki bir grup değil, tek başına ise) çokca para harcayıp fiziksel albüm yapmak yerine daha mütevazı prodüksiyon harcaması ile şarkıları tek tek önce Youtuba'da yayınlayıp iTunes üzerinden (biraz da destek amaçlı) satma yoluna gitmeleri. iTunes şartları nedir bilmiyorum ama bu yol müzisyen ile dinleyici arasında çok kısa ve kolay bir yol geliyor bana bu devirde. Bu yol ayrıca sizin de maddi anlamda çok silkelenmemeniz ve dinleyicilerden gelecek tepkileri albüm satışı gibi zaten artık olmayan bir parametre yerine direkt olarak alabilmeniz açısından yararlı. İyi müzik yaparsanız her şekilde tanınır ve para kazanırsınız. Eğer bir Türk popçusu olarak barlara çıkıp para kazanabileceğiniz ''eller havaya'' müzik yapmıyorsanız iyi müzik yapmanız şart.
Örnek 1: Öykü ve Berk. Youtube'a yükledikleri bir amatör cover ile ünlendiler. Öykü'nün sesini pek iyi bulmasam da, Berk'in iyi flamenco çalımı ile birlikte iki kardeş yaptıkları hem özgün hem de son derecede başarılıydı. Türkülerin flamenco aranjmanları daha iyi yapılabilir miydi? Tabii ki evet ama önce onlar yaptı.
Örnek 2: Stromae ve Alors on danse şarkısı. Adı sanı bilinmeyen Stromae'nin bir midi klavye ve mix-mastering bilgisi ile yaptığı bu şarkı milyonlar sattı ve birçok ülkede listelerde bir numara oldu. Belki rock müzik sevenler bu tazı beğenmeyebilir ama iyi bir şarkının yaratıcısnı nerelere götürebileceği açısından ibret verici. Benim de midi klavyem var ve Stromae'nin kullandığı yazılımların aynısından bende de var ama hiçbir zaman dünya starı olmayacağım 🙂.
Ben de yukarıda yorum yapan arkadaşların ürettiğiniz müzik üzerine eleştirilerini destekleyerek, şarkılarınızın sıkıcı ve önceden kestirilebilir sıradanlıkta olduğunu düşünüyorum. Eğer bu şarkılarınızı 90'larda piyasaya sunsaydınız belki iş yapardı diye düşünüyorum.
Bence piyasadaki Türkçe rock / alternatif rock / pop rock / arabesk rock zaten nedenini anlamadığım biçimde sıradan, basit ve sürekli benzer akor kalıplarının diziliminden ibaret saçma bir tarz. Şarkıların hemen tamamı birbirine benzeyen ritim ve voicing'e sahip. Yani biz ne yaptık, ne günahımız vardı da bu Yüksek Sakatat, Gripin gibi ağlaya-rock grupları bu tarzın standartları oldu ilginç doğrusu (bu grupların varlığında sizin yaptığınız müziği iyi ve yeterli bulmanız da son derece normal). Duman ise bence yukarıda dediğim gibi sarhoş/arabesk grunge pop-rock tarzını bu topraklara ilk getiren piyasa grubu olduğundan bu anlamda özgün ve diğerlerinden ayrılıyor. Ben dinlemiyorum ama belli ki yeni nesil gençleri epey seviyor. Dolayısıyla, ya özgün bir ürün sunacaksınız ya da bilinen türün iyi bir örneğini yapacaksınız. İyi müzik için de müziğin matematiğini bilmeniz gerekiyor. Müzik duyguya hitap ediyor ama o duygularla iletişim kurabilmenin müzikal bilimi var. İyi bir müzik kulağınız ve yeteneğiniz varsa eğitim almasanız da iyi müzik yapabilirsiniz ancak bunun için de birçok müzik türünün iyi örneklerini çokça dinlemek, bu şekilde rafine kulağa ve müzik kültürüne sahip olmak, böylece bu dili alaylı olarak öğrenmek gerekli. Müzik piyasasında kalıcılık ve sürdürebilirlik anlamında bunlar şart.
Son söz olarak NAÇİZANE fikrim hevesinizi ve müziğe ilginizi asla kaybetmeyin. Daha iyi projeler için yine uğraşın, çalışın, üretin ama 1-para tuzaklarına dikkat edin 2-albüm yapmanın müzisyenin geleceği için önemli bir yapıtaşı olduğu fikrinden vazgeçin 3-mutlaka bir işe girip para kazanın. Çalışmak ve para kazanmak belki müziğe ayıracağınız vakti kısaltacak ancak size özgüven ve psikolojik rahatlık verecek. 4-bir albüm başarısız oldu diye sonrakiler de öyle olacak diye birşey yok, ümitsizliğe yer yok, daha çok çalışmak var 🙂.