Amatör grupların tanıtımı (Radyo Hacettepe)

  • Konuyu açan Konuyu açan aLt_GeCiT
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

harika bir Radyo Hacettepe reklamı oldu bu 😉
kasıtlımı yapıldı artık bilmiyorum
Geçen yıl Roxy Müzik Günleri'nde finale kalan Soulitary grubunun 2 parçasına ulaşmak için www.purevolume.com/soulitary adresini kullanabilirsin umarım sert gelmez 😆 😆 😆
Sevgili Ayşe herkes senin Türkçe-İngilizce yayın durumunu eleştirmiş bende senin imla kurallarına dikkat etmemeni eleştiricem 😉
Noktadan sonra büyük harf kullanmalısın ve Özel isimlerden sonra gelen ekleri kesme işaretiyle ayırmalısın
Ör: Mertin programı cover içerikli
Mert'in programı -> olmalı 😉

alın bakalım yeni bir tartışma konusu
Radyo Hacettepe'nin reklam kampanyasına bende katkıda bulunayım istedim
sevgiler ve saygılar
 
ingilizce bestelerde ingilizce hatalarının önemli bir sorun olacağını düşünmüyorum. bence burada olacak esas sorun duygu eksikliğidir.
anadili ingilizce olan gruplar da dil hatası yaparlar oldukça fazla. türkiyede pek çok ingilizce söz yazan grup vardır ki gramerleri de doğma büyüme amerikalıdan daha iyidir.
fakat ben türk bir gruptan, gerçekten beni duygulandıracak bişeyleri harekete geçirecek ingilizce bir şarkı dinlemedim.
buradaki türkçe savunmam milliyetçi bir şekilde "ya türkçe ya hiç" değildir. anladığın, hissettiğin dilde eser vermektir. sen kızarkadaşına "i love you" mu diyorsun? sinirlenince "piss off" mu diyorsun. yani her şekilde hayatında herşeyi türkçe yaşıyorsun. onun için ingilizce yapılan şarkılar hayattan kopuk oluyorlar. bu da bir sanat eserinin kaldıramayacağı bir yanlış. yoksa şiirde etkiyi yaratmak için her türlü yanlış, devrik cümlenin, argo kullanımının önünde birşey yoktur. oğuz atayın paragrafsız noktalamasız 100 sayfasına kimse kolay kolay itiraz edemez.(belki önce james conk yaptığındandır)

işte anadilinin konuşulmasının bu yüzden önemli olduğunu söylüyorum. bunun tartışılma platformu da tam burasıdır bence. bir de yönetime email mi atacağız? rektörlüğe de imza toplayalım "öğretim dili ingilizce olsun" diye, o da değişiverir. bu konuda birşeyleri etkileyebilecek olanlar biz değil, program yapımcılarıdır herhalde. ben türkçe bestemi yaptım, internete koydum, radyo yönetimleriyle de mi ben uğraşayım?
(bu arada hacettepenin öğretim dili TÜRKÇE'dir. öğretim dili ingilizce olan üniversitelerde de derslerin çoğu türkçe işlenmektedir, çünkü öğrencilerin yarısı mal mal bakmaktadırlar tahtaya. buna itiraz etmeyin, çok fazla gördüm bunu)
 
Merhaba arkadaşlar.

Şimdi yine yok reklamdı,yok İngilizce'ydi,neden Türkçe çalınmıyodu gibi tartışmalara giremiycem.Biz gerekli açıklamayı yaptık sanıyorum ama her seferinde aynı şeyle karşılaşıyorum.Daha önce de söylediğimiz gibi yönetimle bu konuda konuştuk ama sonuç olumsuz oldu.Artık bu tartışmalar anlamını yitirdi benim gözümde...
Joker kardeşim sen yolla bestelerini.Biz İngilizlerden ve Amerikanlardan(burda ayraçı nereye koyucam bilemedim doğrusu)uzak biryerlerde dinleriz 😀 uygun bulursak çalarız da.Bi de Radyo Odtü olayına gelecek olursak iki radyoyu karşılaştırmak çok anlamlı değil bence.Radyo Odtü yola bir üniversite radyosu olarak çıksa da su anda özel bir radyo bildiğim kadarıyla.İki radyonun olanakları karşılaştırılamaz dolayısıyla.Herneyse.Ama anlıyamadığım birşey var.İyi birşeyler yapmaya çalışırken ya da iyi birşeyler yaptığımızı sanırken neden bukadar tepki aldığımızı anlıyamıyorum.Neyseki programda yer verdiğimiz grupların tutumları bu forumda yaşanan gerginliği unutturuyorlar .Çalışmalarını göndermek isteyenler için mail adreslerimizi forumun ilk mesajında yazdık zaten.Bir daha yazmıyorum reklama girer.Şarkılarınızı oraya yolluyosunuz biz burdan toplamıyoruz.
Tartışmıycam deyip yine tartıştım galiba.Bu arada bir sürü imla hatası yapmış olmalıyım.Tüh 🙂
ayşe
 
maresalx demiş ki:
Sevgili Ayşe herkes senin Türkçe-İngilizce yayın durumunu eleştirmiş bende senin imla kurallarına

dikkat etmemeni eleştiricem 😉
Noktadan sonra büyük harf kullanmalısın ve Özel isimlerden sonra gelen ekleri kesme işaretiyle ayırmalısın
Ör: Mertin programı cover içerikli
Mert'in programı -> olmalı 😉

alın bakalım yeni bir tartışma konusu
Radyo Hacettepe'nin reklam kampanyasına bende katkıda bulunayım istedim
sevgiler ve saygılar

Reklam kampanyamıza katıldığın, ve düşüncelerini belirttiğin için teşekkürler... Reklam yaptığımıza dikkat çekerek yaptığın "reklam içinde reklam" da başarılı bir çalışma, tebrik ederim. Yalnız, bağlaç olan "-de"yi ayrı yazmayı unutmuşsun, ve cümlenin orta yerinde hiç de "özel" olmayan özel kelimesini büyük harfle yazmışsın. Daha dikatli olman lazım sanırım :!:

Bunca konuşmadan, bunca çabadan sonra neden hala böyle mesajlar aldığımızı anlayamıyorum. feedback, jokermg ve normalkerim sağolsunlar, gayet güzel yorumlar yapmışlar, oldukça yerinde eleştiriler getirmişler, ve daha öncekilerde olduğu gibi, bunları da yönetime ileteceğiz. Dışarıdan görünmese de yol katediyoruz yavaş yavaş. maresalx'in de ciddi olmadığını umuyor, tartışmaya neşe kattığı için teşekkür ediyoruz.

jokermg demiş ki:
Bir üniversite radyosu olarak Radyo ODTÜ size iyi bir örnek teşkil edebilir bence. Yabancı dilde yayın yapma anlayışını benimsemiş başarılı bir örnek.

jokermg demiş ki:
Umarım dil konusunu yakında aşarsınız da hem katılım hem de ilgi çok çok artar.

jokermg demiş ki:
Burada sözüm elbette bunca açıklamadan sonra size değil. Ama muhattap sizsiniz maalesef. Yönetimin e-mailleri açacağından bile kuşkuluyum ("Virüs vardır" deyip açmam ben de olsam bilmediğim iletileri Smile ) Belki bu tartışmalar sizin için de (bir dahaki sefere yönetimin karşısına çıkışınızda elinizi güçlendirmek açısından) faydalı olabilir.

jokermg, yaptığın yorumlar ve eleştirilerin için çok teşekkürler öncelikle 😉 Açıklık getirmem gereken bir nokta ve eklemek istediğim birkaç şey var söylediklerinle ilgili;

Açıklık getirmem gereken nokta şu ki, Radyo ODTÜ bir "üniversite radyosu" [/b]değil. Yani isim olarak dışarıdan bakınca üniversite radyolarıyla arasında bir fark olmasa da, 1 Eylül 1997'den beri statü olarak bir "özel radyo" niteliğinde. Bu nedenle de yayın politikasını, ve yayınla ilgili herşeyi belirleme konusunda "özgür". Ancak Radyo Hacettepe bir "üniversite radyosu", tamamen üniversiteye bağlı, üniversitenin döner sermayesiyle var olan bir kuruluş. Yayın politikasını belirleme konusunda özgür değil, radyonun yönetiminin de "üstü" olan bir üniversite yönetimi var. Onun için Radyo Hacettepe'nin belli politikaları daha katı, değişimi daha zor. Benzetmek gibi olmasın, bir "kamu kuruluşu" gibi yer yer. Yani biz radyonun "içinde" yapabileceğimiz hemen herşeyi yapıyoruz, ama o kadar çok şey radyonun dışında bir yerlere, birilerine bağlı ki, sıklıkla elimiz kolumuz bağlı kalıyor. Ama yine de herşeye rağmen yol katediyoruz, bir ilerleme var. Daha önce bahsettiğim "süreç" meselesi sürekli işliyor.

İkinci söylediğin de çok doğru, ve bizim açımızdan da çok önemli bir şey; ve bu düşünceni, bizim karşı olmamızın saçma olacağını vurgulamak için aldım. İnanın, burada beste ve coverların "yabancı dilde" olması gerektiğini belirtmemize rağmen elimize yabancıların en az iki katı yerli beste ve cover geçiyor. Biz de umutluyuz, bir değişiklik olacak diye bekliyoruz, ve bu "yerli" parçalar da elimizde/posta kutularımızda beklemede duruyor, bir gün yayınlanmayı bekliyor.

Üçüncüsü, çok haklısın; sorun bizden kaynaklanmıyor, ama muhatabınız biziz. Senin söylediğin, ve benim de az önce de belirttiğim gibi, düşüncelerinizi biz önemsiyoruz, ve ilgili kişilerin de önemsemesi için elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız 😉

Kişisel bir şey de eklemek istiyorum; gerçekten de insanın anadili olmayan bir dilde kendini tam anlamıyla anlatması çok zor, bunun zorluğunu ben de yaşıyorum. Daha dün akşam (24 saat geçmedi henüz üstünden) kendi grubum için Türkçe yazılmış bir sözü İngilizce'ye çevirdim. Yaklaşık bir saat cebelleştim, rezil bir şey de olsa, bitti. Bitirdikten sonra okudum, ve anlamadım. 😆 Anlamamış olmam biraz abartı olsa da, rezil bir şey olduğu bir gerçek 😛

İşte böyle... Bir kez daha teşekkürler bütün fikir belirtenlere. Yazdıklarınızın birer kopyasını aldım bile 😉 Bizi dinlemeye devam edin 😆

Görüşmek üzere...
=)
 
89 demiş ki:
jokermg demiş ki:
Bir üniversite radyosu olarak Radyo ODTÜ size iyi bir örnek teşkil edebilir bence. Yabancı dilde yayın yapma anlayışını benimsemiş başarılı bir örnek.

jokermg, yaptığın yorumlar ve eleştirilerin için çok teşekkürler öncelikle 😉 Açıklık getirmem gereken bir nokta ve eklemek istediğim birkaç şey var söylediklerinle ilgili;

Açıklık getirmem gereken nokta şu ki, Radyo ODTÜ bir "üniversite radyosu" değil. Yani isim olarak dışarıdan bakınca üniversite radyolarıyla arasında bir fark olmasa da, 1 Eylül 1997'den beri statü olarak bir "özel radyo" niteliğinde. Bu nedenle de yayın politikasını, ve yayınla ilgili herşeyi belirleme konusunda "özgür". Ancak Radyo Hacettepe bir "üniversite radyosu", tamamen üniversiteye bağlı, üniversitenin döner sermayesiyle var olan bir kuruluş. Yayın politikasını belirleme konusunda özgür değil, radyonun yönetiminin de "üstü" olan bir üniversite yönetimi var. Onun için Radyo Hacettepe'nin belli politikaları daha katı, değişimi daha zor. Benzetmek gibi olmasın, bir "kamu kuruluşu" gibi yer yer. Yani biz radyonun "içinde" yapabileceğimiz hemen herşeyi yapıyoruz, ama o kadar çok şey radyonun dışında bir yerlere, birilerine bağlı ki, sıklıkla elimiz kolumuz bağlı kalıyor. Ama yine de herşeye rağmen yol katediyoruz, bir ilerleme var. Daha önce bahsettiğim "süreç" meselesi sürekli işliyor.

...

Kişisel bir şey de eklemek istiyorum; gerçekten de insanın anadili olmayan bir dilde kendini tam anlamıyla anlatması çok zor, bunun zorluğunu ben de yaşıyorum. Daha dün akşam (24 saat geçmedi henüz üstünden) kendi grubum için Türkçe yazılmış bir sözü İngilizce'ye çevirdim. Yaklaşık bir saat cebelleştim, rezil bir şey de olsa, bitti. Bitirdikten sonra okudum, ve anlamadım. 😆 Anlamamış olmam biraz abartı olsa da, rezil bir şey olduğu bir gerçek 😛

İşte böyle... Bir kez daha teşekkürler bütün fikir belirtenlere. Yazdıklarınızın birer kopyasını aldım bile 😉 Bizi dinlemeye devam edin 😆

Görüşmek üzere...
=)

Açıklamanız için teşekkür ederim.

Açıkçası ben Radyo ODTÜ'nün üniversite radyosu olmadığını bilmiyordum.

İsminden maalesef anlaşılması mümkün değil.
Devlet Su İşleri (DSİ)'nin özelleştirilip adının aynı kalması gibi birşey bu sanırım 🙂

Anlatmak isediğim noktanın anlaşılmış olmasından mutluluk duydum.

Sizlerin amacınıza ulaşmanız ve daha çok dinleyiciye hitap edebilmeniz için gerekli olduğuna inandığım bir konuydu dil konusu.

Son bölüm, bir dilde yazılanı başka bir dile çevirmeye çalıştığımızda kaçınılmaz olan birşey bana kalırsa.

O nedenle eğer ben İngilizce yazmam gerekiyorsa baştan İngilizce düşünüp yazmaya çalışıyorum.
Her ne kadar hatalarla dolu da olsa çevirilmiş olan kadar sırıtmıyor (bence).

Vehasıl dil sınırlamasını umarım yakında aşarsınız.

Ayşe arkadaşımızın arzusunu da kırmayıp İngilizce şarkılarımın (şöyle güzellerinden 😛 ) birkaç tanesini yolluyorum, umarım yayınlanır 🙂

Başarılar
 
Yaptığınız program kesinlike harika bir düşünce bir de üniversiteye bağlı bir radyo olduğunuz düşünülürse hacettepe radyosu iyi işler yapıyor arkaşlar.
Stajerlik başvurusunda bana az çektirmediler hala iç geçire geçire dinliyorum

*aLt_GeCiT*Daha önce de söylediğimiz gibi yönetimle bu konuda konuştuk ama sonuç olumsuz oldu.***
Hacettepe gibi bir üniversitede bu gerçekten çıkış yok demektir bunu çok iyi anlayabiliyorum.İşte zaten aLt_GeCiT sizin söylediğin şeyleri yapmak için çabalamış ama olmamış konuşmanın anlamı yok

yapılan böyle güzelbir programı da yok Türkçe, yok dil,yok reklam,yok konuşma, tartışmalarına çevirmişsiniz ya helal olsun.

Hayır yani sadece ingilizce olsa ne olacak?

Zaten alternatif guruplar için böyle bir program yoktu Türkçe sözlerle bu işi götürenlerin ozamanda olanağı yoktu onlar için değişen bişi olmadı program format gereği yabancı dilde müzik altyapılı yapıldı yabancı sözlerle bu işi yapanlar yararalandı ne zararı var ki bunun?

senin durumuna uymuyo sana kazanç getirmiyor diye ve hatta senin için piyangodan çıkamamamış bir fırsat için (bukadar kolay esnetilebilecek bi konuyla dil ve Türkçe ile) tartışma yaratmanın ne anlamı var ki?
Bu radyo programı çalışan arkadaşlar hepinizin elnize kolunuza nefeinize sağlık BAŞARILAR
siz bildiğiniz işi bildiğiniz gibi bildiğiniz düzeninizde yönetmeliğinize uygun yapın başarılarınız arttıkça eleştirenler de siz anlayacaktır
............................................!!!!!!
**jokermg**
Sizlerin amacınıza ulaşmanız ve daha çok dinleyiciye hitap edebilmeniz için gerekli olduğuna inandığım bir konuydu dil konusu. ** eleştirisinin sebebini böle güzel açıklayabilen insanların olması güzel.
 
Radyo odtü kurulduğu zamanlarda üniversite radyosu idi.ancak kanuni olarak resmi kuruluşa bağlı olan bu radyonun reklam alması yasaktı.Bildiğim kadarıyla yaşanan birkaç kötü tecrübeden sonra radyo o dönemlerde satışa çıkarılan başka bir kurumu alarak özel statüsüne kavuşmuş oldu.ancak şöyle de bir durum var radyo odtünün durumu bence iş bankası nın durumu ile aynı.Hem özel hemde değil.Anacak odtü yönetimi radyonun ne çaldığıyla ya da yayın politikası ile ilgili yaptırımlar uygulayacak dar görüşte değil.
Yoksa düşünebliyor musunuz ki siz odtü rektörlüğü istemeyecekte radyo odtü hala var olabilecek🙂
Ama vizyon farkı dediğimiz şey burada ortaya çıkıyor.
 
Tam zevzekce ve gereksiz tartışma dönmüş.Eğitimde dahi yabancı dillere karşıyım. ama bu iş tamamen alakasız. Kalkıpta enstrümantal müzik ten başka bir şey çalmayan ,yayın politikası bu olan bir radyoya gidip niye bu şarkılarda adam sesi yok lan demeye getirilmiş. Radyo tatlıseste de pink floyd çaldırırsınız bu kafayla.
 
Ne yapmaya çalıştığımızı ve bunu yaparken nelere katlanmak zorunda kaldığımızı anlıyan mükemmel insanlara sonsuz teşekkürler...
Ayşe
 

Geri
Üst