Blackstar Amplifications

  • Konuyu açan Konuyu açan J-P
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Merhaba arkadaşlar Blackstar ht1-rh aldım beraberinde Blacstar ht-408 kabin de aldım çok memnun kaldım harika bi uyum sağlıyorlar ikisi. Bu başlığı da Blackstar kullanıcılarının yeri olsun diye açtım, sanırım boyle bi başlık yoktu.
Blackstar markasının kullanıcıları olarak amfiyi daha verimli kullanabilmek için birbirimizin deneyimlerinden yararlanmak ve yeni kullanıcıları da aydınlatmak amacıyla, ayrıca birbirimize gerekli tavsiyelerde de bulunmak ve paylaşım oluşturmak amacıyla burayı kullanalım diyorum nasıl olur 🙂
Kısaca kullanıcı olarak benim yorumum Blackstar ht1-rh, 1 watt olması ev için ideal hale getiriyor amfiyi, EMG aktif manyetiklerle kullanıyorum ve bu haliyle drive oldukça yeterli heavy metal için , yani gain için ayriyetten pedal ihtiyacı hissetmiyorum hem sololar da hem de ritimlerde.
Herkese tavsiye ederim şimdilik bu kadar.

Bu arada Blackstar Amplifications 2004 yılında Marshall'dan ayrılan kişiler tarafından kurulmuş, Mart 2007'de Frankfurt Musik Messe fuarında görücüye çıkmış menşei İngiltere Üretim Kore'de.
Bu kadar kısa süre içerisinde bu kadar tanınması ve kullanan artistleri de şaşırtıcı
http://www.blackstaramps.co.uk/artists/quotes.php
 
Blackstar ile röportaj


4 yıl süren sessizlikten sonra, Northampton`da dizayn edilip Kore`de üretilen dünyanın en iyi amplileri ile ilgili merak edilen gerçekleri öğreniyoruz.

Guitarist Magazine, Nisan 2008 – Röportaj : Nick Guppy, Türkçe Çeviri : Barış Güres

4 yıl önce Ion Robinson ve Bruce Keir, Marshall Araştırma & Geliştirme departmanından bazı başka Marshall çalışanları ile birlikte ayrıldıklarında, bütün endüstride bundan sonraki yol haritaları merak ediliyordu. Bu sessizlik ardı ardına piyasaya çıkan ürünlerle sona erdi. Blackstar, Valve-Powered Pedallarını takiben Artisan Serisi el yapımı amplileri piyasaya sundu; Ian ve Bruce`un tüm bu süre içerisinde neler yaptığını bize anlatıyor. Blackstar`ın ilk amplileri, yüksek kaliteli yapısı ve çok-katmanlı-hassas tonları sayesinde en pahalı Amerikan amplileri ile eş segmentte. Artık Kore`de üretilmeleri nedeniyle de son derece ulaşılabilir durumdalar. Ian ve Bruce ile biraraya gelip, en üst seviye A100`leri ve Marshall`dan neden ayrıldıklarını konuştuk...

interview1.jpg


Ian Robinson : "Eğer elektronik ve rock gitar işi ile ilgiliyseniz, Marshall`da ampli dizaynı yapmak dünyanın en iyi işidir ve biz bu ayrıcalığı yaşadık. Bununla beraber, Marshall`da ampli dizaynı ile uğraşıyorsanız doğal olarak odaklandığınız nokta müşterilerin marka`dan bekledikleri dizaynları gerçekleştirmektir, yani belli görünüm, ton ve cevap`lar üretirsiniz. Bruce`la birlikte Marshall için uygun olmayacağını düşündüğümüz bir çok yeni ürün fikrimiz vardı ve zamanla anladıkki bunları hayata geçirebilmemizin tek yolu kendi üretimimizi yapmaktı. Sonuç olarak geldiğimiz noktada, var olan potansiyelimizi hayata geçirebilmek için ayrılma kararı aldık. Geçen sene içinde Pedal serimizin lansmanını yaptık, ve artık nihayetinde üzerine konuşabileceğimiz amplileri de piyasaya sunduk."

Belli ki Blackstar en üst segment ürünler üretme amacıyla yola çıkmış...


Bruce Keir : " Dünya çapında ses getirecek ürünler yapabilecek kapasitemiz olduğunu zaten biliyorduk. Bu düşünceyle haraket ettiğimiz için daha azına hiç bir zaman razı olmadık"

IR: "Paul ile birlikte ( Paul Hayhoe – Satış ve Pazarlama Direktörü ) yaptığımız herşeyi büyük bir dikkatle ele aldık ve ilk altı ay sadece iş planlamasına odaklandık. Üretim planlaması, satış, pazarlama gibi konuları çözümledik. Çok sıkıcı gözüktüğünü biliyorum, ama sıkıcı olmaktan daha ötesi planlamalar sonucunda farkettik ki ilk iki buçuk yıl boyunca hiç bir şey kazanamıyacak olmamızdı ; elimizde sadece bu işi çok iyi yapabileceğimize olan inancımız vardı."

BK: "Bu süre içerisinde sadece pedallar için araştırma ve geliştirme sürecine odaklandık, bu kısa vadede bizim finanasmanımızı sağladı. Sonuçta önümüzü görmeyi başarabiliyorduk ama genede bu bizim için çok büyük bir inanç testiydi.

Ve en sonunda, tam üç buçuk yıl sonra bu pedallar günışığına çıktı...


IR: " Frankfurt 2007 de, henüz tam üretim aşamasına gelmediğimiz sırada! Özetle işin ticari kısmı ile sadece altı aydır uğraşıyoruz ve herşeyin bu kadar çabuk geçmesi inanılmaz.

Bu kadar uzun ve zahmetli bir planlama ve geliştirme sürecinden çıkıp ürünleri tamamen tasarladıktan sonra, Kore fabrikasına geçiş yaparak bu ürünlerin gerçek hallerini görmek nasıl bir duygu?


IR: " Tüm duygular bir arada..korkutucu, tatmin edici "

BK: " ...ve motivasyon verici. Benim için geçen sene Frankfurt`ta geçirdiğim zaman mükemmel bir motivasyon kaynağıydı. Ürünlerin üzerinde markamızı görmek anlatılamaz bir duyguydu. İnanılmaz bir yolculuktu, sadece iş anlamında değil, yaptığımız araştırma ve geliştirmeleri gerçek hayata geçirebilmek."

Kore`de fabrika kurmak işin en önemli kısmıydı diyebilirmiyiz?


IR: " Üretimi İngiltere`de yapmamaya karar vermemiz en temel seçimdi. Kalite açısından burada mükemmel işler çıkıyor bu doğru ama aynı kaliteyi uzak doğuda da yakalamanız fazlasıyla mümkün. Bu tamamen üretim yapınızı nasıl yönettiğinizle, iletişim kabiliyetiniz ve üretim ortaklarınızın kalitesiyle alakalı bir durum. Doğru işleri yaparsanız, uzak doğu`da da batı`da olduğu kadar iyi bir ürün çıkartmak pekala mümkün. Her şeyden daha önemlisi ise; yakaladığımız kalite ile Batı üretimi standartları dahi aştığımızı düşünüyorum.

Sizi yolun en başında ampli tasarımı yapmaya iten şey neydi?


IR: " Tüm hayatım boyunca gitar çaldım. Salford Üniversitesi elektronik ve müzik teknolojisi okurken bütün firmalara, onlar için ampli dizaynı yapmak istediği söyledim; tabiki bütün cevaplar olumsuzdu. İlan duvarlarında " Bizim için British Antartic Survey`de çalışırmısınız?" yada" Çamaşır makinamız için yeni bir zamanlayıcı dizayn etmek istermisiniz?" gibi şeylerle karşılaşırdım. Son final sınavımdan hemen önce üzerinde Marshall logosu bulunan bir ilan gördüm, ilanda " Junior Amplifier Tasarımcıları aranıyor" yazıyordu. Böylece üniversiteyi bitirmeden hemen önce işe girdim. Sanırım o zaman için aradıkları modern bir rock tarzında çalan birisiydi, bende buna uygundum. Bu işe girmek benim için gerçekleşen bir rüyaydı. Gerisi ise tarih.

BK: "Ben tam anlamıyla bunun için doğmuştum... babam BBC`nin Uzak Doğu yayın sorumlusuydu. O zamanla ilgili çok fazla şey hatırlamıyorum,en çok aklımda kalan oradaki kısa dalga yayın istasyonuydu. Daha sonra babam, o zamanlar için en büyük kısa dalga yayın istasyonunun Cumberland`daki kurulumu için İngiltereye geri döndü. Bir süre bu bölgede yaşadık, günlerimin büyük bir kısmını savaştan kalma valve radyo vericilerinin bulunduğu yerlerde geçirdim. Bir gün, babamın sorumlu olduğu yerlerden birinden sökülen ve işe yaramayan çok miktarda 1943 valve radyo vericileri elime geçti. Bunların hepsini eve götürerek incelemeye başladım ve elektroniğe olan ilgim bu şekilde başladı. Bundan bir süre sonra büyük abim bir elektro gitar gitar aldı ve onunla birlike bir ampli yapmaya başladık. Cumartesi günleri Carslie`daki bir müzik dükkanında elektronik cıhazlar tamir etmeye başladım. Burada Marshall, Laney, Selmer, WEM gibi cıhazları tanıma imkanım oldu. Daha sonra yapacak hiçbirşeyim olmadığı için Üniversite`ye gittim ve mezun oldum. Çamaşır makineleri için zamanlayıcı mekanizmaları tasarlamak istemediğim için, güç azaltıcı cıhazlar ürettiğim küçük bir işletme kurdum. Bu konuda inanılmaz başarılı olduğumu söyleyemem ama en azından kazandığım parayla devrelerin yapılarıyla ilgili araştırma ve geliştirme yapma fırsatım oldu. Daha sonrada Marshall`da çalışmaya başladım.

Artisan serisi piyasada, bundan sonraki adımlar neler?


IR: " The Series One, eşzamanlı yüksek sesli ampliler. Bu seri çok farklı olacak, radikal değişiklikler bekleyebilirsiniz. Bu seri için yaptığımız bütün araştırma ve geliştirme bu iddia ile şekillendi. Bunu söylemek heralde adil olur.

BK: " Bu seride sadece farklı olmak için farklı olmaya çalışmadık. Birçok ampli tasarımcısı, egoları yüzünden çok farklı olmaya çalışıp, denenmiş ve kendini ıspatlamış teknolojileri tercih etmek yerine, başkalarının tasarladığı şemaları kendilerininmiş gibi göstererek çalışabiliyor. Böyle bir yaklaşım benim için yeterli değil. Ben her zaman devre yapılarının neden bazı spesifik tonlar ürettiğini anlamaya ve neden bazı seslerin diğerlerine göre tercih edildiğini bulmaya çalışmışımdır. Bu anlayış, Series One`ın arkasındaki mantıkdır. Bu seri`de kendini ıspatlamış teknikler ile birlikte yepyeni teknolojileri harmanladık ve ortaya mükemmel bir bileşim çıktı.

Blackstar adı nereden çıktı?


BK: " Bitmeyen toplantılar yaptık. Markalar ile ilgili tescil araştırmaları yaptık. Tüm bu çalışmaların sonunda Blackstar`a karar verdiğimizde, keşke en başından bu isme karar verseydik diye düşündük.""

IR: "Buzdolabından çıkarttık!, Hayır, aslında Bruce`ın söylediği gibi çok fazla beyin fırtınası yapmıştık. Sanırım ismi öneren Richard`dı ( Richard Frost, Operasyon Direktörü ). Blackstar bazılarımızın sevdiği bir Radiohead şarkısı aynı zamanda. Kendi isimlerimizin baş harflerini yada kombinasyonlarını kullanmak istemedik. Piyasa`da bunu yapan o kadar çok kişi varki, bizde soyadlarımız yerine çok daha kalıcı ve güzel bir isim bulmak istedik. Eski çalışanlarımızdan biri`nin bize bir gün söylediği " Kafamdaki bir ses var, ve onu yakalamaya çalışıyorum" sözleri bizim için herşeyin başlangıcı oldu. Eğer bize " Ürünlerinizi tasarlarken nasıl ses vereceklerini düşünmüştünüz?" diye bir soru soracak olursanız, cevabım bu konuyla ilgili bir felsefe oluşturmadığımız olur. Egoistik konuşmak istemiyorum ama aklımızda her zaman yapacaklarımızın piyasakilerden çok daha iyi olacağı inancı vardı. Bruce`ın teknik bilgisi ve benim müzik kulağımı birleştirdiğimizde bunu yapabileceğimizi hep konuşuyorduk açıkçası. Sonuçta, olmaması için ortada hiç bir neden yoktu.

" Blackstar Sesi" diye birşey yaratmak hiç istemedik. Bizim istediğimiz şey, insanlara kafalarındaki sesi yakalayabilecekleri esnek ve mükemmel bir teknoloji sunmaktı. Zaten ana sloganımız olan "The Sound In Your Head" bunu tamamen anlatıyor. Bu bir pazarlama kandırmacası değil, bizim tüm bu duruma olan bakış açımız. Herkesin farklı bir gitarı ve farklı çalış stilleri var, dolayısıyla herkezin mükemmel tonu göreceli bir kavram. Bruce bu konuyu çok güzel açıkladı, genelde müzisyenler bir müzik mağazasına giderek var olan paket teknolojilerden kendilerine en uygun olanı seçmeye çalışmak zorunda kalıyor. Bizim felsefemiz, insanlara duymak istedikleri sesi vererek kendi kafalarının içindeki sesten ilham alarak bir şeyler yaratabilmeleri.

Sonuçta, bizim için en önemli şey bu.
 
Güle güle kullanın, ben de mağazaya ht studio 20 almak niyetiyle gimiştim fakat ikisinide deneyip ht-5r aldım. Gain miktarı tam kıvamında olmuş, işler çığırından çıkmadan gain potu 12'yi görmüş oluyor 🙂 Aktif manytiklerle daha yüksek gain alınacaktır tabii ki... Amfinin Pedallarla arası çok iyi, önüne ts7 tubescreamer koydum, fx loop'a equalizer ve dd7, ayrıca bu amfi uzun zamandır dolapta toz tutan crybaby classic'i de yeniden kullanmaya başlattı bana... Gitarımdan kaynaklanan hacim ve bas eksikliğini eq kullanarak giderdim, amfinin kendi equalizer'i gayet hassas ve iyi çalışıyor, amfi gitarın volume ve ton potlarına da güzel cevap veriyor.

Ayrıca bir ek: Amfinin sesi çok yüksek, ses 12 üzerinden maksimum 2-3 civarındayken ev için uygun. Daha fazlası komşularınızla aranızdaki ilişkiye kalmış. Fakaaaat, sesi yarıladıktan sonra gerçek canavar çıkıyor ortaya, eminim ki 2x12 greenback veya v30 kabin ile tadından yenmez, artık ileride bakarız ona da.
 
cok guzel bir baslik olmus bence...

blackstar kalitesi ise bence tartisilmaz cunku fiyatina göre cikardigi is bence cok cok iyi.
ilk blackstar sesini canli duymam bir muzik markette olmustu, blackstar ht5 ve epiphone les paul standard cok guzel bir uyumuydu. öyle bir gitardan öyle bir ses cikacagina asla inanmazdim...

bu basligin asil adami da bence TrueLiar, oda gelse tam olur 🙂)
 
"Buried" ht-5r comboyu denemedim ama eminim öyledir. Ben zaten özellike ht1-rh için 1 watt all tube head olması sebebiyle ve fiyatına mütakip koştum Dore müziğe ve inanılmaz mesut oldum 🙂.
Ht1-rh ve Ht5-rh >> 1 watt ve 5 watt kafa amfileri yanyanaydı az da olsa 5 watt olan Ht5-rh tecrübe etme şansım da oldu, ve tabiki ev için kullanacağımdan dolayı 1 watt olanı tercih ettim. Volume'u saat ibresiyle 9-10 civarlarında yeterli olabiliyor rahatlıkla ve gain'i ben yüksek tutuyorum saat 2-3 civarlarında inanılmaz tatmin edici gain verebiliyor özellikle Emg manyetiklerle.
Ht1-rh'nin eksiği mi demek lazım acaba fx loop olmaması, hakikaten fx loop nedir tam olarak, fx loop ne için kullanılır fx loop'tan neler bağlanır, olsa ne olur olmasa ne olur bunu düşünmemiştim, deneyimlemediğimden dolayı da bu konu aklıma bile gelmemişti alırken, her türlü cihazla rahatlıkla kullanırım diye düşünmüştüm yanılmışmıyım yoksa arkadaşlar bilgilerinizi bekliyorum
 
bende blackstar ht1r kullanıyorum forumda tonguch tan satın almıştım 2. el olarak. yaklaşık 2,5 aydır bende, ev için çok ideal bir lambalı amfi tercihi, gain i 2, 3 sesi 1, 2 yönlerinde tuttuğum da dahi komşuların tahammül seviyesini aşmış olmuyorum hem de aldığım ses tatmin edici boyutta oluyor. amfinin bir çok muadilinde olmayan özellikleriyse gerçekten e daha ne olsun dedirttiriyor fiyat/performans açısından yaklaştığımızda. ses kartımdan amfiye giriş yapıp amfiyi hoparlör olarak kullanma şımarıklığını yapma şansım bile var 🙂 onun haricinde emulated output a kulaklık bağlayıp gecenin bir yarısı sesi biraz kayba uğramış olsa da gayet yetecek bir sound la gitar çalma ihtimalim var. bence en avantajlı özelliği ise emulated output vasıtasıyla ses kartına giriş yapıp sessiz bir şekilde kayıt yapabilmek. epiphone les paul standart ve parker pm 20 ile beraber kullanıyorum amfiyi, almadan önce kayıtlarını dinlemiştim amfinin aradığım tona çok yakın olduğunu düşünüp büyük heyecanla aldım, hayal kırıklığına da uğramadım. dış görünüş, tip, duruş açısından da hoşuma gidiyor benim. yukarıda ki röportajı okuyunca da markaya karşı sempatim arttı. bu kadar düzgün ürünleri bu fiyata piyasaya sundukları için tebrik etmek lazım, gerçi pazarlama stratejisi bu varsın olsun, insaflı bir strateji 🙂
 
rockstar orhan: pedal proccessor vs kullanıyomusunuz yorumlarınız ve sonuçlar nedir paylaşır mısınız, ayrıca fx loop'umuz yok bizim nolcak böyle 🙂
 
FX Loop Nedir ?

Preamp ve poweramp katı bulunan standart amfileri baz alarak, preamp (drive katı) ile poweramp (clean katı) arasında bulunan, iki adet dişi jacktan oluşan, "send" ve "return" adı verilen girişlere effects (fx) loop diyoruz.

"send" preamp ın çıkış kısmı, "return" ise poweramp ın giriş kısmıdır. Genel olarak amfimizin arka bölümünde ve resimdeki gibi olur.

bugera626003connections.jpg



Hangi Amfilerde Bulunur ?

Preamp ve poweramp katı bulunan her amfide olabilir. Transistörlü, lambalı, hybrid vb. aklınıza gelen tüm amfilerde olabilir bu girişler. Yoksa bile yaptırılabilir/yapılabilir. Sonradan yaptırıldığında da verim alınıyor. Eğer zamanınız ve elektronik bilginiz var ise, kendinizde yapabilirsiniz.


Nasıl ve Neden Kullanılır ?

Drive'ınızı amfiden alıyorsunuz, ve bağlayacağınız pedalın, amfinin drıvında işlem görmeden geçmesini istiyorsunuz (Bu ne demek: yani gitardan giden ses ilk önce amfide drive halini alsın, ondan sonra bağladığım pedalın sesini alsın) diyelim. Bu durumda işte o pedalınızı, amfinin input una değil, pedalın input ve output kısımlarından çıkan kablolar ile fx loop a bağlamanız gerekiyor. Bunu yaptığınız zaman, gitarınızdan gelen sinyal, ilk önce drive a dönüşür, daha sonra bağladığınız efekt pedalının efektine dönüşür drivelı ses.

Soru: - Pedalı amfi ile gitar arasına bağlarsam ne olur ?
Cevap: - Ses ilk önce pedaldan, sonra preamptan geçeceği için, gitarın sesi ilk önce efekte uğrar, efektli ses distortion/overdrive olur. Yani yukarıda yapılmak istenilenin tam tersi.

Soru: - Neden efekt pedallarını drivedan önce değilde, sonra kullanmak isteyeyimki, ne farkı var ?
Cevap: - Tabiki bu sizin hür iradenize kalmış, nasıl isterseniz öyle bağlayın. Ama bir takım fiziksel gerçekler vardırki, bunlar siz istesenizde istemesenizde değişmez.

Örnek:
Tekrar tabanlı efektler (chorus, delay, vibrato, flanger, phaser,reverb vb.) kendi özelliğini sese yansıttıktan sonra, kırılma yaşarsa eğer, hatırı sayılır bir fead back yapar.

Yani gitar + chorus + amfideki distortion şeklinde müzik yapmaya kalkışırsanız, istenmeyen pek çok ses ile karşı karşıya kalacaksınız malesef. İşkence boyutuna geldiğide oluyor bu istenmeyen gürültülerin.

Wah pedalı ise, ilk önce gitardan gelen sesi değiştirip, o sesin drive halini alması ile daha iyi tonlar veriyor çoğumuza göre. Yani gitar + wah + amfi drive ya da drive pedalı şeklinde kullanıyoruz çoğumuz. Buna karşın, wah pedalını loop a bağlayıp gitar + amfi drive + wah şeklinde kullanmaktan keyif alan gitaristlerde çok var. Jimi Hendrix bile çoğu zaman böyle kullanmıştır.

Soru: - Peki fx loop zinciri içindeki pedalların sırası farkedermi. Yani chorus + delay ya da delay + chorus olması farkedermi.
Cevap: - Chorus/Drive durumundaki gibi bir farklılık söz konusu değil. Delayı vibratodan önce bağlamışsın, chorus flangerdan sonra olmuş, bunlar tamamen kişinin zevkine göre ayarlanacak işler. Evet fark yaratıyor ama, gürültü yapma, rahatsız etme gibi bir durum söz konusu değil. Bu yüzden bu sorunun en güzel cevabı sizde saklı. Deneme yanılma ile bulun doğru sıralamayı.

FX Loop un bir diğer kullanım amacı ise, harici bir preamp bağlayıp, drive sesini amfinin preamp katından değil, bağladığımız preamp ünitesinden almaktır.

Soru: - Drive pedalını amfinin input undan girmekte bir sakınca yokta, niye preamp ı loop tan bağlıyoruz.
Cevap: - Drive pedalı ile preamp aynı şey değildir. Örneğin bir mesa v twin i, amfinin inputuna direk olarak bağlarsak, amfinin preamp katına pream bağlamış oluruz. Üst üste binmemesi ve verimin daha iyi alınması (yalnızca birinin karakterinde ses almak, ya amfi preamp ya harici preamp) loop tan bağlamak daha çok tercih ediliyor.

Alıntı yapılmıştır burdan: http://www.mygitar.com/forum/showthread.php?36082-Effects-(FX)-Loop
 
rockstar orhan: pedal proccessor vs kullanıyomusunuz yorumlarınız ve sonuçlar nedir paylaşır mısınız, ayrıca fx loop'umuz yok bizim nolcak böyle 🙂

pedal kullanıyorum; wah, phaser ve distortion. gayet memnunum amfinin pedallara olan tepkisinden. işimi gayet görüyor. ilk mesajda bu konuya değinmedim çünkü başka amfilerde pedal kullanma fırsatım olmadığından bir karşılaştırma yapamıyorum. fx loop hadisesini de şimdi senin mesajınla beraber öğrendim, araştıracağım.
 
Geçtiğimiz hafta Ht-5c aldım. Aldığım günden bu yana aleti kapatamıyorum diyebilirim. Böyle güzel cleanler (ki emg manyetikle) ve kütür kütür distortion inanılmaz gerçekten. The sound in your head olayı kesinlikle doğru. Pedalboardumu kaldırdım çünkü hiç gerek yok. Amfinin kendi sesi yetiyor artıyor bile. Ev için ideal. Söylendiği gibi saat 9 yönünden sonrası biraz fazla kaçıyor ama saat 7 yönünde bile tutsam lambaların sıcaklığını hissedebiliyorum. Emulated output olayı harika düşünülmüş. Evde amatör kayıt için çok önemli bir detay. Gece saat 2 de sessizce kayıt alabiliyorum. Amfiyi almadan önce genellikle izlediğim videolarda ts karakterli bir pedalla boost yapılıyordu çaldığım tarzda sound alabilmek için. Pedal olmadan o tonlara yaklaşıyorum. Bir de ts olsa neler olacak çok merak ediyorum. Fx loop a hiç bakmadım çünkü dediğim gibi pedalları kaldırttı bana 🙂 Gerçi fx ten bağlayabileceğim tek pedalım eq. Onu da yakın zamanda denemeye çalışıcam. Değişiklikleri buradan paylaşırım.
 
Güzel başlık ama bu saatlerde de çalışma hayatı yüzünden gözler isyana bağlıyor.
İhmale getirmeden, unutmadan, takip amacıyla şu mesajı bırakıvereyim bari. 😉
 
Geçtiğimiz hafta Ht-5c aldım. Aldığım günden bu yana aleti kapatamıyorum diyebilirim. Böyle güzel cleanler (ki emg manyetikle) ve kütür kütür distortion inanılmaz gerçekten. The sound in your head olayı kesinlikle doğru. Pedalboardumu kaldırdım çünkü hiç gerek yok. Amfinin kendi sesi yetiyor artıyor bile. Ev için ideal. Söylendiği gibi saat 9 yönünden sonrası biraz fazla kaçıyor ama saat 7 yönünde bile tutsam lambaların sıcaklığını hissedebiliyorum. Emulated output olayı harika düşünülmüş. Evde amatör kayıt için çok önemli bir detay. Gece saat 2 de sessizce kayıt alabiliyorum. Amfiyi almadan önce genellikle izlediğim videolarda ts karakterli bir pedalla boost yapılıyordu çaldığım tarzda sound alabilmek için. Pedal olmadan o tonlara yaklaşıyorum. Bir de ts olsa neler olacak çok merak ediyorum. Fx loop a hiç bakmadım çünkü dediğim gibi pedalları kaldırttı bana 🙂 Gerçi fx ten bağlayabileceğim tek pedalım eq. Onu da yakın zamanda denemeye çalışıcam. Değişiklikleri buradan paylaşırım.
Gerçekten öyle Emg manyetiklerle beraber bile clean'ler amanın cinsinden 🙂 bende ltd ec-400 kullanıyorum bu ltd ec-400 ve üstü serisi zaten metal için bulunmaz nimetlerden, gain ya da distortion için pedala gereksinim duymuyorum alırsam proc almayı planlıyorum ilerki zamanlarda nasipse kısmetse inş 🙂, ha bi de şu konu var tabi boost için pedal kullanmak bir de bu konuya değinelim yiğitler Boost pedal nedir ne değildir buyrun.
 
Önceki mesajda yazmayı unutmuşum, TS7 ile clean kanalda istediğim hafif kirli tonu rahatça alabiliyorum. Henüz pod 2.0'ı fx loop'tan denemedim, deneyince izlenimlerimi aktarırım tekrar. Büyük ihtimalle Pod'u elden çıkarttıracak bana bu amfi. 😀 Bir de özellikle bu amfide denemeyi çok istediğim bir pedal var... Boss DS-1... 🤓 Eğer tahmin ettiğim gibi sonuç alırsam aradığım tona bayağı yaklaşacağımı düşünüyorum, forumda ikinci eline bakınmaya başladım zaten 🙂
 
Blackstar HT5-R, amp drive saat 1 civarında, amp eq flat hepsi saat 12'de, reverb 11'de, ISF saat 3 yönünde.

Gitar (Jackson SL2H - SD Gus G aktif setli) - Cihan Düşmez modlu SD-1 (booster) - NS-2
FX loop= BBE Sonic Stomp - MXR Carbon Copy

Önümüzdeki ay da bir MXR phase 90 script çakma planım var, daha da wah'tan başka pedal girmez diye düşünüyorum. Bu haliyle benim için ömürlük setap.

Daha önce FX loop üzerinden boss GE-7 kullanıyordum, sesi baya kuruttuğunu ve tonu olumsuz etkilediğini düşündüğüm için Sonic Stomp'a geçtim, çok da süper oldu. Booster olmadan da hönçlü kamyoni tonlar alabiliyorum Sonic etkisiyle.

Diğer başlığa bir arkadaş yazmıştı, İzmir Trigon Müzik'in elinde varmış Blackstar ampliler. Almayı düşünenler düşünmekle vakit kaybetmesin derim. Bu arada Do-Re'nin stoklara tekrar girdi mi? Bilen var mı?
 
Daha önce FX loop üzerinden boss GE-7 kullanıyordum, sesi baya kuruttuğunu ve tonu olumsuz etkilediğini düşündüğüm için Sonic Stomp'a geçtim, çok da süper oldu. Booster olmadan da hönçlü kamyoni tonlar alabiliyorum Sonic etkisiyle.


Sanırım doğru arayış içerisindeyim, aynen ben de ge-7 yerine sonic stomp da iyi gider diye düşünüyordum ki tesadüf kullanan birisinden ilk ağızdan neticeyi duymuş oldum, bu başlık bayağı faydalı oldu 😀 İkinci elini aradığım pedallardan biri de bu.

Bir de chorus buldum mu benim setup da tamamdır. 🤓
 
. Bu arada Do-Re'nin stoklara tekrar girdi mi? Bilen var mı?

Amfiler 4 hafta önce dorenin stoklarına tekrar girmişti, ben dün bi adet de ht1rh aldım , daha önceden ht5 combo sahibiyim, evladiyelik amfiler bunlar, sert işler için bence daha iyisi yok piyasada, setup'ımda TS808 ve Ceybaby535q wah ile kullanıyorum, fx loopdan boss me 25i girip time based efektleri kullanıyorum düşük ayarda inanılmaz güzel işler çıkıyorS
BBE nin Sonic Stomp pedalını ben de alıyorum bu haftasonu, görüşlerimi yazarım

Kısa bir de video konu üzerine, sonic stomp ve mxr 10 band eq ile ht 5


Sevgiler
 

Geri
Üst