Önce bende ki izlerini anlatmak istiyorum ve sonrasında Burak'la yaptığım röportaja geçeceğim. Cultus için 1987-1997 arası yaşanan bir şaşkınlık diyeceğim. Şaşkınlık çünkü 10 yılın içinde dinleyicilerine bir çok ilki yaşatan ve 'hadi ya, bu grup Türk mü' dedirten bir grup Cultus. 10 yıl boyunca kadro değişikliği yapmayan, tarzından ödün vermeyen, 92'Sodom konserinde ellerine geçen 'teknik problem var ağabey, sahnenizi uzatın'ı şova dönüştüren, akabinde gelen konserlerde binlerce kişiyi rahatlıkla konsere getiren, Berlin Meets İstanbul-İstanbul Meets Berlin konserleriyle cult grup unvanını alan vs vs.. bir grup için şaşkınlık yaratan grup demeyip de ne demem gerekirdi bilemiyorum. Çünkü grup dağılımında bile şaşırttı dinleyicilerini. Teknik açıdan her şeyi hazır olan bir albümü rafa kaldırdı. işte Cultus..
Mahir : Selam Burak, cult grubumuzdan vazgeçemiyoruz gördüğün gibi, siz bizden vazgeçtiniz mi?
Burak ATALAY : Selam Mahir, Cultus adına bu soruna cevap veremem ama ben sizden vazgeçmedim. Ne denek istediğimi birazdan anlayacaksın.
Mahir : Tamam, hemen sorulara geçmek istiyorum. Grup kaç yılında ve kimler tarafından kuruldu?
Burak : 1987 yılında Cenk Açıkgöz, Serkan Özkaya ve benim tarafımdan kuruldu.
Mahir : Cultus bir konser grubu oldu 10 yıllık tarihinde, ilk konserinizi ve sonrasında gelenleri anlatır mısın?
Burak : Aynı yılın Mayıs ayında benim ve Serkan'ın okuduğu Alman Lisesi'nde ilk konserimizi verdik. Akabinde yüze yakın yarı-amatör ve profesyonel konserler verdik.
Mahir : MTV’ de yer almanızı anlatır mısın? Tabi bunun öncesi yerli kanalları da...
Burak : TRT'de klipimiz ve konserimiz gösterildi, Flash TV'de playback konser verdik, Kanal 6, Star ve MTV evet MTV’ de, de haber amaçlı yer aldık.
Mahir : Şimdi tütsüyü yakalım ve ilk kayıdınız olan demonuza geçelim…
Burak : İlk demomuzun tarihini tam hatırlamamakla beraber, ilk piyasa kasetimiz ''Bodhissattva''da da bulunan üç şarkıdan oluşmakta olup adı ''Let's Burn The Fumigation'' idi. Bu yüzden tütsüyü yakalım. Demoyu Şişhane Aslan Han'da bir prova stüdyosunda canlı çalarak, bir kaç saat içinde kaydetmiştik.
Mahir : Bende o demo yok. Artık piyasada bulmamda imkansız...
Burak : Adresimi biliyorsun, istediğin zaman gel sana kopyalarım.
Mahir : Saol. Sizin için ilk olan ve aslında döneminin de ilki olan albümün kısaca hazırlık aşamasını anlatır mısın?
Burak : Taksim'de Tanınmış stüdyoların da kaydetmiştik, o zamanlar haftada en az on saat prova yapmamıza mal oluyordu. Ağır okul tedrisatına ve üniversiteye hazırlığa rağmen. Sekiz parça hazırladık. Speed Metal türü bir şeylerdi daha ziyade ve yer, yer Türk ezgilerini taşıyorlardı. Gitar kayıt kalitesi çok düşük olmasına ve drum-machine davulların hiç natürel ses vermemesine karşın inanılmaz bir gençlik enerjisi ruhunu yansıtıyordu, bazı bakımlardan Türkiye'de gerçekten ilkti.
Mahir : Kayıt kalitesi aslında zamanına göre çokta kötü değil, üstelik parçalar o kadar heyecanlı ki kayıtı falan düşündürmüyor.
Burak : O zamanki şartları da düşünecek olursak, bu kadar olumsuzluğa karşın, insanlar bu bestelerin bizden çıkmış olabileceğine inanmadılar. Hatta kendilerine yabancı bir grubun kayıtlarını dinlettiğimizi düşündüler başta.
Mahir : Eye albümünün mono kayıtları bile yıktı ortalığı, iki albüm arasında ne gibi farklılıklar vardı? Speed'den Trash'e kaymanız dışında..
Burak : Müzikal şahsiyetlerimizin biraz daha oturmasını müteakip, her Rocker’ın yapacağı gibi hızımızı yavaşlattık, artık Trash yapma zamanı idi. Bende tenor çığlıklardan ziyade, gırtlağımı yırtık bir vokal için kullanmaktaydım. Gitar tonları daha sertti ve melodiler yerlerini akılda kalıcı ritim alt yapıları barındıran basit riff'lere bırakmıştı. Eye albümümüzü de aynı yerde kaydettik. Aslında benzer sorunlar bu kayıtta da çıktı ama, asıl rezalet piyasaya mono master'in sürülmüş olmasıydı tabii ki. Yani biz yaptığımız işin cilasını ellerimizle kazıyıp insanlara sunduk. Hata bizim ve stüdyonundu. Buna rağmen inanılmaz olumlu tepkiler aldık, zira münferit anlamda çok kuvvetli olmamamıza rağmen, grup olarak bizden daha iyi uyum gösteren o dönemde yoktu.
Mahir : İstanbul dışı konserlerden unutamayacağın anılarla iz bırakan konserler hangi illerde oldu?
Burak : İstanbul dışında İzmir, Mersin, Ankara, İzmit, Bursa konserlerini unutamam asla.
Mahir : 10 yıl içerisinde neredeyse hiç kadro değişikliği yapmadınız..
Burak : Çekirdek kadro hep aynıydı ama dönemler içerisinde basçılarımız değişti, gerçi ilk albümde bası Cenk çaldı ama ikincide tabii ki Barış vardı ( Barış Naim ) ve basçıların en uzun nefeslisiydi.
Mahir : Her şey iyi, hoşken neden dağıldınız?
Burak : Herkesin zamanı ve sabrı azalıyordu, egolar ağır basmaya başlamıştı; herkes artık kendi projelerine ( müzikal olması şart değil ) eğilmek istiyordu. Ben evlendim ve askere gitmeden önce arkadaşlara son bir kez beraber çalışmayı isteyip istemediklerini sordum, aldığım cevap menfi olunca Mart 1997'de kesinkes dağıldık. 6-7 sene faal, 3 senede yarı faal bir halde Türkiye için Rekor sayılabilecek bir süre, 10 sene müzik yapmaya çalıştık.
Mahir : Diğer arkadaşlar ne alemde, neler yapıyorsunuz şimdilerde?
Burak : Diğer elemanlarla Cenk hariç sıkça görüşüyorum, ama onunla görüşmemin sebebi de daha çok geceleri çalışması gerektiği. Halihazırda Tanınmış stüdyosunda tonmaister'lik yapıyor. Barış aile işinde çalışıyor, solo çalışmalar yapabilmek için para biriktiriyor. Sacit ( Serkan ) yazın Amerika'da heykel, kışında İstanbul'da Alman Dili master'ı yapıyor. Açacağı sergilerin hazırlığını bir yandan sürdürüyor. Onun için ressam, heykeltıraş vb. bir tanım yapmak zor, ama kabaca sanatın her dalında faaliyet göstermeye çalışıyor. Cenk'ten bahsettik. Bende uluslar arası bir firmada çalışıyorum, satışdayım ve Ankara bölge koordinatörlüğü yapıyorum. İşim gereği sık, sık geziyorum. Bu arada başta sinyal verdiğim gibi, evimde bir odayı tamamen müziğe ayırdım, küçük bir home-studio bile denebilir. Yakında benden demo ve albüm bekleye bilirsiniz.
Mahir : Son sorum tahmin edebileceğin gibi yayınlanmayan 3. albümünüz üzerine.. Ne oldu da yayınlamaktan vazgeçtiniz?
Burak : 3. albüm kaydedildi ve teknik açıdan -diğerlerine göre- en iyi şartlarda gerçekleşmesine karşın, Cenk'le benim paniğimden ötürü son anda master'ın yapımcıdan alınması suretiyle rafa kalktı.
Mahir : Her şey için teşekkür ederim Burak, tekrar görüşmek üzere, hoşça kal.
Burak : O günleri hatırlamak güzeldi, bende teşekkür ederim, demek hala hatırlanıyoruz ne güzel. Aptül'e selam, ne olsa o en çirkin, bende ikinci çirkin seçilmiştim...
EYE FEEL LIKE NOT...
Megadeth, Slayer, Metallica
Exodus, Anthrax, Testament
Sepultura, Overkill, Floatsam'n Jetsam
Annihilator
D.R. eye - S.D. eye
S.O.D. uh
what oh dude
masterbation, masterbation
eye feel like not satisfid
''CULTUS''
Tarih: 31.05.2005
Mahir : Selam Burak, cult grubumuzdan vazgeçemiyoruz gördüğün gibi, siz bizden vazgeçtiniz mi?
Burak ATALAY : Selam Mahir, Cultus adına bu soruna cevap veremem ama ben sizden vazgeçmedim. Ne denek istediğimi birazdan anlayacaksın.
Mahir : Tamam, hemen sorulara geçmek istiyorum. Grup kaç yılında ve kimler tarafından kuruldu?
Burak : 1987 yılında Cenk Açıkgöz, Serkan Özkaya ve benim tarafımdan kuruldu.
Mahir : Cultus bir konser grubu oldu 10 yıllık tarihinde, ilk konserinizi ve sonrasında gelenleri anlatır mısın?
Burak : Aynı yılın Mayıs ayında benim ve Serkan'ın okuduğu Alman Lisesi'nde ilk konserimizi verdik. Akabinde yüze yakın yarı-amatör ve profesyonel konserler verdik.
Mahir : MTV’ de yer almanızı anlatır mısın? Tabi bunun öncesi yerli kanalları da...
Burak : TRT'de klipimiz ve konserimiz gösterildi, Flash TV'de playback konser verdik, Kanal 6, Star ve MTV evet MTV’ de, de haber amaçlı yer aldık.
Mahir : Şimdi tütsüyü yakalım ve ilk kayıdınız olan demonuza geçelim…
Burak : İlk demomuzun tarihini tam hatırlamamakla beraber, ilk piyasa kasetimiz ''Bodhissattva''da da bulunan üç şarkıdan oluşmakta olup adı ''Let's Burn The Fumigation'' idi. Bu yüzden tütsüyü yakalım. Demoyu Şişhane Aslan Han'da bir prova stüdyosunda canlı çalarak, bir kaç saat içinde kaydetmiştik.
Mahir : Bende o demo yok. Artık piyasada bulmamda imkansız...
Burak : Adresimi biliyorsun, istediğin zaman gel sana kopyalarım.
Mahir : Saol. Sizin için ilk olan ve aslında döneminin de ilki olan albümün kısaca hazırlık aşamasını anlatır mısın?
Burak : Taksim'de Tanınmış stüdyoların da kaydetmiştik, o zamanlar haftada en az on saat prova yapmamıza mal oluyordu. Ağır okul tedrisatına ve üniversiteye hazırlığa rağmen. Sekiz parça hazırladık. Speed Metal türü bir şeylerdi daha ziyade ve yer, yer Türk ezgilerini taşıyorlardı. Gitar kayıt kalitesi çok düşük olmasına ve drum-machine davulların hiç natürel ses vermemesine karşın inanılmaz bir gençlik enerjisi ruhunu yansıtıyordu, bazı bakımlardan Türkiye'de gerçekten ilkti.
Mahir : Kayıt kalitesi aslında zamanına göre çokta kötü değil, üstelik parçalar o kadar heyecanlı ki kayıtı falan düşündürmüyor.
Burak : O zamanki şartları da düşünecek olursak, bu kadar olumsuzluğa karşın, insanlar bu bestelerin bizden çıkmış olabileceğine inanmadılar. Hatta kendilerine yabancı bir grubun kayıtlarını dinlettiğimizi düşündüler başta.
Mahir : Eye albümünün mono kayıtları bile yıktı ortalığı, iki albüm arasında ne gibi farklılıklar vardı? Speed'den Trash'e kaymanız dışında..
Burak : Müzikal şahsiyetlerimizin biraz daha oturmasını müteakip, her Rocker’ın yapacağı gibi hızımızı yavaşlattık, artık Trash yapma zamanı idi. Bende tenor çığlıklardan ziyade, gırtlağımı yırtık bir vokal için kullanmaktaydım. Gitar tonları daha sertti ve melodiler yerlerini akılda kalıcı ritim alt yapıları barındıran basit riff'lere bırakmıştı. Eye albümümüzü de aynı yerde kaydettik. Aslında benzer sorunlar bu kayıtta da çıktı ama, asıl rezalet piyasaya mono master'in sürülmüş olmasıydı tabii ki. Yani biz yaptığımız işin cilasını ellerimizle kazıyıp insanlara sunduk. Hata bizim ve stüdyonundu. Buna rağmen inanılmaz olumlu tepkiler aldık, zira münferit anlamda çok kuvvetli olmamamıza rağmen, grup olarak bizden daha iyi uyum gösteren o dönemde yoktu.
Mahir : İstanbul dışı konserlerden unutamayacağın anılarla iz bırakan konserler hangi illerde oldu?
Burak : İstanbul dışında İzmir, Mersin, Ankara, İzmit, Bursa konserlerini unutamam asla.
Mahir : 10 yıl içerisinde neredeyse hiç kadro değişikliği yapmadınız..
Burak : Çekirdek kadro hep aynıydı ama dönemler içerisinde basçılarımız değişti, gerçi ilk albümde bası Cenk çaldı ama ikincide tabii ki Barış vardı ( Barış Naim ) ve basçıların en uzun nefeslisiydi.
Mahir : Her şey iyi, hoşken neden dağıldınız?
Burak : Herkesin zamanı ve sabrı azalıyordu, egolar ağır basmaya başlamıştı; herkes artık kendi projelerine ( müzikal olması şart değil ) eğilmek istiyordu. Ben evlendim ve askere gitmeden önce arkadaşlara son bir kez beraber çalışmayı isteyip istemediklerini sordum, aldığım cevap menfi olunca Mart 1997'de kesinkes dağıldık. 6-7 sene faal, 3 senede yarı faal bir halde Türkiye için Rekor sayılabilecek bir süre, 10 sene müzik yapmaya çalıştık.
Mahir : Diğer arkadaşlar ne alemde, neler yapıyorsunuz şimdilerde?
Burak : Diğer elemanlarla Cenk hariç sıkça görüşüyorum, ama onunla görüşmemin sebebi de daha çok geceleri çalışması gerektiği. Halihazırda Tanınmış stüdyosunda tonmaister'lik yapıyor. Barış aile işinde çalışıyor, solo çalışmalar yapabilmek için para biriktiriyor. Sacit ( Serkan ) yazın Amerika'da heykel, kışında İstanbul'da Alman Dili master'ı yapıyor. Açacağı sergilerin hazırlığını bir yandan sürdürüyor. Onun için ressam, heykeltıraş vb. bir tanım yapmak zor, ama kabaca sanatın her dalında faaliyet göstermeye çalışıyor. Cenk'ten bahsettik. Bende uluslar arası bir firmada çalışıyorum, satışdayım ve Ankara bölge koordinatörlüğü yapıyorum. İşim gereği sık, sık geziyorum. Bu arada başta sinyal verdiğim gibi, evimde bir odayı tamamen müziğe ayırdım, küçük bir home-studio bile denebilir. Yakında benden demo ve albüm bekleye bilirsiniz.
Mahir : Son sorum tahmin edebileceğin gibi yayınlanmayan 3. albümünüz üzerine.. Ne oldu da yayınlamaktan vazgeçtiniz?
Burak : 3. albüm kaydedildi ve teknik açıdan -diğerlerine göre- en iyi şartlarda gerçekleşmesine karşın, Cenk'le benim paniğimden ötürü son anda master'ın yapımcıdan alınması suretiyle rafa kalktı.
Mahir : Her şey için teşekkür ederim Burak, tekrar görüşmek üzere, hoşça kal.
Burak : O günleri hatırlamak güzeldi, bende teşekkür ederim, demek hala hatırlanıyoruz ne güzel. Aptül'e selam, ne olsa o en çirkin, bende ikinci çirkin seçilmiştim...
EYE FEEL LIKE NOT...
Megadeth, Slayer, Metallica
Exodus, Anthrax, Testament
Sepultura, Overkill, Floatsam'n Jetsam
Annihilator
D.R. eye - S.D. eye
S.O.D. uh
what oh dude
masterbation, masterbation
eye feel like not satisfid
''CULTUS''
Tarih: 31.05.2005