Kaç gündür bunun üzerine okuduğum için yazma ihtiyacı hissettim.
Bugün İstanbulda soğuk ve karın altında "Darbeye karşı 70 milyon adım yürüyüşü" yapıldı. Halkın pek çok değişik kesiminden destek gören bu yürüyüş Vakit, Taraf ve Zaman gibi gazetelerde de geniş yer buldu.
Öncelikle bu yürüyüşün destekçilerine sormak isterdim, hangi darbeye karşı yürüdüklerini. Onlarca darbe planı ortaya çıkarıldı Amerika menşeili ismi lazım olmayan gazete tarafından; aylarca TSK'nın gerçekleştiremediği, gerçekleştirmeye de çalışmadığı Ayışığı, Yakamoz ve Balyoz gibi darpe planlarının varlığını okuduk. Islak imzalar, yer altından çıkan silahlar, bilgisayarcının adresini tarif eden krokileri konuştuk haftalarca. Ve üstüne üstlük bugün de darbeye karşı yürüyüş yapıldı. Evet ama hangi darbe?
Korku ve paranoya yaratmak faşist iktidarların bir numaralı silahıdır. Aman, faşist dedim diye şimdi hemen o çok demokrat sandığınız Amerika'yı bunun dışında tuttuğumu düşünmeyin; Amerika, özellikle 9/11 döneminden bu yana bu politikayı en başarılı şekilde uygulayan hükümetlere sahiptir. Korku paranoyasını saldıktan sonra insanları manipüle etmek çok daha kolaydır; yoksa Amerika "Afganların yönelttiğini sandığı bir saldırının" ardından neden Irak'a girmek için kamuoyu desteği alsın?
Ordu, asker, postal gibi imgelerin savunduğu her türlü ideale karşıyım ancak bilinçli bir şekilde bazı çevrelerin TSK'ya saldırmalarını da görmeyecek kadar kör değilim. Bir zamanlar "bu kış da şeriat gelmedi" diyerek akıllarınca ulusalcı paranoyalarla dalga geçenlerin bugün kendilerinin aynı konuma düştüklerini görmemeleri de uzaktan izlemek komik oluyor.
Buyrun, bugünkü o çok "demokrat" arkadaşların yürüyüşünden bir kare:
http://www.zaman.com.tr/multimedya....itle=darbe-karsitlarini-tipi-bile-durduramadi
Aşağıda yazan Maide 33 nedir diyenler için ise Ekşisözlükten geliyor:
maide 33:
allah ve resulüne karşı savaşan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde başka bir yere sürgün edilmeleridir. bu, dünyada onlar için bir zillettir. ahirette ise onlar için büyük bir azab vardır.
Evet, bugün belki orada iyi niyetli olarak yürüyenler de vardı ama artık bu insanların kalkıp neye alet olduklarını görüyor olmaları gerekir. Yakın tarihimizi biraz bilsek, Amerika'nın izni olmadan bu ülkede darbe yapılamayacağının farkında olsak da mide bulandırmasak.
Bugün korkacağınız şey TSK'nın yapacağı olası bir darbe değil, sivil iktidarın yapacağı darbedir, ancak ona karşı yürüyenleri postalcı diye etiketleyip kendi yürüyüşünüzde sadece başkalarının darbe yapma olasılığına karşı birlik olursunuz.
Neyse, fikirleri alabiliriz.
Bugün İstanbulda soğuk ve karın altında "Darbeye karşı 70 milyon adım yürüyüşü" yapıldı. Halkın pek çok değişik kesiminden destek gören bu yürüyüş Vakit, Taraf ve Zaman gibi gazetelerde de geniş yer buldu.
Öncelikle bu yürüyüşün destekçilerine sormak isterdim, hangi darbeye karşı yürüdüklerini. Onlarca darbe planı ortaya çıkarıldı Amerika menşeili ismi lazım olmayan gazete tarafından; aylarca TSK'nın gerçekleştiremediği, gerçekleştirmeye de çalışmadığı Ayışığı, Yakamoz ve Balyoz gibi darpe planlarının varlığını okuduk. Islak imzalar, yer altından çıkan silahlar, bilgisayarcının adresini tarif eden krokileri konuştuk haftalarca. Ve üstüne üstlük bugün de darbeye karşı yürüyüş yapıldı. Evet ama hangi darbe?
Korku ve paranoya yaratmak faşist iktidarların bir numaralı silahıdır. Aman, faşist dedim diye şimdi hemen o çok demokrat sandığınız Amerika'yı bunun dışında tuttuğumu düşünmeyin; Amerika, özellikle 9/11 döneminden bu yana bu politikayı en başarılı şekilde uygulayan hükümetlere sahiptir. Korku paranoyasını saldıktan sonra insanları manipüle etmek çok daha kolaydır; yoksa Amerika "Afganların yönelttiğini sandığı bir saldırının" ardından neden Irak'a girmek için kamuoyu desteği alsın?
Ordu, asker, postal gibi imgelerin savunduğu her türlü ideale karşıyım ancak bilinçli bir şekilde bazı çevrelerin TSK'ya saldırmalarını da görmeyecek kadar kör değilim. Bir zamanlar "bu kış da şeriat gelmedi" diyerek akıllarınca ulusalcı paranoyalarla dalga geçenlerin bugün kendilerinin aynı konuma düştüklerini görmemeleri de uzaktan izlemek komik oluyor.
Buyrun, bugünkü o çok "demokrat" arkadaşların yürüyüşünden bir kare:
http://www.zaman.com.tr/multimedya....itle=darbe-karsitlarini-tipi-bile-durduramadi
Aşağıda yazan Maide 33 nedir diyenler için ise Ekşisözlükten geliyor:
maide 33:
allah ve resulüne karşı savaşan ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama kesilmesi, ya da yeryüzünde başka bir yere sürgün edilmeleridir. bu, dünyada onlar için bir zillettir. ahirette ise onlar için büyük bir azab vardır.
Evet, bugün belki orada iyi niyetli olarak yürüyenler de vardı ama artık bu insanların kalkıp neye alet olduklarını görüyor olmaları gerekir. Yakın tarihimizi biraz bilsek, Amerika'nın izni olmadan bu ülkede darbe yapılamayacağının farkında olsak da mide bulandırmasak.
Bugün korkacağınız şey TSK'nın yapacağı olası bir darbe değil, sivil iktidarın yapacağı darbedir, ancak ona karşı yürüyenleri postalcı diye etiketleyip kendi yürüyüşünüzde sadece başkalarının darbe yapma olasılığına karşı birlik olursunuz.
Neyse, fikirleri alabiliriz.