Bizim kuşak darbe ve dramlarla büyüdü ; 68 olamadık ama, o bilinçle yetiştik... Bu yüzden 68'in tekne kazıntısı diyorum benim gibilere.
59'da gözümü açtım, dakika bir gol 1 : Al sana nurtopu gibi 60 ihtilali...Ne ihtilal ama...Menderes ve arkadaşlarının hazin sonu...,
Ardından 1963'de annemin liseden arkadaşının (Mürüvet İlhan) ve eşinin Kıbrıs'da banyo küvetinde EOK-Samson tarafından öldürülmeleri(Dr Nihat İlhan olayı diye geçer, hayal meyal Anıtkabir'e gittiğimizi hatırlıyorum.)
Ardından, 71 muhtırası ve 74 Yunanistan darbe ve Kıbrıs Barış Harekatı ve bu arada Deniz ve arkadaşlarının idamı.
1980 12 Eylük darbesi ODTÜ 3. sıftaydım.(1982'de asteğmendim ve sevgili(!) Evren paşa da-toprağı az olsun-genelkurmay başkanımızdı, öpe öpe selam verdim KKK nöbetlerimde.
Darbe onlardı...Bunlar darbecik bile değil.
Bir askeri darbenin olabilmesi için : askerin emir ve komuta zinciri içerisinde topyekun (hiç olmazsa çoğunluk olarak) hareket etmesi beklenir. Ayrıca, darbeler genellikle halkın siyasetten ümidinin kesildiği ve destek verme eğilimli olduğu durumlarda oluşur genellikle ; yani halk desteğinin olması önemlidir.
80 ihtilalinden sonra maymunun gözü açıldı. Kimse darbe istemiyor, çünkü her darbe Türkiye'yi 20-30 yıl geriye götürmedi mi? Şu anki sorunları ve sorunlu kişileri 80 darbesi doğurmadı mı sanki? Yaşadığımız sivil vesayet de askeri vesayetin bir sonucu değil mi?
Ayrıca, asker neden halka ateş açsın, neden meclisi bombalasın ki? Bu yaşananlar daha çok, yeni çıkacak temizlik-tasfiye kanunlarıyla köşeye sıkıştırılan söz konusu kesimin stratejiden yoksun, psikopatik bir intihar eylemine benziyor daha çok...
Bu arada polisin aklanması, Gezi'nin karalanması ve Atatürk'e ait değerlerin batırılma çabası gibi durumlardan ; beyefendinin de olacakları tahmin edip Ayşe tatile çıktı misali ortadan kaybolduğunu iddia edenler de var... Yok canım, bence hepsi tevatür... Hiç olur mu öyle şeyler!..
Ama, şu gerçek ki, insan evden markete ya da tatile giderken bile daha çok hesap yapar, yoksa ne ayağına çorap, ne de k.çına giyecek don kalır elinde.🤣
Az balık yediğimizden mi, yoksa analitik düşünceden az nasiplendiğimizden mi ya da arabeski fazla kaçırıp kaderciliğimizden mi geliyor bütün bunlar başımıza bilmiyorum.
Bu arada, içinde bulunduğumuz coğrafyanın da duruma yeterince tuz-biber kattığı hiç su götürmez.
Ama bildiğim bir şey varsa nur topu gibi bir sınıf başkanımız oldu bile ; ister referandumla, ister meclis aritmetiğiyle... Siz artık hangi sınıfa/düşünceye yakıştırırsınız kendilerini onu da bilmem... Ondan sonrası da malum zaten... Teknedeki delik gitgide büyüyor.