Kastettiğim de bu. "Demokrasi karşıtlığının" net tanımlanabilir/görülür bir şey olması lazım. (Kaldı ki bu adamlar milli görüşçü olduklarını kabul ettikleri dönemde, demokrasiyi bir araç olarak gördüklerini söyleyebiliyorlardı) Ama, tarafsız haber alma özgürlüklerinin kısıtlanması, oy kitlelerin temel bir eğitim ve muhakeme seviyesine sahip olmaması veya bildiğin açlık (Hitler de Almanya'nın ciddi ekonomik sıkıntılara sahip olduğu bir döneminde iktidara gelmişti) gibi sebeplerle demokrasi karşıtı fikirler bal gibi iktidara gelebiliyor. O yüzden soru felsefi açıdan çok güzel, ama Türkiye gibi bir ülkede pratiği zor.@aiyiadam , iktidar ben demokrasiyi kaldıracağım demiyor elbet 🙂 Ama köprüyü geçene kadar böyle dendiğini düşünüyorum. İçten içe asıl fikirlerini biliyoruz. Bu sayede demokrasiyi kullanarak demokrasii kaldırmak istediklerine inanıyorum.
(Biraz ironik de aslında.. B'nin uygulaması demokrasisi Türkiye'den çok daha gelişmiş bazı ülkelerde mevcut. Örnek: Almanya -NPD'nin tekrar kapatılması gündemde ve Avusturya -FPÖ'nün uluslararası baskıyla geriletilmesi)..
Öte yandan demokrasi de subjektifmiş meğerse. Bizim demokrasi karşıtı olarak açık ve net olarak görebildiklerimizi, kimileri de askeri vesayetle, darbecilikle ve devlet içi gizli teşkilatlarla savaşan cesur "ileri" demokratlar olarak gördüler/görüyorlar. Ve şimdi çoğu uyanıyor..
Bu adamlar iktidara gelirken milli görüş gömleğimizi çıkardık demişlerdi. Senin DNA'na işlemiş o. Çıkmaz..
Not: Bu yorumu da "muğlak" bulan varsa, isterse özel olarak açıklarım. 🙂
Son düzenleme: