Seyircinin hepsi hakkında konuşmak istemiyorum ama sahneye bira kutusu atan bir grup arkadaş, kendileri bu müziğin varlığından habersizken metal müziği ana dilinde yapmaya çalışan bir adam ve yanındaki sağlam müzisyenleri alkışlamaktan geri duran başka bir grup insan vardı etrafta. Bir de sahneden inmeden kendilerinden sonra iki babaların çıkacağını anons eden bir amatör metal grubu ya da onlara bu anonsu ettiren bir organizasyon vardı hoşuma gitmeyen. Taylan Ayık bütün bu olumsuzluklara rağmen çok yerinde ve doğru davrandı, sahnede şovunu yaptı ki ben olsam orada bulunmak bile istemeyebilirdim. Ayrıca sahneden herkese teşekkür ederek, alınganlık göstermeden indirdi grubunu. Yine de birileri yanına gidip aslında çok iyi bildiği bazı şeyleri ona söylemeliydi. Dört beş şarkı sonunda sahneden ineceklerini öğrendiğimde "Buradakilerin toplamından daha fazla seviyordur bu adam metal müziği" sözünü abartılı da olsa sarf etmiş olan ben ve bir arkadaşım güvenlik görevlilerine yalvararak içeri girdik, göğsümüzde kartımız olmadığı için çeşitli imalarla dışarı çıkmamızı söyleyen hurock elemanlarına katlanarak bekledik onları. Taylan Ayık'ı karşımızda sahne kıyafetinden farklı, bizim gibi görünce de içimizden geldiği gibi söyledik hissettiklerimizi. Farklı görüşten oldukları için içlerine giremedikleri metal dünyasının sandığının aksine onları yıllardır dinleyen ve hatta o konsere sadece onları dinlemek için gelen birilerinin var olduğunu bilsinler istedik, sıkı sıkı sarıldık, yine gelsin, yine çalsın istedik. Bu kez Dost Yüreği de olsun, Tek Kelimem de olsun istedik. Bunları söylerken 'yine de o tadı aldık biz' dedik, pişman gitsinler istemedik. Sonraki grup şarkısına başlamadan da bizi içeri sokan güvenlik görevlisi abimize teşekkür edip elini sıkarak çıktık alandan. Üzüldüğüm hak ettikleri 'saygı'yı yeterince görememiş olduklarıydı, ancak tüm olan biteni buraya yazarak aslında haybeye gelmediklerini de bilsinler istedik. Eline, ağzına sağlık Diken...