Ekipmanımızı Ve Gitarlarımızı Korumak.

valla ben limon yağı kullanıyorum maple klavede şu zamana kadar herhangi bir kararma yada bozulma olmadı.... sırf yıllar önce böyle bir söyleşide zararlı falan demişlerdi bende denemek için kullandım ve hiçbir sıkıntısını görmedim.
Limon yağı asit içerir siz şu anda gözle farketmiyor olabilirsiniz fakat klavye üzerindeki cila (aslında beyaz verniktir ve türevleridir) aşınmıştır.
 
açıkçası ben bitkisel bir yağın herhangi bir ahşap üzerinde kötü etki bırakacağını sanmıyorum. Yıllardır pipo ve Gitar bakımını hobi olarak yapıyorum, konuya tamamen heves ve istekten ötürü bulaştığım için elime geçen her türlü bakım yazısını okuyor ve her türlü öneriyi denemeye çalışıyorum. Yıllardır gitarlarıma bakım yaparken sap için zeytin yağı, ayçiçek yağı vs.vs. kullanmışımdır ve hiç birinde problem yaşamadım. Birinin sapı gül(rosewood) birinin akçaağaç(maple) ikisinde de gayet düzgün sonuç veriyor bu yağlar. hatta son yaptığım bakımın fotolarını da akşam eve gidince paylaşayım.

Boya üzerinde temizlik yapmak için yüksek uçuculukta alkol kullanıyorum. Hem lekeleri çıkarıyor, hem hızlı kuruyor ve iz bırakmıyor hemde metal aksamda paslanmaya sebep olmuyor. Bu tip bir alkolü medikal malzemeler satan yerlerden edinebilirsiniz. Ben Mat Siyah ve Parlak Siyah üzerinde kullanıyorum. Herhangi bir solma veya bozulma yapmıyor. Tabi gitarın üzerinde kullanılan boyanın alkol ile etkileşime geçebilen bir boya olması durumunda sonuç kötü olacaktır. Bildiğim kadarıyla akrilik boya alkol ile kötü sonuçlar doğuruyor. Yine gitarın sapındaki birikmiş kirleri küçük bir çubuk ya da plastik çatal kaşık sapı gibi bir şey ile çok dikkatli bir şekilde kazıyarak çıkarıyorum, burada dikkat edilecek şey sapa sivri bir dokunuş yapmamak gerekiyor aksi taktirde çok kolay zarar verebiliyorsunuz(malesef bir kez başıma geldi ama ucuz atlattım). Kazıdıktan sonra yine alkollü bez ile bastıra bastıra siliyorum. Gül klavyede temizlik akçaağaca göre biraz daha kolay. Rengi koyu olduğu için çok belli olmuyor temizlenmeyen kısımlar. Ancak Akçaağaç saplarda malesef toz konsa belli olduğundan iyi temizlemek gerekiyor. Son temizlikte akçaağaç olan sap bayağı bir kirlendiği için biraz araştırdım ve sapa biraz pamuk ile aseton sürdüm. Aseton oldukça iyi temizliyor ancak sonrasında hemen alkollü bezimle sildim. Ve zeytin yağını çok az peçetenin ucuna damlatarak uyguladım. Biraz bekleyip kuru bir bez ile emilmeyen yağı iyice temizledim.

Gitarlarımın üzerinde çıkartmalar vardı. Birinin çıkartmaları oldukça eskiydi ve sökülmeye başlamıştı. Onları kaldırdım ve haliyle altında bir hayli kötü bir görüntü vardı. Yapışkan maddeyi de biraz alkol ile sökmeye çalıştım ama çok başarılı olamadım. Haliyle asetonu denemeye karar verdim. gitarın arka kısmında küçük bir yere uygulayarak denedim. Baktım boya bozulmuyor, aseton ile çıkardım artık kalan yapışkanları. Sonrasında tabi yine alkollü bezle sildim.

Bunlar haricinde gitarlarıma iyi bakabilmek adına her zaman stand üzerinde tutuyorum herhangi bir şekilde duvara dayamak yere koymak veya kılıfında tutmaya çok sıcak bakmıyorum açıkçası. Çünkü ahşapın doğası gereği ahşap havayla temas etmelidir ve herhangi bir yere gitarı koyarken sap bağlantı noktasına normal olmayan bir yük bindirmemek gerektiğine inanıyorum.

NOT: Burada yazdığım, kullandığımı söylediğim yöntemler tamamen kendi merakımdan denediğim ve zararını görmediğim için uygulamaya devam ettiğim yöntemlerdir, herhangi görmediğim bilmediğim bir gitar için bu önerilerimin %100 aynı sonucu vereceğini iddia etmiyorum deneyip zarar gören olursa da sorumluluk kabul etmiyorum 😀

Akşam temizlik fotolarını paylaşacağım.
Her türlü cilalı, vernikli veya boyalı alan asla ama asla alkol içerikli bir madde ile temizlenmemeli. Bunu sadece gitar olarak düşünmemek lazım, aynı şey mobilya içinde geçerli vb.
Zeytinyağı ve çiçekyağı gibi ürünlerin kullanımında ise sakınca olmaz. Ama dikkat edilmesi gerekenler vardır ve yaşanabilecekler şunlardır; yağ ile klavye temizlemenin amacı ağacın esnekliğini korumak, gözeneklerin çatlamasını engellemek vs. dir. Özetle ağacı beslemek diyebiliriz. Limon yağı kullanılmasındaki amaç, bu yağın çok ince olması, yeterli miktarda asit içerikli olması (temizlik ve hijyen açısından). Oysa zeytinyağı gibi yağlar daha kalındır, ağaca nüfuz etmesi daha zordur, fakat asit seviyesi çok çok yüksek değilse kullanılabilir. Fakat bu kezde çalarken ellerinizde yağlanma olacak ve doğal olarak parmaklarınızdan da tellere bulaşacak. (Ağaç tarafından kolayca emilmediği için) Bu şekilde çalmak rahatsız edici olabilir. Yada böyle birşeyle karşılaşmamak için klavyenin tamamen kuruması beklenebilir.
Benim naçizane fikrim Amerika yı yeniden keşfetmeye gerek, yıllarca tecrübe edilmiş şeyler bunlar ve sonuç olarak bildiklerimiz ortaya çıkmış. Yani gül ağacı ve abanoz için en iyisi limon yağı, maple içinse nemli bez. Boyalı alanlar içinse (gövde gibi...) özel kimyasallar yada en azından cila kullanılabilir.
Bunun dışındakiler fantezi olacaktır 🙂 Gitarlarınıza yazık etmeyin
 
ben gitarı asla case'in yada gigbag'ın içinde tutmuyorum. ayaklı stand'in üzerinde açıkta fakat odanın direk güneş almayan kısmında duruyor. Sadece gitar değil amfi pedal processör dahil tüm ekipmanlar bu şekilde...

Gitarımın tuşesi maple. Genelde bişey olmaz deselerde bikaç yerde limon yağı maple tuşede iz bırakıyor tarzı yorumlar okudum, bazı limon yağı şişelerinin üzerinde mapleda kullanmayın falanda yazıyordu hiç limon yağı işine girmedim. Musicnomad F-one oil diye bişey aldım gayet memnunum her tel değişiminde ufak ufak kullanıyorum.
En güzelini yapıyorsun.
 
Alkol içerikli maddeler normal koşullarda zaten boyalı yüzey temizliğinde kullanılmıyor ama benim temizlediğim bu iki gitardan sapı akçaağaç olanında zaten cila tarzı bir şey yoktu. O bakımdan alkol sorun çıkarmadı diyebilirim ancak yüksek uçuculuk düzeyindeki alkoller zaten ahşap ile saniyelik etkileşimde bulunuyor ve sonrasında tamamen yok oluyor. Pipo temizliğinde de kullanıyorum saf alkolü. Ama dediğim gibi normal koşullarda kullanılan birşey değil, benim gitarımda çıkartma lekeleri bulunduğu için böyle bir işlem yaptım. Normal şartlarda az nemli bir bez ile temizlemektir bu işin doğrusu.
Yağ konusunda da @tunckk haklı çünkü yağı sapa sürdükten sonra bir miktar emdi ve geri kalanını peçete ve bez ile kurutmak durumunda kaldım. Ama mesele kararma ise zeytin yağı herhangi bir kararmaya sebep olmadı.
 
Alkol içerikli maddeler normal koşullarda zaten boyalı yüzey temizliğinde kullanılmıyor ama benim temizlediğim bu iki gitardan sapı akçaağaç olanında zaten cila tarzı bir şey yoktu. O bakımdan alkol sorun çıkarmadı diyebilirim ancak yüksek uçuculuk düzeyindeki alkoller zaten ahşap ile saniyelik etkileşimde bulunuyor ve sonrasında tamamen yok oluyor. Pipo temizliğinde de kullanıyorum saf alkolü. Ama dediğim gibi normal koşullarda kullanılan birşey değil, benim gitarımda çıkartma lekeleri bulunduğu için böyle bir işlem yaptım. Normal şartlarda az nemli bir bez ile temizlemektir bu işin doğrusu.
Yağ konusunda da @tunckk haklı çünkü yağı sapa sürdükten sonra bir miktar emdi ve geri kalanını peçete ve bez ile kurutmak durumunda kaldım. Ama mesele kararma ise zeytin yağı herhangi bir kararmaya sebep olmadı.
Benım iki gitarımda maple klavye. Zeytınyagı ile sılmek uygun olurmu kararsız kaldım. Fender strat relic var bu gıtar kendı kendıne eskıyen bır gıtar. Hatta tam adını söyleyeyım. Fender road worn player stratocaster.
Duzenlı temızleme ile mükemmel eskıme mantığı var demıstı çok usta bı abım.
Bu gıtara nasıl bakım yapmalıyım.
Lead gıtarım ise ıbanez jem 7v bunada el sürmeye gercekten korkuyorum yanlış bırsey yapacagım dıye.
Zira 15 yıllık bırıkımımle bu düzeyde çalıpta , kozmetık , bakım ve temızlik konusunda bu kadar yetersız oldugum ıcın bazen kendıme çok kızıyorum
 
Benım iki gitarımda maple klavye. Zeytınyagı ile sılmek uygun olurmu kararsız kaldım. Fender strat relic var bu gıtar kendı kendıne eskıyen bır gıtar. Hatta tam adını söyleyeyım. Fender road worn player stratocaster.
Duzenlı temızleme ile mükemmel eskıme mantığı var demıstı çok usta bı abım.
Bu gıtara nasıl bakım yapmalıyım.
Lead gıtarım ise ıbanez jem 7v bunada el sürmeye gercekten korkuyorum yanlış bırsey yapacagım dıye.
Zira 15 yıllık bırıkımımle bu düzeyde çalıpta , kozmetık , bakım ve temızlik konusunda bu kadar yetersız oldugum ıcın bazen kendıme çok kızıyorum
Maple klavye için yağ kullanmamanızı tavsiye ederim zira hiçbir faydası yok. Maple üzerindeki cila, yağın klavyeye ulaşmasını engelleyeceğinden hiçbir esprisi yok. Doğrusu hafif nemli bir bez ile temizlemek. Diğer klavye türleri içinse limon yağı kullanın zeytinyağı değil.
 
Ben de araştırmıştım maple klavye temizliğini uzun süre.En son pronto ahşap temizliyicisinde kaldım.Uzun süredir kullanıyorum.Her tel değiştirdiğimde pronto ile temizlerim klavyeyi.Her çalımdan sonra da hem telleri hem de klavyeyi kuru bez ile silerim.
 
Pronto iyi bir fikir olabilir. Ancak Fender'im olsaydı biraz çekingen davranırdım denemek için 🙂 bendeki maple klavyeli gitar ucuz 250 TL'lik bir gitar olduğu için sakınmıyorum. Sonuçta Gofret Kasa dediğimiz gitarlardan. Full sunta. 😀
 
Maple klavye için yağ kullanmamanızı tavsiye ederim zira hiçbir faydası yok. Maple üzerindeki cila, yağın klavyeye ulaşmasını engelleyeceğinden hiçbir esprisi yok. Doğrusu hafif nemli bir bez ile temizlemek. Diğer klavye türleri içinse limon yağı kullanın zeytinyağı değil.

Bitti. Bu bu kadar. 🙂 Maple da limon yağı kullanmaz. Bu işin "ben yaptım kararmadı yahu"su yok. Kararmamasının tek sebebi üstündeki ciladır, fakat yağ asitleri zamanla onu da aşındıracağı için gitarınızı seviyorsanız maple da "kullanmayınız". Ilık sabunlu su veya cila içeren yüzeyler için olan gitar temizlyicileri ile hafifçe temizleyebilirsiniz. Tabii bu cilalı maplelar için geçerli, cilasızları da oluyor, onlar için farklı çözümler mevcut.

Nem:
Bu arada hardcase içinde de olsa nemden gitarı koruyamazsınız, kutu da nemli kapalı bir sistem oluşur ve dışarıdakinden daha çok zarar verir. Nemden korumak için hardcase içine bol miktarda "nem alıcı" özel malzemelerden(toz formatında olurlar) kullanmak gerek. Böylece gitarda bir problem oluşmaz. Uzun süreler gitarla haşır neşir olmayacaksanız, elektronik kısıma ve köprü gibi oksitlenebilecek kısımlara Wd-40 sıkabilirsiniz. Bu havayla temasını kesecek ve koruyacaktır. Ağaç kısmına bir şey yapmanıza gerek yok.
 
Sadece tel değişiml yapacağım zaman kullanıyorum.O da çok az.Sileceğiniz beze çok fazla sıkmayın.Uzaktan 1-2 sıkım yeterli.Sırılsıklam olmayacak bez yani.Bu arada pronto %99 doğal.
 
Valla başkalarını bilemem ancak, benim maple tuşeli gitarım için Pera müzik Dunlop'un 'Cream of Carnabua'sını vermişti 1,5 sene önce falan. Ne söylendiyse o şekilde yapmama rağmen, aynen söylendiği gibi sürdüğüm yerlerde gözle görülür bir 'ağaç' hissi geliyor. Yani cila seyrelmiş gibi, bir bozulma var. O gün bugündür hafif ıslatıp siliyorum ancak korka korka. Yukarıda bir arkadaş F-one kullandığını söylemiş, kaç zamandır merak ettiğim bir üründü, yakın zamanda ben de deneyeceğim.
 
Bahsedildi mi bilmiyorum zira gül ağacı, abanoz veya maple farkını gözetmeksizin kullanabildiğim bir mamulat mevcut. 15 yılda ne bir zararını ne de limon yağından bir eksiğini (gül ve abanoz için) görmedim. Bildiğin bebek yağı kullanıyorum. İçerdiği parafin sebebiyle koruyuculuk konusunda über alles. Emilimi limon yağına kıyasla daha hızlı, temizliği de daha zahmetsiz diyebilirim.

Yağ öncesinde bir ön kanırtma temizliği içinse johnson's baby firmasının çıkardığı üzerinde "extra sensitive" yazılı ıslak mendillerden kullanıyorum. Diğerlerinden farkı bu mendillerde parfüm yok. Sıfır. Zaten kokusu da yok. Hem gövdede hem tuşe üzerinde kullanabiliyorum. Lakin, gövdede cila üzerinde eser miktarda iz bırakıyor çünkü aqua içerikli. Temiziği ise gayet basit, bir adet mikrofiber bez ile hiçbir kuvvet uygulamadan silip geçiyorum, sonuç şukela. Unutmadan; saten boyada da kullanıyorum hiçbir sorun yok.

Case konusuysa biraz sıkıntılı ki zaten söz konusu nem oranı sorunsalından bahsedilmiş. Ben nem çeken küçük kağıt paketlerle mutluyum diyebilirim. Yalnız bunlarla ilgili bilinmesi gereken bir konu var ki o da 3 ay gibi bir zaman zarfında bu paketlerin hiçbir etkisinin kalmaması. İçeriği bildiğiniz kedi kumundaki beyaz kristalize madde ile aynı. Nem hücrelerini hızla absorbe edebiliyor fakat maalesef bir limiti var. Haliyle üç ayda bir değiştirmek gerekiyor. Ben tanıdık mağazalardan rica ederek ediniyorum. Bazı yapımarketlerde paket halinde de satışı mevcut. Gerek duymadığım için hiç fiyat araştırmadım.

Metal aksam için kontakt spreylerin hemen hepsi işlevsel. Son 10 yıldır hayatımı kurtaran faktörlerden olmuştur. Başka bir başlık altında ter oranımın aşırı asitli olması sorunsalı ve metal aksam üzerindeki sonuçlarından bahsetmiştim; bu konuda güveneceğim tek malzemedir.
 
Bahsedildi mi bilmiyorum zira gül ağacı, abanoz veya maple farkını gözetmeksizin kullanabildiğim bir mamulat mevcut. 15 yılda ne bir zararını ne de limon yağından bir eksiğini (gül ve abanoz için) görmedim. Bildiğin bebek yağı kullanıyorum. İçerdiği parafin sebebiyle koruyuculuk konusunda über alles. Emilimi limon yağına kıyasla daha hızlı, temizliği de daha zahmetsiz diyebilirim.

Yağ öncesinde bir ön kanırtma temizliği içinse johnson's baby firmasının çıkardığı üzerinde "extra sensitive" yazılı ıslak mendillerden kullanıyorum. Diğerlerinden farkı bu mendillerde parfüm yok. Sıfır. Zaten kokusu da yok. Hem gövdede hem tuşe üzerinde kullanabiliyorum. Lakin, gövdede cila üzerinde eser miktarda iz bırakıyor çünkü aqua içerikli. Temiziği ise gayet basit, bir adet mikrofiber bez ile hiçbir kuvvet uygulamadan silip geçiyorum, sonuç şukela. Unutmadan; saten boyada da kullanıyorum hiçbir sorun yok.

Case konusuysa biraz sıkıntılı ki zaten söz konusu nem oranı sorunsalından bahsedilmiş. Ben nem çeken küçük kağıt paketlerle mutluyum diyebilirim. Yalnız bunlarla ilgili bilinmesi gereken bir konu var ki o da 3 ay gibi bir zaman zarfında bu paketlerin hiçbir etkisinin kalmaması. İçeriği bildiğiniz kedi kumundaki beyaz kristalize madde ile aynı. Nem hücrelerini hızla absorbe edebiliyor fakat maalesef bir limiti var. Haliyle üç ayda bir değiştirmek gerekiyor. Ben tanıdık mağazalardan rica ederek ediniyorum. Bazı yapımarketlerde paket halinde de satışı mevcut. Gerek duymadığım için hiç fiyat araştırmadım.

Metal aksam için kontakt spreylerin hemen hepsi işlevsel. Son 10 yıldır hayatımı kurtaran faktörlerden olmuştur. Başka bir başlık altında ter oranımın aşırı asitli olması sorunsalı ve metal aksam üzerindeki sonuçlarından bahsetmiştim; bu konuda güveneceğim tek malzemedir.
 
Valla başkalarını bilemem ancak, benim maple tuşeli gitarım için Pera müzik Dunlop'un 'Cream of Carnabua'sını vermişti 1,5 sene önce falan. Ne söylendiyse o şekilde yapmama rağmen, aynen söylendiği gibi sürdüğüm yerlerde gözle görülür bir 'ağaç' hissi geliyor. Yani cila seyrelmiş gibi, bir bozulma var. O gün bugündür hafif ıslatıp siliyorum ancak korka korka. Yukarıda bir arkadaş F-one kullandığını söylemiş, kaç zamandır merak ettiğim bir üründü, yakın zamanda ben de deneyeceğim.
Carnauba cilayı ben de denemiştim, benim klavyem gül idi. Parlatma safhasında ahşapın içine sıkışan cila beyaz beyaz pis bir görüntü oluşturdu ve açıkçası parlatma işlemini uyguladığım kısımlarda bile hiç bir iyileşme görmedim... Ondan sonrada "aman parlaklığı batsın, temiz olsunda gerisi önemli değil" dedim 😀
 
Benzer şeyleri tecrübe etmişiz. Bence de, önemli olan temiz olsun. Tabi bu temizlik işi bir süre sonra hastalık derecesine yükseliyor, iyi mi kötü mü bilemedim. Çalarken klavye üstünde gördüğüm her toz, leke, performansı düşürebiliyor 🙂
 
Carnauba cila dediğimiz zaten, en son aşamada(zımpara ve polisaj sonrası) gitarın parlaklığını tekrar kazanması ve ince bir tabaka oluşturup koruması için kullanılıyor. Yoksa cilasız rosewood klavyeye sürülmez, porlara kaçar ama maple klavyeye sürülebilir. Gerek var mıdır? Yoktur. Zaten temizleme gibi bir misyonu yoktur.
 

Geri
Üst