Yaşasın sürrealizm, yaşasın Kara Film 😉
Bir David Lynch klasiği. En sevdiğim filmlerindendir. 1977 üstadın ilk uzun metraj filmi. Zaten bir önceki The Alphabet(1968- kısa metraj) filmini gördüyseniz, senaryonun birbirine çok yakın olduğunu anlarsınız. Lynch'in kafayı yediğini düşünmüyorum.Psikoloji, gizem, karanlık ortamlar, yüzeyselin altındakiler, belirsizlik David Lynch'i anlatan temel kelimelerdir zaten. Ona göre bir şeyi yorumlamak ya da anlamaya çalışmak, nehrin akışını bozar ve psikolojiyi gizemi büyüyü iki dakikada harcar. Anlam denilen şey boş iştir, relativdir, kime göre neye göredir. Bodozlama görünen herşeyin altında aslında gizemli bir şeyler yatar, önemli olan onu görmektir. Sinema okuyan ya da ilgilenen her kişinin izlediği, ayrıca Kubrick, Bukowski gibi isimlerin en favori filmidir. Eraserhead David Lynch sinemasını anlamak için sağlam bir örnektir. Mullholland Drive ya da Lost Highway filmleriyle karşılaştıranları gördüm, sözkonusu filmler üstadın yeni sayılabilecek filmleridir, Eraserhead benim dediği ilk filmidir. Bu filmin sonunda rüyaya yattım olanları izledim kalktım gibi düşünmek gerekir 😉
Minik not: Filmin esas oğlanı Jack Nance yakın bir zamanda seyyar satıcılık yaparken bir kavga esnasında talihsizce ölüyor.