çooook uzun süredir elimin altında olmasına rağmen,izlemek için nedense tutup da,iki ay kadar önce,moralimin inanılmaz bozuk,kalbimin de son derece kırık olduğu bi günü seçtim.hata mı ettim bilmiyorum,çünkü normalde kolay kolay yapmadığım bişeyi yapıp güzide sanatçımız(!) hülya avşar'ın deyimiyle anıra anıra ağladım!aynı etkinin bi doz altını ikinci izleyişimden sonra da verse de, şu anda başucu filmim haline getirdiğim bu filmi artık ağlamaksızın seyretmeyi başarabiliyorum.ne mutlu bana!dedim ya,başucu filmim oldu.hani sevdiğimiz kitaplar vardır,başucu kitabımız yapar aklımıza gelince açar bikaç sayfasını okuruz.bu da benim başucu filmim artık.ruh halime göre açıp tekrar tekrar izliyorum bazı sahnelerini.
neymiş filmden çıkarabileceklerimiz,bi bakalım...karşılıklı "okay" dediler ama ne joel sıkıcı bi adam olmaktan kurtulabilecek ne de clem kendisini sevdirme yolunu insanlarla yatmakta bulmuş bi insan GİBİ GÖRÜNMEKTEN!değişim beklemeyiniz efendim,değişeceğini söyleyenlere de inanmayınız!ama bu mutlak doğruyu aramaya da itmesin insanı değil mi?hangi çift bi elmanın iki yarısı kadar birbirine tıpatıp uyar ki?hem bir elmanın bile her zaman bi parça yamuk olması ve ikiye bölündüğünde de iki yarının birbirine benzememesi ihtimali vardır,öyle değil mi?koskoca iki yılı birlikte geçirmiş iki elma yarısının birbirine bakıp da "aaa sen yamuksun yahu" demesi de en az tıpatıp aynı birini aramak kadar aptalcadır,edepsizliktir.ne demeli peki?misal "okay" iyidir,öyle denebilir. bu bağlamda filmde verilen mesajlardan biri acaba "insan yedisinde ne ise yetmişinde de odur,değiştiremiyor ya da hayatınızdan çıkarmayı da beceremiyorsanız edebinizle oturun sevmeye devam edin.onu öyle kabul edin,tabii yerse!"olabilir mi?evet mümkün,olabilir...seviyorsun işte mızmızlanma kardeşim diyor kısaca.güzel..başka?...bir de aşkın zihinden çok kalple alakalı olduğunu teyit etmiş oluyoruz filmde.çünkü kızımız sildirdi zihninden kurtuldu,"baby boy patrick" ona çok sevdiğini bildiği anılarını tekrar yaşatmak istediğinde neden joel'de hissettiklerini hissetmedi?demek ki sırt üstü buzda uzanmanın asıl keyfi yanında joel'in olmasıymış,keramet duyulan sözlerde ya da gidilen yerde değil yanınızda bulunan şahıstaymış!medeniyet denen tek dişli canavarın son teknoloji ürünü bilgisayarlarıyla o şahsı kafanızdan silseniz de,kalbinizde nereye yöneleceğini şaşırmış bi sevginin bulunmasını engellemeniz mümkün olmamaktaymış.hımm bunu da not ettik bi kenara...
peki güneş balçıkla sıvanmaz sözünü de görüyor muyuz bu filmde?elbette!gerçekler gün ışığına yine de çıkıyor.sen koskoca dr howard mierzwaik ol,böyle bir yöntem icat et,ama sonra asistanının kafasından sildiklerini,ikna edip de karıcığının kafasından sileme!(terzi kendi söküğünü dikemezmiş de ayrı bi atasözü olabilir bunun için,evet.)sonuç:asistan kızımız da tek tek herkese söylesin!THE SYSTEM HAS FAILED!!!
bi de veda edebiliyorken etmeliymişiz.sonra beynimizde veda etmişiz gibi yapmaya çalışmak insanı göz yaşlarına gark eden,evin içinde ayaklarına kadar deniz sularını getiren bi olguya dönüşmekteymiş...sildirmek istediğini aslında sildirmeyi gerçekten istemediğini farketmek,ertesi sabah da nedenini anlayamadığın bi şekilde kendini montauk'ta buluvermen demekmiş...
clem:"come back and make up a good-bye at least.pretend we had one"
joel:"i love you.."
clem:"meet me in montauk..."
😢
tek bişey gibi görünüp çok şey anlatan bi filmdi.detaylar veren,o detayların yakalnmasını isteyen bi filmdi.sanırım herkese de farklı bi detayını gösteren bi film aynı zamanda.ama hadi itiraf edelim..hafızamızı sildirmemiz mümkün olsa,joel gibi "nolur bi tek bu kalsın" diyeceğimiz bi anımız vardır hepimizin.öylesine değerli bişeyler mutlaka vardır...
oyunculuklara,ışığın kullanımına,hikayenin anlatımına diyecek bi söz zaten bulamıyorum.türkçe'ye çevirilmiş adı ise saçma değil de yetersiz geliyor bana."sil baştan" filmin sonuna yakışmış ama basit kalmış.ne olabilirdi diye düşünmicem ama.çevirilmese de olur...
"constantly talking is not necessarily communicating"
haa bi de unutmadan:
change your heart,look around you
change your heart,it will astound you
I NEED YOUR LOVING LIKE THE SUNSHINE
and everybody's gotta learn sometime...