Fotoğrafcılık

buzz demiş ki:
arkadaşım bence kıstas çektiğin şey değil o şeyi nasıl çektiğindir
Güzel bir yorum olmuş.....

ya çektiğin şey ha bi meyve tabağı olmuş ha kovcaman bi meyve bahçesi önemli olan yansıtmak istediğin şeydir işe verdiğin emekdir ne bileyim 100 kişi çeker fotoğrafı ama birinini ki çok farklı olur işte olay bu bence....
 
aynı kişinin, aynı diyafram ve enstantane ayarlarında, aynı nesneyi, makinasını bir tripod yardımıyla sabitleyerek ard arda çektiği 3 poz bile bir birinden farklıdır.... 🙂
 
bir de şöyle bir eleştiri: bu forum başlığı "fotoğraf" olmalıymış...burada fotoğrafı meslek edinmiş kişinin yaptığı işi ya da oluşumunu tartışmıyoruz...
 
roxanne demiş ki:
bir de şöyle bir eleştiri: bu forum başlığı "fotoğraf" olmalıymış...burada fotoğrafı meslek edinmiş kişinin yaptığı işi ya da oluşumunu tartışmıyoruz...
Aslında önceki sayfalarda tartışıldı...yeri gelip konu uçıldığı zaman tartışılıyor.
 
buzz demiş ki:
ya ben şundan bahsetmek istedim aslında mesela photoshop sayesinde resimlerin üzerinde yaratıcılığımızı kullnarak çeşitli oynamalarda bulunabiliyoruz yani bunu yaşlı fotografçılar pek kabul etmiyor
yoksa herşeyi otomatik olarak ayarlayıp fotograf çekmek zaten sanat olmaz da
bir de manuel makinalar insanın hevesini kırıyor mesela gunun saatlerine göre filtre değiştiryorsun bu hem zahmet hem de maliyet demek bu yüzden fotografa yeni başlayan arkadaşların çoğu bırakıyor bu ugraşı

bende ilk zamanlarda karşıydım dijital makinelere..ama zamanla seninde dedigin gibi..ben bir fotografı bir cok iso değerinde cekebilirim yada renkli veya siyah beyaz cekmek isteyebilirim..hadi siyah beyaz olayını iki tane makineyle halledebilirsin..peki iso değerleri icin ne yapıcaz..bu cok kötü..ha tamam stüdyo fotografcısı olursun bütün konseptin bir stüdyodan ibaret olur o zaman 20 tane makine tasımak zorunda kalmazsın ama böyle değilki..
 
DoDo demiş ki:
Sizce fotoğrafcılık bir sanat mı?Bazıları zaten var olan bir şeyin resmini çekmenin bir sanat olmayıp kopyacılık olduğunu düşünüyor.Buna biraz katılıyorum.Ama bazı fotoğrafcıları tanıyorum ki fotoğrafa duygularını yüreğini işleyerek çekim yapıyor,en doğru zamanı bekliyor.Ben kararsızım ya siz!?
kesinlikle fotograf bi sanattır edindigim bilgilere ve gözlemlerime göre bu işi seviyosan yap çok güzel bi alan...!!!!!!!!
 
HornyDevil demiş ki:
buzz demiş ki:
ya ben şundan bahsetmek istedim aslında mesela photoshop sayesinde resimlerin üzerinde yaratıcılığımızı kullnarak çeşitli oynamalarda bulunabiliyoruz yani bunu yaşlı fotografçılar pek kabul etmiyor
yoksa herşeyi otomatik olarak ayarlayıp fotograf çekmek zaten sanat olmaz da
bir de manuel makinalar insanın hevesini kırıyor mesela gunun saatlerine göre filtre değiştiryorsun bu hem zahmet hem de maliyet demek bu yüzden fotografa yeni başlayan arkadaşların çoğu bırakıyor bu ugraşı

bende ilk zamanlarda karşıydım dijital makinelere..ama zamanla seninde dedigin gibi..ben bir fotografı bir cok iso değerinde cekebilirim yada renkli veya siyah beyaz cekmek isteyebilirim..hadi siyah beyaz olayını iki tane makineyle halledebilirsin..peki iso değerleri icin ne yapıcaz..bu cok kötü..ha tamam stüdyo fotografcısı olursun bütün konseptin bir stüdyodan ibaret olur o zaman 20 tane makine tasımak zorunda kalmazsın ama böyle değilki..

Dijital fotograf makinelerine karşı olunamaz ancak eğer sanatsal açıdan çekeceksen fotoğrafları dijital fotoğraf makinesi pek bir kolaylık sağlayan ve resimlerin üzerinde oynamalar yapmanı sağlayabilen kısacası anın ve resmin doğallığını öldüren bir icaddır. Eğer beğeni ve sanatsal açıdan yahut anlamlı bir şekilde zaman öldürmek için çekeceksen resimi o zaman en makbulu eski fotoğraf makineleridir hem uğraşı gerektirir hemde hissiyatlıdır anın ruhunu estantenesini ve objektifini iyi ayarlıyabilecek kabiliyet ve bilgin varsa en iyi yansıtacak makinelerdir ister siyah beyaz olsun ister renkli olsun. Bu yüzden benim tercihim rus yapımı 40 yaşını doldurmuş Lübitel 2'den yanadır ve ebediyen öyle kalacaktır her resme onunla can vermeye çalışmamın sebebi tüm doğallığıyla yansıtması objektifin üçündeki nesneyi yahut birşeyi.... Dijital makine anı fotografcılıgı ve stüdyo fotoğrafcılığı için makbul olandır, manuel makineler ise tamamen doğalın simgesidir...
 
dennischambers demiş ki:
HornyDevil demiş ki:
buzz demiş ki:
ya ben şundan bahsetmek istedim aslında mesela photoshop sayesinde resimlerin üzerinde yaratıcılığımızı kullnarak çeşitli oynamalarda bulunabiliyoruz yani bunu yaşlı fotografçılar pek kabul etmiyor
yoksa herşeyi otomatik olarak ayarlayıp fotograf çekmek zaten sanat olmaz da
bir de manuel makinalar insanın hevesini kırıyor mesela gunun saatlerine göre filtre değiştiryorsun bu hem zahmet hem de maliyet demek bu yüzden fotografa yeni başlayan arkadaşların çoğu bırakıyor bu ugraşı

bende ilk zamanlarda karşıydım dijital makinelere..ama zamanla seninde dedigin gibi..ben bir fotografı bir cok iso değerinde cekebilirim yada renkli veya siyah beyaz cekmek isteyebilirim..hadi siyah beyaz olayını iki tane makineyle halledebilirsin..peki iso değerleri icin ne yapıcaz..bu cok kötü..ha tamam stüdyo fotografcısı olursun bütün konseptin bir stüdyodan ibaret olur o zaman 20 tane makine tasımak zorunda kalmazsın ama böyle değilki..

Dijital fotograf makinelerine karşı olunamaz ancak eğer sanatsal açıdan çekeceksen fotoğrafları dijital fotoğraf makinesi pek bir kolaylık sağlayan ve resimlerin üzerinde oynamalar yapmanı sağlayabilen kısacası anın ve resmin doğallığını öldüren bir icaddır. Eğer beğeni ve sanatsal açıdan yahut anlamlı bir şekilde zaman öldürmek için çekeceksen resimi o zaman en makbulu eski fotoğraf makineleridir hem uğraşı gerektirir hemde hissiyatlıdır anın ruhunu estantenesini ve objektifini iyi ayarlıyabilecek kabiliyet ve bilgin varsa en iyi yansıtacak makinelerdir ister siyah beyaz olsun ister renkli olsun. Bu yüzden benim tercihim rus yapımı 40 yaşını doldurmuş Lübitel 2'den yanadır ve ebediyen öyle kalacaktır her resme onunla can vermeye çalışmamın sebebi tüm doğallığıyla yansıtması objektifin üçündeki nesneyi yahut birşeyi.... Dijital makine anı fotografcılıgı ve stüdyo fotoğrafcılığı için makbul olandır, manuel makineler ise tamamen doğalın simgesidir...

bence senin söylediğin şey fotoğrafçı yobazlığı sadece..bahsettiğim şeylere bakarsan eğer daha iyi şeyler yaratmak için söylenmiş şeyler bir minibüs dolusu aksesuarla kendini sokağa atıp fotoğraf çekemezsin..ki bahsettiğin diyafram ve enstantane ayarlarını dijital makinede manuel olarakta yapabiliyorsunki ben bunun taraftarıyım zaten otomatik çekim hiçbir zaman istediğimi vermemiştir..bahsettiğim şey şu mesela bir nesneyi gördün yanında makinen var fakat içinde renkli filmin var ama siyah beyaz fotoğraf gözün var ve o nesnenin siyah beyaz bir çekimle çok daha güzel şeyler yansıtacağını düşünüyorsun o zaman ne yapacaksın..

aynı şey iso değerleri içinde geçerli..yine bir nesne ele alırsak benim makinemde 200 iso değerinde film var ama ben çok net bir fotoğraf istiyorum o nesneyi çekerken peki şimdi ne yapacağım..?kulaktan dolma bilgileri veya klişeleri hiç düşünmeden eski olan iyidir diye kabul etmeyin lütfen..


saygılar sevgiler..
 
fotoğraf çekmek resim yapamk gibi bir şeydir ikisindede anlataılmak istenen bişey var.bir ressam resmiini yaptığında herkez karşısına geçer fikir yürütür fotoğrafçılık sanatıda böyle bişeydir kimse görmezden gelemez bu sanatı ayrıa yüzlerce kez çekip ondan sonra halka sunuyolar...hiç olmazsa emeğe saygı diyelim... :twisted: :twisted: :twisted: bu arada nejat talas favorimdir... hastasıyım elemanın :twisted: :twisted:
 
HornyDevil demiş ki:
dennischambers demiş ki:
HornyDevil demiş ki:
buzz demiş ki:
ya ben şundan bahsetmek istedim aslında mesela photoshop sayesinde resimlerin üzerinde yaratıcılığımızı kullnarak çeşitli oynamalarda bulunabiliyoruz yani bunu yaşlı fotografçılar pek kabul etmiyor
yoksa herşeyi otomatik olarak ayarlayıp fotograf çekmek zaten sanat olmaz da
bir de manuel makinalar insanın hevesini kırıyor mesela gunun saatlerine göre filtre değiştiryorsun bu hem zahmet hem de maliyet demek bu yüzden fotografa yeni başlayan arkadaşların çoğu bırakıyor bu ugraşı

bende ilk zamanlarda karşıydım dijital makinelere..ama zamanla seninde dedigin gibi..ben bir fotografı bir cok iso değerinde cekebilirim yada renkli veya siyah beyaz cekmek isteyebilirim..hadi siyah beyaz olayını iki tane makineyle halledebilirsin..peki iso değerleri icin ne yapıcaz..bu cok kötü..ha tamam stüdyo fotografcısı olursun bütün konseptin bir stüdyodan ibaret olur o zaman 20 tane makine tasımak zorunda kalmazsın ama böyle değilki..

Dijital fotograf makinelerine karşı olunamaz ancak eğer sanatsal açıdan çekeceksen fotoğrafları dijital fotoğraf makinesi pek bir kolaylık sağlayan ve resimlerin üzerinde oynamalar yapmanı sağlayabilen kısacası anın ve resmin doğallığını öldüren bir icaddır. Eğer beğeni ve sanatsal açıdan yahut anlamlı bir şekilde zaman öldürmek için çekeceksen resimi o zaman en makbulu eski fotoğraf makineleridir hem uğraşı gerektirir hemde hissiyatlıdır anın ruhunu estantenesini ve objektifini iyi ayarlıyabilecek kabiliyet ve bilgin varsa en iyi yansıtacak makinelerdir ister siyah beyaz olsun ister renkli olsun. Bu yüzden benim tercihim rus yapımı 40 yaşını doldurmuş Lübitel 2'den yanadır ve ebediyen öyle kalacaktır her resme onunla can vermeye çalışmamın sebebi tüm doğallığıyla yansıtması objektifin üçündeki nesneyi yahut birşeyi.... Dijital makine anı fotografcılıgı ve stüdyo fotoğrafcılığı için makbul olandır, manuel makineler ise tamamen doğalın simgesidir...

bence senin söylediğin şey fotoğrafçı yobazlığı sadece..bahsettiğim şeylere bakarsan eğer daha iyi şeyler yaratmak için söylenmiş şeyler bir minibüs dolusu aksesuarla kendini sokağa atıp fotoğraf çekemezsin..ki bahsettiğin diyafram ve enstantane ayarlarını dijital makinede manuel olarakta yapabiliyorsunki ben bunun taraftarıyım zaten otomatik çekim hiçbir zaman istediğimi vermemiştir..bahsettiğim şey şu mesela bir nesneyi gördün yanında makinen var fakat içinde renkli filmin var ama siyah beyaz fotoğraf gözün var ve o nesnenin siyah beyaz bir çekimle çok daha güzel şeyler yansıtacağını düşünüyorsun o zaman ne yapacaksın..

aynı şey iso değerleri içinde geçerli..yine bir nesne ele alırsak benim makinemde 200 iso değerinde film var ama ben çok net bir fotoğraf istiyorum o nesneyi çekerken peki şimdi ne yapacağım..?kulaktan dolma bilgileri veya klişeleri hiç düşünmeden eski olan iyidir diye kabul etmeyin lütfen..


saygılar sevgiler..

Canımcım kulaktan dolma bilgiler diye itham etmen yanlış canımcım ilk fırsatta bana hatırlatta sana makinemi getiriyim.
Eğer fotoğraf icra edilmesi gereken bir sanatsa, bu sanat kolay olmamalıdır her eline dijital fotoğraf makinesini alan manuelde olarakta kullanılabiliyorsa dahi opsiyonları çok basit hale çekme imkanı sağlıyorsa. Deklanjörle flaşjör'e aynı anda basma kaygısı güdmüyorsa, aynadan yansıyan görüntünün ters açıdan görünmesini ve takip etmenin nesneyi bilgi ve tecrübeye dayalı olmasını gerektirmiyorsa, estantenedeki en ufak oynamanın görüntünün roll filme düşme acısını kaybetmesi ihtimalide yoksa, ayrıca o kadar alet edevatı taşıma zahmetine katlanmadan fotoğraf çekilebiliyorsa işte ona kolaylık yahut kolaycılık denir.

Pekâla pc'den cell animasyon çalışması yaparak kolaylıkla göze hitap eden ürünler veren kişide o zaman ressam yahut karikatürist olarak sayılabilir, bu görüşüne dayanarak. Teknolojinin nimetleri getirdiği kolaylıklar tartışılmaz ancak bir resim sanatsal bir değer taşıyacaksa emek ister, sezi ister, bilgi ister. Varsa resim çekmeye merakın, bilgiliyimde diyorsan buyursun ataqumel misali makinelerin başına iş orada biter. Herkes digital makinanın arkasında birer fotoğrafçı olabiliyor. İşi esas kılan zor olanı başarmakta.

Peki elimde benim 12'lık veya daha absürtü 10'luk roll film var ve yani makineden 10 film yahut 12 film çekebilme hakkım var onuda tamamıyla manuel olarak çekeceksin saracaksın vesaire, sonrasında da filmi makineden çıkartırken yakma ihtimalin çok yüksek, yanlış sardığından dolayı filmin film üstüne çıkmasıda çok yüksek ihtimal, estanteneyi ayarlayamadığından ötürü filmin net çıkmamasıda büyük bir htimal vs. vs. vs. onlarca karşında zorluk var sonra deklanşörler flaşörü aynı anda kullanmak zorundasın, ayrıca görüntüyü daha net yakalayabilmek için makinenin içine adeta gömülmek zorundasın; bunların verdiği haz, bunca çalışmanın sonunda alacağın iyi bir neticenin sana kazandırdığı o mutluluk ve egonun kimseye hissetirmeden acayip şekilde okşanması bunlardan bir dijital foto uğruna yani şahsı kanımca bir basitlik uğruna vazgeçilebilir mi ?

Cevabı açık ben geçmem, geçenide narsist bir şekilde bayağılıkla suçlarım.
 
dennischambers demiş ki:
HornyDevil demiş ki:
dennischambers demiş ki:
HornyDevil demiş ki:
buzz demiş ki:
ya ben şundan bahsetmek istedim aslında mesela photoshop sayesinde resimlerin üzerinde yaratıcılığımızı kullnarak çeşitli oynamalarda bulunabiliyoruz yani bunu yaşlı fotografçılar pek kabul etmiyor
yoksa herşeyi otomatik olarak ayarlayıp fotograf çekmek zaten sanat olmaz da
bir de manuel makinalar insanın hevesini kırıyor mesela gunun saatlerine göre filtre değiştiryorsun bu hem zahmet hem de maliyet demek bu yüzden fotografa yeni başlayan arkadaşların çoğu bırakıyor bu ugraşı

bende ilk zamanlarda karşıydım dijital makinelere..ama zamanla seninde dedigin gibi..ben bir fotografı bir cok iso değerinde cekebilirim yada renkli veya siyah beyaz cekmek isteyebilirim..hadi siyah beyaz olayını iki tane makineyle halledebilirsin..peki iso değerleri icin ne yapıcaz..bu cok kötü..ha tamam stüdyo fotografcısı olursun bütün konseptin bir stüdyodan ibaret olur o zaman 20 tane makine tasımak zorunda kalmazsın ama böyle değilki..

Dijital fotograf makinelerine karşı olunamaz ancak eğer sanatsal açıdan çekeceksen fotoğrafları dijital fotoğraf makinesi pek bir kolaylık sağlayan ve resimlerin üzerinde oynamalar yapmanı sağlayabilen kısacası anın ve resmin doğallığını öldüren bir icaddır. Eğer beğeni ve sanatsal açıdan yahut anlamlı bir şekilde zaman öldürmek için çekeceksen resimi o zaman en makbulu eski fotoğraf makineleridir hem uğraşı gerektirir hemde hissiyatlıdır anın ruhunu estantenesini ve objektifini iyi ayarlıyabilecek kabiliyet ve bilgin varsa en iyi yansıtacak makinelerdir ister siyah beyaz olsun ister renkli olsun. Bu yüzden benim tercihim rus yapımı 40 yaşını doldurmuş Lübitel 2'den yanadır ve ebediyen öyle kalacaktır her resme onunla can vermeye çalışmamın sebebi tüm doğallığıyla yansıtması objektifin üçündeki nesneyi yahut birşeyi.... Dijital makine anı fotografcılıgı ve stüdyo fotoğrafcılığı için makbul olandır, manuel makineler ise tamamen doğalın simgesidir...

bence senin söylediğin şey fotoğrafçı yobazlığı sadece..bahsettiğim şeylere bakarsan eğer daha iyi şeyler yaratmak için söylenmiş şeyler bir minibüs dolusu aksesuarla kendini sokağa atıp fotoğraf çekemezsin..ki bahsettiğin diyafram ve enstantane ayarlarını dijital makinede manuel olarakta yapabiliyorsunki ben bunun taraftarıyım zaten otomatik çekim hiçbir zaman istediğimi vermemiştir..bahsettiğim şey şu mesela bir nesneyi gördün yanında makinen var fakat içinde renkli filmin var ama siyah beyaz fotoğraf gözün var ve o nesnenin siyah beyaz bir çekimle çok daha güzel şeyler yansıtacağını düşünüyorsun o zaman ne yapacaksın..

aynı şey iso değerleri içinde geçerli..yine bir nesne ele alırsak benim makinemde 200 iso değerinde film var ama ben çok net bir fotoğraf istiyorum o nesneyi çekerken peki şimdi ne yapacağım..?kulaktan dolma bilgileri veya klişeleri hiç düşünmeden eski olan iyidir diye kabul etmeyin lütfen..


saygılar sevgiler..

Canımcım kulaktan dolma bilgiler diye itham etmen yanlış canımcım ilk fırsatta bana hatırlatta sana makinemi getiriyim.
Eğer fotoğraf icra edilmesi gereken bir sanatsa, bu sanat kolay olmamalıdır her eline dijital fotoğraf makinesini alan manuelde olarakta kullanılabiliyorsa dahi opsiyonları çok basit hale çekme imkanı sağlıyorsa. Deklanjörle flaşjör'e aynı anda basma kaygısı güdmüyorsa, aynadan yansıyan görüntünün ters açıdan görünmesini ve takip etmenin nesneyi bilgi ve tecrübeye dayalı olmasını gerektirmiyorsa, estantenedeki en ufak oynamanın görüntünün roll filme düşme acısını kaybetmesi ihtimalide yoksa, ayrıca o kadar alet edevatı taşıma zahmetine katlanmadan fotoğraf çekilebiliyorsa işte ona kolaylık yahut kolaycılık denir.

Pekâla pc'den cell animasyon çalışması yaparak kolaylıkla göze hitap eden ürünler veren kişide o zaman ressam yahut karikatürist olarak sayılabilir, bu görüşüne dayanarak. Teknolojinin nimetleri getirdiği kolaylıklar tartışılmaz ancak bir resim sanatsal bir değer taşıyacaksa emek ister, sezi ister, bilgi ister. Varsa resim çekmeye merakın, bilgiliyimde diyorsan buyursun ataqumel misali makinelerin başına iş orada biter. Herkes digital makinanın arkasında birer fotoğrafçı olabiliyor. İşi esas kılan zor olanı başarmakta.

Peki elimde benim 12'lık veya daha absürtü 10'luk roll film var ve yani makineden 10 film yahut 12 film çekebilme hakkım var onuda tamamıyla manuel olarak çekeceksin saracaksın vesaire, sonrasında da filmi makineden çıkartırken yakma ihtimalin çok yüksek, yanlış sardığından dolayı filmin film üstüne çıkmasıda çok yüksek ihtimal, estanteneyi ayarlayamadığından ötürü filmin net çıkmamasıda büyük bir htimal vs. vs. vs. onlarca karşında zorluk var sonra deklanşörler flaşörü aynı anda kullanmak zorundasın, ayrıca görüntüyü daha net yakalayabilmek için makinenin içine adeta gömülmek zorundasın; bunların verdiği haz, bunca çalışmanın sonunda alacağın iyi bir neticenin sana kazandırdığı o mutluluk ve egonun kimseye hissetirmeden acayip şekilde okşanması bunlardan bir dijital foto uğruna yani şahsı kanımca bir basitlik uğruna vazgeçilebilir mi ?

Cevabı açık ben geçmem, geçenide narsist bir şekilde bayağılıkla suçlarım.


Senin söylediğin şeyler çok güzel şeyler gerçektende fotoğrafçılık yaparken haz aldığını hissedebileceğin nadir anlardır..bende sevmiyorum her eline dijital makine alanın kendini fotoğrafçı sanıp orda burda ben fotoğrafa meraklıyım bak nasılda otomatik ayarlıyor makinem güzel değildir ama bu ben güzel çektim olur..aptal aptal daha makineyi tutamazlar ufak bi titreme olur ama buna sanatsal değerler yüklerler..bunun hakkında söylenebilicek çok fazla şey var..ama benim bahsettiğim şey çok çok çok farklı..eline hiç D-SLR almamış gibi konuşuyorsun..ki artık eminde değilim..evde babadan dededen kalma eski bir makine olur sen onunla uğraşıyor olabilirsin..ama eline bir D-SLR alırsan eğer farkında çokta fazla olmadığını anlayacaksın..SLR makinelerde enstantaneyi bir çarkı çevirerek yapıyorsan burdada bir tuşla yapıyorsun diyafram açıklığını yine objektiften yapıyorsun netlik ayarını yine objektiften yapıyorsun..senin bahsettiğin makineler tursit makinesi diye tabir edilen basit şipşak dijital makinelerdir..ki dediğim gibi hiç bir zaman istediğim fotoğrafları vermemiştir..sadece kadraj yeteneğinizi ya da kompozisyon oluşturabilme yeteneğinizi ortaya çıkarırlar..ama fotoğrafçılığı sanat yapan veya bir insanı fotoğrafçı yapabilicek bütün teknik bilgiler yok olurlar..bende ciddi olarak yaptığım tek çekimi manuel bir makineyle yaptım ve çekimi yapmak çok güzeldi..ışık çok azdı makinenin en yüksek diyafram açıklığında ve tripodsuz kullanabileceğim en düşük enstantenede çekim yapmak için bir çok açı denedim..şekilden şekile girdim..ama dediğim gibi elimde eğer bir D-SLR olsaydı yine aynı zorlukları çekicektim ve sonra ortaya çıkardığım şeyden aynı derecede haz alıcaktım..ha eğer sen roll filmli makinelerden başka makinelerle çekilmiş fotoğraflar sanat değildir diyorsan o başka ama manuel makinelerde böyle..eğer biraz çevrene bakıcak olursan D-SLR makinelerle çok güzel işler ortaya koyan insanlar görebilirsin..benim dijital makineden tek istediğim şey yanımda bütün iso değerleri için ayrı ayrı makine taşımak zorunda kalmamam ki zaten sanırım gücüm kuvvetim buna yetmez zaten ve bunların her birinin siyah veya beyaz film le kombinasyonu nu düşünürsek elimizde ayağımızda boynumuzda kolumuzda belimizde bir sürü makinayla gezmek zorunda kalırızki bunları zaten insan evladı bir arada taşıyamaz..ancak bütün alet edavatını bir minibüse yüklersin doğa çekimi yapmaya gidersin o ayrı ama bende doğa fotoğrafı çekmeyi sevmiyorum..o zaman fotoğrafın sanat olduğu tartışmasında fotoğraf için var olan bir şeyin fotoğrafını çekmekten başka bir şey değildir sözüne karşı duramam..fotoğrafta birşeyler yaratır..
 
Ara Güler der ki;

Size ’sanatçı’ denmesine karşı çıkıyorsunuz. Ama Türkiye’de birçok fotoğraf sanatçısı var. Onlar da sanatçı değil mi?
- A.Güler: Değil tabii. Bir sürü adam var sokakta. Onları fotoğrafçı mı sanıyorsunuz? Çöpçü de olabilirlerdi. Aslında fotoğraf sanatçısı diye bir halt yok. Fotoğrafın sanatı olmaz ki sanatçısı olsun. Fotoğrafla sanat arasındaki farkı anlatayım; sanat yalandan doğar, yalan söyler. Olmayan şeylerden sanat yapılır. Bu lafı ben söylemedim Oscar Wilde’ın Dorian Gray’in Portresi adlı kitabının önsüzünde var...

O zaman niye bazıları kendilerini fotoğraf sanatçısı olarak tanımlıyor?
- A.Güler: Neden biliyor musun? Çünkü beleşten sanatçı oluyorlar da ondan. Fotoğrafçı palavra bir şey ama sanatçı olursa mühim biri oluyor bir yere gittiğinde. Ben sanatçıyım diyecek ya... Sıkıysa müzisyen olsunlar, olabiliyorlar mı?

Fotoğraf nedir o zaman?
- A.Güler: Hiçbir şey değildir fotoğraf! Oyuncak sadece...
http://kelebek.hurriyet.com.tr/magazin/5788765.asp?gid=90

Bunları söyleyen insan Henri Cartier-Bresson'la beraber çalışıp Magnum ajansına katılıp oradan emekli olmuş çeşitli yerlerde dünyanın en iyi fotoğrafçıları arasına seçilmiş ve daha yazmaya üşendiğim yüzlerce başarısı olan bir üstad. Görüşü tartışılabilecek bir görüş. Bu durumda kime göre sanat neye göre sanat diye de tartışmak gerekir. Sanatı nasıl algıladığınızla ilgili bir şey bu bence. Kişisel fikirlere saygı duymak en iyisi.
 
Bigbosster demiş ki:
Ara Güler der ki;

Size ’sanatçı’ denmesine karşı çıkıyorsunuz. Ama Türkiye’de birçok fotoğraf sanatçısı var. Onlar da sanatçı değil mi?
- A.Güler: Değil tabii. Bir sürü adam var sokakta. Onları fotoğrafçı mı sanıyorsunuz? Çöpçü de olabilirlerdi. Aslında fotoğraf sanatçısı diye bir halt yok. Fotoğrafın sanatı olmaz ki sanatçısı olsun. Fotoğrafla sanat arasındaki farkı anlatayım; sanat yalandan doğar, yalan söyler. Olmayan şeylerden sanat yapılır. Bu lafı ben söylemedim Oscar Wilde’ın Dorian Gray’in Portresi adlı kitabının önsüzünde var...

O zaman niye bazıları kendilerini fotoğraf sanatçısı olarak tanımlıyor?
- A.Güler: Neden biliyor musun? Çünkü beleşten sanatçı oluyorlar da ondan. Fotoğrafçı palavra bir şey ama sanatçı olursa mühim biri oluyor bir yere gittiğinde. Ben sanatçıyım diyecek ya... Sıkıysa müzisyen olsunlar, olabiliyorlar mı?

Fotoğraf nedir o zaman?
- A.Güler: Hiçbir şey değildir fotoğraf! Oyuncak sadece...
http://kelebek.hurriyet.com.tr/magazin/5788765.asp?gid=90

Bunları söyleyen insan Henri Cartier-Bresson'la beraber çalışıp Magnum ajansına katılıp oradan emekli olmuş çeşitli yerlerde dünyanın en iyi fotoğrafçıları arasına seçilmiş ve daha yazmaya üşendiğim yüzlerce başarısı olan bir üstad. Görüşü tartışılabilecek bir görüş. Bu durumda kime göre sanat neye göre sanat diye de tartışmak gerekir. Sanatı nasıl algıladığınızla ilgili bir şey bu bence. Kişisel fikirlere saygı duymak en iyisi.

Evet şans eseri sevgili Ara güler'in bu yazısını okuyup bana gelip fotoğraf sanat değildir diyen insanlar çok fazla var..ama işte denildiği gibi kime göre neye göre sanat..Ara güler(bu bir hakaret değildir) bizim neslimizden çok önce de yaşayan bir insan..dünyada sanat anlayışı değişiyor durmadan..veya bunu bile düşünmezsek kişiden kişiye değişiyor sanat anlayışı..
 

Geri
Üst