Aşağıdaki videoya yeni denk geldim. 2 temel ders var. Doğaçlama ile ilgilenen herkesi ilgilendirir diye düşündüm.
İlk kısımda Herbie Hancock var. Miles Davis'in efsane kuartetlerinden biri ile çalarak yaşadığı bir anıyı anlatıyor.
Bu kuarteti şöyle düşünün: Bach, Mozart, Beethoven, Chopin, Debussy bir araya gelmiş... Başka bir benzetme yetersiz kalır, çünkü ekip şöyle:
Ron Carter - Tony Williams -Herbie Hancock - Miles Davis. Sahneye herhangi bir fani çıkamaz bu adamların yanına çalmaya, dizlerinin titremesini durduramaz filan... Adamların her biri caz tarihine mal olmuş efsaneler. Zaten sadece Davis gibi bir adam böyle bir kuarteti yönetebilir.
Olay şöyle geçiyor: Miles Davis'den "So what" çalyorlar. Çok az akor var (2 tane) ama tabii Hancock gibi bir piyanist böyle bir parçada her yere her akoru çalabiliyor. Doğal olarak risk alıyorlar; tansiyon yaratıp çözüyorlar filan...
Hancock, Miles Davis'İn doğaçlamasının arkasında eşlik çalarken bir noktada "yanlış" bir şey basıyor. Tabii ortada yazılı bir şey olmadığı için, işin yanlışlığını belirleyen şey o anda kulağa nasıl geldiği. Hancock bir süreliğine kasılıp kalıyor, ellerini yüzüne götürüyor. Peki Miles Davis ne mi yapıyor? Bir saniye duruyor, arkasından Hancock'un bastığı şeyi duyarak ona göre tepki veriyor. O "yanlış" akor, birden "düzeliyor". Davis anında tepki vererek doğaçlamaya devam ediyor. O sırada Hancock 1 dakikalığına filan hiç bir şey çalamıyor. Sonradan yaptığı açıklama şu: "Miles Davis onu yanlış akor olarak duymadı. O anın içinde kabul etti ve ona göre bir şey çaldı"
3:04'de ikinci kısım başlıyor. Basçı Victor Wooten, sabit bir akor (Gm7) üzerine bütün "yanlış" (ton dışı) notaları çalmak için kromatik diziyi kullanmayı öneriyor ve hemen ardından notayı bir sonraki ve bir önceki perdeye götürerek "çözüyor". İlk örnekte Gm7 üzerine F diyez çalıp bunu F ve G'e götürüyor. Böylece "yanlış" notayı duymak için kulağı eğittiğimiz gibi, bunu gerçek zamanlı olarak yönetmeyi de öğreniyoruz.
Ama asıl kopartıcı hadise, daha sonra kulakta oluşan etki. Bir süre sonra, o "yanlış" nota, artık yanlış GELMİYOR. Çünkü o notanın nereye çözüleceğini idrak etmeye başlayan kulak, bir noktada onu da kabul edilebilir bir ton olarak algılıyor. Böylece de müzisyenin tansiyon-"outside" çalma becerisi ilerliyor elbette.
Özet olarak ders şu: "Tek bir akor üzerine "yanlış" sesleri çalıp en yakın akor sesine çözün. Bunu yaparken kromatik diziyi düşünün" diyor.
Çok basit ama inanılmaz bir egzersiz. Özellikle blues-caz emprovizesi ile ilgilenen arkadaşların ilgisini çekecektir.
İlk kısımda Herbie Hancock var. Miles Davis'in efsane kuartetlerinden biri ile çalarak yaşadığı bir anıyı anlatıyor.
Bu kuarteti şöyle düşünün: Bach, Mozart, Beethoven, Chopin, Debussy bir araya gelmiş... Başka bir benzetme yetersiz kalır, çünkü ekip şöyle:
Ron Carter - Tony Williams -Herbie Hancock - Miles Davis. Sahneye herhangi bir fani çıkamaz bu adamların yanına çalmaya, dizlerinin titremesini durduramaz filan... Adamların her biri caz tarihine mal olmuş efsaneler. Zaten sadece Davis gibi bir adam böyle bir kuarteti yönetebilir.
Olay şöyle geçiyor: Miles Davis'den "So what" çalyorlar. Çok az akor var (2 tane) ama tabii Hancock gibi bir piyanist böyle bir parçada her yere her akoru çalabiliyor. Doğal olarak risk alıyorlar; tansiyon yaratıp çözüyorlar filan...
Hancock, Miles Davis'İn doğaçlamasının arkasında eşlik çalarken bir noktada "yanlış" bir şey basıyor. Tabii ortada yazılı bir şey olmadığı için, işin yanlışlığını belirleyen şey o anda kulağa nasıl geldiği. Hancock bir süreliğine kasılıp kalıyor, ellerini yüzüne götürüyor. Peki Miles Davis ne mi yapıyor? Bir saniye duruyor, arkasından Hancock'un bastığı şeyi duyarak ona göre tepki veriyor. O "yanlış" akor, birden "düzeliyor". Davis anında tepki vererek doğaçlamaya devam ediyor. O sırada Hancock 1 dakikalığına filan hiç bir şey çalamıyor. Sonradan yaptığı açıklama şu: "Miles Davis onu yanlış akor olarak duymadı. O anın içinde kabul etti ve ona göre bir şey çaldı"
3:04'de ikinci kısım başlıyor. Basçı Victor Wooten, sabit bir akor (Gm7) üzerine bütün "yanlış" (ton dışı) notaları çalmak için kromatik diziyi kullanmayı öneriyor ve hemen ardından notayı bir sonraki ve bir önceki perdeye götürerek "çözüyor". İlk örnekte Gm7 üzerine F diyez çalıp bunu F ve G'e götürüyor. Böylece "yanlış" notayı duymak için kulağı eğittiğimiz gibi, bunu gerçek zamanlı olarak yönetmeyi de öğreniyoruz.
Ama asıl kopartıcı hadise, daha sonra kulakta oluşan etki. Bir süre sonra, o "yanlış" nota, artık yanlış GELMİYOR. Çünkü o notanın nereye çözüleceğini idrak etmeye başlayan kulak, bir noktada onu da kabul edilebilir bir ton olarak algılıyor. Böylece de müzisyenin tansiyon-"outside" çalma becerisi ilerliyor elbette.
Özet olarak ders şu: "Tek bir akor üzerine "yanlış" sesleri çalıp en yakın akor sesine çözün. Bunu yaparken kromatik diziyi düşünün" diyor.
Çok basit ama inanılmaz bir egzersiz. Özellikle blues-caz emprovizesi ile ilgilenen arkadaşların ilgisini çekecektir.