Selam, bir iki tüyo vereyim.
Öncelikle ritm gitarlarını en az iki kere kaydedip gitarların birini sağa birini sola yasla. Post-EQ kullanarak bu iki gitara çok hafif karakter farklılıkları da kazandırabilirsin istersen. Bu işlem hacmi epey epey artıracaktır.
Elindeki prosesörden çok şey bekleme.
Genelde hacim ve definition için amfi falan mikrofonlarken gain'i rahat edilebilecek en düşük seviyede tutarız, ama senin prosesörün buna nasıl bir tepki verir bilemiyorum. Mute'lar güçsüzleşebilir. Deneme yanılma yoluyla uygun bir seviye bulabilirsin. Gain'i çok açmak çok fazla kompresyona neden olur, ton cansızlaşır ve çamurlaşır. Gain'i olabildiğince düşük, tuşeni olabildiğince yüksek tut.
Miks yaparken gitarların bass gitarın frekans aralığını işgal etmemesine dikkat et.
Hacimli ve sert overdrive tonlarında bas gitar kaydı çok çok çok(altını daha ne kadar çizebilirim bilemiyorum) önemli.
Bas gitarı direct kaydet ve kaydettikten sonra kanalın kopyasını al. Bass için iki kanal ayır yani. Birini lowpass filterdan geçirip kompresyona sokarak sadece deep bass vermesini sağla.
Diğer kanalda ise bandpass filter ile midler harici herşeyi filtreleyip bol bol overdrive kullan. Nereyi filtrelemeyeceğini deneme yanılma yoluyla zevkine ve kulağına göre bulabilirsin. Bu mid-yoğun drivelı bass gitar, bass'ın transient'lerini canlı tutarak, senin bass gitarın ile elektro-gitar tonunun birleşmesini sağlayacak.
Şöyle düşün, kaliteli bir 5+1 de iyi bir miks dinlerken, sıkı bir "bass" duyduğumuzda, "vay aletin bass tepkisi çok iyiymiş" deriz. Oysaki subwoofer harici tüm hoparlörleri söktüğümüzde duyduğumuz sadece uğultu halinde ne olduğu anlaşılmayan bir basstır. Bassa "sıkılığını" veren transient içeriğidir. Tele ilk vurduğunda çıkan, dinleyen kulakta "bak benden sonra güçlü bir bass gelecek" hissini yaratan mid-ağırlıklı kısım.
Elindeki ekipmanla breaking benjamin tarzı bir miks yapmak (ki benim sound açısından açık ara favorimdir bu grup) epey zor olabilir, ama zamanla elde edeceğin tecrübeyle az çok yaklaşabilirsin.