Gitarımı Değiştireceğim.

  • Konuyu açan Konuyu açan Estel
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

E

Estel

Bütçem 900 lira civarı, dinlemekten bıkmadığım, benim için kalıcı olacağını düşündüğüm gruplar The Beatles, Pink Floyd, Led Zeppelin, Megadeth, Black Sabbath. En hafif olarak bir SG ya da Les Paul alırım diye düşünüyorum. Genelde Heavy - Thrash Metal çalarım diye düşünüyorum şu sıralar. Bana hangi gitarları önerirsiniz?
 
Epiphone SG G400 pro düşünebilirsin, benim de şu sıralar kafama yatan bir model ama maalesef henüz deneme fırsatım olmadı. Bu vesileyle de gören duyan bilen varsa gitar hakkında yorumlarını alabiliriz.
 
Bütçem 900 lira civarı, dinlemekten bıkmadığım, benim için kalıcı olacağını düşündüğüm gruplar The Beatles, Pink Floyd, Led Zeppelin, Megadeth, Black Sabbath. En hafif olarak bir SG ya da Les Paul alırım diye düşünüyorum. Genelde Heavy - Thrash Metal çalarım diye düşünüyorum şu sıralar. Bana hangi gitarları önerirsiniz?

Bu kadar tarzı görünce sadece Heavy - Thrash çalacağına inanmak zor. Bana sanki bu grupları da çalmadan durmazsın gibi geliyor. Tahminim doğru çıkarsa da "Hangi amfi bu kadar tazı kaldırır?" diye de sormadan edemiyorum. Amfi, ekipman durumunu da gözden geçirmek gerek sanki.

Tecrübe durumunu, sana hitap eden zevk - renk denilen meseleyi bilmeden körlemesine yazdığımızı da unutma. Gitar olarak HH düzende bir gitar ihtiyacını görecek gibi. Denenerek alınmış iyi bir Epiphone SG 400 veya LP yeni veya orta seviyede isen seni bayağı götürür. Ama orta seviyeyi aşmış isen manyetikleri seni kesmeyebilir. PRS'leri de bir alternatif olarak aklına yazabilirsin.

@Hardernative'in dediğine bir şerh koymak durumunda hissediyorum kendimi. G400 Pro'ların klavyeleri bana standaG400'lerden çok daha rahatsız geldi. Bu gitarları sakın iyice denemeden almayın. Satanlar "60'lar tarzı ince güzel bir klavyesi var" dediklerinde çok şaşırmıştım. Klavyesinin görünüm olarak alakası yok gibiydi zira. Çalınca gördüm ki, gerçekten alakası yok! Benim gibi kısa parmakları olan biri, 60'lar klavyenin ne olduğunu bilmiyorsa, G400 Pro denedikten sonra 60'lar klavyeye lanet okur herhalde 🙂

Ayrıca piyasada kaldıysa Vintage denilen bir marka var, Sıfırları bin lira civarı. Görür, rastlarsan bir bak derim. Cort'un bazı hoş LP'leri de ikinci ele düşebiliyor. Denemekte fayda var.

İlle de LP veya SG şart değil ve kesinlikle heavy ve thrash çalacağım diyorsan Schecter bakın. Forumda bayağı bir kullanıcısı var. Memnun olmayan da yok gibi.
 
@in_flames_rules adlı kullanıcının öyle bir ilanı var, nakit fiyat ta konmuş. Bir konuş, görüş bakalım, deneme imkanın falan da varsa ve anlaşırsanız hayır duası edersiniz artık.

Anlaşamazsanız da tutup beddua etmeyin ama 😀
 
Sadece metal çalacak olsam ben de hiç düşünmem direk Schecter'a abanırım ama evde metal sahnede pop/alternative rock çalınca ya 2 gitar almak ya da bir şekilde 2 tarzı da karşılayabilecek gitar aramak durumundayız (öğrencilik şartları ikinci seçeneğe yönlendiriyor haliyle). Tonal açıdan SG 400 iş görür diyebilir misin @hackeiommi hocam? Sadece aklımda bir şekil oluşsun diye soruyorum, gidip kendim de denemeden almam zaten.
 
Setup'ı sadece gitar olarak değerlendirmemek lazım. Amfi ve kullandığınız pedallar/prosesör de en az gitar kadar etkili olacaktır. 2 sene kadar Schecter solo 6 custom kullandım. Söylediğiniz tarzlardan metal hariç hemen hemen hepsiyle az ya da çok ilgilendim. İstediğim tonlara da iyi kötü ulaştığımı söyleyebilirim. 900 liraya Epiphone tercih etmektense bir C1 standart tercih ederdim ben. Ya da Prs Se modellerine bakınırdım muhtemelen.
 
Sadece metal çalacak olsam ben de hiç düşünmem direk Schecter'a abanırım ama evde metal sahnede pop/alternative rock çalınca ya 2 gitar almak ya da bir şekilde 2 tarzı da karşılayabilecek gitar aramak durumundayız (öğrencilik şartları ikinci seçeneğe yönlendiriyor haliyle). Tonal açıdan SG 400 iş görür diyebilir misin @hackeiommi hocam? Sadece aklımda bir şekil oluşsun diye soruyorum, gidip kendim de denemeden almam zaten.

Standart SG G400'ü soruyorsan hatırı sayılır bir süre götürür, ona şüphe yok. Ama bir süre sonra "Manyetikleri değiştirsem mi, 498t 490r veya şöyle (ihtiyaç olursa hani) coil tap ta yapılabilir Seymour Duncan taksam mı?" diye düşündürebilir. Bana düşündürmüştü valla, uygun fiyata (coil tap yapılamayan) 498t - 490r düşünce de aldım taktım. Ha, sound iyice mid merkezcil oldu ama beni rahatsız etmedi. Bluesdan rocka, hard rocktan metale "Hüloooğ" dedirtti hani gitar. HH olarak coil tap olayına girmeden bayağı bir süre bu şekilde kullandım takaslayana dek.

Ama G400 Proyu soruyorsan, o haydar gibi klavyesi ile tonal olarak daha da tatmin edici olması gerekir. Lakin çalarken klavye elime edince tonu çok ta önemsemedim açıkçası. Bir de MG15 koydular önüme 😀 Önce klavyeyi denemek istediğim için pek te önemsemedim. Bana MG'de Standart G4oo'lerden coil tap dışında çok farklı gelmedi. Dediğim gibi, belki klavye yüzünden önyargı oluştu bende. El ağrı yapınca "Yemişim lambalıda çalmayı! Eksik olsun çalamadıktan sonra" dedim. Ama zevk renk olayı var. Ben yeter derim, sen "Bu manyetiklerle olmaz, klavye de hakikaten kazıkmış! Bir daha da gelmem G400 Pro çalmaya!" da diyebilirsin, gitar benimkinin aksine fizyonomine uyarsa "Bundan başka da Epi de çalmam arkadaş, en fazla ileride yeni manyetik takarım olur biter" de diyebilirsin. Kısacası, yeterince uzun parmaklı isen Pro da denemeye değer diyeyim 🙂
 
Son düzenleme:
Standart SG G400'ü soruyorsan hatırı sayılır bir süre götürür, ona şüphe yok. Ama bir süre sonra "Manyetikleri değiştirsem mi, 498t 490r veya şöyle (ihtiyaç olursa hani) coil tap ta yapılabilir Seymour Duncan taksam mı?" diye düşündürebilir. Bana düşündürmüştü valla, uygun fiyata (coil tap yapılamayan) 498t - 490r düşünce de aldım taktım. Ha, sound iyice mid merkezcil oldu ama beni rahatsız etmedi. Bluesdan rocka, hard rocktan metale "Hüloooğ" dedirtti hani gitar. HH olarak coil tap olayına girmeden bayağı bir süre bu şekilde kullandım takaslayana dek.

Ama G400 Proyu soruyorsan, o haydar gibi klavyesi tonal olarak daha da tatmin edici olması gerekir. Lakin çalarken klavye elime edince tonu çok ta önemsemedim açıkçası. Bir de MG15 koydular önüme 😀 Önce klavyeyi denemek istediğim için pek te önemsemedim. Bana MG'de Standart G4oo'lerden coil tap dışında çok farklı gelmedi. Dediğim gibi, belki klavye yüzünden önyargı oluştu bende. El ağrı yapınca "Yemişim lambalıda çalmayı! Eksik olsun çalamadıktan sonra" dedim. Ama zevk renk olayı var. Ben yeter derim, sen "Bu manyetiklerle olmaz, klavye de hakikaten kazıkmış! Bir daha da gelmem G400 Pro çalmaya!" da diyebilirsin, gitar benimkinin aksine fizyonomine uyarsa "Bundan başka da Epi de çalmam arkadaş, en fazla ileride yeni manyetik takarım olur biter" de diyebilirsin. Kısacası, yeterince uzun parmaklı isen Pro da denemeye değer diyeyim 🙂

Yorumlar için teşekkür ederim, ilk fırsatta gidip bi denemem lazım aklımdakileri, tatmin ederse kafaya koyarım o vakit 😀
 
Bu kadar tarzı görünce sadece Heavy - Thrash çalacağına inanmak zor. Bana sanki bu grupları da çalmadan durmazsın gibi geliyor. Tahminim doğru çıkarsa da "Hangi amfi bu kadar tazı kaldırır?" diye de sormadan edemiyorum. Amfi, ekipman durumunu da gözden geçirmek gerek sanki.

Tecrübe durumunu, sana hitap eden zevk - renk denilen meseleyi bilmeden körlemesine yazdığımızı da unutma. Gitar olarak HH düzende bir gitar ihtiyacını görecek gibi. Denenerek alınmış iyi bir Epiphone SG 400 veya LP yeni veya orta seviyede isen seni bayağı götürür. Ama orta seviyeyi aşmış isen manyetikleri seni kesmeyebilir. PRS'leri de bir alternatif olarak aklına yazabilirsin.

@Hardernative'in dediğine bir şerh koymak durumunda hissediyorum kendimi. G400 Pro'ların klavyeleri bana standaG400'lerden çok daha rahatsız geldi. Bu gitarları sakın iyice denemeden almayın. Satanlar "60'lar tarzı ince güzel bir klavyesi var" dediklerinde çok şaşırmıştım. Klavyesinin görünüm olarak alakası yok gibiydi zira. Çalınca gördüm ki, gerçekten alakası yok! Benim gibi kısa parmakları olan biri, 60'lar klavyenin ne olduğunu bilmiyorsa, G400 Pro denedikten sonra 60'lar klavyeye lanet okur herhalde 🙂

Ayrıca piyasada kaldıysa Vintage denilen bir marka var, Sıfırları bin lira civarı. Görür, rastlarsan bir bak derim. Cort'un bazı hoş LP'leri de ikinci ele düşebiliyor. Denemekte fayda var.

İlle de LP veya SG şart değil ve kesinlikle heavy ve thrash çalacağım diyorsan Schecter bakın. Forumda bayağı bir kullanıcısı var. Memnun olmayan da yok gibi.

Dediğiniz gibi ara sıra diğer grupları da çalmak isterim fakat genelde Heavy ve Thrash çalarım gibi. Ibanez'ler hakkında ne düşünüyorsunuz? Karaktersiz falan diyorlardı ama her tarza gider dediklerini de görmüştüm.Ayrıca Schecter Omen Extreme 6'e bakmıştım, çok da hoşuma gitmişti.
 
Dediğiniz gibi ara sıra diğer grupları da çalmak isterim fakat genelde Heavy ve Thrash çalarım gibi. Ibanez'ler hakkında ne düşünüyorsunuz? Karaktersiz falan diyorlardı ama her tarza gider dediklerini de görmüştüm.Ayrıca Schecter Omen Extreme 6'e bakmıştım, çok da hoşuma gitmişti.

Gerçi piyasada bugünlerde de ucuz RG çoğalmış durumda. Ibanez tutkun var sa değerlendir bu durumu. Gerçi, ne Ibanez ne de Schecter uzmanıyım. Schecter'i deneyen elinden bırakamıyor. Metal için iyi gitarlar deniyor. Ben de diyenlerin yalancısıyım 🙂

Ibanez'e "karaktersiz" denmesinin sebebi (gerçi duyduğuma da sevinmedim değil hani, Osman Burak kardeşim görmesin ama 😀) muhtemelen genelde gövdenin ıhlamurdan yapılması ve karakterinin manyetiklere göre değişmesi olsa gerektir. Yerinde olsam, marka saplantım yoksa Schecter'e yönelirim.
 
Efendim Ihlamur agaci ile bir iki kelam edelim. Eger agaclar icin 3 band EQ parametresi verecek (0-10 arasinda, amfideki tuslari dusunun) olsak ihlamur 5,5,5 e oturur. Insanlarin karakter eksikligi dedigi sey bu, tum frekanslar dengeli olmasi aslinda, yani herhangi bir karakteristigi yok. (Bir de Janka sertlik testine gore en yumusak agaclardan biri ve bir suru insan icin nedense problem bu.)

Genel kabul cok sert agaclarin parlak, yumusak agaclarin ise karanlik bas yogun bir ton verdigi. Bu ancak ve ancak kismen dogru, bir vakit buna uygun bir baslik acip uzunca bunlari irdelemek lazim.

Flat EQ oldugu icin icin diger seylerle oynayarak tona mudahale etmenin en rahat oldugu agactir Ihlamur. Agacin maliyeti, eger cok nadir bulunan egzotik bir tur degilse zaten onemli degil. Gitarin fiyati ile de alakasi yok, Suhr Modern'lerin ve ust seri RG lerin govdesi ekseriyetle ihlamur iken, Ibanez'in daha alt modellerinde maun gorebilirsiniz. Maun var maun var, ihlamur var ihlamur var yani, hepsi bir degil. Ibanez'lerin ben bir ozelligine sallayacak olsam saplarina takilirdim. Eski saplari gercekten cok ama cok oluydu. Rahatlar kabul, ama olumune hissiz ornegin RG760 veya RG 570 gibi eski modeller. Son donemlerde saplarda radikal degisiklikler ve iyilestirmeler var. Ornegin cogu prestij modelde artik 5 parcali sap ve icine gomulu halde titanyum guclendirme cubuklari bulunuyor. Ve bunlarin rezonans karakteri cok daha guclu.

Uzun lafin kisasi ne istedigini tam olarak bilmeyen ve aklinda mutlak olarak erismek istedigi ton olmayan adama en uygun gitar belki Ibanez'ler. Bir de hardware olarak yani metal aksam diyelim, ikinci el alinacagini varsayarsak yine en avantajli gitarlardan oldugunu soyleyebilirim. Scheter'ler icin insanlari en rahatsiz eden sey Kore yapimi olmalari sanirim, ben baska eksiklerini goremiyorum cunku. Ama original, pro ve titanyum harici FR aksamlari bence metal ve kaplama kalitesi olarak Ibanez'in epey gerisinde.
 
Efendim Ihlamur agaci ile bir iki kelam edelim. Eger agaclar icin 3 band EQ parametresi verecek (0-10 arasinda, amfideki tuslari dusunun) olsak ihlamur 5,5,5 e oturur. Insanlarin karakter eksikligi dedigi sey bu, tum frekanslar dengeli olmasi aslinda, yani herhangi bir karakteristigi yok. (Bir de Janka sertlik testine gore en yumusak agaclardan biri ve bir suru insan icin nedense problem bu.)

Aslında o tür bir eq değerlendirmesinin tersini idda edenlerde var.Bende böyle düşünüyorum ve orta frekanzların biraz daha belirgin olduğunu düşünüyorum,özellikle bas tarafa yakın midlerin.Aslında gine bir genelleme yaparsak esas kızılağaç daha bir düz eq çizgisinde sayılır.Yine de en ama en önemli etken sap ki Barış Şahinin ankaradaki seminerinde oda öyle diyordu.

Maun var maun var, ihlamur var ihlamur var yani, hepsi bir degil. Ibanez'lerin ben bir ozelligine sallayacak olsam saplarina takilirdim. Eski saplari gercekten cok ama cok oluydu. Rahatlar kabul, ama olumune hissiz ornegin RG760 veya RG 570 gibi eski modeller. Son donemlerde saplarda radikal degisiklikler ve iyilestirmeler var. Ornegin cogu prestij modelde artik 5 parcali sap ve icine gomulu halde titanyum guclendirme cubuklari bulunuyor. Ve bunlarin rezonans karakteri cok daha guclu.
Aslında ölü değiller.Özellikle 1980 ortalarında yapılmış ibanezlerden 1990ın ilk yılların kadr hal böyle.Ama sorun saplar çok ama çok ince.Mesele o.Titanyum çubuklar ise rezonans değil stiffness takviyesi olarak konuyor ve teorik olarak saptaki ana matris dışı elemanlar titreşime iyi gelmez.Bu yüzden ibanez abd yapımı bazı modellerinde truss rodsuz gitrlar denedi, vigier bu yüzden truss rodsuz saplarını sunuyr.
 
.
Aslında o tür bir eq değerlendirmesinin tersini idda edenlerde var.Bende böyle düşünüyorum ve orta frekanzların biraz daha belirgin olduğunu düşünüyorum,özellikle bas tarafa yakın midlerin.Aslında gine bir genelleme yaparsak esas kızılağaç daha bir düz eq çizgisinde sayılır.Yine de en ama en önemli etken sap ki Barış Şahinin ankaradaki seminerinde oda öyle diyordu.


Aslında ölü değiller.Özellikle 1980 ortalarında yapılmış ibanezlerden 1990ın ilk yılların kadr hal böyle.Ama sorun saplar çok ama çok ince.Mesele o.Titanyum çubuklar ise rezonans değil stiffness takviyesi olarak konuyor ve teorik olarak saptaki ana matris dışı elemanlar titreşime iyi gelmez.Bu yüzden ibanez abd yapımı bazı modellerinde truss rodsuz gitrlar denedi, vigier bu yüzden truss rodsuz saplarını sunuyr.

Hemen hemen hic bir noktada hemfikir degiliz. Yanitim asagida, istedigin kadar teknik teorik konusabilirsin sorun olmaz, hatta tercih sebebidir. Baslik kirlenir diyorsan da ozel mesaja tasiyalim, ya da ben gelince yuz yuze tartisiriz.

1- Ihlamura ait yargim bir his degil gozlem/olcum o yuzden sana, bana veya bir baskasina gore degismez. Muzik ile akustik ayri seyler, ikincisinde kalbin hissin yeri yok. Gitardan aldigin sinyali bilgisayara tasiyarak buna bakabilirsin. Ben tam olarak bunu yaptigimda kuvvet spektrumunda belirgin bir frekans karakteristigi gormuyorum (Fourier transformu hesapladiktan sonra kuvvet spektrumunda tek bir frekans bandinda ortaya cikan ve zamanla baskinligi degismeyen tepe noktalarini kast ediyorum, wavelet vs gibi daha fantastik analizlerden de birsey cikmiyor), sonumlenme karakteristikleri de gayet benzer. Iki-uc hafta hafta kaldi donmeme sen de Ankara'dasin madem Bilkent tarafina yolun duserse ugra etraflica bakalim seni ikna etmem hic zor olmaz lakin isim tam olarak bunlarin "teorik" hesabi. Hatta olctugumuz seyleri burada da paylasalim forum da aydinlansin. Lakin bu tartisma 1000. defa zuhur etti ben sikilmaya basladim.

2- "Teorik olarak saptaki ana matrix disi elemanlar titresime iyi gelmez" ne demek ? Titresimin neyine iyi gelmez? Hangi teoriye gore ? 30 tane teorisi yok ki bu isin, donup dolasip 2. mertebeden bir kismi diferansiyel denklemin farkli yollarla cozumune donuyor is. Hem tonla karakteristigi var titresimin, tam olarak kast edilen nedir ?

Ama ondan da once matristen kastin nedir bunu anlamak isterim, lakin iki anlami var matrisin, ama senin cumlen cok muglak ikisine de uyar; kompozit malzeme oldugu icin saptaki tahta kisma matris dersin ki bu matematiksel olmayan anlami, titanyum cubuk da takviye olur bu durumda. Onun disinda isin teorisine gelirsek en basit hali ile bile mass, dampening ve stiffness terimlerini iceren 3 tane matris kullanacaksin; herhangi bir sistemin titresimlerini hesaplarken bu boyle: kopru de olsa boyle, kalip kasar peyniri de olsa bu boyle. Sen matematiksel olani kast etmediysen bile isin teorisine donunce burada da kelam etmek gerekir. Sapa cubuk koymanin 3 temel matrisin elemanlarina da etkisi var. Bu demek ki sonumlenmeye, hareketlerin genligine ve de sistemin frekans cevabina direkt katkisi var. Kaldi ki surekli calimda bir de duzensiz bir external forcing terimi olacak sisteme ona girmiyorum bile. Forumu Green fonksiyonlarinin tartisildigi bir yere cevirmeyelim.

3- Vigier'in ne yaptigi kimin umrunda? Hem onu neden referans alalim ? Karsilastirmali bir test mi var elimizde ? Vak'a yerine aciklama getirirseniz seve seve dinlerim.

4- Stiffness matrisi en basit halde bile dalga denkleminde yer degistirmeyi (yani zamana gore turev icermeyen terim) carpan bir parametre ve frekans ozdegerlerini direkt kontrol eden birsey. O vakit stiffness icin konulan bir cubuk direkt rezonans karakteri etkileyecek, kacari yok. Yani stiffness titresimi yoneten bir sey iken; bunu bile bile (veya bilmeyerek) o cubuk orada stiffness icin var rezonans karakter icin degil diye bir arguman olmaz.
 
Son düzenleme:
.
1- Ihlamura ait yargim bir his degil gozlem/olcum o yuzden sana, bana veya bir baskasina gore degismez. Muzik ile akustik ayri seyler, ikincisinde kalbin hissin yeri yok. Gitardan aldigin sinyali bilgisayara tasiyarak buna bakabilirsin. Ben tam olarak bunu yaptigimda kuvvet spektrumunda belirgin bir frekans karakteristigi gormuyorum (Fourier transformu hesapladiktan sonra kuvvet spektrumunda tek bir frekans bandinda ortaya cikan ve zamanla baskinligi degismeyen tepe noktalarini kast ediyorum, wavelet vs gibi daha fantastik analizlerden de birsey cikmiyor), sonumlenme karakteristikleri de gayet benzer. Iki-uc hafta hafta kaldi donmeme sen de Ankara'dasin madem Bilkent tarafina yolun duserse ugra etraflica bakalim seni ikna etmem hic zor olmaz lakin isim tam olarak bunlarin "teorik" hesabi. Hatta olctugumuz seyleri burada da paylasalim forum da aydinlansin. Lakin bu tartisma 1000. defa zuhur etti ben sikilmaya basladim.

Öncelikle yanıt için teşekkürler.Ben his ile ilgili bir şey yazmadım.Benim gözlemlerim ise mekanik bir şekilde bir bilgisayar ekranına bakmaktansa kulağıma dayanr ve açık ve net kendi kulağıma daha fazla güveniyorum. Bu güne dek 4-5 farklı ülke kökenli ıhlamur ağacı gövdelerle alakam oldu.Benim gözlemim öncelikle hafif olanların daha titrek oldukları ve özellikle de bunların tiz frekanslarının özellikle tiz yönü daha kuvvetli gövdelere göre daha zayıf olduğu oldu.şüphesiz bahsettiğim şey sivri bir pik yapan bir mid yapısı değil ancak yinede benim duyduğum diğer frekans gruplarına göre biraz daha zayıfça çalan tizler ve bir miktar belirgn midler.Ayrıca bu tartışmanın kaçıncı kere zuhur ettiğini bilmiyorum,eğer sıkıldıysanız yazmayabilirsniz.

.
2- "Teorik olarak saptaki ana matrix disi elemanlar titresime iyi gelmez" ne demek ? Titresimin neyine iyi gelmez? Hangi teoriye gore ? 30 tane teorisi yok ki bu isin, donup dolasip 2. mertebeden bir kismi diferansiyel denklemin farkli yollarla cozumune donuyor is. Hem tonla karakteristigi var titresimin, tam olarak kast edilen nedir ?
Titreşen bir katının üzerine yapıştırılmış,tutturulmuş filan bir ikinci kütle titreşimi nasıl etkiler,bunu kastediyrm.Diferansiyel bir yana basit bir tahta cetvele bir parça metal çubuk yapıştırarak bile sonucu görmek mümkün olur.Bahsettiğim şey bu.

.
Ama ondan da once matristen kastin nedir bunu anlamak isterim, lakin iki anlami var matrisin, ama senin cumlen cok muglak ikisine de uyar; kompozit malzeme oldugu icin saptaki tahta kisma matris dersin ki bu matematiksel olmayan anlami, titanyum cubuk da takviye olur bu durumda. Onun disinda isin teorisine gelirsek en basit hali ile bile mass, dampening ve stiffness terimlerini iceren 3 tane matris kullanacaksin; herhangi bir sistemin titresimlerini hesaplarken bu boyle: kopru de olsa boyle, kalip kasar peyniri de olsa bu boyle. Sen matematiksel olani kast etmediysen bile isin teorisine donunce burada da kelam etmek gerekir. Sapa cubuk koymanin 3 temel matrisin elemanlarina da etkisi var. Bu demek ki sonumlenmeye, hareketlerin genligine ve de sistemin frekans cevabina direkt katkisi var. Kaldi ki surekli calimda bir de duzensiz bir external forcing terimi olacak sisteme ona girmiyorum bile. Forumu Green fonksiyonlarinin tartisildigi bir yere cevirmeyelim.
Kompozit malzemelerdeki ana bileşen manasıyla kullandım.

.
3- Vigier'in ne yaptigi kimin umrunda? Hem onu neden referans alalim ? Karsilastirmali bir test mi var elimizde ? Vak'a yerine aciklama getirirseniz seve seve dinlerim.
Neden almayalım? Karşılaştırmalı testlerin hngisi gerçek anlamda kesin sonuç verebilir ki?ağaçların bile 10cm ötesi ile 20cm aşağısı bir değilken hele.

.
4- Stiffness matrisi en basit halde bile dalga denkleminde yer degistirmeyi (yani zamana gore turev icermeyen terim) carpan bir parametre ve frekans ozdegerlerini direkt kontrol eden birsey. O vakit stiffness icin konulan bir cubuk direkt rezonans karakteri etkileyecek, kacari yok. Yani stiffness titresimi yoneten bir sey iken; bunu bile bile (veya bilmeyerek) o cubuk orada stiffness icin var rezonans karakter icin degil diye bir arguman olmaz.
Burada kaçırdığınız şey titanyum çubukların oraya konma nededi.Eğer hızlıca okuyup aman dur bir laf koyayım da mühendislikte birincilik teli versinler diye değil de biraz daha sakin okursanız bunu siz de göreceksiniz.Ibanez ilk dönem incecik wizard saplarından dolayı çok dayak yedi, çok sap değiştirdi.ondan dolayı yıllar içinde pek çok şey denedi,uyguladı.Titanyum çubuklarda bu sapı güçlendirici aksiyonlardan sadece biri.Yoksa onları aman da ne okkalı tonu oluyor bunların titanyunuı takınca diye koyduklarını düşüneceğinizi sanmıyorum 🙂

İzin verirseniz tamamen iyi niyetli olarak bir eleştiri yapayım, biraz daha sakin,biraz daha dikkatli okuyarak yazmadığınızı düşnüyorum.Algım yanlışsa özrüm peşin ancak gayet ofensif bir mesaj var yukarıda ve bu hakikatten hiçde şık durmuyor.
 
Yok yahu ofansif bir niyetim yok, benim konusmam ve yemek yemem dahil butun uslubum bu sekilde ama kedi gibi bir insanim aslinda, valla eseklik etmisimdir bilmeyerek eger oyle Fatih Terim stili duruyorsa ozur dileriz. Tam tersine yazdiklarindan epey zevk aldim, ustune o uzun mesajdan sonra da dusundum, sizin alginizi paylasan bircok insan oldugu da asikar. Titresim konusu oldu mu hele hele o titresen sey Ibanez ise heyecan yapmamam mumkun degil biraz da ondan hem is hem ask cunku. Aslinda ben birgun bulduklarimi buraya bir baslik altina yazayim, neyi nasil test ettigimi falan; farkli gitarlari karsilastirayim, onlarin altina yorum biriksin gerisini orada tartisalim, bu mesele onemli cunku.

Simdi gelelim isin kisisel tarafina: bu gaddar forumda tek basima ihlamurun kalesini savunuyorum: dusman zalim, dusman umarsiz, dusman sabit koprulu: eyyy @hackeiommi duy feryadimi Ordu'lu ogretmen RG 3550 yi dayamis sahibinden.com'a yine kac ay sonra kiz gibi gitar; icim pirpir ediyor, sanirsam ilk maas ona gidecek, hanim sokaga koyarsa senin gitarlarin arasinda bir yastik at bari de oraya kivrilayim. 5 alnico'luk sevap kazanirsin. Biz de olmasak RG 2550 nin ikinci el fiyati kutu kola seviyesine inecek bu reva midir arkadas? Neyse, Ankara'da bir ihlamur govde wizard sap zirvesi yapalim ne guzel olur uzunca etraflica tartisiriz. ODTU'deki semineri de kiskandim; ben bunlarin konusuldugu seminerler oldugunu hic dusunmemistim bu memlekette(yani asla kucumsemiyorum, olmamasi mantiksiz olurdu gayet buyuk bir gitarci kitlesi var ama benim haberim yoktu cahillik yani). Bari videosu falan bulunur mu bir yerde ?
 

Geri
Üst