Herkesin Okuması Gereken Bir Yazı

Arkadaşın çok güzel tespitleri ve çözüm önerileri var.Birkaç yazısını okudum.Bu ülkede yaşayan herkesin en az bir kere okuması gerekiyor bana göre.
Tahrik edici bir yazı bulunursa silinebilir.Tahrik edici bir yazı değil aslında.Öyle anlaşılırsa silinebilir.
ORTADOĞULULAR’DAN NİÇİN NEFRET EDİYORUM

itiraz edenler olacaktır tabii ama bence yazı tamamen doğru. doğru düzgün şehir dışına çıkmamış, bırak şehir dışını mahallesinden bile çıkmayacak kadar sığ insan dolu ülkemiz. kemerle er dövüp şehitler ölmez diyen, benim cebimden de çalsın helal olsun diyen insanlar dolu maalesef. çok daha kötüsü, bunlarla 2dk muhabbet etsen "ben bilirim, en iyi bilirim" kafasındalar. özetle bu halktan bi b*k olmaz uğraşmaya değmez. ya yurt dışındanda yaşayacaksın yada kendini bu tür insanlardan soyutlayıp (nufüsun %70i galiba) idare edeceksin

elimde olsa 34765387465389376583978369832658963486398474392 tane like atacağım bir yazı.

Birebir aynı görüşteyim ve bende yıllardır tüm tanıdıklarıma hayatlarında en az 1 defa yurtdışına çıkıp en az 1 hafta gezmelerini tavsiye ediyorum. Dünyanın ve insanlığın nerede olduğunu, hangi imkanlara sahip olduğunu görmeden, ülkemizde yapılan birkaç kilometre asfalta çok geliştik, iyiyiz, iyi yönetiliyoruz demeleri o kadar trajik ki.
Millet Mars'a araç gönderiyor, Ay'dan Helyum getirmenin yollarını arıyor, elektrikli araçların yolda giderken şarj olmalarını sağlayan karayolları yapıyor. Biz hala asfalt döktük heyoooo modundayız. Maalesef maddi ve manevi imkanları olmayan halkımız yurtdışına çıkıp dünyayı göremiyor, yanlı TV kanalları ne gösterirse dünyayı o sanıyor. Aslında bilinçli olarak imkanlı olmamız engelleniyor, çünkü imkanlı olursak gözümüz açılır. Maymunun gözünü açması, onlarca yıldır (belki Atatürk'ten sonra başladı) bazı büyüklerimizin işine gelmediğinden hep fakirlikle, sağlık sisteminin bozukluğuyla, terörizmle vs. vs. uğraştırıldık.
Bizim neslimizden hiç bir şey olmaz gibi görünüyor. Umudumuz yeni nesillerde, şimdiki gençlerde. (Dedem de böyle diye diye ömrünü tamamlamıştı 🙂)

Yazının bir sorunu, başlıktan nefret içerikli gibi görünüyor, ama içerik aslında hatıra ile karışık ağır bir eleştiri yazısı.

Türkiye'de Atatürk karşıtıyken Avustralya'da kıymetini anlayan, Ortadoğu'nun gerçek yüzünü fark eden... Ders çalışırken kalkıp yan dairedeki boyacı ustalarına posta koyan (2 gün üst üste, Romanyalı ressama güldükleri için) bir arkadaş... Tuhaf, sürreal gelmedi mi size?

antbalci demiş ki:

Türkiye'de Atatürk karşıtıyken Avustralya'da kıymetini anlayan, Ortadoğu'nun gerçek yüzünü fark eden... Ders çalışırken kalkıp yan dairedeki boyacı ustalarına posta koyan (2 gün üst üste, Romanyalı ressama güldükleri için) bir arkadaş... Tuhaf, sürreal gelmedi mi size?

Hepsini görmek için tıklayın...

Ülke sürreal olmuşken bu bana hiç de tuhaf gelmiyor 🙂

Paylaştığın için teşekkürler @Les Paul
Atatürk'ün kafa yapısını ancak yurt dışına çıktıktan bir süre sonra idrak edebilmiş birinin yazısı olarak bakmak lazım; çok yüzeysel ve havada duran bir yazı bence. At ile arpayı karıştırmış biraz.. Doğru bakış açısı olabilir ama ifadeler boş ve eleştiriden ziyade sızlanma mektubu gibi...
Ayrıca yazının başlığı fecaat.. 🙁

antbalci demiş ki:

Türkiye'de Atatürk karşıtıyken Avustralya'da kıymetini anlayan, Ortadoğu'nun gerçek yüzünü fark eden... Ders çalışırken kalkıp yan dairedeki boyacı ustalarına posta koyan (2 gün üst üste, Romanyalı ressama güldükleri için) bir arkadaş... Tuhaf, sürreal gelmedi mi size?

Hepsini görmek için tıklayın...

Olabilitesi olan bir durum bence. Aşağı yukarı bende buna benzer bir olayı ortaokul yıllarında yaşamıştım. Yaşıtlarım hatırlar, zamanında Bulgaristan'da Türk'lere baskı yapılıyordu, isimleri dinleri değiştiriliyordu, kabul etmeyenlerde öldürülüyordu. İşte o dönemde bu baskıdan kaçıp Türkiye'ye yerleşen bir Türk ailenin Özgür isimli çocuğu ile sınıf arkadaşı olmuştum. Bu çocukta ressam gibiydi özellikle kara kalem de tam bir harikaydı. Fakat hocalar dahil herkes çocuğun Türkçe'si bozuk diye, Bulgaristan göçmeni diye dalga geçerdi, ama açık açık ama üstü kapalı. Hatta çocuğa gavur bozması vs. gibi lakaplar takılmıştı. Çocuk bu duruma fazla dayanamadı ve 7-8 ay gibi bir süre sonra okuldan ayrıldı. Sonrasında öğrendik ki buna benzer durumları ailesi de yaşamış ve canlarını riske atarak Bulgaristan' a dönmüşler.
Benim anne tarafım 1900 lerin başında Bulgaristan'dan İstanbul' a gelmişler dolayısıyla orada halen akrabalarımız bulunuyor (gerçi ben hiçbirini tanımıyorum 🙂) Bu baskı olaylarında Türkiye'ye geldikten sonra burada aç kalıp, itilip kakılıp, Bulgaristan'a dödüklerini de birebir gördüm ve yaşadım. (Tabi bu yazdıklarım sadece işin bir boyutu)

Yazıyı yazan arkadaşta yıllar içinde yaşadığı olayları birleştirip bir bütün haline getirmiş ve kendince sonuca bağlamış. Bence bu olasılığı olan birşey.
Yine örnek vererek açıklayayım, etrafımda düne kadar laik geçinen bazı tiplerin artık tam tersi düşünceleri savunduğunu görür oldum. Aslında bu da sürreal bir durum değil mi ? Ama gerçek, bunlar var işte. Tam tersi neden olmasın ? Turan Dursun örneğinde olduğu gibi.
İnsanların bakış açıları düşünceleri zamanla evriliyor her şey olası...