Houston'dan Notlar

Selamlar. Aslında buraya gelmeyi düşünenler için daha önce bir yazı hazırlamak istemiştim ancak burada Age Of Empires'taki gibi sıfırdan medeniyet inşa etmeye çalıştığımız için buna pek vakit olmadı. Kiralık ev konusunda bilet tarihimize 1 ay kala eşimin daha önce de Amerika'da emlakçılığnı yapan kişi ile iletişime gectik. Ortalama kiraların $1900 civarında olduğunu ve alternatifleri göndereceğini söyledi. Ancak günler günleri kovaladı ve uçuşumuza 2 gün varken hala somut bir ilerleme elde edememiştik. Ve uçağa kimle beraber bindik dersiniz? Evet doğru tahmin. Emlakçı da İstanbul'daymış 🙂

Biz tabi bu kişinin daha önceki işlerine istinaden 3 günlük Airbnb evi tuttuk ki bu sürede ev konusunu çözebileceğimizi hayal ettik. Portföyünde ev olmadığını anlamamız 4 gün daha sürdü ve şanslıydıkki bir daha başka bir taşınma ve ev arama sürecine görmeden Airbnb sözleşmemizi 9 güne çıkardık. Tabi bu sırada küçük kızımız evde ayakkabıyla dolaşmaya ve yatağına alışmaya, Türkiye'deki oyuncakları için gözyaşı dökmeye devam etti. Ben elimden geldiğince fazla platformda kiralık ev aradığımızla ilgili paylaşımlar yaptım.

Bu sırada AT&T gibi hiç çekmeyen ve 40$ ücreti olan 15 GB internet içeren telefon hattı aldık. Sonrasında bunu Metro by T Mobile'a taşıdım. Yine $40 ücrete sınırsız İnternet, sınırsız SMS ve konuşma içeriyordu. İşin ilginci Metro uygulamasını indirip Insurance ve gereksiz bir kaç opsiyonu iptal edince faturam $20'a düştü. Auto-pay ekleyince 5$ daha indirimle $40 ödediğim hatta artık $15 öder oldum.

Ulaşımı Uber ile karşılayıp oto galerilerden araba baktık. Çünkü: Burada arabasız hiç bir işinizi halledemiyorsunuz. Uber, bizim sarı çileler gibi yolcu seçmiyor ama kimin arabasına biniyorsun, gerçekten ne kadar iyi şoför hep soru işareti. Bu süreçte ruhsal çöküntü yaşayan ve triplere giren bir Uber şoförüne, koltukları ıslak ve kötü kokan bir arabaya, tehlikeli manevralar yapan öfkeli bir hanımefendiye denk geldik. Dolayısıyla bu kısım da fazlasıyla risk içeriyor.

Airbnb'deki 8. günümüzde bir emlakçı 2+1 eşyalı daireleri olduğunu yazarak paylaşımıma cevap verdi. Öte yandan peşin ödeme isteyen bir kaç yerel dolandırıcı daha bize salça oldu. Bizim bildiğimiz şekli kare ama adı daire olan evlere apartment deniyor. Özellikle apartment seçtik çünkü: Bölge seçerken güvenli olup olmadığına dair kriterlere baksanız da müstakil evler güvenli değil. Ayrıca house tabir edilen bu müstakil evler genelde eski... Haşere sorunu neredeyse her yerde var ve en basitinden çimlerinizi biç(tir)meniz gerektiği ve buna ayıracak vaktimizin olmaması nedeniyle apartman kompleksini daha makul bulduk.

Bizim potansiyel emlakçımız ile tanıştık, evi gördük. Ev gayet temiz ama aşırı derecede sigara kokuyordu. Emlakçı sigara içtiği için bunun geçici olduğunu düşündük. Öte yandan tekrar bir Airbnb konaklaması yapmak da hepimizi yoracağı için burayı tutmaya karar verdik. Kira kontratını alır almaz ilk iş Bank of America hesabı açtık. Teb ile anlaşmalılar. Teb kartınızla Bank Of America atmlerinden günlük $300 çekebiliyorsunuz. Gişedeki çekim limiti hakkında araştırma yapmadım ama elbette daha yüksektir. Teb internet sitesi üzerinden $7500'lık parçalar halinde Bank Of America hesabınıza $ gönderebiliyorsunuz. Güvenlik kodunun saçma derecede kısacık bir sürede ekrana girilmesi gerekiyor. (Hızlı gitar çalan kazanır.)

Bank Of America uygulamasını indirebilmeniz için ülkenizi, USA olarak değiştirmelisiniz. Ben değiştiremedim neden? Bu kısım çokomelli hiç bir yerde detay yok. Apple Music aboneliğimin bitmesine 2 ay vardı. Apple Music aboneliğiniz bitmeden Appstore'da ülke değiştirmeniz mümkün değil. Apple'a boş yere e mail göndermeyin, online chat ile zaman öldürmeyin sonuç olumsuz olacak. Öte yandan yıllardır Samsung Note ve S serileri kullanan biri olarak söylüyorum burada Iphone Maps rakipsiz. Hangi şeritte gitmeniz gerektiğini dahi önceden bildiriyor. Otoyol çıkışlarını kodlarıyla bildiriyor. Ne yazıkki mecburen Iphone'a geçtim.

Bu evde sigara kokusu hiç geçmiyor. Kızımızın burnu sürekli tıkanıyor. Bazı sabahlar uyandığımızda inanılmaz derecede başımız ağrıyordu. Havalandırma sistemi ortak olduğu için sevgili meksikalı ve siyahi tenli arkadaşlarımızın içtiği otların tadına bakmış olduk. Bir şekilde günah işledik mi...Nihat hocaya sorulmak üzere Amerika'da yaşayan ve istemsizce ota maruz kalmış Türkler için iyi bir lokal soru buldum sanırım.

Bu sitede dairenizde sigara içmeniz yasak. Dolayısıyla kontrattaki maddelere uyulması için emlakçı ile görüştük ama sonuç alamayınca kiralama ofisine dilekçe verdik. Alt kattaki siyahi ailenin 15 gün içinde mahkeme zoruyla tahliye edileceğini bildirdiler. Bir 15 gün de böyle geçti ve siyahiler gerçekten polis eşliğinde eşyaları kapıya konarak siteden uzaklaştırıldı. Bu kısım iç burkucu olsa da artık sigaradan kurtulduk, rahat edeceğiz derken; asıl sorunun kaynağının, sağ alt çaprazda oturan Meksikalılar olduğunu geçmeyen yoğun sigara dumanı nedeniyle öğrendik. Bir şikayet daha...Ama kiralama ofisindeki Meksikalı hanımefendi toprakçı çıktı 🙂 Onların içmediğini iddia etse de otoparka girerken ev kapılarının açık olması nedeniyle araç kameramızda içeride sigara içtiklerine dair görüntü olduğunu söyleyince ilgili daireye $100 ceza kesildi ama sigara kokusu kesilmedi. Ve sonunda oradan ayrıldık.

Araba alma mevzusuna geri dönelim. Önce Türkiye'de aracımızı satarken neler yaşadığıma kısaca bakalım. Buraya gelmeden 2 ay öncesinde ilana çıktığım araca 150.000 gibi uçuk indirimle bir hanımefendi talip oldu sonrasında bir 5000 daha parası çıkışmadığı için indirim yaptım. Öyle ya komşusundan altın borç almıştı. Ve notere 200 metre kala bir 5000 daha indirim istedi ama artık olmaz dedim. Bu arada aracımızı sarı sitedeki emsalleri içinde iyi bir fiyata koydum ve istediğim rakamın 10.000-15.000TL altına defalarca alıcı çıktı. Yani fiyatı gerçekten cazipti ama eşimin görevi devam ettiği ve her gün çok fazla yol yapması gerektiği için en güvenli olanın kendi aracımız olduğunu düşünerek satışı erteledim ve son ana kadar kiralık aracı geciktirdim.

Araç alıcısı detaylı fotoğraf ve videolarını gönderdiğim 155.000TL uyguna alacağı 4 yaşındaki aracımız için bir kaç çiziğine "Aaa keşke olmasaymış" diyerek son bir defa pazarlık şansını denedi ama bu sinir harbini de bir şekilde atlattık. Burada kısa bir tahlil: ilana, 3 gün sonra yurtdışına çıkacağım dolayısıyla satış için akrabama vekalet vereceğim yazdığım için temiz ahlaklı ve tamamen iyi niyetli bir alıcı "anladığım kadarıyla zor durumdasın" diye girizgah yapıp 250.000 indirim isteyerek mesajını sonlandırmıştı. Sanırım bizim, iyi insan olmakla ilgili ciddi sorunlarımız var. Kendince yaptığı analize göre beni soymak için plan kurgulamış. Ha bir de kız kardeşine ilk arabasını alacak düşünceli galericiler bolca aradı. Arabanızı satacaksanız çelik gibi sinirleriniz olmalı. Gerçi gitar satarken hangimize dövme, bulgur, saat takasları gelmediki. İşte bunun bir üst seviyesini düşünün.

Amerika'daki araçların kaporta durumlarını görünce olmayan anksiyetem belirdi. Gerçekten inanılmaz hor kullanılmış, bol vuruk, çizik, güneş yanıklı arabalarla dolu her yer. Çoğu farklı renk çamurluk ya da tamponlarla geziyor. Keşke araç sattığım hanımefendi buradaki araçları görebilseydi.

Amerika'da işçilik ciddi pahalı. Düşününki aracımın deposu $30'a doluyor ama saç tıraşı $40. (Bu sekansta "Ben hep elli liralık alıyorum" diyen ünlü Türk düşünürümüzü sevgiyle yad ediyorum.) Haliyle oto tamirci ücretleri de yüksek olduğu için insanlar kozmetik kusurlara pek para harcamıyor. Kredi notunu yükselten, elindeki aracı olduğu gibi verip; yenisini alıyor. Öte yandan aracınızın tamircide geçirdiği süre, hayatınızı çok zorlaştırıyor çünkü: Her şey devasa mesafelerde. Hatta bu milage saçmalığının insanlara az yol gittikleri izlenimi verilmesi için uydurulduğunu düşünüyorum. Sanırım büyük resmi gördüm.🙂 Markete gideceğiz ne o 5 mile...
Ne 5 mile'i yahu! 8 km. git 8 km. gel. Tam 16 kmden bahsediyoruz.

Texas'ta SSN ve Texas ehliyeti olmadan araba alabilirsiniz. Ancak insurance yani sigorta bedeli, kredi skorunuz olmadığı için yüksek çıkacaktır. (Ortalama 260$) Burada insurance ile geçinen bir kesim olduğuyla ilgili çok video izledim. Dolayısıyla Insurance çok önemli size zorla kaza yaptırıp sigortadan para alıyorlar. Araba almadan önce aracınıza montajı yapılacak araç kamerasının siparişini vermenizi öneririm.

Araba alacağınız seçenekleri: Yerel satıcılar, resmi bayiler ve sahibinden olarak gruplandırabiliriz. Açık arttırma filan bölüm sonu canavarı gibi çok sonraki işler. Her kuşu öptük leylek kaldı. Geçiniz efendim.

Yerel satıcılar nispeten ucuz, bayiler (piyasaya göre) oldukça pahalı ve sahibinden ise tamamen sürpriz yumurta. Arabadan anlamıyorsanız risk büyük. Ben araba bakmaya giderken Cecil adında bir Uber şoförü ile sohbet ettim ve sağolsun KBB isimli siteden beni haberdar etti ve piyasa araştırmasını, pazarlığımı buna göre yaptım ve çok isabetli oldu. KBB bakmadan araç almayın. Ucuz sandığınız araç pahalı; pahalı sandığınız araç ucuz olabilir. Hele de şu ortamda Türkiye'de fiyat algımız tamamen kaybolmuşken.

Facebook Marketplace'ten Carlos adında bir satıcıdan gurbetci Türklerin vazgecilmez itemi Toyota Prius satın aldım. Carlos, araç sahibi gibi konuştu. Beni davet ettiği konum kendi evi çıktı. Ama dealer gibi eşiyle birlikte evrakları hazırladılar. Parayı gönderdik, arabayı sattık diye kağıt imzaladılar. Kağıttan geçici plakamızı aldık ve yola çıktık.

Dönüş yolunda arabalara "yaklaşmayın!" diyerek güldüğüm için kızım dayanamadı sordu "Baba neden yaklaşmasınlar?" Çünkü "inciniriz, yırtılırız kağıt plakamız var bizim" diye diye eve geldik. 2 hafta sonra Carlos metal plakaları ve etiketimizi yolladı. Etiket, ön cama yapıştırılacak ve 2025 yılı için Houston'da ön ve arka plaka takmak zorunlu. İleride bu kanun değişirse diye not düşelim.

Bu aşamaya gelene kadar o kadar çok araba baktım, öyle albenisi yüksek ama fiyatı denk araçlar gördümki buna nasıl karar kıldığımı anlamak hala zor. 2010 Maserati'yle aynı fiyattı. Ne bileyim iç sesiniz BMW, Mercedes hiç olmazsa şu Jaguar olsun derken Prius...

Ama bu Prius'lar yaman araçlar. Bozulmuyorlar, benzinciyi unutuyorsunuz. Yedek parça ucuz, araba basit ve sade. Mesela araç kamerasını ve car play ekranını, arabayla Lego oynar gibi söke taka ben montajladım. Piyasası ise çok iyi. Bir Genesis ne kadar gösterişli olursa olsun satacağınız zaman sizi bu ayrılığa pişman edebilir. Oysa ca(ğ)nım Prius uzun süre çalıştığınız şirketteki veda yemeği gibi...

Carlos, sonradan öğrendiğime göre open title tabir edilen bir yöntemle Yerel bir satıcı gibi satış yapıyormuş. Bu da bana denk geldi. İşin özü vergiden kaçırıyor aslında. Trump ile vicdanı arasındaki bir konu ama alıcı için de risk içeriyor. Sahibinden araç aldığınız senaryoda bir kaç basit evrak işiyle alıcı uğraşıyor ama Carlos, gizli bir Yerel Satıcı olduğu için bu prosedürle bile uğraşmadık. Noter sırası ve boşa vurulan mühür sesleri olmadan bisiklet alır gibi araba alıyorsunuz. Bir kısa not ilgilendiğiniz aracın VIN bilgilerini alın, clean title ve titleının satıcıda olduğunu teyit edin. Mesela canınız sıkıldı ve çalışma izniniz de var ve aracınız salvage title. Ne yazıkki salvage title ile Uber yapamazsınız. Gerçi Uber için 1 yıllık Amerikan ehliyeti isteniyor ayrıca hemen herkesin silahlı olduğu bir ülkede arabanıza katilinizi almanız işten degil. Yine de minik bir detay olarak kalsın.

Buradaki trafik kültürünün ne kadar iyi olduğuyla ilgili türlü videolara denk geldim. Eminim sizin de bir şekilde karşınıza çıkmıştır. 11 Yaşından beri rahmetli babamdan gizli saklı bir şekilde araba kullanırım. Çok net söyleyebilirimki otoyollarda tam bir canavara dönüşüyorlar. Şerit değiştirirken bile canınızdan can gidiyor. Sinyal verdiğinizde; gaza yüklenip şerit değiştirmemeniz için kamikaze pilotu gibi üstünüze geliyorlar. Ve evet kaynakçılık Amerika'da da iyi icra ediliyor.

Burada yollarda neredeyse tüm araçlar truck tabir edilen açık kasa pikaplardan oluşuyor. 3. Dünya savaşı çıksa Amerika çok avantajlı durumda çünkü: üzerine uçaksavar konarak tam bir savaş aracına evrilen açık kasa Toyota pikapların anavatanı burası..

Ne diyorduk medeniyetimizi yeniden inşa edeceğiz sıradaki en önemli konu ise Texas ehliyeti. Türk ehliyetiniz altı ay geçerli ama araba bakarken; oto galeride çalışan ve trafik kazasına karıştığında henüz Texas ehliyeti olmayan bir Türk'ün, polise kendini ifade etme çabasını dinledim. Polis, inisiyatif kullanarak Türk haklı olmasına rağmen Texas ehliyeti olmadığı için Turk'e ceza yazmış ve hakim de Texas ehliyeti alması için 1 ay süre vermiş aksi takdirde cezasını onayacağı yönünde kanaat belirtmiş.

Tabi bu kısımlar hep mişli muşlu...Eh Türklerle olan geçmişim pek de iç açıcı olmadığı için teyide muhtaç bir hikaye. Ama ne olursa olsun Türk ehliyetimin süresi bitmeden Texas ehliyeti almam gerektiği için kursa yazıldım.

Vaktim kısıtlı olduğu için online dersler alıp, sonrasında bilgilendirici ve ileri sar tuşunun etkisiz olduğu videolar izleyip; çoktan seçmeli sorularla ehliyete yavaş yavaş yaklaştım. "1 Günde Texas ehliyeti nasıl alınır" tadındaki videolar, evli çocuklu insanlar için pek gerçekçi değil. Bilgisayarın başından kalkmadan saatlerce video izlemeniz lazım.

2025 için bu kısıma ait ücret $25 pek çok YouTube kanalında önerildigi üzere easytexasdriver'dan online ders alırsanız; pdf olarak sertifikanızı indirmek için +$9 daha ödemeyin çünkü: Adrese postaladıkları seçenek artık çalışmıyor ve tüm sertifikaları online pdf olarak iletiyorlar. ( 1 hafta süre içinde indirme linki ya da e-mail gelmezse mutlaka kursu sıkıştırın. Benimkini bildiğiniz unuttular.)

Online kursları geçip; evrakları teslim etmek üzere DPS'e randevu da buldunuz. İçeri bir girdiniz mahşeri kalabalık... Endişelenmeyin 50 gişe harıl harıl çalışıyor.

DPS'te evrakları teslim ederken; sizi göz muayenesine sokuyorlar basit ama gözlüklüler için incitici. Eğer gözlerinizde sorun varsa; şansınızı zorlamayın gözlüğünüzü/lensinizi takın. Ehliyetinize bu bilgi yazılacak.

Evraklarınızı teslim ettiğinizde iki seçeneğiniz oluyor: Devlet tarafından düzenlenen direksiyon sınavına katılmak ya da özel bir kursta sınava girmek. Devlet tarafından yapılan kurslar çok ileri tarihli olduğu için özel kursa gitmeyi düşünüyorken; Türk pasaportumun işe yarayacağı ender bir durum gelişti. Evrakları teslim edeceğimiz Müslüman olduğunu tahmin ettiğimiz gişe memuresi "Ben, sizin için sınav tarihi kontrol edeyim" dedi ve 2.5 hafta sonrasına randevu aldı. Ben evdeyken baktığımda 3 ay gibi süreler gösteriyordu. Dolayısıyla hanımefendiye teşekkür edip buradaki sınava girmeyi tercih ettim. Bu hamle için + 80$ yazabiliriz. Özel kurslara vereceğimiz para cebimize kaldı. Yine YouTube'da oldukça fazla gerilim dolu sınav yorumları görseniz de hepsi aynı olacak değil ya. İlk denememde kolayca sınavı geçtim. Sınav bittiğinde; gözetmen hemen yüzünüze yüzünüze karnenizi okuyor.

Direksiyon sınavında bir kaç eyalet için yanınızda tercüman götürebildiğinizle ilgili bilgiler vardı. Houston'da bu seçeneğiniz yok. Zaten gerek de yok. Buradaki hispanicler, kelimeleri yuvarlayanlarla girdikleri savaşı kazanmış gibiler. Sınav hocanız basit komutlarla gerektiği kadar iletişimde kalıyor. Sınava gireceğiniz aracı, Tüvtürk muayenesine soktuğunuzda geçeceğini düşünüyorsanız sınava hazırsınız demektir. Sınavdan önce silecek, sinyal far, stop lambaları kontrol ediliyor. Tabi sizin kimliğiniz/pasaportunuz ve sınav evraklarınız da...

Direksiyon sınavında en çok dikkat edilen konu DUR işaretlerinde kesinlikle aracın durdurulması, dönüşlerde ve şerit değiştirmeden önce sinyal verilmesi, riskli hamlelerden kaçınılması ve paralel parkta kukalara çarpılmaması. Şu güne kadar dört taraflı DUR işaretlerinde hiç sekmeden herkesin nizami şekilde geçişine tanık oldum. Bana tuhaf gelen bir kural ise sağa dönüşte özel bir ibare yoksa kırmızı da yansa eğer yol boş ise sağa dönebilirsiniz. Tabi yayaları da gözeterek. Sağ şeritte kırmızı ışıkta sakin sakin beklerken arkanızdakinin vaktini yok yere harcıyor olabilirsiniz. En güvenli şerit orta şerit...

Market fiyatlarıyla ilgili hiç istemeseniz dahi pek çok videoya denk gelmişsinizdir. Evet, Türkiye ile kıyaslayınca fiyatlar makul (Dolar kazanıyorsanız...Yoksa her şeyi sürekli değişen dolar kuruyla çarpmaktan ekonomist olursunuz.) Konu marketten açılmışken hızlıca şunu söylemek isterim: Black cherry ibaresi bulunan hiçbir şey bizim damak zevkimize uymuyor. Tabi öksürük şurubu seviyorsanız ayrı. Ocağın yıkılsın Dr. Pepper.

Ne alırsanız alın içeriğine dikkat edin. Aceleden ve "turşunun içine ne konur ki? bildiğin turşudur" diye dar bir pencereden bakarak turşu aldık. Ama tarçınlı, şekerli ve mısır şuruplu salatalık turşusu ile ilk ısırık sonrası birbirimize küfrederek bakıştık. O bizi avamlıkla suçladı. Biz, onu bir turşuya yakışır hareketleri olmadığıyla...

Gıda için Walmart öneririm arkasından Kroger ve Target gelir. Bu marketlerde evinizin ihtiyacı olan pek çok şeyi de bulabilirsiniz.

Kıyafet için Ross, Burlington ve Marshall's diye fiyat/performans olarak listeleyebilirim. Ross'ta alacağınız ürünlere dikkat edin. Mesela Columbia tshirtler $9 ama minik (Şüpheli) bir defosu olabilir...

Buradaki üç Türk bağlantımızla da iyi etkileşimler sağlayamadık. Yeni tanıştığı birine ilk cümlesi "Burada kalıcı mısın?" olan biriyle aynı dili de konuşsanız anlaşamazsınız. Bu cümlenin altında şu ana fikirler yatıyor burada kalıcıysa yasal olarak gelmiştir. Bu durumda seni, gözün açılıncaya kadar soyabilir. Eğer bir şekilde sınırdan geldiysen ya da geçici statü ile buradaysan eller ovuşturulur...
Türklerden zaten uzak durun da olaki biri size bu soruyu soruyorsa iletişimi orada kesin.

Zaten Facebook, Telegram gruplarına baksanız çoğumuz ibretlik vesikası... Buraya daha önce gelenler, yeni gelenleri dolandırmaya çalışıyor. Yasal olarak burada olanlar, kaçakları aşağılıyor. Soru soranlar, kişilik bozukluğu yaşayan Greencardlı ya da Amerikan vatandaşı olmuş Türkler tarafından zorbalanıyor.

Eh bizim için yeni bir şey değil. Burada da birlik olamamışız. Yalnız bir Fiesta markete gidince Meksikalılara imrendim. Kendi dillerinde anonsların yapıldığı ve neredeyse herkesin Meksikalı olduğu bir alan. Bunun Arap versiyonu bizi tedirgin etti. Gerçi bu hali de beyaz Amerikalılar tarafından çok tasvip edilmiyor olabilir.

Burada şimdiye kadar herhangi bir ırkçılıkla karşılaşmadık ama zaman ne gösterir bilinmez. Neredeyse herkes yürürken mutlaka selam veriyor. Tabi bu bulunduğunuz bölgeyle ilintili. Tehlikeli yerler gerçekten tehlikeli. Ben Adanalıyım ve anne, babamın görev yaptığı 5 Ocak, Meydan, 19 Mayıs, Kiremithane mahallelerinde zaman geçirdim. Adanalıların kafasında bir fikir oluşmuştur.

Gitar çalmayı seviyorum. Elbette geldiğimde; hızlıca aklımdaki modeller için pazar araştırması yaptım. Türkiye'deki fiyatların neredeyse yarısı diyebilirim. Tabi Amerikan üretimi Fender, Tom Anderson, Gibson gibi markalar için konuşuyorum. Japon ESP yine üzebilir 🙂
Yine bir arkadaşım için supplement baktım. Türkiye'dekinin neredeyse yarısı... Bazı şeylere daha kolay erişim; buradaki insanları avantajlı duruma getiriyor. Düşününki Amerikan vatandaşları hane gelirlerlerinin düşük olduğunu ispatladığında; indirimli internet tarifesi alıyorlar. Sanırım biz zar zor geçinen bir Türk, evine internet bağlatmak istese şöyle düşünürdük: "İnternet senin neyine!"

Epeyce uzadı...Almanya'da yaşayan ve kurulu düzenlerini bozmak istemedikleri için Türkiye'ye dönemeyen sevgili Türkler gibi ben de "Amerika tu kaka burada domates 15 öyro, et $50" diyemedim de bu yazıyı yazdım.

Bir gün yazdıklarım, değişen kanun ve koşullar nedeniyle Chatgpt ile çelişirse Chatgpt'ye güvenin.

Sevgiler.
 
Son düzenleme:
Selamlar. Aslında buraya gelmeyi düşünenler için daha önce bir yazı hazırlamak istemiştim ancak burada Age Of Empires'taki gibi sıfırdan medeniyet inşa etmeye çalıştığımız için buna pek vakit olmadı. Kiralık ev konusunda bilet tarihimize 1 ay kala eşimin daha önce de Amerika'da emlakçılığnı yapan kişi ile iletişime gectik. Ortalama kiraların $1900 civarında olduğunu ve alternatifleri göndereceğini söyledi. Ancak günler günleri kovaladı ve uçuşumuza 2 gün varken hala somut bir ilerleme elde edememiştik. Ve uçağa kimle beraber bindik dersiniz? Evet doğru tahmin. Emlakçı da İstanbul'daymış 🙂

Biz tabi bu kişinin daha önceki işlerine istinaden 3 günlük Airbnb evi tuttuk ki bu sürede ev konusunu çözebileceğimizi hayal ettik. Portföyünde ev olmadığını anlamamız 4 gün daha sürdü ve şanslıydıkki bir daha başka bir taşınma ve ev arama sürecine görmeden Airbnb sözleşmemizi 9 güne çıkardık. Tabi bu sırada küçük kızımız evde ayakkabıyla dolaşmaya ve yatağına alışmaya, Türkiye'deki oyuncakları için gözyaşı dökmeye devam etti. Ben elimden geldiğince fazla platformda kiralık ev aradığımızla ilgili paylaşımlar yaptım.

Bu sırada AT&T gibi hiç çekmeyen ve 40$ ücreti olan 15 GB internet içeren telefon hattı aldık. Sonrasında bunu Metro by T Mobile'a taşıdım. Yine $40 ücrete sınırsız İnternet, sınırsız SMS ve konuşma içeriyordu. İşin ilginci Metro uygulamasını indirip Insurance ve gereksiz bir kaç opsiyonu iptal edince faturam $20'a düştü. Auto-pay ekleyince 5$ daha indirimle $40 ödediğim hatta artık $15 öder oldum.

Ulaşımı Uber ile karşılayıp oto galerilerden araba baktık. Çünkü: Burada arabasız hiç bir işinizi halledemiyorsunuz. Uber, bizim sarı çileler gibi yolcu seçmiyor ama kimin arabasına biniyorsun, gerçekten ne kadar iyi şoför hep soru işareti. Bu süreçte ruhsal çöküntü yaşayan ve triplere giren bir Uber şoförüne, koltukları ıslak ve kötü kokan bir arabaya, tehlikeli manevralar yapan öfkeli bir hanımefendiye denk geldik. Dolayısıyla bu kısım da fazlasıyla risk içeriyor.

Airbnb'deki 8. günümüzde bir emlakçı 2+1 eşyalı daireleri olduğunu yazarak paylaşımıma cevap verdi. Öte yandan peşin ödeme isteyen bir kaç yerel dolandırıcı daha bize salça oldu. Bizim bildiğimiz şekli kare ama adı daire olan evlere apartment deniyor. Özellikle apartment seçtik çünkü: Bölge seçerken güvenli olup olmadığına dair kriterlere baksanız da müstakil evler güvenli değil. Ayrıca house tabir edilen bu müstakil evler genelde eski... Haşere sorunu neredeyse her yerde var ve en basitinden çimlerinizi biç(tir)meniz gerektiği ve buna ayıracak vaktimizin olmaması nedeniyle apartman kompleksini daha makul bulduk.

Bizim potansiyel emlakçımız ile tanıştık, evi gördük. Ev gayet temiz ama aşırı derecede sigara kokuyordu. Emlakçı sigara içtiği için bunun geçici olduğunu düşündük. Öte yandan tekrar bir Airbnb konaklaması yapmak da hepimizi yoracağı için burayı tutmaya karar verdik. Kira kontratını alır almaz ilk iş Bank of America hesabı açtık. Teb ile anlaşmalılar. Teb kartınızla Bank Of America atmlerinden günlük $300 çekebiliyorsunuz. Gişedeki çekim limiti hakkında araştırma yapmadım ama elbette daha yüksektir. Teb internet sitesi üzerinden $7500'lık parçalar halinde Bank Of America hesabınıza $ gönderebiliyorsunuz. Güvenlik kodunun saçma derecede kısacık bir sürede ekrana girilmesi gerekiyor. (Hızlı gitar çalan kazanır.)

Bank Of America uygulamasını indirebilmeniz için ülkenizi, USA olarak değiştirmelisiniz. Ben değiştiremedim neden? Bu kısım çokomelli hiç bir yerde detay yok. Apple Music aboneliğimin bitmesine 2 ay vardı. Apple Music aboneliğiniz bitmeden Appstore'da ülke değiştirmeniz mümkün değil. Apple'a boş yere e mail göndermeyin, online chat ile zaman öldürmeyin sonuç olumsuz olacak. Öte yandan yıllardır Samsung Note ve S serileri kullanan biri olarak söylüyorum burada Iphone Maps rakipsiz. Hangi şeritte gitmeniz gerektiğini dahi önceden bildiriyor. Otoyol çıkışlarını kodlarıyla bildiriyor. Ne yazıkki mecburen Iphone'a geçtim.

Bu evde sigara kokusu hiç geçmiyor. Kızımızın burnu sürekli tıkanıyor. Bazı sabahlar uyandığımızda inanılmaz derecede başımız ağrıyordu. Havalandırma sistemi ortak olduğu için sevgili meksikalı ve siyahi tenli arkadaşlarımızın içtiği otların tadına bakmış olduk. Bir şekilde günah işledik mi...Nihat hocaya sorulmak üzere Amerika'da yaşayan ve istemsizce ota maruz kalmış Türkler için iyi bir lokal soru buldum sanırım.

Bu sitede dairenizde sigara içmeniz yasak. Dolayısıyla kontrattaki maddelere uyulması için emlakçı ile görüştük ama sonuç alamayınca kiralama ofisine dilekçe verdik. Alt kattaki siyahi ailenin 15 gün içinde mahkeme zoruyla tahliye edileceğini bildirdiler. Bir 15 gün de böyle geçti ve siyahiler gerçekten polis eşliğinde eşyaları kapıya konarak siteden uzaklaştırıldı. Bu kısım iç burkucu olsa da artık sigaradan kurtulduk, rahat edeceğiz derken; asıl sorunun kaynağının, sağ alt çaprazda oturan Meksikalılar olduğunu geçmeyen yoğun sigara dumanı nedeniyle öğrendik. Bir şikayet daha...Ama kiralama ofisindeki Meksikalı hanımefendi toprakçı çıktı 🙂 Onların içmediğini iddia etse de otoparka girerken ev kapılarının açık olması nedeniyle araç kameramızda içeride sigara içtiklerine dair görüntü olduğunu söyleyince ilgili daireye $100 ceza kesildi ama sigara kokusu kesilmedi. Ve sonunda oradan ayrıldık.

Araba alma mevzusuna geri dönelim. Önce Türkiye'de aracımızı satarken neler yaşadığıma kısaca bakalım. Buraya gelmeden 2 ay öncesinde ilana çıktığım araca 150.000 gibi uçuk indirimle bir hanımefendi talip oldu sonrasında bir 5000 daha parası çıkışmadığı için indirim yaptım. Öyle ya komşusundan altın borç almıştı. Ve notere 200 metre kala bir 5000 daha indirim istedi ama artık olmaz dedim. Bu arada aracımızı sarı sitedeki emsalleri içinde iyi bir fiyata koydum ve istediğim rakamın 10.000-15.000TL altına defalarca alıcı çıktı. Yani fiyatı gerçekten cazipti ama eşimin görevi devam ettiği ve her gün çok fazla yol yapması gerektiği için en güvenli olanın kendi aracımız olduğunu düşünerek satışı erteledim ve son ana kadar kiralık aracı geciktirdim.

Araç alıcısı detaylı fotoğraf ve videolarını gönderdiğim 155.000TL uyguna alacağı 4 yaşındaki aracımız için bir kaç çiziğine "Aaa keşke olmasaymış" diyerek son bir defa pazarlık şansını denedi ama bu sinir harbini de bir şekilde atlattık. Burada kısa bir tahlil: ilana, 3 gün sonra yurtdışına çıkacağım dolayısıyla satış için akrabama vekalet vereceğim yazdığım için temiz ahlaklı ve tamamen iyi niyetli bir alıcı "anladığım kadarıyla zor durumdasın" diye girizgah yapıp 250.000 indirim isteyerek mesajını sonlandırmıştı. Sanırım bizim, iyi insan olmakla ilgili ciddi sorunlarımız var. Kendince yaptığı analize göre beni soymak için plan kurgulamış. Ha bir de kız kardeşine ilk arabasını alacak düşünceli galericiler bolca aradı. Arabanızı satacaksanız çelik gibi sinirleriniz olmalı. Gerçi gitar satarken hangimize dövme, bulgur, saat takasları gelmediki. İşte bunun bir üst seviyesini düşünün.

Amerika'daki araçların kaporta durumlarını görünce olmayan anksiyetem belirdi. Gerçekten inanılmaz hor kullanılmış, bol vuruk, çizik, güneş yanıklı arabalarla dolu her yer. Çoğu farklı renk çamurluk ya da tamponlarla geziyor. Keşke araç sattığım hanımefendi buradaki araçları görebilseydi.

Amerika'da işçilik ciddi pahalı. Düşününki aracımın deposu $30'a doluyor ama saç tıraşı $40. (Bu sekansta "Ben hep elli liralık alıyorum" diyen ünlü Türk düşünürümüzü sevgiyle yad ediyorum.) Haliyle oto tamirci ücretleri de yüksek olduğu için insanlar kozmetik kusurlara pek para harcamıyor. Kredi notunu yükselten, elindeki aracı olduğu gibi verip; yenisini alıyor. Öte yandan aracınızın tamircide geçirdiği süre, hayatınızı çok zorlaştırıyor çünkü: Her şey devasa mesafelerde. Hatta bu milage saçmalığının insanlara az yol gittikleri izlenimi verilmesi için uydurulduğunu düşünüyorum. Sanırım büyük resmi gördüm.🙂 Markete gideceğiz ne o 5 mile...
Ne 5 mile'i yahu! 8 km. git 8 km. gel. Tam 16 kmden bahsediyoruz.

Texas'ta SSN ve Texas ehliyeti olmadan araba alabilirsiniz. Ancak insurance yani sigorta bedeli, kredi skorunuz olmadığı için yüksek çıkacaktır. (Ortalama 260$) Burada insurance ile geçinen bir kesim olduğuyla ilgili çok video izledim. Dolayısıyla Insurance çok önemli size zorla kaza yaptırıp sigortadan para alıyorlar. Araba almadan önce aracınıza montajı yapılacak araç kamerasının siparişini vermenizi öneririm.

Araba alacağınız seçenekleri: Yerel satıcılar, resmi bayiler ve sahibinden olarak gruplandırabiliriz. Açık arttırma filan bölüm sonu canavarı gibi çok sonraki işler. Her kuşu öptük leylek kaldı. Geçiniz efendim.

Yerel satıcılar nispeten ucuz, bayiler (piyasaya göre) oldukça pahalı ve sahibinden ise tamamen sürpriz yumurta. Arabadan anlamıyorsanız risk büyük. Ben araba bakmaya giderken Cecil adında bir Uber şoförü ile sohbet ettim ve sağolsun KBB isimli siteden beni haberdar etti ve piyasa araştırmasını, pazarlığımı buna göre yaptım ve çok isabetli oldu. KBB bakmadan araç almayın. Ucuz sandığınız araç pahalı; pahalı sandığınız araç ucuz olabilir. Hele de şu ortamda Türkiye'de fiyat algımız tamamen kaybolmuşken.

Facebook Marketplace'ten Carlos adında bir satıcıdan gurbetci Türklerin vazgecilmez itemi Toyota Prius satın aldım. Carlos, araç sahibi gibi konuştu. Beni davet ettiği konum kendi evi çıktı. Ama dealer gibi eşiyle birlikte evrakları hazırladılar. Parayı gönderdik, arabayı sattık diye kağıt imzaladılar. Kağıttan geçici plakamızı aldık ve yola çıktık.

Dönüş yolunda arabalara "yaklaşmayın!" diyerek güldüğüm için kızım dayanamadı sordu "Baba neden yaklaşmasınlar?" Çünkü "inciniriz, yırtılırız kağıt plakamız var bizim" diye diye eve geldik. 2 hafta sonra Carlos metal plakaları ve etiketimizi yolladı. Etiket, ön cama yapıştırılacak ve 2025 yılı için Houston'da ön ve arka plaka takmak zorunlu. İleride bu kanun değişirse diye not düşelim.

Bu aşamaya gelene kadar o kadar çok araba baktım, öyle albenisi yüksek ama fiyatı denk araçlar gördümki buna nasıl karar kıldığımı anlamak hala zor. 2010 Maserati'yle aynı fiyattı. Ne bileyim iç sesiniz BMW, Mercedes hiç olmazsa şu Jaguar olsun derken Prius...

Ama bu Prius'lar yaman araçlar. Bozulmuyorlar, benzinciyi unutuyorsunuz. Yedek parça ucuz, araba basit ve sade. Mesela araç kamerasını ve car play ekranını, arabayla Lego oynar gibi söke taka ben montajladım. Piyasası ise çok iyi. Bir Genesis ne kadar gösterişli olursa olsun satacağınız zaman sizi bu ayrılığa pişman edebilir. Oysa ca(ğ)nım Prius uzun süre çalıştığınız şirketteki veda yemeği gibi...

Carlos, sonradan öğrendiğime göre open title tabir edilen bir yöntemle Yerel bir satıcı gibi satış yapıyormuş. Bu da bana denk geldi. İşin özü vergiden kaçırıyor aslında. Trump ile vicdanı arasındaki bir konu ama alıcı için de risk içeriyor. Sahibinden araç aldığınız senaryoda bir kaç basit evrak işiyle alıcı uğraşıyor ama Carlos, gizli bir Yerel Satıcı olduğu için bu prosedürle bile uğraşmadık. Noter sırası ve boşa vurulan mühür sesleri olmadan bisiklet alır gibi araba alıyorsunuz. Bir kısa not ilgilendiğiniz aracın VIN bilgilerini alın, clean title ve titleının satıcıda olduğunu teyit edin. Mesela canınız sıkıldı ve çalışma izniniz de var ve aracınız salvage title. Ne yazıkki salvage title ile Uber yapamazsınız. Gerçi Uber için 1 yıllık Amerikan ehliyeti isteniyor ayrıca hemen herkesin silahlı olduğu bir ülkede arabanıza katilinizi almanız işten degil. Yine de minik bir detay olarak kalsın.

Buradaki trafik kültürünün ne kadar iyi olduğuyla ilgili türlü videolara denk geldim. Eminim sizin de bir şekilde karşınıza çıkmıştır. 11 Yaşından beri rahmetli babamdan gizli saklı bir şekilde araba kullanırım. Çok net söyleyebilirimki otoyollarda tam bir canavara dönüşüyorlar. Şerit değiştirirken bile canınızdan can gidiyor. Sinyal verdiğinizde; gaza yüklenip şerit değiştirmemeniz için kamikaze pilotu gibi üstünüze geliyorlar. Ve evet kaynakçılık Amerika'da da iyi icra ediliyor.

Burada yollarda neredeyse tüm araçlar truck tabir edilen açık kasa pikaplardan oluşuyor. 3. Dünya savaşı çıksa Amerika çok avantajlı durumda çünkü: üzerine uçaksavar konarak tam bir savaş aracına evrilen açık kasa Toyota pikapların anavatanı burası..

Ne diyorduk medeniyetimizi yeniden inşa edeceğiz sıradaki en önemli konu ise Texas ehliyeti. Türk ehliyetiniz altı ay geçerli ama araba bakarken; oto galeride çalışan ve trafik kazasına karıştığında henüz Texas ehliyeti olmayan bir Türk'ün, polise kendini ifade etme çabasını dinledim. Polis, inisiyatif kullanarak Türk haklı olmasına rağmen Texas ehliyeti olmadığı için Turk'e ceza yazmış ve hakim de Texas ehliyeti alması için 1 ay süre vermiş aksi takdirde cezasını onayacağı yönünde kanaat belirtmiş.

Tabi bu kısımlar hep mişli muşlu...Eh Türklerle olan geçmişim pek de iç açıcı olmadığı için teyide muhtaç bir hikaye. Ama ne olursa olsun Türk ehliyetimin süresi bitmeden Texas ehliyeti almam gerektiği için kursa yazıldım.

Vaktim kısıtlı olduğu için online dersler alıp, sonrasında bilgilendirici ve ileri sar tuşunun etkisiz olduğu videolar izleyip; çoktan seçmeli sorularla ehliyete yavaş yavaş yaklaştım. "1 Günde Texas ehliyeti nasıl alınır" tadındaki videolar, evli çocuklu insanlar için pek gerçekçi değil. Bilgisayarın başından kalkmadan saatlerce video izlemeniz lazım.

2025 için bu kısıma ait ücret $25 pek çok YouTube kanalında önerildigi üzere easytexasdriver'dan online ders alırsanız; pdf olarak sertifikanızı indirmek için +$9 daha ödemeyin çünkü: Adrese postaladıkları seçenek artık çalışmıyor ve tüm sertifikaları online pdf olarak iletiyorlar. ( 1 hafta süre içinde indirme linki ya da e-mail gelmezse mutlaka kursu sıkıştırın. Benimkini bildiğiniz unuttular.)

Online kursları geçip; evrakları teslim etmek üzere DPS'e randevu da buldunuz. İçeri bir girdiniz mahşeri kalabalık... Endişelenmeyin 50 gişe harıl harıl çalışıyor.

DPS'te evrakları teslim ederken; sizi göz muayenesine sokuyorlar basit ama gözlüklüler için incitici. Eğer gözlerinizde sorun varsa; şansınızı zorlamayın gözlüğünüzü/lensinizi takın. Ehliyetinize bu bilgi yazılacak.

Evraklarınızı teslim ettiğinizde iki seçeneğiniz oluyor: Devlet tarafından düzenlenen direksiyon sınavına katılmak ya da özel bir kursta sınava girmek. Devlet tarafından yapılan kurslar çok ileri tarihli olduğu için özel kursa gitmeyi düşünüyorken; Türk pasaportumun işe yarayacağı ender bir durum gelişti. Evrakları teslim edeceğimiz Müslüman olduğunu tahmin ettiğimiz gişe memuresi "Ben, sizin için sınav tarihi kontrol edeyim" dedi ve 2.5 hafta sonrasına randevu aldı. Ben evdeyken baktığımda 3 ay gibi süreler gösteriyordu. Dolayısıyla hanımefendiye teşekkür edip buradaki sınava girmeyi tercih ettim. Bu hamle için + 80$ yazabiliriz. Özel kurslara vereceğimiz para cebimize kaldı. Yine YouTube'da oldukça fazla gerilim dolu sınav yorumları görseniz de hepsi aynı olacak değil ya. İlk denememde kolayca sınavı geçtim. Sınav bittiğinde; gözetmen hemen yüzünüze yüzünüze karnenizi okuyor.

Direksiyon sınavında bir kaç eyalet için yanınızda tercüman götürebildiğinizle ilgili bilgiler vardı. Houston'da bu seçeneğiniz yok. Zaten gerek de yok. Buradaki hispanicler, kelimeleri yuvarlayanlarla girdikleri savaşı kazanmış gibiler. Sınav hocanız basit komutlarla gerektiği kadar iletişimde kalıyor. Sınava gireceğiniz aracı, Tüvtürk muayenesine soktuğunuzda geçeceğini düşünüyorsanız sınava hazırsınız demektir. Sınavdan önce silecek, sinyal far, stop lambaları kontrol ediliyor. Tabi sizin kimliğiniz/pasaportunuz ve sınav evraklarınız da...

Direksiyon sınavında en çok dikkat edilen konu DUR işaretlerinde kesinlikle aracın durdurulması, dönüşlerde ve şerit değiştirmeden önce sinyal verilmesi, riskli hamlelerden kaçınılması ve paralel parkta kukalara çarpılmaması. Şu güne kadar dört taraflı DUR işaretlerinde hiç sekmeden herkesin nizami şekilde geçişine tanık oldum. Bana tuhaf gelen bir kural ise sağa dönüşte özel bir ibare yoksa kırmızı da yansa eğer yol boş ise sağa dönebilirsiniz. Tabi yayaları da gözeterek. Sağ şeritte kırmızı ışıkta sakin sakin beklerken arkanızdakinin vaktini yok yere harcıyor olabilirsiniz. En güvenli şerit orta şerit...

Market fiyatlarıyla ilgili hiç istemeseniz dahi pek çok videoya denk gelmişsinizdir. Evet, Türkiye ile kıyaslayınca fiyatlar makul (Dolar kazanıyorsanız...Yoksa her şeyi sürekli değişen dolar kuruyla çarpmaktan ekonomist olursunuz.) Konu marketten açılmışken hızlıca şunu söylemek isterim: Black cherry ibaresi bulunan hiçbir şey bizim damak zevkimize uymuyor. Tabi öksürük şurubu seviyorsanız ayrı. Ocağın yıkılsın Dr. Pepper.

Ne alırsanız alın içeriğine dikkat edin. Aceleden ve "turşunun içine ne konur ki? bildiğin turşudur" diye dar bir pencereden bakarak turşu aldık. Ama tarçınlı, şekerli ve mısır şuruplu salatalık turşusu ile ilk ısırık sonrası birbirimize küfrederek bakıştık. O bizi avamlıkla suçladı. Biz, onu bir turşuya yakışır hareketleri olmadığıyla...

Gıda için Walmart öneririm arkasından Kroger ve Target gelir. Bu marketlerde evinizin ihtiyacı olan pek çok şeyi de bulabilirsiniz.

Kıyafet için Ross, Burlington ve Marshall's diye fiyat/performans olarak listeleyebilirim. Ross'ta alacağınız ürünlere dikkat edin. Mesela Columbia tshirtler $9 ama minik (Şüpheli) bir defosu olabilir...

Buradaki üç Türk bağlantımızla da iyi etkileşimler sağlayamadık. Yeni tanıştığı birine ilk cümlesi "Burada kalıcı mısın?" olan biriyle aynı dili de konuşsanız anlaşamazsınız. Bu cümlenin altında şu ana fikirler yatıyor burada kalıcıysa yasal olarak gelmiştir. Bu durumda seni, gözün açılıncaya kadar soyabilir. Eğer bir şekilde sınırdan geldiysen ya da geçici statü ile buradaysan eller ovuşturulur...
Türklerden zaten uzak durun da olaki biri size bu soruyu soruyorsa iletişimi orada kesin.

Zaten Facebook, Telegram gruplarına baksanız çoğumuz ibretlik vesikası... Buraya daha önce gelenler, yeni gelenleri dolandırmaya çalışıyor. Yasal olarak burada olanlar, kaçakları aşağılıyor. Soru soranlar, kişilik bozukluğu yaşayan Greencardlı ya da Amerikan vatandaşı olmuş Türkler tarafından zorbalanıyor.

Eh bizim için yeni bir şey değil. Burada da birlik olamamışız. Yalnız bir Fiesta markete gidince Meksikalılara imrendim. Kendi dillerinde anonsların yapıldığı ve neredeyse herkesin Meksikalı olduğu bir alan. Bunun Arap versiyonu bizi tedirgin etti. Gerçi bu hali de beyaz Amerikalılar tarafından çok tasvip edilmiyor olabilir.

Burada şimdiye kadar herhangi bir ırkçılıkla karşılaşmadık ama zaman ne gösterir bilinmez. Neredeyse herkes yürürken mutlaka selam veriyor. Tabi bu bulunduğunuz bölgeyle ilintili. Tehlikeli yerler gerçekten tehlikeli. Ben Adanalıyım ve anne, babamın görev yaptığı 5 Ocak, Meydan, 19 Mayıs, Kiremithane mahallelerinde zaman geçirdim. Adanalıların kafasında bir fikir oluşmuştur.

Gitar çalmayı seviyorum. Elbette geldiğimde; hızlıca aklımdaki modeller için pazar araştırması yaptım. Türkiye'deki fiyatların neredeyse yarısı diyebilirim. Tabi Amerikan üretimi Fender, Tom Anderson, Gibson gibi markalar için konuşuyorum. Japon ESP yine üzebilir 🙂
Yine bir arkadaşım için supplement baktım. Türkiye'dekinin neredeyse yarısı... Bazı şeylere daha kolay erişim; buradaki insanları avantajlı duruma getiriyor. Düşününki Amerikan vatandaşları hane gelirlerlerinin düşük olduğunu ispatladığında; indirimli internet tarifesi alıyorlar. Sanırım biz zar zor geçinen bir Türk, evine internet bağlatmak istese şöyle düşünürdük: "İnternet senin neyine!"

Epeyce uzadı...Almanya'da yaşayan ve kurulu düzenlerini bozmak istemedikleri için Türkiye'ye dönemeyen sevgili Türkler gibi ben de "Amerika tu kaka burada domates 15 öyro, et $50" diyemedim de bu yazıyı yazdım.

Bir gün yazdıklarım, değişen kanun ve koşullar nedeniyle Chatgpt ile çelişirse Chatgpt'ye güvenin.

Sevgiler.
Aracınız neydi ki 250.000 TL indirim istediler ?
 
Bu sıralar çokça mesleğimle ilgili anadili ingilizce olan ülkelerde çalışma şartlarını araştırıyorum. Hanımı ikna edebilsem oturup diploma denkliği için bilim sınavlarına ve dil çalışmaya bugünden hazırım. Bunu 40 yaşına gelmiş olmama rağmen diyorum. Eşim ''bize de orada buradaki suriyelilere baktıkları gibi bakacaklar'' korkusu yaşadığı için cesaret edemiyor maalesef. Bu şekilde 8 yıldır erteleye erteleye bugüne geldik. Keşke üniversiteyi bitirir bitirmez, 20'li yaşların sonunda ve henüz evlenmemişken bunları düşünseymişim diyorum. 40 yaşında ve evli olmak maalesef farklı bir ülkede sıfırdan hayat inşa etmek için geç geliyor bana. Tek avantaj belki çocuk olmaması. Dün oturdum chatgpt'de ingiltere-irlanda-yeni zelanda-avusturalya-kanada ve abd'deki çalışmak için türkiye'den başvuracak birinden neler istediklerini araştırdım. ''İstersen senin için bir uygulama planı hazırlayabilirim'' dedi yapay zeka.
 
Bu sıralar çokça mesleğimle ilgili anadili ingilizce olan ülkelerde çalışma şartlarını araştırıyorum. Hanımı ikna edebilsem oturup diploma denkliği için bilim sınavlarına ve dil çalışmaya bugünden hazırım. Bunu 40 yaşına gelmiş olmama rağmen diyorum. Eşim ''bize de orada buradaki suriyelilere baktıkları gibi bakacaklar'' korkusu yaşadığı için cesaret edemiyor maalesef. Bu şekilde 8 yıldır erteleye erteleye bugüne geldik. Keşke üniversiteyi bitirir bitirmez, 20'li yaşların sonunda ve henüz evlenmemişken bunları düşünseymişim diyorum. 40 yaşında ve evli olmak maalesef farklı bir ülkede sıfırdan hayat inşa etmek için geç geliyor bana. Tek avantaj belki çocuk olmaması. Dün oturdum chatgpt'de ingiltere-irlanda-yeni zelanda-avusturalya-kanada ve abd'deki çalışmak için türkiye'den başvuracak birinden neler istediklerini araştırdım. ''İstersen senin için bir uygulama planı hazırlayabilirim'' dedi yapay zeka.
Ülkedeki dr nüfusuna olumsuz etki edecek bir şey söylemek istemem ama yaş çok da önemli değil.Youtube'da Atlanta'ya göçen ellilerinin başında bir Türk çift vardı. Bu arada Houston, ABD'nin sağlık şehri. Neredeyse tamamının sağlıkçılardan oluştuğu devasa mahalleler var.
Öyleki doktorların mola saatlerinde Hermann Park'ta başınıza bir hal gelse kimse ağız tadıyla "Açılın ben doktorum" diyemez çünkü: Hepsi doktor.

Her milletten insan var burada. Texas için kırmızı eyalet yani ırkçı yakıştırması yapılıyor. Ama yerlisi az, Suriyeli de burada Suriyeli gibi olmadığı için endişelenmeye gerek yok. Mesela paskalya bayramına denk geldik. Aldık sepetimizi, tavşan kulağı tacımızı... kızımız diğer çocuklarla beraber yumurta topladı ve çok da eğlendi. "Sen kimsin, burada ne işin var!" tadında bir durum hiç yaşamadık.
 
Ülkedeki dr nüfusuna olumsuz etki edecek bir şey söylemek istemem ama yaş çok da önemli değil.Youtube'da Atlanta'ya göçen ellilerinin başında bir Türk çift vardı. Bu arada Houston, ABD'nin sağlık şehri. Neredeyse tamamının sağlıkçılardan oluştuğu devasa mahalleler var.
Öyleki doktorların mola saatlerinde Hermann Park'ta başınıza bir hal gelse kimse ağız tadıyla "Açılın ben doktorum" diyemez çünkü: Hepsi doktor.

Her milletten insan var burada. Texas için kırmızı eyalet yani ırkçı yakıştırması yapılıyor. Ama yerlisi az, Suriyeli de burada Suriyeli gibi olmadığı için endişelenmeye gerek yok. Mesela paskalya bayramına denk geldik. Aldık sepetimizi, tavşan kulağı tacımızı... kızımız diğer çocuklarla beraber yumurta topladı ve çok da eğlendi. "Sen kimsin, burada ne işin var!" tadında bir durum hiç yaşamadık.
Orada herhangi bir tanıdığınız (akraba ya da arkadaş) olmadan başka bir ülkeye uyum sürecini kendi başınıza mı aştınız eşinizle ?
 
Arkadaşlarımız var ama özgürce harcayabileceğimiz bir vaktimiz olursa onu da kızımıza ayırıyoruz. Burada anlatmamayı tercih ettiğim bazı olaylar nedeniyle ilişkilerimizde daha seçici ve temkinli hareket ediyoruz.

Uyum süreci tamamen size bağlı. Bizim ya da bir başkasının bu süreci nasıl ve ne kadar sürede aştığı ya da nerelerde takıldığı gibi her türlü durum öznel. Çocuğunuzun olmadığını söylediniz; sizin endişelenecek bir durumunuz hiç yok bence.
 

Geri
Üst