Hocam, petroldeki 1 dolarlık artışın cari açığa etkisi 300.000.000 dolar oluyor. Yani ister 1 ayda gerçekleşsin ister 1 yılda.. Cari açık artışı da zaten buna bağlanıyor hükümet kanatları tarafından.
Okuduğum bir yazıdan hükümetin başarıları 🙂;
1 - Son verilere göre işsizlik yüzde 11.2 oldu: 1999-2002 arasına baktığımızda yüzde 6 civarında seyreden işsizlik, 2002 sonrası ilk etapta yüzde 10'a sonrasında yüzde 11.2'ye yükseldi. Biz cahilliğimizden veriyi yanlış yorumladık. Halbuki 10 ve 11.2 gibi veriler 6'dan büyük. Rakamlar büyüyor biz de eşeklik edip, olumsuz algılıyoruz. Çok doğru; hükümet veriyi büyüterek çok başarılı bir tablo ortaya çıkardı...
2 - Cari açık 20 milyar doların üstüne çıktı, 2006 sonunda 30 milyar doları da geçecek: Yorum katmadan önce verileri birlikte inceleyelim: 1999 ve 2000 yılında toplam 11 milyar dolar civarında olan cari açığımız, 2001 yılında cari fazlaya dönmüş. 2002 yılında 1,5 milyar dolar açık vermişiz ve 2002 sonrası veri inanılmaz bir yükselişe geçmiş. 2003-2005 arasında 8,15,22 (milyar dolar) serisi içinde büyüyen tablo 2006 sonunda 30 milyar dolara dayanacak. Bu noktada soralım: 8,15,22,30 (milyar dolar) gibi hükümetin dört yıllık icraatında ortaya çıkan veriler mi daha büyük, yoksa 1,2,3 (milyar dolar) gibi önceki veriler mi? Doğru söylediniz, son rakamlar daha büyük. Demek ki, hükümet bu konuda da oldukça başarılı...
3 - Toplam borç stoklarımızda da hükümete haksızlık etmişiz: İnanmıyorsanız, gelin birlikte bakalım. 2000 ile 2002 arasında dolar bazında 47 ile 89 milyar dolar arasında değişen iç borç stokumuz, hükümetin göreve gelmesinden sonra diğer alanlarda gördüğümüz istikrarlı büyümeyi yakalamış. 2003 yılında 130 milyar doların üstüne, 2005 sonunda 180 milyar doların üstüne çıkmış. Şu büyümeye bir bakın, göreve gelindiğinde ortalama 60 milyar dolarlardan 180 milyar doların üstüne. Sorarım size, 60 mı büyük, 180 mi? 180 olduğuna göre bu hükümetin neresi başarısız?
4 - Aynı başarı iç borç kadar olmasa bile dış borçlarımız için de geçerli: 2002 yılında 115 milyar dolarlarda olan borç, son dört yılda 165 milyar doları aşmış. Hangisi büyük? 165 mi 110 mu?
5 - Sıcak paranın kazandığı rant konusunu da unutmamak gerekiyor: Sıcak paraya sağlanan rant açısından bakınca Cumhuriyet tarihinin rekoru kırıldı.
Aynı anda düşen nominal faiz ve dolar kuru, sıcak para yatırımcılarına çifte kazanç sağlarken 2002-2006 döneminde dolar bazında yüzde 100 ila yüzde 6 bin 500 oranında paralar kazanıldı. Soralım: Sıcak paraya bu kadar büyük rant sağlayan bir hükümet oldu mu?
6 - Yukarıda saydığım ekonomik mucizeler tek başına olmadı: Bu yapıyı desteklemek için örneğin cari açığı kırmadan büyütmek için, dönen çarkın içine milli varlıklarımız da katıldı. Tüpraş, Ereğli, Türk Telekom gibi Cumhuriyet'in birikimleri satılarak, bu şirketlerin yükü Türk halkının sırtından alındı. Bu noktada da 'varlıklarımızı satarak, bizi sahip olma' derdinden kurtaran hükümete yine büyük borcumuz var.
7 - Ekonomik başarı yalnız gelmedi. Siyasi başarılar da ekonomiyi destekledi: Örneğin, Türkiye'nin, 2002-2006 arasında daha doğrusu TSK 'Artık yeter' diyerek Irak sınırına yürüyene kadar, 'kırmızı çizgi' derdi kalmamıştı. Hükümet, bizleri kırmızı çizgilerimizi 1000 km. dışarıdan savunma derdinden kurtarmış ve dış politikayı askıya almıştı.
8 - Dış politikada 30 yıldır atılmayan imzalar atıldı: Örneğin AB katılım anlaşması 'Papa' heykelinin ayaklarının hemen yanında 29 Ekim tarihinde imzalandı ve Türkiye yine bu hükümetin başarıları sayesinde 'dik durma' derdinden kurtuldu. Kıbrıs'ta Rum tarafını 'Kıbrıs Cumhuriyeti' olarak tescil eden imza atıldı. Türk devletinin kurduğu KKTC, hükümet eliyle 'yok' sayıldı...
Yazan kişi cnnde de program yapıyor... radikal ve referansda yazıyor... (isim vermek istemedim)..Açıklamalar gerçeği ortaya koyan ve güzel eleştiren açıklamalar...
Herkese iyi geceler...