İşte geldim burdayıımmm 😀
Güneşli bir yaz günü... saat 2 suları tepem 120 derecede kaynamakta... Hatunla işlerimizi halledip döneceğiz eve... O sırada Karşıyaka sinemasının pasajının önünden geçmekteyiz... Pasajın yanındaki kitapçı ucuzluk yapmışmış! Bak sen! Bir erkek için en zor dakikalar başlamak üzere... Bunun farkına varıp hemen olay yerinden koşar adım kaçtım.
''tamam tatlım sen bak ben biraz dolanacağım''
Hayır biliyorum bir başladımı rahat 3 saatimiz orada geçecek! Beynimi kavrulmaktan korumak üzere Karşıyaka sineması pasajına sokmuş bulundum ... Aslında bir müzisyen için bulunmaz Hint kumaşı. Gitarlarla dolu 2 maaza. Ama ayağım gitmiyor... Nedeni belli biri savaş diğeri ise o 1968 den çıkagelen amcam! Neyse dükkanın vitrininden bakınıyorum... pedallar , gitarlar , davul... Can sıkıntısı işte 100000 kez kullandığım aletleri sanki görmemiş gibi kurcalıyorum gözümle...
Satıcının ne melem bir adam olduğunu biliyorum önceden... 1-2 kez dükkana girmişliğim ve '' yok artık '' demişliğim var o şahıs hakkında. Hemen kısaca özetleyeyim ki örnek olsun önünüzde...
Geçenlerde gitara yeni başlayan bir kardeşimize 10 w markasını unuttuğum büyük ihtimalle ampeq olan vasatın bayası , bayanın aşağısı bir amfiyi ve artec fuzzface i (ki fuzz pedalınıda distortion diye ittirmiş! sıfır diye satmış. Ki ben pedalı modifiye etmek için açtığımda daha önceden tamir gördüğünü gördüm! ) 800 ytl ye satan bir insan evladı!... :!: Şimdi tehlike büyük! İçeride ne gibi bir tehlikeyle karşılaşacağımız mechul... Allah korusun... Kafamı hatuna çevirdim o hala kitapları delicesine kurcalıyor ve aradan 20 dk geçmiş... E hadi bismillah deyip içeri adımımı attım...
Gitarlar asılı duvarda... bakınıyorum potansları , işçiliği inceliyorum... gözüme bazı j&d ler ve epiphone lar çarptı... Daha öncede j & d yi inceleme fırsatım fazla olmamıştı aldım elime çalıyorum, bakınıyorum... Gözüm epiphone jazz kasa bir gitara takıldı..Gittim baktım kore yapımı gitar alacam elime bakıcam fakat amcam kimse ulaşmasın diye öyle bir yere koymuşki engelleri aşıp gitarı almaya kalktığımızda zarar büyük olabilir... Ha bu arada amcam içeride değil üst kata seslendim orada da yok heralde dışarı çıktı birazdan gelir diye düşündüm...Neyse aklım iyiden iyiye jazz kasa epiphe kaydı.Yok denemezsem olmaz bi çalmam lazım gitarı... Çıktım dükkandan amcamı aramak için bakınıyorum.. Osırada dışarda başka bir amcam ile hararetli bir tartışma yaşamakta kendisi... Pardon dedim bi bakarmısın abi... geldi girdik dükkana...
ben:
şu epip le ilgilenmiştim
amca:
evet güzel gitardır
ben:
bi baka..
amca:
onlardan 2 tane var elimde sıfırdır
ben:
hımm.. tamam ben ona bir bakayım
amca:
e baktın ya
ben:
pardon nasıl? elime alıp çalmak istiyorum
amca:
benim satış prensibim buna ters ancak aldığın zaman gitara bakabilirsin
ben:
(sinsice bir gülüş bırakıp ortaya.. hadi bakalım başlıyoruz..)
ama siz bu gitarı bana denetmezseniz tonunu ve rahatlığını nerden bilebilirimki? sonuçta kore yapımı bir mal satıyorsunuz en azından usa olsa gene bir sıtandardı olacaktır için rahat bir şekilde alıp gidebilirsin ( ki ister usa ister kamboçya yapımı olsun o gitarı denemeden almam! adamı yola getirme çabalarındayım )
amca:
bu gitar markasını bilirmisin epiphone. kaliteli gitardır bir yanlışı olmaz tatmin eder
ben :
evet bilirim oyuzden denemek istiyorum ya 🙂
amca :
bak şimdi istanbula telefon ediyorum bekle ( ulan niye ? ne diye ? 😀 )
'falanca' ordamı? versene bir telefona... şimdi bizim epip jazzlar ne malı
telefondaki:
kore
amca:
kore ne kadara geliyor bize
telefondaki:
...
amca:
peki bunların amerikanları nekadar?
telefondaki:
...
amca:
tamam. hadi kal sağlıcakla...
(bana dönüyor) demekki usa olanları daha kaliteli, daha pahalı
ben :
e tamam bende onu diyorum ya zaten siz neden aradınızki ? 😀
amca:
hayır hani gör diye aradım nedir ne değildir ( sanki bu gitar tamamdır al gönül rahatlı ile bi dert tasa etme der gibi bir sonuç çıkardı kendince )
ben:
abi genede kimse alacağı ekipmanı çalmadan, denemeden almak istemez...
amca :
muhakkak öyledir sende haklısın . ama ben bu gitarı sıfır diye satıyorsam kimsenin elinin deymemesi lazım. bak geçenlerde bi bağlamacı arkadaş geldi benden izinsiz aldı bağlamayı çalmaya başladı nasılda güzel çalıyor söylüyor.. 'falanca' türküyü çaldı seside iyi 'şurda-burda' sahne almış 'bimlem kaç senelik' müzisyen...
ben:
(artık adamın tavrından ve anlattığı hikayelerden usanmış patlamak üzerim ki bu yazı makale kadar uzun oldu %80 nini yazmıyorum . daldan dala , daldan dala habire bana konuyla uzaktan yakından alakası olmayan şeyler anlatıp duruyor )
abi tamam güzel , hoş anlatıyorsunda bunlar bana etki etmez 😉 hani anladın sen... (yemezler) 15 senelik müzisyenim bende neyi nasıl yapacağımı bilirim.. oyuzden bunlarla gelme bana...
amca:
e sen şimdi alsan bunu çalarken köşesini çarpsan çizilse ne olacak?
ben:
e ben alsam bunu eve götürsem çalışmasa ne olacak ? bana ' hayır ben bunu sana sıfır sattım sen bozdun ' demeyeceğinin garantisini veriyormusun ?
amca :
bak şimdi bu gitar sıfır öyle bir problem asla yaşanmaz
Falan filan amaaan sıkıldım yazmaktan 😀 daha 10 dk daha kavga edip dükkandan adamı utandıracak kıvama getirip çıktım . siz anladınız nasıl bir yer olduğunu... gitarın çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için bile amfiye bağlamayan bir beyefendi...
😀 Sonuç olarak her gitar gibi J&D ninde alt modelleri olduğu gibi üst ve güzel modelleride var ben adam yokken kurcaladım azıcık (aman duymasın aramızda 😉 ) işçiliği sağlam modeller var tabi sesini duyamadık ama ağaç güzel modifiye ile dahada güzel konuma girebilir gitar... Ama siz siz olun bu tarz tüccar zihniyetli satıcalara kanmayıp araştırmanızı güzel yapın alın çalın 20 dk 30 dk çalın görün iyice nedir ne değildir denemeden , forumlarda yazılanlarla yola çıkarak ekipman almayın.. Bana çok ekipman hakkında soru soran yeni başlayan arkadaşlar oluyor onlara verdiğim cevap her defasında 'dene' oluyor . Çünkü anlatacağım etki benim üzerimde bıraktığı etkidir senle ben aynı tonu aynı gitarı beğenme ihtimalinde olmayan insanlar olabiliriz . Forumlardan okuyarak kulaktan dolma bilgilerle yola çıkmayın . En güzeli kendiniz deniyerek anlayarak almaktır. Herkesin hayat görüşü bir olmadığı gibi müzik görüşüde bir değil sonuçta...
saygılar...