Bu haftasonu fırsatını bulup izledim filmi.
Tepecikli Köyü'nden iki delikanlı, yanlarına köyün delisini de alarak hayallerinin peşinden koşuyor. Günlük hayatlarının akışı bir yanda, çıraklık yaptıkları işler ve gelecekleri bir yanda, aşkları diğer bir yanda. Ve tüm bunları çevreleyen hayaller çok güzel bir üslupla anlatılıyor.
Hayalkırıklıkları yaşansa da, hevesler kursakta kalsa da insan karpuz kabuğundan gemiler yapmaya devam ediyor işte. Hayat karpuz kabuğundan gemiler yapmak ile geçiyor. Bu çok güzel işlenmiş filmde.
Oyuncuların ve köy ahalisinin şivesi, köyün genel havası en çok hoşuma giden özellik oldu. Her şey çok doğal. Tepecikli'ye gidiyor, kendinizi hayatın akışına bırakıyor ve filmin bitişiyle de keşke orada kalsam diyorsunuz.
Ha bir de replikler unutulmamalı. Karpuzcu çırağı Recep, berber çırağı Mehmet'in sünnet muhabbeti üzerine "100 lira için elimi elin pis çocuğunun çüküne mi sürecem lan" demesi örneğin. 😆
Bir de Nihal rolündeki Boncuk Yılmaz'ın gözleri ve sade güzelliği dikkat çekici.
Kesinlikle izlenmeli...