Kötü Elektro Gitar Var mı?

Guzel bir konuya parmak basmışsın. Ben şu ana kadar herhalde 20 25 kadar gitarı çaldım diyebilecek kadar kurcalamışımdır.
İçinde oldukça ust seviye grectsch'ten tut kozmos marka gitara kadar bir yelpazede bu ne biçim gitar demedim hiçbirine. Hepsiyle gayet muzik yapılabilir sahneye çıkılabilirdi. Özellike bu forumda bazen göruyorum adam gitara dogrudan çöp diyor. Bu tip mesajlara gulmemek elde degil.
Gunumuzde belli başlı markaların en ucuz gitarları bile gayet iş görebilen duzeydedir. Daha iyisi daha mı pahalı genel olarak evet. Orta yollu bir gitar alıp aleti kullanmayı biliyorsanız memnun olmamak için bir sebep yok.

Kötu gitar elbet vardır ama şu şartlarda özellikle aramanız gerçekten çok çok ucuz olması durumunda bulabilirsiniz.
Parasına göre kötu diyebiliriz belki onun içinde iki marka fender ve esp... Gerçekten insan inanamıyor bu fiyatlara nasıl satıldıgına 🙂
 
Son düzenleme:
Bence gitarda herşey çok önemli, kaliteli gövde ağacı ,rahat bir sap ve güzel bir tuşe ağacı, iyi bir fret işçiliği, mükemmel bir köprü ve akort stabilitesi yüksek burgular, güzel manyetikler ve gözüne hoş gelecek finish. Tüm bunları ucuz bir gitarda bulmak mümkün değil. Gerçekçi olmak gerek kötü gitar, kötüdür. Dandik bir TT sisters gitara napabilirsinizki.

Benim nezdimde bu fuzz işini hem yapmayı hem kullanmayı en iyi kotaran adam Blues Saraceno. 'Buzzy Boy' favorim ama adam gibi çalamadıktan sonra...



99$'lık Squier ile çalmış, bize de ibret olsun 🙂



İddia ediyorum, çalmayı bilen, işin ehli birisinin elinde kaydedilmiş, ayarları düzgün iki T&T sisters ile iki Suhr Classic'i kayıttan dinleyerek blind testte ayırabilecek 3 forum üyesi çıkmaz.
 
OP'e kesinlikle katılmakla beraber ben de iki kelam edeyim.

Solid body elektrik gitarlarda "ağacı kötü gitarın, ne takarsan tak kötü ses çıkar." gibi bir yaklaşımı doğru bulamıyorum yahu. Tamam, sesin rezone olması önemli de bu kadar çılgınlaşmaya da gerek yok. 50'lerde Leo Fender Broadcaster'ı yaptığında (veya daha sonraki Tele'ler) ya da 58-59-60'larda yapılan Les Paul'larda milim milim her ağacı test ettiklerini sanmıyorum ama günümüzde tonların holy graili olarak bakılıyor bu gitarlara. Hayır, "ağacın oturması" da değil, zira her eski gitardan da o kadar iyi ses çıkmıyor. Buna karşılıklı olarak verebileceğim de en uç örnek Relish olur sanırım, alüminyum gövde, maple sap ama cayır cayır ton. Solid body elektriklerde tonu en çok şekillendiren şey manyetikler ve elektronik, "gerisi EQ gibi". Sunta gitara güzel bir BurstBucker, Texas Special veya herhangi bir aktif manyetik setini taksan kimse çıkıp "Aha bu gitar sunta!" demez dinlerken, fark edemez. Demem o ki, tonewoodumuzu yine bilelim, sevelim ama abartmayalım. Buradan ağacın önemsiz olduğunu söylediğimi de çıkarmayın sakın, abartılıyor diyorum sadece.

Playability konusu benim için en önemli konu. Tonunu, estetiğini ne kadar seversen sev o gitar omzunda veya kucağındayken rahat edemiyorsan olmaz bir kere. Sonrasında bunun sap profili, radiusu, köprü türü, fret boyutu ve materyali gibi birçok çalımı doğrudan etkileyecek şey var (bazıları değişebilir tabii). Rahatlık olsun da ton amfiyle, hiç olmadı manyetik ve elektronik aksam değişiklikleriyle istediğiniz şekle yine sokulur ama rahatlık cidden baki kalır.

Şöyle güzelinden bir Wood Library PRS atıp noktalayayım, neşemiz yerine gelsin 🙂

PRS Custom 24-08 Wood Library 10 Top Gray Black Fade 254843 - The Guitar  Store
 
Ne zaman buna benzer konular konuşulsa durumu özetlemek için otomobil analojisi yaparım.

İlk önce ifade etmek istediğim şey "iyi" nin göreceli olduğu, sizin iyi kriterleriniz başkasının "iyi" sine denk gelmeyebilir. Bu noktada daha objektif bir birim olarak "kaliteli" demeyi tercih ediyorum. Sadece gitar için değil, çoğu şey için kaliteli malzemenin kaliteli işçilikle birleşmesi genel anlamda kaliteyi getirir.

Gitar, gitaristin birebir etkileşime girdiği, temas ettiği, onun "aracı" 'dır. Siz de onun sürücüsüsünüz.

Eğer ki aracınızdan tutarlılık, güvenilirlik, iyi yol tutuş, yüksek performans istiyorsanız makul olan kaliteli araç almaktır. Ama bu her şey demek değil tabi, iş gitaristte bitiyor diyenler şu yönüyle haklı, bir schumaher'i bir de kendimizi piyasada sıkça gördüğümüz şiket aracının direksiyonuna oturtalım, gidelim piste, çıkacak neticeyi anlatmaya bile gerek duymuyorum. Aynı şekilde Jeff Loomis'in schecter omen öttürdüğü video vardı youtube'da. Süpürge sapına tel gersen adam bir şekilde onu da çalar.

Kişinin enstrümanı ile olan ilişkisinin "iyi" olması önemli, kişinin o enstrümanı tercih sebepleri farklı olabilir, van halen 'in frankenstrat'ı gibi, veya brian may'ın red special'i gibi. O adamlar içi o gitarlar iyi. Sattığınıza pişman olduğunuz ekipmanlar diye bir başlık vardı, orada da yazmıştım hint yapım bir jackson 'um vardı sattığım, ondan aldığım çalım hazzını şu an prestige ibanez'imden alamıyorum mesela... Ha, ibanez daha "kaliteli", tremolonun canına okuyorum bana mısın demiyor, sap ayarı diğer gitarım gibi kafasına göre takılmıyor, gitar daha kaliteli ama işte daha iyi mi? O hint jackson bana göre çok iyi gitardı. En başta yazdığım gibi "iyi" demek her zaman kaliteli demek olmayabiliyor demek ki...

Peki o zaman hepimiz sx alıp geçelim, kendimizi geliştirince nasıl olsa öttüreceğiz gitarı. Evet belki öttüreceğiz ama biz o seviyeye gelince o gitar bize istediğimizi verecek mi? Senin gitara verdiğin tepki, gitardan almak istediğin geribildirim senin isteklerini ve hissiyatını tam olarak karşılıyor mu? Karşılıyorsa o gitar iyidir işte.

Amfi olayına girmiyorum şimdilik, yazı iyice uzayacak...
 
Son düzenleme:
Ucuz gitarda güzel ton yakalamak zor oluyor. Karaktersiz, teneke gibi ses cikaran manyetiklere sahip, ahşabı da ahım şahım titremeyen bir gitarsa dahi uğraşırsak gitarın genel tonal ozelligine göre idare eder ses çıkaran bir ton ayarlayabiliriz ve bu şekilde de o tona uygun bir parça, backing track vs seçip kulağa hoş gelen bir müzik üretebiliriz ve bunu da dinleyen "vay be, gitara bak harika ses çıkarıyor der". Ama gerçekten kaliteli bir gitar her zaman kulağa daha müzikal bir ton çıkarıyor (meşrebine gore) ve güzel ton elde etmek cok daha kolay oluyor. Öyle sahneler , gitarın içinde boğulduğu öyle gruplar var ki kotu bir gitar da sırıtmaz içinde. Benim dugunumde orkestradaki gitarist Squier bullet strat çalıyordu, gayet de guzeldi orkestra. Cok basit ve genel anlatmaya calistim ama anlamışsınızdır 😄
 
Kötü gitar genel olarak kötü işçilik denebilir. Tabii gofret kasa gitarda iyi işçilik de kurtarmaz. İşçilik derken; fretler, klavyenin kenarlarının yuvarlatılması, eşiğin, köprünün ve sapın düzgün açıyla yerleştirilmesi, düzgün tasarım (Gibson'ın burgu yerleşimi kötüdür mesela), yine eşiğin kenarlarının yuvarlatılması, elektroniğinin düzgün bağlanması, kalın olmayan cila gibi şeyler gitarı iyi veya kötü yapar. Ortalama bir malzeme ile iyi işçilik birleşirse o gitar adam olur. 🙂 Wood library'den ağaçlar, titanyum köprüler falan işin başka noktası.
 
Jack yuvası kısa sürede dönmeye başlıyorsa kötü işçilik, gevşiyorsa yani kolay çıkıyorsa jack kötü malzemedir. 5 yıllık ESP var hala çtakss diye giriyor ama nice Çin vs gitarlar gördüm 3 ay sonra sağdan sola döneren jack yerinden çıkıyordu.
 
Marka, model (janjanlılar, şunun bunun gitarı) pazarlama meseleleri haricinde elbette teknik olarak iyi ya da kötü olarak ayrılabilir. Son tınıya etkisi başka etkenlerle azaltılabilir ama gitarı elinize aldığınızda klavye rahatlığı bile bence yeterince ölçü olabilir. Bir klavyeyi ayarlayarak ne kadar rahat hale getirebilirsiniz ki? Ama konuya şu açıdan katılmamak mümkün değil. Belli limitler dahilinde ortalama bir gitar klavyesi rahatlığı ile astronomik rakamlara sahip gitarın klavyesi arasında da fiyat farkı kadar bir fark yoktur. Orada da işte işin ekonomisi devreye giriyor. Bu tarz şeylere talep azalırsa sorun da çözülmüş olur ama bu da insan doğasına ters işte.
 
Kötü elektrogitar aslında, hatalı, defolu bir gitardır. Ölçülerine uyulmadan yapılmış, çabuk deforme olmuş, adı sanı duyulmamış, taklit bir gitardır. Onun dışında göze hoş gelmemesi vardır. Zevk meselesi. Archtop gitarları bir de P90 manyetikli gitarları hiç beğenmem mesela ama kötü diyemem. Kahler tremolo köprüleri de sevmem. Kimilerinin de hoşuna gidiyordur belki.
 
Bir çok nedenden gitar kötü olabiliyor. Ağaç + hardware + işçiliği iyi olan 2 gitardan biri diğerinin 2-3 katı pahalıysa, pahalı olan daha iyi diye bir kaide yok. Fakat bu üç ana kategoriden hangisi aksıyorsa gitar o açıdan kötü oluyor.

Kötü işçilik: Görsel hatalar artıyor. Bunun haricinde; üst eşik alelade yapılıyor, en net etkisi akort stabilitesinin düşmesi. Fretler kesinlikle düzgün olmuyor. Uç kısımlarının yuvarlatılması ciddi işçilik gerektiren ve fiyat arttıran bir şey. Tona etki etmez ama çalım daha rahat olur. Delikler yanlış delinmiş olabiliyor, köprü tam olması gereken yerde olmayabiliyor. Sap konumu yine tam doğru olmayabiliyor. Sap gövde birleşimi büyük olasılıkla kötü oluyor. Alt seviye bir bolt on gitar veya set neck gitarda genelde kötü bu. Saptan gövdeye düzgün bir iletim yok. Mesela en son LTD EC256 mıdır nedir o gitarla EC1000 denemiştim. İnternette bakarsanız sap ve klavye özellikleri birebir aynı. Fretler, radius, profil falan birebir. Amfiye takmadan gözünüz kapalı olarak sırayla versinler elinize, 3 saniye deneyin farkı şıp diye anlarsınız.

Kötü hardware: Kaliteli köprü, akort burgusu, üst eşik, elektronik aksam ve manyetiklerin maliyetini hesaplarsanız 500-700$ arası bir para tutabiliyor. Üst seviye gitarlarda hardware bu değerde oluyor. Alt seviye gitarlarda ise bunların çakmaları oluyor. Bütün hardware'in maliyeti 50-70$ falan tutuyor 10 kat ucuz. Abartı değil.

10 liralık oyuncak arabaları yaptıkları metalden gitar hardware'ü yapılıyor, haliyle uzun süre dayanmıyor, bir süre sonra koyveriyor. Ucuz köprülerde malzeme kalitesizliğinin yanında işçilik de pek olmadığı için önemli yerleri kaba oluyor haliyle akort problemi artıyor hareketliyse köprü. 50$'lık akort burgusu yerine 10-15$'lık daha kısa süre dayanacak ve iyi akort etmeyen burgulara sahip olabiliyorlar ki 100$ civarına da burgu var. Üst eşik earvana/graphtech/kemik yerine otomatik olarak plastik kullanılıyor zaten 10$'lık şeyden bile kar edilmiş oluyor. Fretleri de hardware'e katarsak, çelik freti geç, nikel fretlerin aralarında kalite farkı var. En ucuz gitarda gayet yumuşak, kötü fretler kullanılıyor çok daha ucuz ve çok daha çabuk eriyor. CTS/Bourns gibi kaliteli potanslar ve düzgün Jack girişi ile switch'ler yerine çok ucuz olan malzemeler kullanılıyor. Switch ve Jacklar bozuluyor, potanslar hışırdamaya başlıyorlar veya sesi iyi kısıp yükseltemiyorlar. Manyetikler zaten ayrı bir olay. 10 dolarlık manyetikle 80-100$'lık dimarzio/seymour duncan'ın alakası yok. En bariz fark.

Kötü ağaç: Bu aslında yanlış anlaşılıyor. Ağacın tona etkisi çok dramatik değil. İyi ağaç ile kötü ağaç arasında elbette ton/rezonans farkı var ama ağacın esas olayı stabilitesidir, özellikle de sap ağacının. Gövdenin gofret olmasından ziyade, sap ağacı iyi kurutulmamışsa, yanlış yerden kesilmişse falan zamanla sapınız s çizmeye başlar, sağa sola yamulabilir, ağaç çekebilir ve perdeler çıkmaya başlayabilir, entonasyon kötüleşebilir belki. Kötü sap ağacının ana sıkıntısı tondan ziyade budur. Önce ağaç stabil olacak...

Ağaç kötü değilse, işçilik de çok aksamıyorsa, hadware modifyesi yaparak gitar çok ciddi bir şekilde adam edilebilir.
 

Geri
Üst