“ben içi
boşaltılmış siyah bir hayvan hücresiyim
uçan kuşun
erkeklik organını almışım ağzıma havada
kuruluyum
çevir ruhumu ey hasmım canavar, vaktim yok
camdandım
kırılsam doğa çalınacaktı yeryüzünden
aşık oldum mu
kurt inerdi yüzüme
birden fazlaydı katilim
cesedimi bulamadı sahibim
bir yerime yağmur yağıyordu
ellerimden teki karşı safa geçmişti
bağırsam, ama bir de bağırsam çağırsam ağlasam
şair oldum sanacaklardı
canım, güzel abim!
bağlasana deli gömleğimi!”
şeklinde anlatıyor bir şiirinde K.İskender kendi özyaşamını. Yoksa siz de “ibneymiş lan o” şeklinde aşağılık sıfatlar takan zavallı yaratıklardan mısınız?! Ya da yorumlarınız diyeyim? Boşverin yapmasanız da olur! Ben bu çok sevdiğim samimi ve sınır tanımayan şairin şiirlerinin bazı bölümlerinden akt....
“kötü yola düşmüş gecelerden geliyorum
kusura bakma gözlerim biraz kirli”
“bazı caddelerin akrabası yoktur almondo
bileklerimden aşağı tabiat analar hamile”
“sahte barlarda asitli rakılar içiyordum
dudaklarımda bir genç kızı doğradılar içiyordum”
“ben ölürsem kara kutumu bulamayacaklar
ne bir aşk zerafeti ne bir hayal tabiri
küçücük ömrüm
hep rüzgar gülleri kokacak!”
“bitmemiş bir ömrün yalanısın
sen: kabuslarımın tabiri
çocukluğumun arta kalanısın!
öldüreceğim kendimi dudaklarınla
dudakların etle, şehvetle seferber
sen! bana inen son kutsal kitap
son fakir yatır
son aciz peygamber!”
“bir martıyı ağlattın işte
bir çocuk garanti intihar eder artık”
“Otuz bir çekmediğim gecelerde düşler kuruyorum
senin(Türkiye) hakkında"
“Ben
şehsuvar!
sığ sıkıntılar ardınca yükselen buhar
çocukluğunu yasayamadan büyümüş bir tümör
kandırılmış, tanınmamış kretuvar; unutulmuş
bir tornavida, hiçbir ise yaramayan çivi,
sınırlara mayın döşeyen bakışlarıyla
siz olan şehsuvar! O sınırlar
sizin sınırlarınız. Ben
şehsuvar!!
sığ sıkıntılar ardınca yükselen belediye otobüsü
abonman biletlerimi sizler mi çaldınız?!”
boşaltılmış siyah bir hayvan hücresiyim
uçan kuşun
erkeklik organını almışım ağzıma havada
kuruluyum
çevir ruhumu ey hasmım canavar, vaktim yok
camdandım
kırılsam doğa çalınacaktı yeryüzünden
aşık oldum mu
kurt inerdi yüzüme
birden fazlaydı katilim
cesedimi bulamadı sahibim
bir yerime yağmur yağıyordu
ellerimden teki karşı safa geçmişti
bağırsam, ama bir de bağırsam çağırsam ağlasam
şair oldum sanacaklardı
canım, güzel abim!
bağlasana deli gömleğimi!”
şeklinde anlatıyor bir şiirinde K.İskender kendi özyaşamını. Yoksa siz de “ibneymiş lan o” şeklinde aşağılık sıfatlar takan zavallı yaratıklardan mısınız?! Ya da yorumlarınız diyeyim? Boşverin yapmasanız da olur! Ben bu çok sevdiğim samimi ve sınır tanımayan şairin şiirlerinin bazı bölümlerinden akt....
“kötü yola düşmüş gecelerden geliyorum
kusura bakma gözlerim biraz kirli”
“bazı caddelerin akrabası yoktur almondo
bileklerimden aşağı tabiat analar hamile”
“sahte barlarda asitli rakılar içiyordum
dudaklarımda bir genç kızı doğradılar içiyordum”
“ben ölürsem kara kutumu bulamayacaklar
ne bir aşk zerafeti ne bir hayal tabiri
küçücük ömrüm
hep rüzgar gülleri kokacak!”
“bitmemiş bir ömrün yalanısın
sen: kabuslarımın tabiri
çocukluğumun arta kalanısın!
öldüreceğim kendimi dudaklarınla
dudakların etle, şehvetle seferber
sen! bana inen son kutsal kitap
son fakir yatır
son aciz peygamber!”
“bir martıyı ağlattın işte
bir çocuk garanti intihar eder artık”
“Otuz bir çekmediğim gecelerde düşler kuruyorum
senin(Türkiye) hakkında"
“Ben
şehsuvar!
sığ sıkıntılar ardınca yükselen buhar
çocukluğunu yasayamadan büyümüş bir tümör
kandırılmış, tanınmamış kretuvar; unutulmuş
bir tornavida, hiçbir ise yaramayan çivi,
sınırlara mayın döşeyen bakışlarıyla
siz olan şehsuvar! O sınırlar
sizin sınırlarınız. Ben
şehsuvar!!
sığ sıkıntılar ardınca yükselen belediye otobüsü
abonman biletlerimi sizler mi çaldınız?!”