Küçük İskender

Galad-tirin demiş ki:
"ya bi ara kızlarda bi küçük iskender modası falan vardı.. "onla tanıştım, evinde kaldık,takıldık" falan diye.. "
re:Galthor
yok abi vardı bir ara böyle bir şeyler...adam gay'ya, ayarttım ben inanılmaz biriyim tarzında cümlelerdi. gülerdik hep beraber...
ben bu muhabbetten birşey anlamadım....
 
Yanlış hatırlamıyorsam kendisi karı milletinden tiksindi derecesinde nefret ediyor bu nedenle kendisini ancak bir erkeğin ayarlayabilmesi mümkündür. Çok yakın bir arkadaşımla habire buluşup içerler İstiklal'de. Arada bir denk geliyoruz biz de ama erkeklerle fazla samimi olduğundan (şlap şlup öpmeler🙂) uzaktan muhabbet etmek daha iyi.
 
Aldeberan demiş ki:
Yanlış hatırlamıyorsam kendisi karı milletinden tiksindi derecesinde nefret ediyor bu nedenle kendisini ancak bir erkeğin ayarlayabilmesi mümkündür. Çok yakın bir arkadaşımla habire buluşup içerler İstiklal'de. Arada bir denk geliyoruz biz de ama erkeklerle fazla samimi olduğundan (şlap şlup öpmeler🙂) uzaktan muhabbet etmek daha iyi.

valla ben hiç görmedim.şlap şlup öpmeler.gayet normal tokalaşır.öpüşür falan..
he bi de bi gay hatunları ne kdr severki..ben de karı milletindenim ama tiksinti falan görmedimn ya neyse
 
İstiridye gibidir yüzün, içinde bir çift yalnız forvet saklı
Lüzumsuz bir hüzündür teninde terk edilen gül
Hatıraların ağlarını yırtan korkunç bir şut
Ancak, iyi baraj kuramıyor ki bak yalnızlığımız
Nasıl da zarif bir topuk pasıyla attın bana zaafı
Mesela, aşkın defansı çökmüş, hep birlikte ataktayız
Ansızın yenilen bir gol sanki ruh temasımız
Nerede unuttum ben sana hediye aldığım çocukluğumu
Sanırım, ceza alanında düşürülecek bu gece cesedim
Islıklarken taraftarlarımız birbirimize uzattığımız buğuyu
Zaten maç iptal edilmiş, fikstüründe en altta, çok tehlikedeyim

küçük iskender
 
Ben Seni Seviyorum, Bunda Bir kasıt Yok

Acınası tesadüflerle ayrılıyorsun moleküllerden,
Hüzün hastası bir hayvansın sen
Şiddetli baş ağrılarıyla çalkalanan
Çok kurak iklimlerde, büyük sinir krizlerinde
Ağır işkence görmüş şehirlerde
Saadetin zarif, adaletin ince.

Bir miktar alkol ve ürperti alıyorsun
Kelimelerin karardığı peşin hükümlerde.
Şahsi sevişiyorsun bütün bitki örtüsüyle.
Gözlerin ucuz, tutkun ucuz, direncin ucuz
Tehlikeli bir yalan gibi duruyorsun
Ruh yoksulluğunun harikulade iskeleti üzerinde.

Tutulamayacak yeminsin yemin ederim.
Her insana gerçek aşkı özletecek bir külfetin var
Ve
Alelacele asılmış bir çocuk militan
Gibi şaşkın ama onurlu bakıyorsun
Yükseldiğin gökyüzüne.

Ben seni ayakta alkışlıyorum
Hep ayakta alkışlıyorum seni ben
Yollarda yürürken alkışlıyorum
Ağlarken alkışlıyorum
Sinemalarda, üçüncü sınıf oyuncularda alkışlıyorum
Afrika'nın içlerine doğru alkışlıyorum
Vuruşurken alkışlıyorum seni ben
Evet, hüzün hastası bir hayvansın
Acınası tesadüflerle ayrılıyorsun
Kainatı gösterdiğin sahte hüviyetinden

O nasıl bir hale
Bana cimri, başkalarına bonkör bedeninde;
Bir acı votka tadı yakalıyorum dilenen bakışlarında
'Suçsuzum' diyorsun.. 'Tarzım bu' diyorsun
Aç bir kurt gibi iniyor gökyüzüne hüzün
Kirpikler alnına deyiyor
Ben de deyiyorum alnına cevapsız sorularımla
Uykum geldi diyorum
Seni sevmekten uykum geldi
Jilete abanıyorum
Korkuya abanıyorum
Tek arkadaşım yok öbür tarafta çünkü!

Çek perdeleri, kapat ışıkları
Bu telaşlı yokoluşun fosforu aydınlatır bizi
Uykum geldi diyorum
Tutulamayacak yeminsin, yemin ederim
Heryeri keserim, herkesi, herşeyi keserim
Bıçağı taşıyan elde kader çizgim de gizli!
Bitiyor
Sancıda safları sıklaştıran o garip naz bitiyor
Bir kez olsun samimi bak
Bak! Gecenin eteklerine eşkıya ayrılıklar siniyor!

Acınası tesadüflerle ayrılıyorsun molekülden
Ateşler içinde bırakıyorsun sana biriktirdiğim suyu
Oysa hiç şansım kalmadı
Yeniden doğmak için, bana ait olduğunu belirten külden,

Al bu külü de götür
Al bu külü de götür, diğer hayatlara üfle
Muzaffer bir hain gibi ayrıl
Tertemiz hayal hikayemden.
k.i

Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm kitabından..
 
Yunanistan'da kurtarılmış evler olduğunu duymuştum entelin birinden.Hani gittiğimiz o rock bar vardı ya, işte orda tanışmıştık!Bizden 4-5 yaş büyük biriydi.İbneydi galiba.Asılıp durmuştu bana.Gözlerin çok güzel demişti.Bir erkek başka bir erkeğin gözlerini neden beğensin ki.Evet evet.İbneydi mutlaka.İçki bile ısmarlamıştı.

Bu kurtarılmış evlere polisler giremiyomuş!Gençler yaşıyomuş bizim gibi.Her şeyleri ortakmış;odalar, yiyecek, içecek, sevgililer.Acayip bişiy yani.Polis korkuyomuş onlardan.Belalı tipler!Sakat tipler anlıycağın.Bi dövme yaptırırz seninle kollarımıza.Ben denizkızı istiyorum sen istersen kurukafa yaptır.Türk olduğumuzu da söylemeyiz.Yunanlılar bizi sevmez, aralarına almazlar Türk olduğumuzu öğrenince.Çingeneyiz deriz...Irak'tan geldik deriz...Amerika'ya gideceğiz deriz...Belki inanırlar.Onlar da cehennemi seviyolarmış!Ateşe tapıyolarmış!Kötülük içlerine işlemiş.Ama tıpkı bizim gibi, mecburen kötü olmuşlar.Esrar içiyolarmış kızım!Na' bööle kol gibi sigaralar sarıyolarmış!Sen bu işte ustasındır.Herifler şaşırırlar."Aabi" derler belki bize "Aabi bi sigara sarsan..." Gülme lan ciddi söylüyorum.Olmayacak şey değil.Sakın korkma!Ben yanındayken sana hiçbi şeycikler yapamazlar.Biz birbirimizin kutsal kitabıyız.Biz birbirimizin peygamberiyiz kızım!Güçlü olursak başarırız.Güçlü olursak yakarız.

İZMİR!İstanbul'un kızkardeşi İzmir.Ancak içerek ve uyuyarak katlanılabilir bu şehre.Miskin, bi tarafları hep yorgun, aşkları hep yarım kalmış, insanların mabedi.Mutsuz ruhların mağarası: İZMİR.

Geldiğimiz gün Marilynle tanışmamız ne şans değil mi?İyi ki o bara gitmişiz.Biraz sıska, biraz fazla uçuk kaçık bir oğlan ama...Kafa çocuğa benziyor.Yoksa "Bende kalabilirsiniz" der miydi hemen?Tırnaklarını siyaha boyuyor.Gözlerine kalem çekiyor Marilyn.Bir müzik grubu var.Adı Puzzle in Pyres.İlginç bi kitapta okuduğu öykülerden birinin adıymış.Gençleri anlatıyomuş.Etkilenmiş.Sabah uyanır uyanmaz şaraba başlıyor Marilyn.Ya da en boktanından.Ihlara Brendi.Bi şişe bitince de kuruya geçiyor.Ta ki bayılana dek.Aslen Ankaralı.Burada üniversite okuyor.Sinema bölümünde.Okula gittiği pek yok.Arada sırada.O da bi kıza bakmaya.Kız aklına geldiğinde çarpıyor kapıyı çıkıyor.Bir kız işte!Kızların hepsi birbirine benzer diyor.Sanki erkeklerin hepsi birbirine benzemeşmiş gibi.Marilyn içip içip kopunca tvyi açıyor.Kanalları dolaşarak cizgifilm arıyor.Eğer yoksa basıyor küfrü.Sen ve ben o zaman çok korkuyoruz bu adamdan.CEHENNEM diye bağırıyor.

CEHENNEM! VÜCUT ATEŞİMİ YÜKSELT! Marilyn hasta sanki.Belirsiz bir rahatsızlığı var onun.Kaşınıyor.En çok da kulak memesinden, burnunun ucu, kolları kaşınıyor.Kayboluyor birden bire.Tuvalete kitliyor kendini.Sonra onu odasında baygın yatarken buluyoruz.Garip bir şey mırıldanıyor.
 
''Bakışlarından ölümsüzlük dersi alan tanrının sofrasında nemli bir tuzluk gibi tıkalıyken kalbim
parmağımdan çıkartamadığım bir yüzüksün sen.''
küçük İskender, tabiatın gülümsemesini aşkın karanlığında selamlıyor
 
''Önümde bembeyaz bir sayfa var: Henüz kirlenmemiş, sözcüklerin gizli anlamlarıyla lekelenmemiş, hayata karşı saf, ölüme karşı çaresiz, tehlikeye karşı hazırlıksız, çirkefliğe karşı tetikte bir sayfa. Yeni bir sayfa bu. Geçmişini hatırlamayan , geleceğini unutmamış, bilgiyi sevgiyle eş koşan bir sayfa. Kavgayı rant edinmeyen. Eleştiri hırçınlıktan kesip ayıran. Cesur bir sayfa. Yalnız bir sayfa. Türkçe edebiyatın simli simasına alaycı bir tebessüm gibi yapışan, özveriyi saadetin manası sayan bir sayfa! Bu sayfa bana ait. Bu sayfaya yazmam artık şart...
Küçük İSKENDER
 
Werayda
Bembeyaz bir kağıt koyup önüne düşündün mü hiç, ben buraya çizeceğim haritada nereye yerleştireceğim herkesten uzağa?! Kimlerle sınırım olacak, kimlerle aramda kimler duracak; hangi denizlere akan hangi nehirlerde yıkayacağım çok siyah kuğulara benzeyen ayaklarımı?! Bir zamanlar aşık olduğum insandan bir ültimaton alacağım hava hafif kırsa, akşamüzerleri mütamadiyen kırk dereceyi aşan bir sıcaklıkta yağmur yağıyorsa yeni vatanımın bütün hoyrat şehirlere yaylım ateşi misali; her hücrem yaralıysa, her arzum vurulmuşsa, her umudum bir parça da terk ettiğim eski varyetemin kulisinde tozlu bir sandıkta kaldıysa?! Düşündün mü hiç?! Bastığın toz esrarın arasına düştü mü bir damla gözyaşın?! "Benim biraz uzaklaşmam lazım!" deyip alelacele kalktığın o masadan, o kalabalık arkadaş grubundan, barın arka tarafındandaki tuvalete geçip aynada kendi kendine iki kelime laf ettin mi hiç?!
 
Aldeberan demiş ki:
Yanlış hatırlamıyorsam kendisi karı milletinden tiksindi derecesinde nefret ediyor bu nedenle kendisini ancak bir erkeğin ayarlayabilmesi mümkündür. Çok yakın bir arkadaşımla habire buluşup içerler İstiklal'de. Arada bir denk geliyoruz biz de ama erkeklerle fazla samimi olduğundan (şlap şlup öpmeler🙂) uzaktan muhabbet etmek daha iyi.
yok öyle bir şey.herkes gibi o da aptal ve kendini çok zeki sanan dişilerden hoşlanmaz.erkeklere de abartılı bir yaklaşımı yoktur.defalarca karşılaştım ve bir heteroseksüel gibi (!) tokalaştık,öpüştük.bana kalırsa o snein homofobin olabilir. :roll:
 
ergenliğimin,asiliğimin,kahramanı;ÖSS ye onun kitaplarıyla hazırlandım... onun üstüne şair... bulamadım...🙂

yamaçlarda duruyor kılıç!
sapında yaşlı maceraların kutsal
kopuk parmakları,
saplandığı taşı kuşatan ölülerde
taze intikam kokuları!

esir düştüm esrarına bedeninin..
 
işte yine anlaşılmaz olmakla iyi şair/yazar olmayı birbirine karıştırmış bir isim daha.iyi bir kaç cümle dışında adam gibi işlenen/anlatılan ne var?koca bir hiç.yazarın/şairin kendi yazdıklarını bir şey (protest edebiyat) sanmasından daha da kötüsü okurun okuduğunu bir şey sanmasıdır.küçük iskenderin iyi şair ya da yazar olduğunu sananlar çok şey kaçırmaktadır.
bir özdemir asaf ya da ataol behramoğlu duruken.
küçük iskender (okumak) bir etiketten daha ötesi değildir.zaman kaybı,kağıt ziyanı.sonra forumlarda kimle nasıl öpüştüğünü biseksüel mi yoksa gay mi olduğunu konuşmaktan öteye geçemeyiz.
 
BUNDESLADE (*)

bir atlıkarınca yangını sonrası
isli, sıcak kemikleri çocukların.
-- çok tanrılı yalızlıkların
son akşam yemeği sofrası -- Toy siyah!

evcil kinler evcil hırslar besle bedeninde
ve körpe dakikalarda zor cinayetlerinin
ağzını kanla sil ağzını mor yakamozla yıka!

gözlerinde ve özlemlerinde bir yabacılaşma,
(oyuncak dudaklarımız plastik anılarımız var bizim
öyle hatırlıyorum)
kör paslı testereyle budadığım yüzün
dökülüyor avuçlarıma prizmatik
dökülüyor lunaparklarıyla senden. Neden
billur bir cinayetin heryerinde seksek oynardık?
yıldırım intiharlara paratoner ayyaşlıklarımız
kiremit dil parçaları kaydırırdık tükürüklerde
ve neden ipek tülbentlere örtülürdük sebepsizce?
kimdi o karakalem resmini yapan belleklerimizin
bastırılmış kağıttan yelkenlilere?

K. Iskender
Erotika [1991]

5 senedir bıkmadan usanmadan takıp ederim yazılarını k.iskender'in ve yaşamıma baktıgımda bazen yazılarının izlerini görüyorum bende sanırım onu anlamaya başlamaşım .........
 
harika bi insan yaaa! okudukça okumak işstiyosun hatta abartıp yazmaya kalkıyosun..ama hiçbiri onukiler gibi olmuyo...içinde bulunduğu durumu anlatmada mükemmel bi teknik kullanıyo...her şeyiyle farklı ve muhteşem...
😉
 
beni sevmene asla izin vermeyeceğim
diye yazmıştın kapımdaki not defterine
kendi kapımı çalmak zorunda kalmıştım
içerde olmadığımı bile bile


beni sevmene asla izin vermeyeceğim
diye yazmıştın kapımdaki not defterine
ben de eklemiştim altına

Aşkı dövmek lazım
kalbe terbiyesizlk ettiğinde... :roll:
 
beni sevmene asla izin vermeyeceğim
diye yazmıştın kapımdaki not defterine
kendi kapımı çalmak zorunda kalmıştım
içerde olmadığımı bile bile


beni sevmene asla izin vermeyeceğim
diye yazmıştın kapımdaki not defterine
ben de eklemiştim altına

Aşkı dövmek lazım
kalbe terbiyesizlk ettiğinde... :roll:
 
kalemini yazmaya değil,hiçbirimizin içine giremeyeceği kadar küçük kazakları imgelerle örmeye adayan üçüncü tekil şahıs.imgeleriyle insanları birbirlerine bağlamaktansa kendini yatağına bağlamayı seçmiştir.
 
AY


Yürek kemiğiyle lades tutuşuyor iki çocuk!
misafir oyuncu bir terkediş biçimi
ile ellerim vücudunun prömiyeri!

Aynı ahır adına koşan acılarımız var bizim!
amatör balıkçının leğeninde iki istavritiz seninle
ölüme beş kala ölümle canlı telefon bağlantısı kuran!

dibi senin aşkında gizlenen kırılgan bir aysberg bu tufan !





küçük iskender :roll: :roll: :roll: :roll: :roll: :roll: :roll: :roll: :roll: :roll: :roll: :roll: :roll: :roll: .......................................

bence bu dönem şiirin kybele'si...bu kadar bereketli toprak görmedim.dürüst,samimi...aşkın,acının,savruluşların ve estetiğin ustası...cinsel kimliği dünyayı ilgilendirmez.
 
Sana bugün bir abajur aldim: Birseyin ucunda durur da yesil chevrolet Kapilari acik, baltimor plakali, usta isi Teybinde elton john'dan sacrifice Biz sahile dogru yürümüsüz Ayakizlerimizde ölüp erimis peri pelerinleri Periler birbirine düsman, pelerinler birbirine küs Sana bugün bir mektup yazdim: En çok En çok güllerden söz ettim Saydam, renksiz, özgür güllerden Bir gül olmak korkusundan nedenini hatirlamiyorum ama ağladim Sağda solda yakilip unutulmuş sönmüş sigaralar 'Canim...' diye başlanilip Yarım birakilmis bir sürü kâgit parcasi ruh parcasi ask parcasi buğu parcasi haz parcasi paramparca icime paramparca bir kis gelmis biliyor musun ben daima Kislari saklanirim kan Kan ödüldür açikçasi Sana bugün bir kurban kestim Hala ağrıyor ve akiyor bileklerim Gelip geçici bir seyahat Üzerinde konusulmamiş bir sevgi Karsilikli hoyrat kullanilmiş bedenler Aydi dalda karsilasan iki çocuk sincap Dal, ağacina düşman, sincaplar birbirine küs Dudaklarda müstehzi bir hal Yani bir yere vurup kaybolan far işiği gibi Bir an aklima vurup kaybolan o fevkalade hayal Vurup kaybolan ruh ve aşk parçalari Beyaz ve terli alnimda belirip dolaşan Delikanlitanriniin eli Usulca düzeltirken islak kâkülümü Otuz yillik ömrümde ilk kez düşledim ölümü Bugün sana abajur aldım, bir mektup yazdim Sana, diyorum, bugün bir abajur ve mektup Ben bugün sana öldüm başkasina değil Sana, diyorum, bugün bir abajur ve mektup Ben bugün sana öldüm baskasina degil Hani o chevrolet yesil, kapilari açik Teybinde elton john'dan sacrifice Avcumda, pembe, ziftli bir alyans Vurup kaybolan buğu ve haz parçalari, Biriktirdiğimiz Zamanla biriktirenle biriktirilenin Birbirine karistigi Ben de bir eşya miyim diye düsündügü Üzüldügü sey Bir tüy gibi yaniniza gelip Bir tüy gibi dokunup ürpertip Sonra Sonra geri çekildigi... sacrifice... Koskoca bir aralık ayini müzikle geçirmistik Sokaklarda elimizde sarap siseleri Adlarimizin yanyana oldugu Kalpler kazimistik agaclara Modern cagin gereklerine inat, biz romantiktik biz birbirimizi seviyorduk biz ayrilmayacaktik biz arabesktik biz... Bugün bir abajur aldim sana eve geldim yatagin hep sol tarafinda yatardin sol taraftaki basucu sehpasina yerlestirdim onu bir ampul taktim sari soft hep istedigin gibi isiginda bir mektup yazdim sana teypte elton john'dan sacrifice Beni terkettigini bildirdiğin o telefon konusmasi Gözlerinin gencecik mavisi birden baslayan, o telasla, bütün gece yagan Yagmur geldi hatirima Nedenini hatirlamiyorum ama agladim Yüzüme kapanan ellerin Yüzümü yeryüzüne karsi perdeleyen ellerin O okyanus ellerin geldi hatirima Kaset sustu kapandii yesil chevrolet'nin kapilari Tuvalette sarildim jilete hasretle öptüm Ampul patladi bir anda alev aldi abajur Kan ödüldür Kanimi bu gece disari gezmeye cikarttim tenler birbirine düsman, asiklar birbirine küs nedenini hatirlamiyorum ama utandim utandim.....
 

Geri
Üst