RADIOGAGA demiş ki:
"Metal Fırtına 2 - Kayıp Naaş" artık kitapçılarda.. Bu kitapta Atatürk'ün kaybolan naaşının bulunması konu ediliyor...
Metal Fırtına öyle bir kitap haline geldi ki; insanlar yani bazı yazarlar Metal Fırtına hakkında onlarca kitap yazmaya başladılar.. Metal Fırtına nın türevi olan çook kitap var şimdi piyasada.. Çoğu Metal Fırtına nın gereksiz bir kurgu olduğunu yazmışlar: ve aslında bu çook komik bir düşünce! Türkiye de bir ilkti Metal Fırtına ve yakaladığı başarı ne kadar önemli olduğunu ve böyle kitaplara ne kadar ihtiyaç duyulduğunu ispatladı..
Yorumunu aldığım arkadaş alınmasın çünkü başlıktaki mesajların hepsini takip edemedim, ancak ilk iki sayfa ve son sayfayı okuyabildim ve genel görüşü bu msj özetliyor sanırım!! Yazık, çok yazık!!
Kitabın altında yatan o masumane "Türkiyenin ihtiyacı olan politik kurgu" temasının ardında çok farklı amaçlar ve işbirlikleri var!!! Bunun güzel bir örneği ise kitabın yayınevi!
Herşeyden önce en göze çarpan özellik kitabın çeviri niteliğinde olması (ki yazarların çok farklı içeriklere sahip, yazım aşamasında olduğu kitapları hala beklemedeyken, ard arda çıkan bu politik kurgu fiyaskosu ve çeviri yapılı, Türkçe dilbilgisine aykırı bir takım cümle kullanımları bir yana) ve bu kitapların (Metal Fırtına- Metal Fırtına: Kayıp Naaş- Metal Fırtına: Kurtuluş) olması muhtemel gerçek yazarlarının etkili ve oldukça profesyonelce bir psikolojik yönlendirme tasarlamış olması!! Ve buradaki yorumlardan da anladığım kadarıyla büyük ölçüde amçaları doğrultusunda ilerleme kaydetmişler!! Edebiyat arkasına sığınıp asılsız, gerçeklik dışı, zararlı bilinç altı yönlendirmelerini güzel bir şekilde paketleyip sunmuşlar ve bilinçli(!!!!) edebiyatçı toplumumuz da seve seve kabul etmiş, gayet normal bir kurguymuş gibi olumlu eleştirilerini can-ı gönülden sunmuş...
Çok zaman bu konu hakkında bir yorum yapmak istemedim (forumun diğer birçok kısmında olduğu gibi) ve bunun sebebi bir takım gerçekleri anlatmaya çalışmaktan, hiç bir kişisel kazancım olmamasına rağmen, insanlarla kavga etmekten bıkmış olmam... Ancak yine daha fazla dayanamayıp bir nebze olsun gerçekler uğruna göze alıyorum bunu.
Konunun sadece bir kısmından bahsedeceğim şimdilik; bu kitap Türk Silahlı Kuvvetlerine yapılmış hazmedilemez bir hakarettir!! Eğer kitapta anlatıldığı kadar aciz bir Türk Silahlı Kuvvetler'e sahip olsaydık, salt Anadolu Jeopolitiği bile şu anda Türkiye Cumhuriyetinin ortadan kaldırılmasına sebep olurdu!!!
Sorarım size kitapta karşı konulamaz güç gibi gösterilen ve 2 günde Ankara ile İstanbul'u oyun oynar gibi (tabi bir de büyük kayıplar var(!!!!)) geçip son anda sözde anlaşmalı müttefiklerimiz yüzünden geri adım atan Amerika, lideri düşmüş, ancak gerilla saldırısı gerçekleştirebilen Irak'ı kaç günde işgal etmiştir?? Ve Suriye sınırıyla ankara arası kaç kilometredir? Bir tank ya da zırhlı aracın saatteki ortalama hızı kaç kilometredir? Bölgedeki dağlar ve platolar Amerikan askerlerinden korkup bir yerlere mi saklanmıştır? Görmezden gelinebilir sanılan bu tür matematiksel ve coğrafi hatalar daha en başından senaryonun imkansızlığını ortaya koymakta!!
Bu şekilde imkansız bir senaryo ile yola çıkmak bir çok soru işaretleri oluşturuyor insanın kafasında; ya yazarlar ciddiye alınamayacak kadar cahil, ya ülke coğrafyasını bilmiyorlar (ki bu sözde yazarlar askerliğini yapmış TC vatandaşı), ya da sonuçlarını düşünmeden çevirisini yaptıkları kitabın olması muhtemel gerçek yazarları ilerledikleri amaç doğrultusunda her türlü yanlışlığı görmezden gelip, kitabın edebiyat yönüne sığınmışlar ve bizim sevgili çevirmenlerimiz ekonomik kazanç uğruna kitapta en ufak bir düzeltmeye dahi gitmemişler...
Elle tutulabilecek o kadar yanlışlık, o kadar yanılgı ve bilinçli bir yanlış yönlendirme varken kimse romanın "kurgu" olmasını savunma olarak gösteremez! "Kurgu"; "saptırma, yönlendirme, yanlışlık" gibi cümlelerin karşılığı değildir ve bunlara örtü olamaz!
Düşünebilecek bu kadar beyin, bu kadar potansiyel varken (ki sadece bu sitede bile...) böyle bir kitabı bize sunmuş olmaları bile bir fiyaskoyken; aslında toplumumuz tarafından destek görmüş olması ne kadar acı!
Kitabın içeriği dışında bir başka huzursuzluk kaynağı ise piyasadaki metal fırtına anti-tezini içeren kitapların bir ticari kaygıdan çok gençlik bilincini aydınlatma kaygısı içermesine rağmen Edebiyat dışında pek çok farklı amaç taşıyan bu kitaba duyulan hayranlık yüzünden göremez olmuş sevgili toplumumuzun, gerçeklere dayanan, şiddetle okunması gereken bu kitaplarla alay ediyor olması...
Umarım kendi dayanaklarımıza karşı oluşturulmuş bu önyargı ortadan kalkar da insanlar biraz olsun bilinçlenmeye yönelik adımlar atar