domokun demiş ki:
Tevazuya gerek yok Mahcem, Amerikan menseli pro-rec forumundaki azili piranhalari nasil hizaya getirdigini coskuyla izlemistik zamaninda 😀
Ya yok be abi, oralarda da harbi herifler var aslında o Mixerman forumunda, ifadelerinden anlıyorsun, herkesle yüzgöz olmuyorlar. Mesela git prodüktör Steve Albini ile muhabbet et eğer adamın cevap vermeye ihtiyaç duyacağı bir sorun varsa, ara sıra takılır oraya "electrical" takma adı ile (Electrical zaten adamın prodüksiyon şirketinin adı). Eminim "abi şindi Nirvana'nın o albümünü nasıl yaptın bi annatsana yağaaa? Sen şindi Kurt babayı tanıyondu de mi?" gibi sorulara cevap vermekten gına gelmiştir adamcağıza, veya "Albini kötü, Butch Vig iyi" muhabbetleri okumaktan filan, hani bizde var ya öyle "Ali kötü, Veli iyi" muhabbetleri
😆
Benim kalayladıklarım bana sataşanlardı, o da bir kez oldu. Onlar da aslında senin benim gibi tek tabanca tipler, bir süre gözlemleyince kimin ne olduğunu anlıyorsun, ama işte akılları sıra oraya takılıp ekran arkasından "büyük pro" ayaklarına takılmaya çalışıyorlar, soru sorup birşey öğrenmeye çalışanları aşağılayınca sanki orada şöhretleri artacak gibi bir zan içindeler. Oysa forumun birinde takma isimle şöhretin olsa ne olur olmasa ne olur? Burada müzik yapmaya çalışıyoruz, bilgi lazım. Zaten babalar o ayak takımı ile pek yüzgöz olmazlar, postlarına cevap vermezler, referansta bulunmazlar filan. Öyle kendi kendine takılır yapmacıklar, bir süre sonra düşerler forumdan.
Beni uzun süre çok önemli büyük bir prodüktör filan zannettiler orada, baştan beri öyle birisi olmadığımı söylememe rağmen. Önce Türk olduğuma inanamadılar, zira biliyorsun Amerikalıların İngilizcesi zaten genelde monosyllabic'dir "yo man, wotzup bro ha ho" filan, biraz düzgün cümleler kurunca bir de çıkış yerin Britanya deyince biraz çekinik duruyorlar. Birkaç kişiye zılgıtı kayınca millet pek bulaşmaz oldu, sonradan öğrendim onların bazıları oranın babalarıymış, özelden tanıştım bilahere onlarla, gerçekten saygın mühendisler var orada. Sonra zaten baktım artık alacak birşey yok, verecekleri de verdik, hep aynı konular dönmeye başladı, ayağımı kestim. Şimdilerde sadece arada bir girip beş dakika bir bakıyorum, ilgimi çeken bir başlık olursa okuyorum, yoksa çıkıyorum. Çok vaktini alıyor insanın öyle yerler lagalugaya çok dalınca.
Yalnız orada sadece Mixerman forumu yok, diğer forumlar da var, Mastering forumu, zart zurt Dijital forumu, Fletcher'ın Analogue forumu filan (o forumun sahibi Fletcher da sizin orada Boston'daki Mercenary Audio'nun sahibi). Oralar aslında güzel forumlar, bayağı güzel tavsiyeler oluyor. Mixerman'ın forumu teknikten ziyade artistik tartışmalara yönelik bir platform. Tabii bilmeyenler hemen dalıp "abi şimdi Presonus mic pre'yi 001'e nasıl bağlıyoruz?" gibi bir soru düşünce de doğal olarak cevap "S*ttir git otur el kitabını oku da öğren!" oluyor, İngilizcesi ile "Read The F*cking Manual!" biliyorsun
😉 Hatta onu bile yazmaya üşeniyorlar artık, karşılaşılan vakaların çokluğundan, RTFM! yazıp geçiyorlar. Ona rağmen arada bazan tekrar "What's RTFM?" diye soranlar bile çıkıyor
😆
Bizim çok şükür o noktaya gelmemize daha var. Ama yine de arada bir çıkıyor bizde de öyleleri, geçen gün bir vatandaş bana email atmış, "abi ben şimdi davul makinası alacam, bizim burada piyasası yok, sen oradan bana bir bakıp fiyat versene". Sanki burada gazeteyi açıyorsun, döviz kurları gibi ikinci el davul makinesi fiyat listesi çıkıyor karşına. Yahu insan biraz kafa çalıştırır: Soruyu sorduğun adam bu fiyatı nereden bulacak? İnternetten. Sen bu adama nereden ulaşıyorsun? İnternetten. E peki bu adama email atıp sana fiyat bulmasını isteyene kadar niye sen aynı araştırmayı internetten yapmıyorsun? Cevap şu: "Abi şimdi seni kızdırmadan son bir soru sorayım sana: Kaç para? Sen yine de bi fiyat ver"
Allahım :roll: Sever misin sabaha mı bırakırsın? Sanki bana İskoç hükümeti maaş veriyor burada oturacağım işim gücüm yok kime nerede ne var hangi cihaz kaça onun araştırmasını yapacağım.
Yani o kadar üşengeçler ki, biraz daha üşenseler kalpleri atmayı bırakacak. Bir de o kadar yazdık forumun en başına "özelden yazıp yardım istemeyin" diye.
Neyse konu nereden nereye geldi. Ben de ha bire şikâyet etmeye başladım ha, yaşlanıyor muyum ne...
🙂